Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

'nden alınarak davacıya teslimine; dava konusu malın aynen iadesine dair asli talebin kabulüne karar verildiğinden davalı ... aleyhine açılan ve feri talebe konu alacak ile ilgili bu davalı şirket açısından karar verilmesine yer olmadığına; davacının adı geçen mal ile ilgili davalı kefiller aleyhine açmış olduğu malın iadesine yönelik asli talebin kefillerin sıfatı nedeni ile reddine; davacının malın iadesine yönelik asli talebi kabul olunduğundan davalı kefiller yönünden feri talebe konu alacak ile ilgili davalı kefiller açısından dahi karar verilmesine yer olmadığına; davacının, ... numaralı, ... tarihli ve ... yevmiye numaralı sözleşmeye konu bir adet ... ile ilgili sözleşmenin feshi ile iadesi talebinin davalı asıl borçlu ... ile diğer kefiller aleyhine açılan iade talebinin tümden reddine, ayrıca aynı mal ile ilgili feri talebe konu olan alacak talebi sübut bulmadığından asıl borçlu ve kefiller aleyhine açılan davanın dahi reddine, bu mal ile ilgili davacının açmış olduğu davanın...

    -EUR kira bedelinin de muaccel hale geldiği, Fesih tarihi itibariyle, davacının muhasebe hesap ve kayıtlarında davalıdan; 26.495,49.-EUR ve 3.006,38.-TL kira, masraf ve temerrüt faizi alacağının olduğu, Yüce Mahkemenizde açılan İstirdat (Ticari Satıma Konu Malın İadesi) davasında; 6361 Sayılı Kanun hükümleri ile imzalanan sözleşme maddelerine göre, davacı tarafından davalıya keşide edilen ihtarname neticesinde, davalının edimlerini, yerine getirmediği, 6361 Sayılı Kanunun 33. maddesi ile Finansal Kiralama sözleşmelerinin ilgili maddeleri gereği; kiralamaya konu malların, teslim alındığı şekilde geri verilmesi borcu ile fesih şartlarının oluştuğu" şeklinde mütaalada bulunduğu görülmüştür. Dava; Finansal Kiralama Sözleşmesine konu malın aynen iadesi talebine ilişkindir....

      D.iş sayılı dosyası ile dava konusu olan taraflar arasındaki finansal kiralama sözleşmesine konu malın davalı kiracıdan alınarak davacı kiralayana yediemin olarak teslimine ilişkin ihtiyati tedbir kararı verildiği anlaşılmıştır. Davacı tarafça dava konusu finansal kiralamaya konu malın değerleme raporu dosyaya sunulmuş ve yatırılması gereken tamamlama harcının yatırıldığı anlaşılmıştır....

        . - K A R A R - Dava finansal kiralamaya konu malın ayıplı olması nedeniyle ödenen kiralama bedelinin iadesi ve uğranılan gelir kaybının tazmini istemine ilişkindir Davalı vekili, finansal kiralama sözleşmesine göre müvekkilinin ayıptan dolayı sorumlu tutulamayacağını, sadece davacının kullanımında olan malın finansmanını sağladığını, davacının müvekkilini ayıba karşı tekeffül borcu nedeni ile ibra ettiğini, malın ayıp nedeni ile öngörülen amaca tahsis edilememesi durumunda dahi finansal kiralama sözleşmesinden doğan tüm edimleri yerine getireceğini kabul ve taahhüt ettiğini belirterek husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece, sözleşmenin 5/d.maddesine göre kiralayanın ayıba karşı tekeffül borcunun kaldırılmış olduğu, davacının iddia ve taleplerini malın satıcısına yöneltilmesi gerektiği gerekçesi ile davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

          Davalı vekili, taraflar arasında imzalanan finansal kiralama sözleşmesinin eki niteliğinde ödeme planı çıkartıldığını, kira bedelinin teminatı olarak 48 adet senedin davacıya verildiğini, anılan sözleşmenin 24.2 fıkrasındaki, temerrüt halinde kiralayana tanınan fesih hakkının davacı tarafından zamanında kullanılmadığını, zira davalının ödemeleri aksatması üzerine 18.06.2009 tarihli ihtarname ile yeniden ödeme planı gönderen davacının, ihtarnamede temerrüt halinde sözleşmenin feshine dair bir ibare kullanmadığını, davalının ödeme planındaki borcun neredeyse tamamına yakınını ödediğini, davacının malın iadesini istemesinin kötü niyetli olduğunu, hem kira bedelinin tahsil edilmesi hem de malın iadesinin istenmesinin hakkaniyetle bağdaşmayacağını, davacının teminat olarak verilen senetleri icra takibine konu ettiğini, kira bedelinin ödenmesi için takip başlatan davacının malın iadesi hakkının olmadığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir....

            Maddesi gereği fesih şartlarının oluştuğu, Davacı ile davalı finansal kiralama şirketi arasındaki sözleşmeye konu malın teslimine ilişkin diğer davalı ...San, ve Tic, Ltd. Şti.'nin tanzim ettiği 31.12.2012 tarihli ... seri numaralı sevk irsaliyesinin davacı tarafından kaşe/imzalanarak teslim edildiği, ayrıca dosyaya mübrez belgelere göre davacının tanzim ettiği 08.01.2013 tarihli yazıda davalı finansal kiralama şirketine sözleşme konusu malın eksiksiz ve sağlam teslim alındığının beyan edildiği, davalı finansal kiralama şirketinin davacı ile aralarında finansal kiralama sözleşmesine istinaden diğer davalı ... San. ve Tic. Ltd. Şti.'...

              "İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki malın iadesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava; Finansal Kiralama Sözleşmesine konu malın iadesi istemine ilişkindir. Davalı taraf duruşmalara katılmadığı gibi cevap dilekçesi de vermemiştir. Mahkemece, yapılan yargılama, toplanan deliller neticesinde; davalı kiracının finansal kiralama bedelini ödediğini yahut ödememesi gerektiğini istenebilir olmadığını kanıtlayamadığı gerekçeleri ile davanın kabulüne Finansal Kiralama Sözleşmesine konu mülkiyeti davacı şirkete ait bulunan emtianın davalıdan alınarak, davacıya aynen iade ve teslimine karar verilmiş, hüküm davalı tarafça temyiz edilmiştir....

                Finansal Kiralama bedelinin ödenememesi halinde, finansal kiralama şirketinin finansal kiralama bedelinin ödenmesi için 60 günlük ödeme süresi verdiğine ilişkin ihtarın kiracıya tebliğ edilmesi ve öngörülen sürede ödeme yapılmaması halinde sözleşmenin feshi ile malın iadesi istenebilir. İhtarname kiracıya tebliğ edilmediğine ve açık bir kanun hükmü ile sözleşmede belirtilen adrese yapılacak tebligatın tebliğ yerine geçeceğine ilişkin bir düzenleme bulunmadığına göre tebliğ edilmeyen ihtarnameye dayanarak malın iadesi istenemez. Mahkemece bu yönler gözetilerek davanın reddi gerekirken yazılı gerekçe ile kabulünde isabet görülmemiştir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 19.01.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle, müvekkili şirketin, davacının satım aktinden dönme iradesini ıslah dilekçesi ile öğrendiğini mahkemenin davacının talebi olmayan 662.000 TL alacağa dayanarak temerrüd olgusunun kabulü ile yargılama giderine hükmedilmesinin yasal olmadığını, müvekkilinin malın iadesi ile düştüğü bir temerrüd olmadığını, müvekkilinin ilk celse öncesi davayı kabul de etmesi nedeniyle davacının yargılama gideri ve vekalet ücreti talep edemeyeceğini beyanla, yargılama gider ve vekalet ücretinin tarafların üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLER VE GEREKÇE: Davacı vekilince, satım sözleşmesine konu makinenin aynen iadesi talep edilmiştir. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır....

                    "Bazen satış sözleşmesini eser sözleşmesinden ayırt etmek güçtür. Genellikle mal ne halde bulunuyor ise o halde satış sözleşmesine konu olur. Buna karşılık satış sözleşmenin konusu her zaman malın mevcut haliyle satılmasından ibaret değildir. Özellikle sipariş üzerine mevcut olmayan bir şeyin üretilerek tesliminin kararlaştırıldığı sözleşmelerin nitelendirilmesi zor olabilir. Teslim edilecek şeyin meydana getirilmesi dava edilebilir nitelikteyse eser sözleşmesinin var olduğu kabul edilmektedir. Gerçekten emek unsurunun ağır bastığı sözleşmelerin eser sözleşmesi olarak kabul edilmesi gerekir. Yargıtay da emek unsurunun önemli olduğu hallerde eser, mal tesliminin üstün tutulduğu hallerde ise satış sözleşmesinin bulunduğunu kabul etmektedir. Diğer taraftan satıştan farklı olarak eser sözleşmesine konu olan asli edimin ifası genellikle bir sonucu yaratma faaliyetini içerir. Sipariş verinin talimat verme hakkının bulunup bulunmaması da sözleşmenin niteliğinin tespitinde önemlidir....

                      UYAP Entegrasyonu