Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Gerçekten basit olayların dönme (rücu) nedeni sayılması, yukarıda değinilen mahzurun yanında, açıklanan yasa maddelerinde izlenen amaca aykırı bir durum yaratacağı gibi hak ve adalet duygularını da zedeler. Bu itibarla her iki madde hükümleri birlikte değerlendirilerek olayların kapsamları, nitelikleri, özellikle vahamet derecelerinin göz önünde bulundurulması zorunludur. Hemen belirtmek gerekir ki; bağıştan dönme (rücu), kurulmuş olan bir sözleşmeyi sonradan ortaya çıkan sebeplere göre sona erdiren yenilik doğurucu bir hak olduğundan, bağışlanan ancak dönme (rücu) anında elinde kalan miktarı vermekle yükümlüdür. Bu hak TBK.nın 297. maddesine göre geri alma sebebinin öğrenilmesinden itibaren bir yıl içerisinde kullanılmalıdır....

Ancak tarafların tamamının katılım ve dönme konusundaki uygun iradelerinin birleşmesiyle sona erdirilebileceği gibi, açılacak dava sonucu verilecek dönme nedeniyle sona erme kararının kesinleşmesiyle sona erecektir. Bu sona erme arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmelerinde, kural olarak ani edimli olması nedeniyle, geriye etkili olacağından, arsa sahibi bedel olarak verdiği tapu paylarını, tapu iptâli ve tescili davası açmak suretiyle isteyebilecektir. Yüklenici de dönme anına kadar, arsa sahibinin mal varlığına giren yasal ve yararlı imalâtın parasal karşılığının ödenmesini isteyebilecektir. Geriye etkili feshin en önemli sonucu da; tarafların sözleşmenin yapıldığı tarihteki mal varlığına getirilmeleridir....

    Bilindiği üzere; bağıştan dönme (rücu) bağışlayanın tek taraflı bağışlanana varması gerekli beyanıyla geriye yürüyerek (makable şamil) hukuki ilişkiye son veren yenilik doğurucu bir haktır. Bağışlanan bağışlayana veya yakınlarına karşı bir cürüm işlerse veya yasa gereği yapmakla zorunlu olduğu ödevlerini önemli surette aksatırsa yahut bağışlamayı sınırlayan ödevleri haklı bir sebep olmaksızın yerine getirmezse bağışlayan bağıştan dönme (rücu) sebebini öğrendiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde beyanda bulunmak veya dava açmak suretiyle bağıştan dönebilir. Bağıştan dönme (rücu) 6098 s. Türk Borçlar Kanununun 295. (818 s....

      ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2023/325 Esas KARAR NO: 2023/737 DAVA: Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ: 11/05/2023 KARAR TARİHİ : 31/10/2023 Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin 04.07.2022 tarihinde davalıdan ----------- marka telefonu şirket işlerinde kullanmak amacıyla 3.200,00 TL bedelle satın aldığını, bahse konu telefonu müvekkilinin şirket işlerinde kullanılmaya başladığını fakat aradan kısa bir süre geçince telefonda konuşma esnasında kesilmeler meydana geldiğini, ------- ve ----------- tuşunun çalışmadığının fark edildiğini, telefon henüz garanti kapsamında olduğu için servise gönderildiğini, 26.01.2023 tarihinde kayıt yapıldığını, ürün servise yolladıktan sonra 20 iş günü geçmesine rağmen müvekkil şirkete herhangi bir bildirimde bulunulmamış, arıza giderimi de sağlanmadığını, bunun...

        İSTİNAF TALEBİ VE SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın zorunlu arabuluculuk şartı yerine getirilmeksizin ikame edilmiş alacak talepli bir dava olduğundan en başta usulden reddi gerektiğini, davacının sözleşmeden dönme usulünün hatalı olduğundan davanın açılmasında hukuki yarar bulunmadığını, davanın açıldığı tarihte davacının alacağının muaccel olmadığını, karar tarihi itibariyle dahi yasaya göre muaccel bir alacaktan bahsedilemeyeceğini, davanın açıldığı tarihten itibaren yani muacceliyet tarihi öncesinde faiz işletilmesine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, davanın açıldığı tarihte davacının huzurdaki davayı açmakta haksız olduğu anlaşılmasına rağmen müvekkili lehine gerçek dava değeri üzerinden vekalet ücreti tesis edilmediğini, bu nedenlerle yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın usulden reddine, olmadığı taktirde davanın esastan reddine karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir....

        , yine alacak likit olduğundan hükmedilen asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

          Sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Yasası'nın 158/son maddesi uyarınca kararlaştırılan bu tazminat niteliği itibariyle haklı olan tarafın, dönme sonunda isteyebileceği cayma cezasıdır. Dönme cezasının sözleşme hükmü olarak kabul edildiği hallerde, sözleşmenin feshi durumunda, haklı olan tarafın maruz kaldığı zararın tamamı, bu dönme cezası ile karşılanmış sayılır. Bunun için de sözleşmenin feshinde hangi tarafın haklı olduğunun, mahkemece araştırılıp tespit edilmesi gerekir. Dava konusu somut olaya ilişkin olarak yapılan araştırma ve inceleme sonucunda davalı iş sahibinin sözleşmenin feshinde haksız olduğu ve bu hususun dosya içeriği tüm kanıtlarla doğrulandığı açıklık kazanmıştır. Bu durumda davacı yüklenici sadece sözleşmede kararlaştırılan dönme cezasına hak kazanmıştır. Yerel mahkemece anılan dönme cezasına hükmedilmesi gerekirken talep edilen diğer kalemler iş bedeli ve kar kaybına da hükmedilmesi isabetli olmamıştır....

            Açıklanan nedenlerle ; Davalılar vekilinin istinaf nedenleri yerinde bulunduğundan kararın kaldırılmasına ;davacının öncelikle sözleşmeden dönme hakkı bulunup bulunmadığı,dönme hakkının bulunduğu sonucuna varılırsa ,dönme sebebi olarak gösterdiği sebeblerin gerçekleşip gerçekleşmediği,dönmede haklı bulunup bulunmadığı belirlenerek sonucuna göre karar verilmek üzere davanın yeniden görülmesi için dava dosyasının kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir. HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalılar vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, İstanbul 15....

              Aynı taşınmaza ait dönme beyanından sonra yeni bir sözleşme gönderilmesi davalılar arasında organik bağ bulunduğunu göstermekle birlikte uyuşmazlık konusu taşınmazın Ali Baylav adına kayıtlı olduğu Buba inşaatın yetkilisinin Baykal Baylav olduğu, diğer davalı şirketin yetkilisinin Bülent Baylav olduğu dikkate alındığında taraflar arasında organik bağ bulunduğu anlaşıldığından her iki davalının da iade edilecek tutardan sorumlu tutulmuştur. Davacının ihtarnameye yönelik alacak talebinde bulunduğu anlaşılmıştır. Davacının dava açabilmesi için ihtarnameyi tebliğ ettirmesi yasal bir zorunluluk olduğu dikkate alındığında ihtarname ücretinin yargılama giderlerinden sayılması gerektiği..." gerekçeleriyle davanın kabulüne karar verildiği görülmüştür....

              Arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesinde dönme veya fesih halinde sona erme geriye etkili sonuç doğuracağı ve taraflar sebepsiz olarak zenginleşeceklerinden aldıklarını karşı tarafa geri vermek yükümlülüğündedir. Bu halde yüklenici sözleşmenin feshinin haklı olup olmadığına bakılmaksızın gerçekleştirdiği yasal imalâtların dönme iradelerinin birleştiği ya da dönmeye (feshe) ilişkin mahkeme kararının kesinleştiği tarihteki mahalli piyasa rayiçleri ile bedelini arsa sahibinden isteyebilecektir. (Yargıtay 15. Hukuk Dairesi'nin 14.09.2009 gün 2008/4482 Esas, 2009/4714 Karar, 23....

              UYAP Entegrasyonu