Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hükme esas alınan 13.05.2014 tarihli bilirkişi raporunda, dairelerin teslim edilmesi gereken tarih olarak belirlenen 10.04.2001 ve 27.05.2001 tarihlerinden, dairelerin fiilen teslim edildikleri tarihlere kadar gecikme tazminatı alacakları hesaplanmıştır. Davalı taraf hem dava dilekçesine ve hem de ıslah dilekçesine karşı süresinde zamanaşımı def'inde bulunmuştur. Dava 06.10.2008 tarihinde açılmış olup, yukarıdaki açıklamalara göre bu tarihten geriye doğru 5 yılın sona erdiği 06.10.2003 tarihinden öncesi döneme ilişkin gecikme tazminatı alacakları zamanaşımına uğramıştır. Öte yandan, dava 01.10.2014 tarihinde ıslah edilmiş olup, bu tarihten geriye doğru 5 yılın sona erdiği 01.10.2009 tarihi itibariyle ıslah edilen kısımlar yönünden alacak zamanaşımına uğramıştır. Davada 06.10.2008 tarihine kadar olan gecikme tazminatı alacakları talep edilmiş olduğundan, artık ıslah tarihi itibariyle ıslah edilen miktarlar yönünden de alacağın zamanaşımına uğradığının kabulü gerekir....

    "İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Hakimliği Yukarıda tarih ve numarası yazılı bozmaya uyularak verilen hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesi uyarınca teslimdeki gecikme sebebiyle cezai şart ve gecikme tazminatı alacaklarının tahsili istemine ilişkindir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, 10.000 TL ortak gider alacağının temerrüt tarihinden itibaren aylık %5 gecikme tazminatı, yasal faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz istemlerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: 1-Davacı vekili dava dilekçesinde davalının 2010 yılı Ocak, Şubat, Mart ve Nisan aylarına ait 2.000 TL aidat borcu ile anataşınmazın mantolanması sebebiyle 2011 yılı Ocak ayı sonu itibariyle payına düşen 8.000 TL si genel gider borcunu ödemediğini ileri sürerek toplam 10.000 TL ortak gider alacağının temerrüt tarihinden itibaren aylık %5 gecikme tazminatı ve yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiş, mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir....

        da geçerliliğini koruduğu, 1.seçenek: --- tarihleri arasında --- için hesaplanan --- gecikme tazminatı üzerinden talep edilebilecek gecikme faizinin --- tarihleri arasında--- olduğu, ikinci seçenek: --- tarihleri arasında --- için hesaplanan --- gecikme tazminatı üzerinden talep edilebilecek gecikme faizinin --- tarihleri arasında -----olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir....

          Sözleşmenin 8. maddesindeki bu düzenleme gecikme faizine ilişkindir. Davacı vekili icra takibinde takibe konu yaptığı sözleşmedeki gecikme faizi için ayrıca icra takip tarihinden itibaren faiz yürütülmesini de istemiş, mahkemece de davalının icra takibine yaptığı itirazın iptâli ile icra takibinin devamına şeklinde hüküm kurulmakla, BK'nın 104/son maddesine aykırı şekilde faize faiz yürütülmesine karar verilmesi doğru olmamıştır. 3-İİK'nın 67/II. maddesi uyarınca icra inkâr tazminatının karar altına alınabilmesi için borçlunun icra takibine itirazında haksız olması gerekir. Bilirkişi raporu ile sonuca varılması, likit bir alacağın sözkonusu olmaması halinde borçlu icra takibine itirazında haksız sayılamaz. Somut olayda da bilirkişi raporu ile sonuca varıldığından, likit bir alacak sözkonusu olmadığından, davacının şartları oluşmayan icra inkâr tazminatı isteminin reddine karar verilmesi gerekirken, kabulüne karar verilmiş olması da hatalı olmuştur....

            Sözleşmenin 8. maddesindeki bu düzenleme gecikme faizine ilişkindir. Davacı vekili icra takibinde takibe konu yaptığı sözleşmedeki gecikme faizi için ayrıca icra takip tarihinden itibaren faiz yürütülmesini de istemiş, mahkemece de davalının icra takibine yaptığı itirazın iptâli ile icra takibinin devamına şeklinde hüküm kurulmakla, BK'nın 104/son maddesine aykırı şekilde faize faiz yürütülmesine karar verilmesi doğru olmamıştır. 3-İİK'nın 67/II. maddesi uyarınca icra inkâr tazminatının karar altına alınabilmesi için borçlunun icra takibine itirazında haksız olması gerekir. Bilirkişi raporu ile sonuca varılması, likit bir alacağın sözkonusu olmaması halinde borçlu icra takibine itirazında haksız sayılamaz. Somut olayda da bilirkişi raporu ile sonuca varıldığından, likit bir alacak sözkonusu olmadığından, davacının şartları oluşmayan icra inkâr tazminatı isteminin reddine karar verilmesi gerekirken, kabulüne karar verilmiş olması da hatalı olmuştur....

              Ayrıca borçlu ortak gider ve aidat borcunu herhangi bir şekilde öğrenmişse o tarihten itibaren de gecikme tazminatı ödemekle yükümlü bulunduğundan ve somut olayda borçluya 05.06.2006 tarihinden önce herhangi bir borç bildirimi yapılmadığı gibi ana taşınmazın yönetim planı da bulunmadığı dikkate alınarak bu tarihten itibaren gecikme tazminatı hesabı yapılması gerektiği düşünülmeden, borçlunun zamanaşımı defi de dikkate alınmadan hatalı bilirkişi raporuna itibarla hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 28.09.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                Gecikme tazminatı alacağına ilişkin zamanaşımı, o alacakların muaccel oldukları ay sonlarından mı, yoksa teslime kadar tümü için fiilî teslim tarihinden mi başlayacaktır? Örneğin, Ocak ayı gecikme tazminatı alacağı, Ocak sonunda muaccel olmasına rağmen, bu alacağın zamanaşımı muaccel (dava edilebilir) olduğu Ocak sonundan mı, yoksa eserin ileride teslim edileceği tarihten mi başlatılacaktır? Zamanaşımının, eserin tesliminde başlatılmasını öngören BK’nın 363. maddesi, gecikme tazminatı değil, kusura ve dolayısıyla eksik işlere ilişkin olup, madde metninde bu açıkça belirtilmiştir. Bu kural doğrudur; zira, ayıplı ve eksik işler alacağı, ancak teslim tarihinde muaccel (dava edilebilir) hale gelirler....

                  İcra İnkar tazminatı açısından ise; 2004 Sayılı İcra ve İflas Kanunun 67/2 maddesi uyarınca İcra inkar tazminatına hükmedilmesi için öncelikle usulüne uygun olarak geçerli bir icra takibinin yapılması, borçlunun süresi içerinde ödeme emrine itiraz etmesi, itirazın iptali davasının 1 yıllık süre içerisinde açılması ve borçlunun haksızlığına karar verilmesi gerekir. Dosya kapsamında geçerli bir icra takibinin bulunduğu, 7 günlük itiraz süresi içerisinde davalının ödeme emrine itiraz etmiş olduğu ve yine itirazın iptali davasının 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmıştır. Borçlunun haksızlığından kasıt ise alacak miktarının likit yani belirlenebilir olmasıdır. Borçlu şayet alacak miktarını belirlemek için bütün unsurları biliyor ise alacak likit sayılır. Ayrıca borçlunun icra takibine kötü niyetle itiraz etmesi şartı kanunda aranmamıştır. Somut davada alacak elektrik kullanım bedelinden kaynaklanan alacak olmasına göre alacak likit olduğundan (Yargıtay 19....

                    Dava tarihinde yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK'ya göre alacak davalarında görev, dava değerine göre belirlenir. HUMK’nın 1. maddesinin 2. bendine göre,''...Faiz, icra tazminatı ve giderler görevin tespitinde hesaba katılmaz'' hükmü bulunsa da somut olayda talep edilen 6.556,76 TL'nin, 3.981,75 TL'si fatura bedeli olan asıl alacak, 2.567,04 TL'si gecikme ceza bedeli, 7 TL'si de açma-kapama bedeli olarak hesaplanmış ancak davacı davasını açarken dava değerini 6.556,76 TL olarak gösterip tamamı üzerinden harç yatırdığına göre artık gecikme zammı sözleşme hükümlerine göre, öngörülen dönemlerin sonunda ana paraya dönüşmüş bir alacaktır. Bu durumda davaya konu alacağın tamamı asıl alacak olduğundan davaya bakma görevi dava tarihi itibariyle asliye hukuk mahkemesine aittir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK'nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ... (Kapatılan) 4. Asliye Hukuk Mahkemesi olmakla ... ......

                      UYAP Entegrasyonu