Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı vekili, derdestlik itirazlarının bulunduğunu, davanın sebepsiz zenginleşmeye dayalı olduğunu, alacağın zamanaşımına uğradığını, müvekkilinin sözleşmeden kaynaklı tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini, taşınmaz üzerindeki kiracısını tahliye ettiğini, ipoteği de kaldırdığını, davacının kötü niyetli olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama ve toplanan deliller doğrultusunda, derdestlik itirazının yerinde görülmediği, taraflar arasında yapılan satım sözleşmesinin resmi şekil şartına haiz olmadığından geçersiz olduğu, şekil noksanlığının ileri sürülmesinin hakkın kötüye kullanılmasını teşkil etmeyeceği, geçersiz sözleşmelerde herkesin aldığını iade ile yükümlü bulunduğu, davacının talebinde haklı olduğundan, davalının takipten önce temerrüde düşürüldüğü, işlemiş faiz alacağının .........TL olarak hesaplandığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne davalının takibe itirazının ............

    Davalılar alacağın zamanaşımına uğradığını, muris ...nın oğluna vekalet vermediğini, satışın geçersiz olduğunu savunarak davanın reddini dilemişlerdir. Mahkemece alacağın zamanaşımına uğradığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacının tapuda 844 nolu parselde kayıtlı taşınmazdaki muris ... hissesini murisin oğlundan 25.7.1989 tarihli sözleşme ile haricen bedelini ödeyerek 2009/2813-4963 satın aldığı ve tapu devrinin verilmediği, açılan dava sonucu da önce tescil kararı verildiği ancak davalılar yönünden bu kararın yargılamanın iadesi yolu ile iptal edilerek davalılar adına tescil edildiği anlaşılmaktadır. Tapulu taşınmazların haricen satışı T.M.K. 706.,B.K. 213 ve T.K. 26. maddelerine göre geçersiz olup, geçersiz satışlarda herkes aldığını iade ile mükelleftir. Somut olayda davacı taşınmaza ödediği bedelin tahsilini talep etmiştir....

      Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatılmış olduğunu, takip konusu senetlerden kaynaklanan alacağın .... plakalı araç satışından kaynaklanan alacak olduğunu, müvekkilinin eşi olan ... ile .... arasında imzalanan 01.11.2018 tarihli ... marka aracın satışından kaynaklı 16 adet senedin ... tarafından alacaklı ...'e verilmiş olduğunu, bu senetlerin sözleşme tarafı olan alacaklı tarafından 3.şahıs olan davalı ...'...

        Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; Sanık ile mağdur arasında iş yeri satışından kaynaklı bir alacak bulunduğu ve sanığın mağdurdan bu alacağını isteyerek mağduru tehdit ettiğinin iddia edilmesi karşısında; sanığa yüklenen eylemin TCK'nın 150. maddesinde düzenlenen hukuki ilişkiden doğan alacağın tahsili amacıyla tehdit suçunu oluşturabileceğinden, davaya bakma ve delilleri değerlendirme görevinin üst dereceli ağır ceza mahkemesine ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi yerine yargılamaya devamla hüküm kurulması, Kanuna aykırı ve O Yer Cumhuriyet Savcısının temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnameye aykırı olarak, sair hususlar incelenmeksizin HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayıp sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 18/01/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

          üzerindeki Finansbank AŞ lehine olan 4.503,33.TL tutarlı haciz kaydından kaynaklı borçtan ve davalı tarafça belirtilen 2.496,67.TL tutarındaki masraflardan taşınmaz maliki davalı sorumlu olduğundan davalının aksi yöndeki savunmasına itibar etme olanağı olmadığına göre taşınmaz satışından kaynaklanan bakiye 7.000,00.TL satış bedelinin davalı tarafça ödendiğinin ispat yükü kendisinde olan davalı tarafça ispatlanamamasına, davalının cevap dilekçesinde de açıkça yemin delilin dayanmadığının anlaşılmasına göre davanın kabulüne dair yerel mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olduğundan davalının istinaf talebinin 6100 sayılı HMK 353- 1- b-1 maddesi uyarınca esastan reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulması cihetine gidilmiştir....

          Dava; ihale ile taşınmaz satış sözleşmesinden kaynaklı alacağın, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iadesi istemine ilişkindir. Uyuşmazlık, davacının talebinin zamanaşımına uğrayıp uğramadığı noktasında toplanmaktadır. Taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunduğundan, 7.6.1939 tarihli ve 1936/31 Esas, 1939/47 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca, zamanaşımı süresi Borçlar Kanunu'nun 125. maddesine göre 10 yıl olduğu gibi, zamanaşımı süresinin başlangıç tarihi; satış bedeline ilişkin paranın verildiği tarih değil, sözleşme geçersiz olsa da satıcının rıza ve ihtiyari ile taahhüdünü her zaman yerine getirebileceği gözönüne alınarak bunun ifasını beklemek durumunda bulunan alıcı için ancak davaya konu taşınmazın tapuda ferağ ümidinin ortadan kalktığı veya ifanın imkansız hale geldiği tarihtir....

            Mahkemece,yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, taraflar arasındaki 24/06/2010 tarihli sözleşmenin KTK'nın 20/d maddesine göre geçersiz bir sözleşme olduğu, davacı tarafın, geçersiz sözleşmeye göre verdiğini geri isteme hakkının bulunduğunu en geç bu geçersiz sözleşmenin yapıldığı 24/06/2010 tarihi itibariyle bilmesi gerektiği, bu itibarla zamanaşımı süresinin 24/06/2010 tarihinde işlemeye başlayacağı, sözleşme tarihine göre somut olaya 818 sayılı Borçlar Kanunu hükümlerinin uygulanması gerektiği, süresi 24/06/2010 gününden itibaren işlemeye başlayacağından somut olayda bir (1) yıllık zamanaşımı süresinin dava tarihi itibariyle dolduğu gerekçesiyle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, harici satış sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir. .........

              CEVAP Davalı; davacı tarafından davaya dayanak gösterilen 01.01.2014 tarihli sözleşme başlıklı belge ve teminat senetleri uyarınca borcunun bulunmadığını, gerek banka kanalıyla gerekse elden ödemeler yaparak davacıya olan borcunu bitirdiğini, akabinde 25.12.2016 tarihli fesih sözleşmesi ile davaya konu taşınmaz satış sözleşmesini karşılıklı olarak feshettiklerini, dolayısıyla davacı ile arasındaki bütün sözleşmelerin ve evrakların geçersiz olduğunu, alacak vereceklerinin kalmadığını, iddiaya konu 03.11.2013 keşide tarihli 10.000 TL'lik teminat senedinin ise 01.01.2014 tarihli taşınmaz satış sözleşmesiyle herhangi bir ilgisinin bulunmadığını, davacının icra takibi başlatmakta kötü niyetli olduğunu, davacıya duyduğu güvenle senetlerin imha edildiğini düşünüp iadesini istemediğini, talep edilen aylık kira bedelinin de fahiş olduğunu savunarak, davanın reddi ile davacının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini istemiştir. III....

                DAVA : Alacak (Taşınmaz Alım-Satımı Kaynaklı) DAVA TARİHİ : 22/10/2020 KARAR TARİHİ : 18/11/2021 G. K.YAZILDIĞI TARİH : 29/11/2021 Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Taşınmaz Alım-Satımı Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : 1.Davacı vekili iddiasında özetle; Müvekkilinin maliki bulunduğu, ... parselde kayıtlı, zemin 2 nolu bağımsız bölüm, ... parselde kayıtlı, 4....

                  DAVA : Alacak (Taşınmaz Alım-Satımı Kaynaklı) DAVA TARİHİ : 22/10/2020 KARAR TARİHİ : 18/11/2021 G. K.YAZILDIĞI TARİH : 29/11/2021 Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Taşınmaz Alım-Satımı Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : 1.Davacı vekili iddiasında özetle; Müvekkilinin maliki bulunduğu, ... parselde kayıtlı, zemin 2 nolu bağımsız bölüm, ... parselde kayıtlı, 4....

                    UYAP Entegrasyonu