Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, davalı ...ve ... tarafından kardeşleri ...’a yapılan devirlerin İİY'nın 278/1 maddesi uyarınca bağışlama hükmünde sayılmasına ve bu nedenle iptale tabi olduğunun öngörülmesine, diğer taraftan ...’ın borçlu olan kardeşleri ...ve ...’in alacaklılarından mal kaçırmak ya da alacaklılarını ızrar kastı ile hareket ettiklerini bilebilecek kişilerden olması nedeniyle de tasarrufun iptali gerekeceğine (İİY. 280/II), davalı ...ve ... arasındaki satışta ise İİY'nın 278/2 maddesinde edimler arasındaki aşırı farkın bağışlama hükmünde sayılıp yapılan tasarrufun iptali tabi olduğunun açıklanmasına, 3. kişi tarafından taşınmazın tasarruf tarihindeki bilirkişilerce belirlenen gerçek değerinin ödendiğinin yasal ve inandırıcı delillerle kanıtlanamamasına, edimler arasında fahiş farkın bulunduğu hallerde 3. kişinin iyi niyet iddiasının dinlenemeyeceğine hakkındaki dava reddedilen...
Üniversitesi ile bir bağışlama sözleşmesi akdettiğini, bu sözleşme gereği 9826 adet kitabın/derginin üniversiteye bağışlanacağını beyan ettiğini, ancak müteveffanın bağışlama sözleşmesini yaptığı sırada ayırt etme gücüne sahip olmaması nedeniyle bağışlama sözleşmesinin geçersizliğine, kitapların Milli Savunma Bakanlığına teslim edilmesine karar verilmesini talep etmiştir. II. CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde; müteveffa ... ...'ın 21/07/1999 tarihli düzenleme şeklindeki vasiyetnamesinden sonra 01/02/2012 tarihli bağışlama sözleşmesi ile ölüme bağlı tasarrufundan kısmen döndüğünü, davacının iddiasının aksine kitapların ......
, 6.000.000 TL'nin % 18'i oranında (1.080.000,- TL) davalıya ayrıca borçlu olduğunu, davacı taraf hayali olarak bir takım borçlar uydurarak davalı ile mahsuplaşmaya çalışmakta ise de bu mümkün olmadığını belirterek davacı tarafın çekten dolayı açtığı menfi tespit davasının reddine karar verilmesini, gerçek tutar üzerinden % 40'tan aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, satış vaadinden dolayı açtığı menfi tespit davasının reddine karar verilmesini, gerçek tutar üzerinden % 40'tan aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, davacı tarafın maddi tazminat taleplerinin de reddine karar verilmesini, davacı tarafın manevi tazminat taleplerinin de reddine karar verilmesini talep etmiştir. ... esas sayılı dosya örneğinin mahkemesinden celbi ile incelenmesinde; 17.11.2017 tarihli devir sözleşmesi kapsamında taksit bedellerine ilişkin faturalardan kaynaklanan KDV tutarlarının tahsiline yönelik ilamsız takibe itirazın iptali talibi ile 03.05.2019 tarihinde açıldığı...
İcra Dairesinin 2013/7460 sayılı takip dosyasındaki 82.370,12 TL asıl alacak ve ferileri ile Alanya 2. İcra Dairesinin 2014/356 sayılı takip dosyasında 17.600,00 TL asıl alacak ve ferilerini karşılayacak miktarda iptali ile davacı tarafa cebri satış yetkisi verilmesine, karar verilmiş; hüküm davalılar ..., ..., ... ve ... tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, davalı 3. kişilerin davalı borçlunun çocukları olduğunun anlaşılmasına, İİK 278/2'e göre yapılan tasarrufun bağışlama hükmünde olmasına göre davalılar ..., ..., ... ve...'ın yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 6.175,63 TL kalan onama harcının temyiz eden davalılar ..., ..., ... ve ....'dan alınmasına, 03/04/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Bağışlayanın Ali Fuat Çumralıoğlu olması nedeniyle davacının aktif husumetinin bulunmadığını, nakdi yardım alacak öğrencilerin bağışlayan veya vakıf tarafından belirleneceğine dair taahhütnamede herhangi bir ifade olmadığını, 2019- 2020 döneminde 350 öğrenciye burs verildiğini, bu kapsamda taahhüdün yerine getirilmiş olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda; "...Davanın, bağışlama sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali davası olduğu anlaşılmıştır. Konya 12. İD nin 2019/14094 esas sayılı dosyası incelendiğinde: Davacının davalı aleyhine 10.000 TL alacak için genel haciz yoluyla takibe giriştiği, davalının borca itirazı üzerine takibin durduğu, eldeki davanın süresinde açıldığı anlaşılmıştır. Ankara 6. Noterliğin 10.11.1989 tarihli 39705 yevmiye sayılı taahhütnameden, söz konusu bağışlamanın yüklemeli bağışlama (818 s....
Lehine bağışlama yapılan derneğin ise bağışlanma tarihinden dava tarihine kadar geçen sürede bağışlama amacına uygun olarak öğrenci yurdu yapımı için gerekli girişimlerde bulunmadığı gibi bu taşınmazı icara vererek kira gelirini kullanma suretiyle yararlandığı ve böylece taraflar arasında güvene dayalı olarak yapılan bağışlamanın amacına uygun kullanılmadığı görülmekle, bağışlama amacına uygun olarak kullanılmayan taşınmazın tapu kaydının iptaline ve taşınmazın bağışlayan adına tesciline" şeklinde karar verildiği, ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu, davalı tarafın istinaf gerekçelerinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır....
Bağışlananın, bağışlayana veya yakınlarından birine karşı ağır bir suç işlemesi, bağışlayana veya onun ailesinden bir kimseye karşı kanundan doğan yükümlülüklerine önemli ölçüde aykırı davranması veya yüklemeli bağışlamada haklı bir sebep olmaksızın yüklemeyi yerine getirmemesi durumlarında bağışlayan, elden bağışlamayı veya yerine getirdiği bağışlama sözünü geri alabilir ve bağışlananın istem tarihindeki zenginleşmesi ölçüsünde, bağışlama konusunun geri verilmesini isteyebilir (TBK madde 295). Somut olayda davacı vekili dava dilekçesinde özetle: davacının davalılara şirket hisselerini bedelsiz devrettiğini, ancak davalıların bağışlama amacına aykırı hareket ettiklerini bu nedenle bağış amacı ile devredilen hisselerin tekrar davacıya devrini, aksi durumda nominal değerlerinin tahsilini talep etmiştir. Uyuşmazlığa konu bağışlamadan rücu istemi Borçlar Kanunundan kaynaklandığından davanın genel görevli İstanbul Anadolu 23....
Borçlar Kanununun 234. ve devamı maddelerinde düzenlenen bağışlama hayatta olan kimseler arasında yapılan bir tasarruf olup bağışlama ile bir kimse karşılığında herhangi bir ivaz talep etmeksizin malın tamamını veya bir kısmını diğer bir kimseye temlik eder. Bağışlamaya konu mal menkul veya gayrimenkul olabilir. Borçlar Kanununun 237/2. maddesinde menkul veya gayrimenkul üzerindeki ayni hakların bağışlanması ancak tapu siciline kaydedilmekle tamam olur şeklinde düzenleme getirilmiştir. Eldeki davada resmi şekilde yapılmış bir bağışlama sözleşmesi bulunmamaktadır. Davanın kabulü bu nedenlerle de yerinde görüldüğünden hükmün onanması gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, 15.04.2010 gününde oybirliği ile karar verildi....
Davalı, bağışlama karşılığı ücretsiz olarak bakımlarının yapılacağına dair bir şartın davacıların kendi beyanlarında ve sunulmuş belgelerde dahi bulunmadığını,yapılan işlem koşullu bağışlama olarak belirlense dahi koşulların hiçbirinin ihlal edilmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davacıların kuruma yapmış oldukları bağıştan dönme için gereken şartların var olduğu ve haklı sebeplerinin bulunduğu, açılan davanın ispat edildiği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş, verilen karara karşı istinaf talebinde bulunulması üzerine, ... Bölge Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 15.06.2017 tarihli ilamı ile, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 295/3. maddesindeki koşulun gerçekleştiği ve bağışlananın haklı sebep olmaksızın yüklemeyi yerine getirmediği saptanarak davanın kabulüne karar verilmiş olmasında isabetsizlik görülmediği gerekçesi ile davalının yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir....
İİK.nun 278/11.maddesinde gösterilen kişiler arasındaki tasarruflar-... anlamda satış olsalar dahi-bağışlama hükmünde olduğundan, iptale tabidirler. Somut olayda borçlu ... ... ile 30.12.2002 tarihinde ondan taşınmazı satın ... ... karı-kocadır. Tasarruf tarihinden sonra davalılardan boşanmış olması işlemin anılan madde uyarınca bağışlama sayılmasına engel değildir. Mahkemece koşulları oluşan davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle reddi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 10.10.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi....