Mehri müeccel, ileriye yönelik bir bağışlama vaadidir. Koca dışında üçüncü bir kişinin de bağışlama vaadi geçerlidir. Ancak, bu durum, 6098 sayılı TBK. nun 128. (818 sayılı BK. nun 110.) maddesinde yazılı üçüncü kişi yararına borç altına girme olmayıp,6098 sayılı TBK. nun 288. (818 sayılı BK. nun 238.) maddesinde düzenlenmiş bağışlama vaadidir. Bağışlama vaadinin geçerliliği, yazılı olma koşuluna bağlıdır. Esasen taşınmazın sicil kaydı (mülkiyeti) da davalıya intikal ettirilmiştir. (TBK. nun 288/1.). (4.HD. 18.2.1985 - 1984/9153 E, 1985/1223 K. YKD. 1985 Sayı Sh. 802). Bu durumda değinilen ilkeler çerçevesinde iddia ve buna ilişkin olgular birlikte değerlendirildiğinde anılan olguya değer verileceği kuşkusuzdur (TBK 288/ son). Bu açıklamalar karşısında temlikin gerçekleştirilme sebebinin mehir olduğu kabul edildiği takdirde murisin mirasçısından mal kaçırma iradesiyle hareket ettiği düşünülemez....
Davalılar vekili istinaf dilekçesiyle, ilk derece mahkemesince muris ile T1 arasındaki satış vaadinden kaynaklanan davayı gerekçe göstererek aralarında husumet olduğunun değerlendirildiğini, satış vaadi sözleşmesinin 1983 tarihli olduğunu, davaya konu devrin 2009 yılına yapıldığını, arada 26 yıl olduğunu, bu kadar sürede husumetin devam etmesinin mümkün olmadığını, bilirkişi raporunda belirlenen değerin fazla olduğunu, muris adına kayıtlı başkaca taşınmazların tapu kayıtlarının getirilmesi gerekirken bunun yapılmadığını, davalıların satış bedeli olarak 150.000,00 TL bedeli banka aracılığıyla ödediğini, bu hususun değerlendirmeye alınmadığını, muvazaa iddialarının ispatlanamadığını dinlenen tanığın bilgisinin duyum üzerine olduğunu, ilk derece mahkemesince verilen kararın ortadan kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Davalılar davanın reddini istemişlerdir Mahkemece davanın kabulü ile davalılar arasındaki satış işleminin icra takip dosyasındaki alacak ve fer’ileri ile sınırlı olmak üzere iptaline karar verilmiş, hüküm davalılar tarafından temyiz edilmiştir. Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, borçlu ... ile 3. kişi ... ’ın anne oğul olmalarına, İ.İ.K.’nun 278/1 maddesine nazaran anne oğul arasında yapılan ivazlı yada ivazsız tasarrufların bağışlama hükmünde sayılacağının öngörülmesine ve kararda yazılı diğer gerekçelere göre davalıların yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun hükmün ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı 27.00 YTL peşin harcın onama harcından mahsubuna 18.9.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Olayda alacak 06.06.2002 tarihli kredi sözleşmesinden kaynaklanmış, satış işlemi ise daha sonra 22.11.2002’de yani alacağın doğumundan sonra gerçekleşmiştir. İİK.nun 278. maddesinde akrabalar arasındaki satışlar, bedeller arasında fark bulunması nedeniyle bağışlama hükmünde sayılan tasarrufların iptâle tâbi olduğu, 280. maddede ise alacaklıdan mal kaçırmak kastıyla yapılan tasarrufların dava konusu edilebileceği açıklanmıştır. Borçlu hakkında yapılan icra takibinde icra müdürlüğünce aciz belgesi de düzenlendiğinden mahkemece İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde belirtilen iptâl koşullarının oluşup oluşmadığı üzerinde durularak davanın sonuçlandırılması gerekirken yazılı gerekçeyle istemin reddi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, 17.10.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece davanın kabulü ile davalılar arasındaki satış işleminin icra takip dosyasındaki alacak ve fer’ileri ile sınırlı olmak üzere iptaline karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, borçlu...... ile 3. kişi.......’nin anne kız olmalarına, İ.İ.K.’nun 278/III-1 maddesine göre anne kız arasında yapılan ivazlı yada ivazsız tasarrufların bağışlama hükmünde sayılacağının öngörülmesine ve kararda yazılı diğer gerekçelere göre davalıların yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun hükmün ONANMASINA 8.2.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, taşınmaz satış vaadi sözleşmesinde taşınmazın 24/2400 oranında hissesi ile 03/07/1977 tarihli dava konusu taşınmaza ilişkin eski projede gösterilen 6 ve 8 numaralı bağımsız bölümlerin satışının vaad edildiği, 03.07.1977 tarihli projede gösterilen 6 ve 8 numaralı bağımsız bölümlerin 06.07.2012 tarihli projede 6, 7 ve 8 numaralı bağımsız bölümler birleştirilerek 4 numaralı bağımsız bölüm halini aldığı, 6 ve 8 numaralı bağımsız bölümlerin satış vaatlerinin yerine getirilmesinin imkansız hale geldiği gerekçesiyle gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin feshine, 160.000 USD takip alacağına ilişkin itirazin iptaline, ... takip öncesi faiz alacağına yapılan itirazın 121,65 USD'si için itirazın iptaline, ...için reddine, asıl alacak üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Mahkemece, üçüncü dereceye kadar akrabalar arasındaki tasarrufların ivazlı da olsa bağışlama hükmünde olduğu, haciz veya acizden geriye doğru iki yıl içinde yapılan bağışlamaların da başka bir husus aranmaksızın yasa gereği batıl olduğu, yasal bu karine ortada iken ayrıca iyiniyet-kötüniyet araştırmasına gerek olmadığı (Yargıtay 15 Hukuk Dairesi'nin 27/12/2004 tarih, 2004/5534 esas ve 2004/6768 sayılı kararı) anlaşıldığından, tasarrufların takip konusu alacak ve ferileri ile sınırlı olmak üzere iptalleri yönünde kanaat oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Mahkemece, fazla ödemenin davalının gerçek dışı beyanına, hilesine veya memurun kendi hatasından kaynaklanan nedenlere bağlı olmadığı, davaya konu yapılan alacağın 60 günlük idari dava açma süresi içinde de idare mahkemesinde dava konusu yapılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Dava konusu alacak, sosyal yardım ödemelerinden eksik gelir ve damga vergisi kesilmesi nedeniyle davalıya yapılan fazla ödemenin tahsiline ilişkindir. Fazla ödemenin idarenin bir şart tasarrufuna dayanmadığı, salt hatalı ödemeden kaynaklandığı anlaşılmaktadır. TBK'nın 77/1. maddesine göre, zenginleşen başkasının malvarlığından veya emeğinden haklı bir sebep olmaksızın elde ettiği zenginleşmeyi geri vermek zorundadır. Geri verme borcunun konusu ve kapsamı; TBK'nın 79 ve 80. maddelerde "aynen geri verme ilkesi"ne göre düzenlenmiştir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 30/11/2021 NUMARASI : 2019/338 ESAS - 2021/646 KARAR DAVA KONUSU : Alacak (İnanç Sözleşmesinden Kaynaklanan) KARAR : İlk derece mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına yönelik davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiş olmakla 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353.maddesi uyarınca dosya incelendi....
MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: ... sırasında Ahurlu Köyü çalışma alanında bulunan 144 ada 45 parsel sayılı 711,38 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, tapu kaydı, bağışlama ve pay temliki nedeniyle 2/7 payı davacı ve bir kısım davalılar murisi ... Aydoğdu, 1/7 payı diğer bir kısım davalılar murisi ..., 1/7'şer payı davalılar ... (Aydoğdu) ve ..., 2/7 payı davalı ... adına tespit edilmiştir. Davacı ..., bağışlama ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine ve çekişmeli taşınmazın tespit gibi tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir....