Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu durumda gecikme tazminatı hesaplanırken gecikme dönemine ilişkin ilk altı ay için bağımsız bölüm başına aylık 500 ABD doları üzerinden maktu gecikme tazminatı; devam eden dönem için ise ilişkin olduğu tarihler itibariyle mahalli rayiçler üzerinden gecikme tazminatı hesabı yapılması gerekirken, belirtilen maktu gecikme tazminatını kararlaştırıldığı dönemi aşacak şekilde uygulayan bilirkişi raporuna itibar edilerek hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olmuştur. Bunun yanında davacı tarafça davalıya gönderilen 22.02.2010 tarihli ihtarname kapsamına göre 231.000,00 ABD doları için talepte bulunulduğundan dolayı davalının bu miktar için 22.03.2010 tarihinde temerrüde düştüğü, artan kısım için ise davalının dava tarihinde temerrüde düştüğü gözetilmeksizin, hüküm altına alınan alacağın tümüne 22.03.2010 tarihinden itibaren faiz yürütülmesine karar verilmesi de doğru görülmemiştir....

    Sözleşmede teslim tarihinin kesin vadeli olarak belirlenmiş olması nedeniyle davacının gecikme tazminatı isteminin yerinde olduğu (TBK m.125/1) anlaşılmıştır. Bilirkişi raporuna göre 74.103,38 TL gecikme tzaminatı hesaplandığı anlaşılmıştır. Davalının dairelerden birini zemin+2 kattan verdiği anlaşıldığından buna ilişkin savunmasının yerinde, gecikme tazminatından mahsup edilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır. Bilirkişi raporuna göre değer farkının 10.000,00 TL olduğu anlaşılmıştır. Davalının ibraz ettiği dekontlardın 4.800,00 TL kira ödemesi yaptığı anlaşılmıştır. Bu tutarlar mahsup edildiğinde davacının 59.303,38 TL bakiye gecikme tazminatı alacağı olduğu anlaşılmıştır....

    Sözleşmede teslim tarihinin kesin vadeli olarak belirlenmiş olması nedeniyle davacının gecikme tazminatı isteminin yerinde olduğu (TBK m.125/1) anlaşılmıştır. Bilirkişi raporuna göre 74.103,38 TL gecikme tzaminatı hesaplandığı anlaşılmıştır. Davalının dairelerden birini zemin+2 kattan verdiği anlaşıldığından buna ilişkin savunmasının yerinde, gecikme tazminatından mahsup edilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır. Bilirkişi raporuna göre değer farkının 10.000,00 TL olduğu anlaşılmıştır. Davalının ibraz ettiği dekontlardın 4.800,00 TL kira ödemesi yaptığı anlaşılmıştır. Bu tutarlar mahsup edildiğinde davacının 59.303,38 TL bakiye gecikme tazminatı alacağı olduğu anlaşılmıştır....

    İş sahibi, bu üç seçimlik hakkından ilkini (geciken ifayı beklemek ve gecikme tazminatını talep etmek) kullanmışsa, sözleşmeyi feshetmeden, ileride olası eksik-ayıplı işlere ilişkin alacağının muacceliyetini fiili teslime erteleyerek, gecikme tazminatı ile bu tazminat kapsamındaki cezaî şart alacağını her ay sonu itibariyle talep veya dava ederek, eserin teslimini bekleyebilir. Başka bir anlatımla, bu alacaklarını talep veya dava etmek için eserin yüklenici tarafından teslimini beklemek zorunda değildir. Dairemizin, uygulaması da bu yoldadır. Ancak, ayrıldığımız nokta, gecikme tazminatı ve cezaî şart alacağına ilişkin zamanaşımının, o alacakların muaccel oldukları ay sonlarından mı, yoksa teslime kadar tümü için fiilî teslim tarihinden mi başlayacağıdır. Örneğin, Ocak ayı gecikme veya cezaî şart alacağı, Ocak sonunda muaccel olmasına rağmen, bu alacağın zamanaşımı muaccel (dava edilebilir) olduğu Ocak sonundan mı, yoksa eserin ileride teslim edileceği tarihten mi başlatılacaktır?...

      Bu durumda istinaf incelemesini yapan bölge adliye mahkemesince alacağın varlığı ve miktarı ile cezai şart nedeniyle istenebilir olup olmadığı yapılan yargılamada alınan bilirkişi raporu ve mahkemece yapılan değerlendirme ile tespit edildiği, İİK'nın 67/II. maddesinde öngörülen icra inkâr tazminatı isteminin koşulları oluşmadığından istinaf talebini icra inkâr tazminatı yönünden kabul edilip, sözleşmede çekincesiz kabul halinde cezai şartı isteme hakkı istenebileceğine dair bir düzenleme bulunmadığı, davalının defterlerinde dahi cezai şart alacağı yer olmadığı ve takipten önce cezai şart alacağı nedeniyle fatura bedelinin ödenmeyeceğine dair davacıya ulaştırılmış, beyanı olmadığı gibi gecikmiş ifa çekincesiz olarak kabul edilmiş olması sonucu isteme hakkı düştüğünden asıl alacak miktarı üzerinden itirazın iptâline karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme sonucu hesaplanan gecikme süresi ile sınırlı cezai şart alacağı davacı alacağından mahsup edilerek yazılı miktarda asıl alacak...

        Maddesi gereği hakedişlerden kesilen nakit teminatın %3 lük kısmının ... tarafından geçici kabul yapıldığından iadesi şartlarının oluştuğu, davalının icra takibindeki borca itirazında haksız olduğu kabul edilerek asıl davada itirazın iptaline takibin devamına, alacak miktarı yargılamayı gerektiğinden likit alacak sayılmayacağından icra inkar tazminatı talebinin reddine, birleşen dava bakımından ise sözleşmenin 14.2 .maddesine istinaden düzenlenen faturaya istinaden açılan 1000 TL gecikme cezası istemi ile açılan belirsiz alacak davasının bilirkişi raporları ( 22.12.2022 tarihli alternatif rapor kabul edilmemiştir) hükme esas alınarak reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

          Maddesi gereği hakedişlerden kesilen nakit teminatın %3 lük kısmının ... tarafından geçici kabul yapıldığından iadesi şartlarının oluştuğu, davalının icra takibindeki borca itirazında haksız olduğu kabul edilerek asıl davada itirazın iptaline takibin devamına, alacak miktarı yargılamayı gerektiğinden likit alacak sayılmayacağından icra inkar tazminatı talebinin reddine, birleşen dava bakımından ise sözleşmenin 14.2 .maddesine istinaden düzenlenen faturaya istinaden açılan 1000 TL gecikme cezası istemi ile açılan belirsiz alacak davasının bilirkişi raporları ( 22.12.2022 tarihli alternatif rapor kabul edilmemiştir) hükme esas alınarak reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

            diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2- Takip tarihinde kaçak elektrik bedeli olarak 7.509,490,000 TL alacak talep edildiği, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise davacı alacağının 3.708.431.385 TL elektrik bedeli ve 3.521.773.671 TL gecikme zammından oluştuğu anlaşılmaktadır....

              Mahkemece konusu kalmayan asıl alacak yönünden karar verilmesine yer olmadığına, gecikme tazminatı ve icra inkar tazminatı yönünden davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlar ile yasal gerektirici nedenlere göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usule ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye onama harcının temyiz edene yükletilmesine, 14.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                Mahkemece yapılan yargılama, toplanan deliller yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde asıl alacağın 10.028.529.166 TL olduğu, bilirkişi raporunda Yüksek Yargıtay'ın uygulaması doğrultusunda gecikme zammı istenemeyeceği belirtilerek faiz hesabı yapılmış ise de, icra takibindeki talebin gecikme zammı olduğu, gecikme zammı faiz niteliğinde olmadığından talep edilmeyen faize hükmedilemeyeceği, icra takibinden sonrası içinde kaçak elektrik haksız fiil niteliğinde olduğundan yasal faiz istenebileceği, alacağın likit olmadığı gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne asıl alacağın 10.028.52 YTL’lik kısma yönelik itirazın iptaline, takip tarihinden itibaren kabul edilen asıl alacak üzerinden yasal faiz yürütülmesine fazla istemin ve tazminat talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu