Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

TÜKETİCİ MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2017/185 ESAS - 2020/410 KARAR DAVA KONUSU : Konut satış sözleşmesinden kaynaklı ayıbın giderilmesi, olmadığı takdirde bedelin iadesi KARAR : Taraflar arasında görülen dava sonucu ilk derece mahkemesince verilen hükme yönelik, davalı vekilince süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin Kocaeli ili, Körfez ilçesi, 115/19 arsa 1 nolu bağımsız bölümü davalı şirketten 125.000,00 TL bedelle aldığını, müvekkilinin alım satım sebebiyle 3.000,00 TL emlakçi ücreti, 3.500,00 TL'de tapu masrafı yaptığını, taşınmaz ile ilgili olarak emlakçı Cemal Alemdar'ın düzenlediği 25/07/2016 tarihli Tellaliye Sözleşmesinde satış tarihinden bir ay kadar sonra taşınmaz üzerinde bulunan ipoteği davalının kaldıracağını belirttiğini, taşınmazı devredeceklerini taahhüt etmiş olmalarına rağmen taşınmaz devredilmiş ancak...

Davacılar, ortak mirasbırakanları Kahraman ...’in maliki olduğu dava konusu ... ada ... sayılı parseldeki 4 no’lu bağımsız bölümünü 09.05.1990 tarihli vasiyetname ile ikinci eşi olan davalıya vasiyet ettiğini, ancak vasiyete gerek kalmadan anılan taşınmazı 12.11.1997 tarihinde satış suretiyle davalıya temlik ettiğini, yapılan temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı, bedelsiz ve muvazaalı olduğunu, vasiyetnamenin de devir ile birlikte geçersiz hale geldiğini ve aslında mal kaçırma amacını da gösterdiğini, ayrıca mirasbırakana ait farklı taşınmaz satışından elde edilen toplam 234.240,40 TL bedelin ölümünden kısa süre önce davalı hesabına aktarıldığını, davalı tarafından bankadan çekildiğini, tüm bu işlemlerin mirastan mal kaçırma amacıyla yapıldığını ileri sürerek, 4 no’lu bağımsız bölüm yönünden tapu kaydının iptali ile miras payları oranında mirasçılar adına tescilini, muvazaanın kanıtı olan vasiyetnamenin iptalini, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla, davalı hesabına aktarılan paradan...

    Tüketici Mahkemesi'nin 2019/290 Esas sırasında kayıtlı davada senet nedeniyle yapılan tahsilatların istirdadı için dava açtığını ve davada ödenen bedelin iadesine karar verildiğini ve böylece evin satışından bakiye kalan 30.000,00 TL paranın tahsil edilmemiş olduğunu ileri sürerek evin satışından bakiye kalan 30.000,00 TL'nin senedin vade tarihi olan 17.02.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

    Mahkemece, davacı ile davalı ... arasında yapılan sözleşmenin geçersiz olduğu, sözleşmede ... taraf değilse de 12.000 Euroluk senedin bu kişi lehine düzenlendiği, diğer davalı ...'in ise sözleşmenin tarafı olmasa da araç satıcısı komisyoncuya aracı teslim ettiği, aracın satışından haberdar olmayıp, bedeli almamasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, bu nedenle davalı ...'...

      İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davanın, adi yazılı miras sözleşmesine dayalı ödenen bedelin sebepsiz zenginleşme kapsamında tahsili istemine ilişkin olduğu, davacının, taraflar arasındaki ihtilafa ilişkin netice olarak talebinin, fazlaya ilişkin haklar saklı tutulmak suretiyle ... yönünden 4.000,00 TL' nin ve ... yönünden 4.000,00 TL' nin faizi ile birlikte tahsiline yönelik olduğu, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 677 nci maddesinin ikinci fıkrası gereğince, pay devrine yönelik 3. kişiyle yapılan miras sözleşmesinin noter tarafından düzenlenmemesi halinde geçersiz olacağı dikkate alındığında davaya konu sözleşmelerin geçersiz olduğu, ... bu sözleşmelerin bir an için taşınmaz satış vaadi sözleşmesi olduğu düşünülse dahi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 237 nci madde hükmü uyarınca sözleşmelerin aynı şekilde geçersiz olduğu, geçersiz sözleşmeler gereğince yapılan ödemelerin aynı Kanun'un 77 nci...

        Davalı banka vekilince, dava konusu taşınmazların satışından gelen paradan banka tarafından tahsil edilen bir tutarın olmadığı, davacı borcuna bir mahsup yapılmadığı, banka alacağının devam ettiği savunulduğuna göre, taşınmaz satım bedellerinden birinci sıradaki ipotek alacaklısına ödeme yapılıp yapılmadığının tespiti, ikinci sıradaki ipotek alacaklısı davalıya varsa kalan miktarların hesaplanması, dolayısıyla tüm ipotek kayıtları araştırılarak davalının alacağının kapatılıp kapatılmadığı, ya da ne kadar kısmının kapatıldığının belirlenmesi, böylece bakiye borcun varlığı tespit edildiğinden, kalan alacağın tek bir taşınmazın satış bedeli ile karşılanıp karşılanamayacağının, yani ikinci taşınmazın satışını istemede davalının kusurlu olup olmadığının belirlenmesi gerekir. Taşınmazların satışından elde edilen tutarlar davacı borcuna mahsup edilmiş veya davacıya ödemişse davacının iddia ettiği böyle bir zararının ancak taşınmazların satışı tarihi itibariyle doğduğunun kabulü gerekir....

          ın ve mirasçılarının taşınmazdaki zilyetliklerine karşı çıkmayan fiili kabullerinin bulunduğu, bir bakıma haricen yapılan satışa ahde vefa gösterdikleri, taşınmazın satışından önce 03.02.1999 tarihli sözleşmeyi imzaladıkları bunun sonucunda da taşınmazı davalılara 03.05.2002 tarihinde resmi şekilde devrettikleri, tarafların edimlerini resmi işlem yapmak suretiyle yerine getirdikleri, edimlerin ifasının geçersiz de olsa ilgili sözleşmeye uygun olmak zorunda olduğu, davanın özel ve istisnai şartları bir kenara bırakılarak hakkın kötüye kullanılması niteliğindeki, murisler arasındaki satışın resmi şekilde yapılmadığı yönündeki savunmaya değer verilmesi doğru olmamıştır. Mahkemece, davacıların taleplerinin kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçelerle davalı ... payı yönünden davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir....

            nun 99.) maddesi dikkate alındığında yabancı para üzerinde ticari işletme rehninin kurulmasının mümkün olduğu, Ticari İşletme Rehni Kanunu'nun 20. maddesinde de taşınmaz rehinlerine yapılan atıf dolayısıyla yabancı para ile taşınmaz rehnine ilişkin TMK.'nun 851. maddesinin ticari işletme rehninde de geçerli olabileceği, buna göre davalı banka ve dava dışı müflis şirket arasında geçerli bir ticari işletme rehinin kurulduğu, 09.10.2012 iflas tarihi itibari ile bankanın dava dışı müflis şirketten toplam alacağının 12.727.414,56 TL olduğu, bankanın davaya konu sıra cetveline esas 12.705.789,19 TL alacak kaydı talebinde bulunduğu dikkate alındığında, fazla alacak kaydı yaptırılmadığı ve kaydedilen alacağın sıra cetveline rüçhanlı olarak girmesi gerektiği, iflastan sonra yapılan 283.828,95 TL muhafaza masrafları, masa masrafı olup sıra cetveline dahi girmeden İİK.'...

              ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ: 11/12/2018 NUMARASI: 2017/362 (E) 2018/1165 (K) DAVANIN KONUSU: Alacak KARAR TARİHİ: 22/02/2022 Yukarıda yazılı İlk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, harici araç satışından kaynaklı alacak istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekili, ruhsat sahibi ... tarafından satılmak üzere ...'ye teslim edilen ... plakalı aracın, ... tarafından müvekkiline zilyetlik ve oto satım sözleşmesi ile satıldığını ve 24/12/2014 tarihinde teslim edildiğini, satış bedeli olarak kararlaştırılan 48.650,00 TL'nin 30/03/2015 tarihli 3.400,00 TL bedelli, 17/02/2015 tarihli 4.250,00 TL bedelli ve sonradan paraf edilerek bedeli değiştirilen 41.000,00 TL bedelli 3 adet çekin müvekkili tarafından keşide edilerek ...'ye teslim edildiğini, bu çeklerin de ... tarafından ciro edilerek ...'...

                Mahkemece; davaya konu sözleşmenin resmi şekilde yapılmadığı için hukuken geçersiz olduğu, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre herkesin aldığını geri vermesi gerektiği, davacı tarafça ödenilen satım bedelinin, denkleştirici adalet ilkesi uyarınca hesaplama yapan bilirkişi tarafından dava tarihinde 109.412,12 TL'ye ulaştığının belirlendiği gerekçesiyle; davanın kabulü ile 109.412,12 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı tarafın sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2- Dava adi yazılı taşınmaz satış sözleşmesinden kaynaklı alacağın sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iadesi talebine ilişkindir....

                  UYAP Entegrasyonu