Köyü çalışma alanında bulunan temyiz konusu 273 ve 274 parsel sayılı 5000, 8200 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar vergi kaydı, irsen intikal, bağışlama ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... adına tespit edilmiştir. Davacı ... irsen intikal, bağışlama ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli 273 ve 274 parsel sayılı taşınmazların davacı ... adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye temyiz karar harcının temyiz edenden alınmasına, 03.03.2014 gününde oybirliği ile karar verildi....
Asliye Hukuk Hakimliğince verilen 03.01.2014 gün ve 2012/55-2014/8 sayılı hükmün Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 10.04.2007 tarihli okul yapımına ilişkin bağışlama sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Sözleşme gereği davacılar yapılacak okulun bir kısmını bedelsiz olarak yapmayı üstlenmişlerdir. Davada, bedelsiz olarak yapılacak kısmın inşaatın % 51'i iken % 75'ine çıkarılmasının irade fesadı haline dayandığı iddiasıyla aradaki farkın idareden tahsili talep edilmiştir. Uyuşmazlık, niteliği itibariyle eser sözleşmesinden değil, bağışlama sözleşmesinden kaynaklandığından kararın temyizen incelenmesi görevi Yargıtay Yüksek 13. Hukuk Dairesi'ne aittir....
görüldüğünü, bunun aksinin yani satış işleminin aslında bağış olduğunun ileri sürülmesi de mümkün olmadığını, taraflar arasında tapuda yapılan işlem haricinde haricen düzenlenmiş bir bağışlama sözleşmesinin de bulunmadığının, ortada yüklemli bir bağışlama olmadığından aslında bir bağışlama da bulunmadığından müvekkilinin yüklemlerini yerine getiremediğinden söz edilmesinin mümkün olmadığını, bu yönden de dava tamamen haksız olup reddinin gerektiğini, müvekkilin müşterek evi terk ettiği iddiasının doğru olmadığını belirterek, haksız ve hukuki dayanağı bulunmayan davanın reddine, tüm yargılama giderlerinin de davacı yana yükletilmesini istemiştir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 22/10/2020 NUMARASI : 2018/160 ESAS- 2020/286 KARAR DAVA KONUSU : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) KARAR : 1. Davalı vekili tarafından süresinde verilen dilekçe ile yukarıda tarih ve sayısı gösterilen mahkeme kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılması talep edildiğinden, istinaf sebepleri ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda, gereği düşünüldü; I. YARGILAMA SÜRECİ: Davacının Talebi: 2. Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile müvekkili arasında müvekkilinin ticari faaliyetlerini yürüttüğü taşınmazının mimarı projesinin çizilmesi ve bu taşınmaza ruhsat alınması vaadinden kaynaklanan ilişkiden dolayı Gaziantep 13....
Mahkemece davalı borçlu ile Yılmaz Arasındaki tasarrufun İİK 278/III-2, Yılmaz ile Ahmet arasındaki tasarrufun İİK 280/1.madde gereğince takip konusu alacak ve ferileriyle sınırlı olarak iptaline, dava konusu taşınmaz üzerinde davacıya cebri icra yetkisi tanınmasına karar verilmesi gerekirken dosya kapsamına uygun düşmeyen gerekçe ile davanın reddine karar vermesinin isabetli olmadığı gereğine değinilmiştir. Mahkemece iddia, savunma toplanan deliller ve bozma ilamı doğrultusunda davalı borçlu ile davalı ... İriz arasındaki 3.10.2005 tarihli tasarrufun bedel farkı nedeniyle İİK 278/3-2, davalı ... ile davalı ... arasındaki 28.11.2005 tarihli tasarrufun davalı ...'...
(Örnek: Yargıtay İkinci Hukuk Dairesi'nin 25.10.1965 günlü, 4557/5028 sayılı kararı) Mehri müeccel, ileriye yönelik bir bağışlama vaadidir. Koca dışında üçüncü bir kişinin de bağışlama vaadi geçerlidir. Ancak, bu durum, Borçlar Kanununun 110. maddesinde yazılı üçüncü kişi yararına borç altına girme olmayıp, Borçlar Kanununun 238. maddesinde düzenlenmiş bağışlama vaadidir. Bağışlama vaadinin geçerliliği, yazılı olma koşuluna bağlıdır. Esasen taşınmazın sicil kaydı (mülkiyeti) da davalıya intikal ettirilmiştir. (B.K. M. 238/1). (4.HD. 18.2.1985 - 1984/9153 E, 1985/1223 K. YKD. 1985 Sayı Sh. 802). Bu durumda değinilen ilkeler çerçevesinde iddia ve buna ilişkin olgular birlikte değerlendirildiğinde anılan belgeye değer verileceği kuşkusuzdur. (BK. 238/Son) Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru değildir. Davalının temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle HUMK.'...
Noterliğince düzenlenen 10/11/2008 tarih ve 25107 yevmiye numaralı vasiyetnamesi ile kızkardeşi olan davalıya vasiyet ettiğini, akabinde mirasbırakanın aynı taşınmazdaki payını bağışlama suretiyle tapuda davalıya devir ettiğini, korkutma ve zorlama altında düzenlenmiş olmaları nedeniyle mirasbırakanın her iki tasarrufunun da geçersiz olduğunu, ayrıca mirasbırakanın sözkonusu tasarruflarının saklı payını da ihlal ettiğini ileri sürerek; vasiyetname ile bağışlama tasarruflarının iptalini, olmadığı takdirde tenkisini talep etmiştir. Davalı; mirasbırakanın kendi arzusu ile taşınmazdaki payını vasiyet ettiğini, sonrasında mirasbırakanın yine kendi arzusuyla aynı payını bağışladığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece; davacı tarafından davalı aleyhine Gaziosmanpaşa 3....
Hal böyle olunca bağışlama sözleşmesinden sonra babası tarafından temsil olunan davalının taşınmazın zilyetliğini devraldığını ve bu zilyetliğin hukuken değer taşıdığını kabulde zorunluluk bulunmaktadır. Diğer taraftan sözleşmenin başlangıçta geçersiz olduğu kabul edilse dahi, davalının tam ehliyetli olduğu dönemde hayatta olan dede, hali hazır kullanıma zımnen icazet vererek sözleşmeye geçerlilik kazandırmıştır. O halde bağışlama sözleşmesinin taraflarının iradesine ve sürdürülen zilyedliğe üstünlük tanıyıp davanın reddi gerekirken, kabulüne karar verilmesi isabetsiz olup, davalı ... vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 19.11.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı Gümrük ve Ticaret Bakanlığı vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 18/12/2012 gününde verilen dilekçe ile kurum zararından kaynaklanan alacağın istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 24/03/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, yersiz ödemenin iadesi istemine ilişkindir. Mahkemece, dava reddedilmiş; karar, davacı İdare vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı Gümrük ve Ticaret Bakanlığı; davalının, ......
Mahkemece, iddia, savunma toplanan delillere göre, davalıların karı-koca, satış işleminin de bu nedenle İİK. 278.madde gereğince bağışlama olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, Elazığ, Merkez, ...............