ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR ESAS NO : KARAR NO : HAKİM : KATİP : DAVACI : VEKİLİ : DAVALI :1- VEKİLİ : DAVALI :2- VEKİLİ : DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : KARAR TARİHİ : GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesiyle özetle; Davacı ile davalı .... San. Tic. Ltd....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2023/325 Esas KARAR NO: 2023/737 DAVA: Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ: 11/05/2023 KARAR TARİHİ : 31/10/2023 Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin 04.07.2022 tarihinde davalıdan ----------- marka telefonu şirket işlerinde kullanmak amacıyla 3.200,00 TL bedelle satın aldığını, bahse konu telefonu müvekkilinin şirket işlerinde kullanılmaya başladığını fakat aradan kısa bir süre geçince telefonda konuşma esnasında kesilmeler meydana geldiğini, ------- ve ----------- tuşunun çalışmadığının fark edildiğini, telefon henüz garanti kapsamında olduğu için servise gönderildiğini, 26.01.2023 tarihinde kayıt yapıldığını, ürün servise yolladıktan sonra 20 iş günü geçmesine rağmen müvekkil şirkete herhangi bir bildirimde bulunulmamış, arıza giderimi de sağlanmadığını, bunun...
İSTİNAF TALEBİ VE SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın zorunlu arabuluculuk şartı yerine getirilmeksizin ikame edilmiş alacak talepli bir dava olduğundan en başta usulden reddi gerektiğini, davacının sözleşmeden dönme usulünün hatalı olduğundan davanın açılmasında hukuki yarar bulunmadığını, davanın açıldığı tarihte davacının alacağının muaccel olmadığını, karar tarihi itibariyle dahi yasaya göre muaccel bir alacaktan bahsedilemeyeceğini, davanın açıldığı tarihten itibaren yani muacceliyet tarihi öncesinde faiz işletilmesine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, davanın açıldığı tarihte davacının huzurdaki davayı açmakta haksız olduğu anlaşılmasına rağmen müvekkili lehine gerçek dava değeri üzerinden vekalet ücreti tesis edilmediğini, bu nedenlerle yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın usulden reddine, olmadığı taktirde davanın esastan reddine karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir....
, yine alacak likit olduğundan hükmedilen asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
hakkının kullanılabilmesi için ayıbın önemli/büyük olması ve dönme talebinin iyiniyetli olmasının gerekli olduğunu, ayıbın önemli olması şartının gerçekleşmiş olarak kabul edilebilmesi için satılandaki ayıp sonucunda satışa konu malın değerinin veya elverişliliğinin ciddi derede azalması veya tamamen kaybolması gerektiğini, somut olayda ayıp olduğunu kabul etmemekle birlikte, olduğu iddia edilen ayıbın, değersiz olduğu gibi davacının ayıp hususunda iyi niyetli olmadığını, davacının olduğunu iddia ettiği ayıpların onarılabilecek nitelikte olduğundan sözleşmeden dönme talebinin haklı olmadığını, davacının sözleşmeden dönme iradesiyle müracaat ettiğini belirtmişse de davacının herhangi bir şekilde müvekkili şirkete ilettiği sözleşmeden dönme talebi bulunmadığını, davacının ürünü görerek, muayene ve tecrübe ederek satın almış olması nedeni ile sözleşmeden hakkı süresinin sona erdiğini, zira alıcının satılanda bir ayıp görmesi halinde bunu imkan bulur bulmaz derhal satıcıya bildirmek zorunda...
Dairemizin yukarıda belirtilen kararı üzerine yenilenen dava dilekçesinde davacı vekilince, müvekkilinin geri dönme istemiyle yaptığı başvurunun reddedilmesinin gerekçesi olan daha önce göreve dönme amacıyla yaptığı başvuru üzerine verilen dekanlık görüşü ve yine daha önce yaptığı başvurunun reddi üzerine açtığı davada ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının dayanağının Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı'nın 15/04/2009 tarihli 2009/13 sayılı kararının 6/c maddesi olduğu dolayısıyla daha önceki dekanlık görüşü ve Mahkeme kararına dayanılarak tesis edilen işlemin dayanağının Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı'nın 15/04/2009 tarihli 2009/13 sayılı kararının 6/c maddesi olduğu ileri sürülmektedir. Dava dilekçesi ve eklerinin incelenmesinden; davacının ilk geri dönme isteği üzerine verilen 20/09/2018 tarih ve E.79131 sayılı dekanlık görüşünde Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı'nın 15/04/2009 tarihli 2009/13 sayılı kararının 6/c maddesinden bahsedilmediği, yine ......
Açıklanan nedenlerle ; Davalılar vekilinin istinaf nedenleri yerinde bulunduğundan kararın kaldırılmasına ;davacının öncelikle sözleşmeden dönme hakkı bulunup bulunmadığı,dönme hakkının bulunduğu sonucuna varılırsa ,dönme sebebi olarak gösterdiği sebeblerin gerçekleşip gerçekleşmediği,dönmede haklı bulunup bulunmadığı belirlenerek sonucuna göre karar verilmek üzere davanın yeniden görülmesi için dava dosyasının kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir. HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalılar vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, İstanbul 15....
Arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesinde dönme veya fesih halinde sona erme geriye etkili sonuç doğuracağı ve taraflar sebepsiz olarak zenginleşeceklerinden aldıklarını karşı tarafa geri vermek yükümlülüğündedir. Bu halde yüklenici sözleşmenin feshinin haklı olup olmadığına bakılmaksızın gerçekleştirdiği yasal imalâtların dönme iradelerinin birleştiği ya da dönmeye (feshe) ilişkin mahkeme kararının kesinleştiği tarihteki mahalli piyasa rayiçleri ile bedelini arsa sahibinden isteyebilecektir. (Yargıtay 15. Hukuk Dairesi'nin 14.09.2009 gün 2008/4482 Esas, 2009/4714 Karar, 23....
Aynı taşınmaza ait dönme beyanından sonra yeni bir sözleşme gönderilmesi davalılar arasında organik bağ bulunduğunu göstermekle birlikte uyuşmazlık konusu taşınmazın Ali Baylav adına kayıtlı olduğu Buba inşaatın yetkilisinin Baykal Baylav olduğu, diğer davalı şirketin yetkilisinin Bülent Baylav olduğu dikkate alındığında taraflar arasında organik bağ bulunduğu anlaşıldığından her iki davalının da iade edilecek tutardan sorumlu tutulmuştur. Davacının ihtarnameye yönelik alacak talebinde bulunduğu anlaşılmıştır. Davacının dava açabilmesi için ihtarnameyi tebliğ ettirmesi yasal bir zorunluluk olduğu dikkate alındığında ihtarname ücretinin yargılama giderlerinden sayılması gerektiği..." gerekçeleriyle davanın kabulüne karar verildiği görülmüştür....
Gerçekten basit olayların dönme (rücu) nedeni sayılması, yukarıda değinilen mahzurun yanında, açıklanan yasa maddelerinde izlenen amaca aykırı bir durum yaratacağı gibi hak ve adalet duygularını da zedeler. Bu itibarla her iki madde hükümleri birlikte değerlendirilerek olayların kapsamları, nitelikleri, özellikle vahamet derecelerinin göz önünde bulundurulması zorunludur. Hemen belirtmek gerekir ki; bağıştan dönme (rücu), kurulmuş olan bir sözleşmeyi sonradan ortaya çıkan sebeplere göre sona erdiren yenilik doğurucu bir hak olduğundan, bağışlanan ancak dönme (rücu) anında elinde kalan miktarı vermekle yükümlüdür. Bu hak TBK.nın 297. maddesine göre geri alma sebebinin öğrenilmesinden itibaren bir yıl içerisinde kullanılmalıdır....