WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra müdürlüğünün ... sayılı dosyasında; Tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla 1-... yönünden; a-Taksitli ticari kredilerden kaynaklanan alacak 241.940,96 TL Asıl alacak 14.638,24 TL işl. Faiz 731,91 TL %5 BSMV toplamı 256.579,20 TL b-Ticari kredili mevduat hesabından kaynaklanan alacağın 140,08 TL asıl alacak c-Gayrınakdi çek kredisinden kaynaklanan alacak 11.200,00TL asıl alacak 952,56 TL işl. Faiz 47,63 TL BSMV toplamı 12.200,19 TL d-Ticari Kredi kartlarından kaynaklanan alacak 10.483,89 TL asıl alacak 453,43 TL işlemiş faiz 22,68 TL BSMV toplamı 10.960,00 TL e- Teminat mektubu borcundan kaynaklanan alacak 525,67 TL asıl 34.78 işlemiş faiz 1.74 BSMV toplamı 562,19 TL alacaklar Toplamı 280.441,66 TL ye yönelik itirazın iptaline , fazlaya ilişkin talebin reddine 140,08 TL ile 10.483,89 asıl alacaklara takip tarihinden tahsil tarihine kadar 5464 sk 26/3 maddesi uyarınca TC....

    Uyuşmazlık konusu dönemde yürürlükte bulunan 1479 sayılı Kanunun 24. maddesinde, “Kanunla ve Kanunların verdiği yetkiye dayanılarak kurulu sosyal güvenlik kuruluşları kapsamı dışında kalan ve herhangi bir işverene hizmet akdi ile bağlı olmaksızın kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan; ile diğer bağımsız çalışanlardan ticari kazanç veya serbest meslek kazancı dolayısıyla gerçek veya basit usulde gelir vergisi mükellefi olanlar ile gelir vergisinden muaf olanlardan Esnaf ve Sanatkâr Sicili ile birlikte kanunla kurulu meslek kuruluşuna usulüne uygun olarak kayıtlı olanlar, b) Kollektif şirketlerin ortakları, c) Adi Komandit şirketlerin komandite ve komanditer ortakları, d) Limited şirketlerin ortakları, e) Sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerin komandite ortakları, f) Donatma iştirakleri ortakları, g) Anonim şirketlerin kurucu ortakları ile yönetim kurulu üyesi olan ortakları, Bu Kanuna göre sigortalı sayılırlar.” düzenlemesine yer verilmiştir....

      Maddeye göre; ticari kazanç veya serbest meslek kazancı nedeniyle basit veya gerçek usulde vergi mükellefi olanlar, gelir vergisinden muaf olup esnaf ve sanatkar siciline kayıtlı olanlar ve Anonim şirketlerin yönetim kurulu üyesi olan ortakları, sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerin komandite ortakları, diğer şirket ve donatma iştiraklerinin tüm ortakları sigortalı olarak kabul edilir. Söz konusu hükümler doğrultusunda, şirket ortakları yönünden Bağ-Kur kapsamında sigortalı sayılabilmek için limited şirket ortağı olmak yeterli olup şirketin faaliyetinin olup olmamasının bir önemi bulunmamaktadır. Somut olayda, davacının şirket ortaklığı devam ettiği sürece 1479 sayılı Yasa kapsamında Bağ-Kur (5510 sayılı Yasanın 4/1-b) sigortalısı olarak kabul edilmesi ve yaşlılık aylıklarından SGDP kesilmesi şeklinde gerçekleşen Kurum işleminin doğru olduğu anlaşılmaktadır....

        Öte yandan, 5510 sayılı Yasanın 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendinin alt 3. bendinde....Anonim şirketlerin yönetim kurulu üyesi olan ortakları, sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerin komandite ortakları, diğer şirket ve donatma iştiraklerinin ise tüm ortaklarının, 4/b kapsamında sigortalı olacağı düzenlenmiştir. Somut olayda, davacı adına yönetim kurulu üyesi ve başkanı olduğu Anonim Şirkete ait işyerlerinden bildirim yapılmış olup, bu kapsamda 5510 sayılı Yasanın 4. Maddesinde anonim şirketlerin yönetim kurulu üyesi olan ortakları 4/b kapsamında sigortalı olacağı, yine aynı yasanın 53/2. maddesinde 4/b kapsamında sigortalı olanların kendilerine ait veya ortağı oldukları işyerlerinden kendi adlarına bildirim yapılamayacağı, dolayısıyla Kurum işleminin yerinde olduğu dikkate alınmadan davanın kabulüne dair karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir....

          SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın --- tarihinde açıldığını, bu davalar arabulucuya başvuru zorunluluğuna tabi olmadığını, ---- dosyasında konkordato projesinin tasdik kararı -------- tarihlerinde ilan edildiğini, davanın bir aylık hak düşürücü süre geçtikten sonra açılan davanın reddedilmesi gerektiğini, muhatap------ tarafından sözü geçen teminat mektubu bozdurulmadığını, bu durumda davacı Bankanın hukuken doğmamış bir borcu talep etmesi açıkça dayanaktan yoksun ve hukuka aykırı olduğunu, davarır İtiraza Uğramış Alacak davası olduğunu, iddia edilen alacağın itiraza uğramış alacak olması için öncelikle alacaklı tarafından konkordato sürecinde alacak olarak kaydettirilmesi gerektiğini, alacaklı---- tarafından komiserlere teslim edilen Alacak Kaydı Dilekçesinde, --- süresiz teminat mektubundan kaynaklanan gayrınakdi alacak talebi yer almadığını, davacının iddia ettiği ------ süresiz teminat mektubundan kaynaklanan gayrınakdi alacak iddiasının itiraza...

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Alacak KARAR Davacı vekili, evlilik içinde edinilen araçlarla ilgili katkı payı, kayınpederine ait olan eve yaptığı iyileştirmeler sebebiyle de sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan alacak davasını birlikte açmış, Dairemizin bozma kararı sonrasında katkı payı alacağı ile ilgili davanın tefriki ile ayrı esasa kaydedilmesine, sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan alacak davası ile ilgili ise davanın kabulüne karar verilmiştir. Temyize gelen hüküm, Asliye Hukuk Mahkemesinde karara bağlanan sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan alacak davasına ilişkin olup, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yüksek Yargıtay (3.) Hukuk Dairesine ait olmakla gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 28.02.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

              Kiralamadan alacak bildirimi 145.924,91 EUR Olmakla birlikte; Bu Bildirimin GKS den kaynaklanan 2.176.297,92 TL'sı kabul 206.805,26 TL red....

                Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; iki ayrı iktisadi işletmenin bulunmaması, bir işletmenin diğer işletmenin sermayesine iştirak etmesi gibi bir durumdan söz edilememesi, iktisadi işletmenin bizatihi vakfa ait olması, vakfın başka bir iktisadi işletmeye iştirakinden dolayı değil, kendi iktisadi işletmesinden kazanç elde etmesi karşısında ihtirazi kaydın kabul edilmemesi suretiyle yapılan tarh ve tahsil işleminde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir. TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Kararın idare lehine bozulması gerektiği ileri sürülmektedir. KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir. TETKİK HÂKİMİ : … DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir....

                  Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; iki ayrı iktisadi işletmenin bulunmaması, bir işletmenin diğer işletmenin sermayesine iştirak etmesi gibi bir durumdan söz edilememesi, iktisadi işletmenin bizatihi vakfa ait olması, vakfın başka bir iktisadi işletmeye iştirakinden dolayı değil, kendi iktisadi işletmesinden kazanç elde etmesi karşısında ihtirazi kaydın kabul edilmemesi suretiyle yapılan tarh ve tahsil işleminde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir. Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; istinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davalı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir....

                    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:… , K:… sayılı kararda; vakfa ait iktisadi işletme söz konusu olup ortada iki ayrı işletmenin varlığından ve birinin diğerinin sermayesine iştirak ettiğinden söz edilmesine olanak olmadığı, iktisadi işletmenin kendisi bizatihi vakfa ait olup vakfa vergi mükellefi olamamasından dolayı mükellefiyetin iktisadi işletme adına tesisinin söz konusu olduğu, bu bakımdan; olayda iki ayrı iktisadi işletmenin bulunmadığı, bir işletmenin diğer işletmenin sermayesine iştirak etmesi gibi bir durumdan söz edilemediği, iktisadi işletmenin bizatihi vakfa ait olduğu, vakfın başka bir iktisadi işletmeye iştirakinden dolayı değil kendi iktisadi işletmesinden kazanç elde etmesi karşısında ihtirazi kaydın kabul edilmemesi suretiyle yapılan tahakkukta hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu