Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, üst soy ve alt soya yapılan ivazlı tasarrufların bağışlama hükmünde olduğu gerekçesi ile davanın kabulü ile davalı-borçlu ... ile ... arasında ... plakalı aracın satışına ilişkin tasarrufun iptali ile davacıya Adana 13. İcra Müdürlüğünün 2014/6762 ve 2014/6808 sayılı takip dosyasında alacak ve ferileri ile sınırlı olmak üzere cebri icra yetkisi tanınmasına karar verilmiş; hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir....

    ya satıp düşük bedelle devrettiğini, dava konusu taşınmazların gerçek değerinin altında satılmış olması sebebiyle bağışlama sayıldığını ve iptale tabi olduğunu belirterek davalılar arasında yapılan tasarrufun iptalini talep etmiştir. Davalılar vekilleri davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davalı ... yönünden ...'nun İİK.283/2 maddesi uyarınca taşınmazları elden çıkardığı tarihteki gerçek değerleri olan ...mah. 1303 parsel için 149.800,00 TL, ... mah. 26 parsel için 85.305,00 TL oranında ve davacının asıl alacak ve ferileri ile sınırlı olarak tazminata mahkum edilmesine, davalılar ... ve ... yönünden açılan davanın reddine, karar verilmiş, hüküm davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiş, mahkemece 16.01.2015 tarihli ek karar ile yasal süresi geçtikten sonra yapılan temyiz talebinin reddine karar verilmiş, ek karar davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemenin, hükmü temyiz eden davalı ......

      Mahkemece dava konusu taşınmazların borcun doğumundan sonraki tarihte davalı 3.kişiye satıldığı, 3.kişinin ve borçlunun yeneği olduğu, İİK'nun 278 maddesi uyarınca 3.dereceye kadar olan akrabalar arasında yapılan tasarrufların bağışlama hükmünde olup iptale tabi bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile dava konusu taşınmazlara ilişkin tasarrufların iptaline, davacıya alacak ve ferileriyle sınırlı olarak haciz isteme yetkisi tanınmasına karar verilmiş; hüküm, davalı 3.kişi tarafından temyiz edilmiştir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı 3.kişi vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 1.009,00 TL kalan onama harcının temyiz eden davalı 3.kişiden alınmasına 19/03/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        a satış yoluyla bağışladığını, murisin bu taşınmazı satma iradesi olmadığını, davalı ve murisin diğer mirasçılardan mal kaçırma kastı ile tapuda devir ve temlik işlemi yaptıklarını, tapuda yapılan işlemin satış olarak gözükse de gerçek iradenin bağışlama olduğunu, davalının bu yerleri alacak maddi gücünün bulunmadığını ileri sürerek veraset ilamındaki hissesi oranında iptaline ve adına tesciline,olmazsa tenkise karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, miras bırakanın yaptığı temlikin 01.04.1974 gün ve 1974/1-2 E-K sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı kapsamında mirasçılardan mal kaçırma amaçlı yapılan muvazaalı bir işlem olduğu ve gizli bağış sözleşmesinin de şekil koşulundan yoksun bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi....un raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü....

          KARŞI OY Dava; erkek eşin açtığı mal rejiminden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Davacı dava dilekçesinde; davalı ile 22.01.1976 tarihinde evlendiklerini, Adana 5....

            Bilindiği üzere bağışlama sözleşmesi, Türk Borçlar Kanunu’nun 285 vd. maddelerinde düzenlenmiştir. 285.maddede bağışlama sözleşmesi, bağışlayanın sağlararası sonuç doğurmak üzere, malvarlığından bağışlanana karşılıksız olarak bir kazandırma yapmayı üstlendiği bir sözleşme olarak tanımlanmıştır. 288.maddede ise, bağışlama sözü vermenin geçerliliği bu sözleşmenin yazılı şekilde yapılmasına bağlı tutulmuştur. Aynı maddenin ikinci fıkrasında bağışlamanın konusunun taşınmaz ya da taşınmaz üzerindeki bir ayni hakka yönelik olması halinde bağışlama sözü vermenin geçerliliği bu sözleşmenin resmi yazılı şekilde yapılması şartına bağlanmıştır. 288.maddenin 3.fıkrasında ise; şekle uyulmaması sebebiyle geçersiz olan bağışlama sözünün bağışlayan tarafından yerine getirilmesi elden bağışlama hükmünde sayılmışken, geçerliliği resmi şekle bağlanmış olan bağışlamalarda elden bağışlama sayılması hükmünün uygulanmayacağı açık bir şekilde kurala bağlanmıştır....

            Bu nedenle mahkemece, yanlış değerlendirme sonucu satış vaadinden dolayı davalı taşınmaz maliki ... yerine vekaleten hareket eden davalı ...’in sorumlu tutulması usul ve yasaya aykırı olup, davacı ve davalı ... lehine bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan 1. bent gereğince davacı ve temyiz eden davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, 2.bent gereğince davacı 3. bent gereğince davacı ve davalı ... lehine BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde 181.80 YTL.nın davalı ...'a, 12.20 YTL.nın davacıya iadesine, 12.11.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              İddia ve savunmaya, mahkemece toplanıp değerlendirilen deliller ile duruşma tutanaklarına yansıyan bilgi ve belgelere göre dava konusu taşınmazın öncesinde davalı tarafın miras bırakanı ...(...,) ....,’e ait olduğu, adı geçenin davacı tarafın miras bırakanı ...ile gayri resmi olarak evlendiği ve dava konusu taşınmazı 24.02.1982 tarihli satış senedi ile...’e satarak zilyetliğini devrettiği, bu suretle taşınmazın ... (...,) ...., terekesinden çıktığı, bu nedenle davalı tarafın taşınmaz üzerinde terekeden kaynaklanan bir haklarının kalmadığı gibi, zilyetliklerinin de bulunmaması sebebiyle ölünceye kadar bakma sözleşmesi niteliğindeki 10.11.1997 tarihli bağışlama senedinin de sonuç doğurmayacağı, taşınmazın zilyet...’ün ölümü ile mirasçıları olan davacı tarafa intikal ettiği, mahkemece yapılan keşif, uygulama, toplanan ve doğru olarak değerlendirilen delillerle saptanmıştır....

                Somut olayda davacı, babasından miras yoluyla kendisine intikal eden taşınmazı boşanma davası açtığı eşine 2002 yılından önce evlilik birliği devam ederken bağışlama amacıyla devrettiğini, BK m. 295 gereğince bağışlamayı geri aldığından taşınmazın tapu kaydının iptali ile kendi adına kaydedilmesini, olmadığı takdirde bedele ilişkin haklarının saklı tutulması istemiyle dava açmıştır. Dava, katkı payı alacağı istemine ilişkin olmadığı gibi davacının mal rejiminin tasfiyesini amaçlayan bir talebinin de bulunmadığı, davanın bağıştan rücu talebine dayalı tapu iptali ve tescil davası olarak açıldığı anlaşılmıştır. Bu nedenle, Borçlar Kanunundan kaynaklanan davanın genel görevli asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ... 25. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 13/10/2015 gününde oy birliğiyle karar verildi....

                  Mahkemece iddia, savunma, toplanan deliller göre davacılar, arsa sahipleri ile edimini yerine getirmeyen davalılardan yüklenici ... arasında yapılmış olan 7.10.2005 tarihli düzenleme şeklinde taşınmaz mal satış vaad ve kat karşılığı inşaat sözleşmenin halen devam ettiği,ayrıca davacılarında bazı hisseleri başka kişilere sattıkları, davacıların öncelikle devam etmekte olan sözleşmenin geriye etkili olarak bozulmasını talep etmesi gerektiği, diğer davalılara yapılan işlemlerin bağışlama veya ivazsız bağışlama olmadığı İİK 277 ve devamı maddelerinde belirtilen tasarrufun iptali davasının koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu