Oysa ki, mahkeme kararında takip konusu işlemiş faiz alacağı üzerinden icra inkar tazminatına hükmedildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece değinilen bu yön göz ardı edilerek işlemiş faiz alacağı üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır. Bozmayı gerektirir. Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyip hükmün düzeltilerek onanması HMK 370/2 maddesi hükmü gereğidir....
Davacı vekili 27/03/2021 tarihli dilekçesi ile, iflas masasına başvuru yapılırken iflas tarihi itibari ile icra dosyasından alınan tahsil harcı hariç dosya hesabı bildirildiğini, icra dosya hesabında bulunan kalemlerin sehven faiz alacağı içerisinde belirtildiğini, müvekkilinin iflas masasına bildirdiği alacak kalemlerinin, 30.426,69 TL asıl alacak, 15.799,06 TL takip tarihine kadar işleyen faiz alacağı, 1643,04 TL takip tarihinden iflas tarihine kadar işlemiş faiz, 5.334,83 TL icra vekalet ücreti, 37,75 TL yapılan masraflar olmak üzere toplam 53.241, 37 TL olduğunu, iflas tarihine kadar olan toplam faiz alacağının 17.442,10 TL olduğu bildirilmiştir....
Davacı vekili 27/03/2021 tarihli dilekçesi ile, iflas masasına başvuru yapılırken iflas tarihi itibari ile icra dosyasından alınan tahsil harcı hariç dosya hesabı bildirildiğini, icra dosya hesabında bulunan kalemlerin sehven faiz alacağı içerisinde belirtildiğini, müvekkilinin iflas masasına bildirdiği alacak kalemlerinin, 30.426,69 TL asıl alacak, 15.799,06 TL takip tarihine kadar işleyen faiz alacağı, 1643,04 TL takip tarihinden iflas tarihine kadar işlemiş faiz, 5.334,83 TL icra vekalet ücreti, 37,75 TL yapılan masraflar olmak üzere toplam 53.241, 37 TL olduğunu, iflas tarihine kadar olan toplam faiz alacağının 17.442,10 TL olduğu bildirilmiştir....
Somut olayda, davaya konu icra takip dosyasından, davalı borçlunun, kendisine tebliğ edilen ödeme emrinde istenen asıl alacağa, işlemiş faiz miktarına ve faiz oranına açıkça itiraz ettiği anlaşılmaktadır. Bu durumda icra takibi, alacağın tamamı için durmuştur. Davacı-alacaklı vekilince de, dava dilekçesinde, alacağın tamamına yapılan itirazın iptali talep edilmiştir. Hal böyleyken, yargılamanın konusu, asıl alacak olarak talep edilen kıdem tazminatına ve feri alacak olarak talep edilen işlemiş faiz alacağına yapılan itirazın haklılığı veya haksızlığıdır. Mahkemece, davalı vekilince sunulan davaya cevap dilekçesinde, ayrıca faiz alacağı hakkında herhangi bir savunmaya yer verilmemiş olması gerekçesiyle, işlemiş faiz alacağı kalemi bakımından değerlendirme yapılmamış ve fakat bu alacak kalemi bakımından da itirazın iptaline karar verilmiştir....
Faiz yan edim olup, hukuki niteliği itibariyle asıl alacağı genişleten bir yan haktır. Bu nedenle, faiz borcunun varlığı ve devamı, herşeyden önce asıl alacak hakkının varlık ve devamına bağlıdır. Asıl alacak hakkı doğmamışsa faiz borcu da doğmaz. Keza faiz borcu asıl alacak devam ettiği sürece devam eder. Faiz, asıl alacağa bağlı yan hak olduğu için, asıl alacak sona ererse, faiz de sona erer (TBK 131/1). Alacaklı asıl alacak sona erince, işlemiş faiz alacaklarını isteyebilmek için, bu hakkını saklı tutmak zorundadır. Gerçekten TBK 131/1. maddeye göre, daha önce işlemiş olan faizleri isteme hakkının saklı tutulduğu bildirilmiş veya durumun özelliğinden anlaşılmış olmadıkça, bu faizler istenemez. Somut olayda; taraflar arasında daha önce sonuçlanan yukarıda belirtilen davada, faiz isteğinde bulunulmadığından faize hükmedilmemiştir. Eldeki davada, önceki davada karar altına alınıp kesinleşen alacakların istenmemiş olan faizi dava konusu yapılmaktadır. Kesinleşen ilam......
(HMK 109) Alacak davasında faiz talep edilmemiş olsa da davacı, faiz alacağından zımni olarak feragat etmiş sayılmaz ve TBK'nın 131. maddesi gereğince asıl borç sona ermedikçe faiz alacağı ayrı bir dava ile istenebilir. Yukarıda yapılan tüm açıklamalara göre, dava katılma alacağı davasında talep edilmeyen faizin tahsili amacıyla başlatılan ilamsız takibe yapılan itirazın iptali davası olup, diğer bir deyişle dava, katılma alacağı davasında talep edilmeyen faizin tahsiline yönelik dava niteliğindedir....
hesaplamalarının hatalı olup, faiz miktarı alacaklarının düşük ve hatalı olarak hesaplandığı , talep edilen bir kısım asıl alacak kalemleri ile talep edilen bir kısım faiz alacak kalemleri yönünden kabul kararı yerine red kararı verilmesinin de hatalı olduğu gerekçeleriyle istinaf yoluna başvurmuştur....
Müdürlüğünün ... sayılı takip dosyasının yapılan incelemesinde özetle; kredili mevduat alacağı bakımından 5.021,16-TL asıl alacak, 156,63-TL işlemiş temerrüt faizi, 7,83-TL BSMV; 02033593 nolu taksitli kredi alacağı bakımından 38.258,43-TL asıl alacak, 2.401,62-TL işlemiş temerrüt faizi, 120,08 TL BSMV; ticari kredi kartı alacağı bakımından 7.975,71-TL asıl alacak, 248,84-TL işlemiş temerrüt faizi, 12,44-TL BSMV; 0202599 nolu taksitli ticari kredi alacağı bakımından 37.320,22-TL asıl alacak, 2.334,03-TL işlemiş faiz, 116,70-TL BSMV olmak üzere toplam 93.973,69-TL üzerinden 16/08/2018 tarihinde başlatılan ilamsız icra takibinin davalının borca itirazı üzerine durdurulduğu görülmüştür. Mahkememizce davalı şirket yetkilisi ve müteselsil kefil davalı ...'...
Karar davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Davacı bir kısım işçilik alacakları ile birlikte faiz alacağı talebinde bulunmuştur. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının kıdem tazminatı alacağı bakımından faiz alacağı hesaplanmıştır. Mahkemece bilirkişi tarafından hesaplanan alacak kalemlerinin toplamı üzerinden hüküm kurulmuştur. Mahkemece ayrı ayrı alacak kalemlerine hükmedilmesi gerekli iken mükerrer faize sebep olacak şekilde hüküm kurulması hatalıdır. Ayrıca hesaplanan faiz alacağı bakımından faize faiz olmayacak şekilde bilirkişiden rapor alınarak faiz hesaplaması yapılması gereklidir. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan sebeple BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek olması halinde ilgiliye iadesine, 20.12.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Davanın terditli dava olarak açıldığı öncelikli dosya bilirkişiye yollanmaksızın kanunun emrettiği oranlarda faizin işletilmesi bu taleplerinin reddi halinde davanın belirsiz alacak davası olarak kabulü ile ıslah hakları saklı tutularak 300 TL lik alacak davası olarak kabulüne karar verilmesinin talep edildiği, ilk derece Mahkemesinin ilk talebi kabul ederek karar verdiği anlaşılmıştır. Ancak ana dava ile faiz talep edilmemesi halinde faizin sonradan talep edilmesi durumunda davanın faiz alacağı davası olduğu Yargıtay 9....