Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, mal rejimin tasfiyesinden kaynaklanan alacak isteğine ilişkindir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 285.maddesine göre bağış (hibe), bağışlayanın sağlararası sonuç doğurmak üzere, malvarlığından bağışlanana karşılıksız olarak kazandırma yapması olarak tanımlanmıştır. Öğretide ise, bağışlayanın bir karşılık (ivaz) almaksızın, bağışlananın malvarlığında bir artış sağlamak, zenginleştirmek amacıyla malvarlığından belirli değerleri ona vermesi olarak tarif edilmiştir (Aydoğdu, Murat/Kahveci, Nalan: Türk Borçlar Hukuku Özel Borç İlişkileri, İzmir 2013, s. 344,Yavuz, Cevdet: Türk Borçlar Hukuku Özel Hükümler, 6. B., İstanbul 2002, s. 222). Her somut olayın özelliklerine göre, bağış iradesi açıkça ortaya konulabileceği gibi gizli (örtülü) şekilde de yapılabilir. Bu nedenledir ki, bir kısım kazandırmalar, bağışa benzese de kazandırmanın salt bağışlama amacıyla yapılmaması nedeniyle bağışlama olarak nitelendirilemez....

    İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda; "...Dava;bağışlama vaadi sözleşmesinden kaynaklanan aynen iade olmadığı takdirde alacak istemine ilişkindir. Yapılan yargılama sonunda, mahkememizin 09.12.2020 tarih, 2018/345 Esas, 2020/279 Karar sayılı kararıyla; "Davanın alacak davası yönünden kabulüne, asıl talep yönünden, mehir ve ziynet eşyalarının mevcut olmaması ve terditli talep yönünden karar verilmiş olması nedeniyle, karar verilmesine yer olmadığına" karar verildiği anlaşılmıştır. Kararla ilgili yapılan istinaf talepleri doğrultusunda, Konya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesinin 17.03.2021 tarih, 2021/290 Esas, 2021/415 Karar sayılı ilamı; HMK'nın 353/1- a-6.maddesi uyarınca kararın kaldırılarak dosyanın mahkememize gönderildiği anlaşılmıştır....

    K A R A R Davacı ..., dava dilekçesinde belirtilen taşınmaz nedeniyle mal rejiminin tasfiyesi ile alacak isteğinde bulunmuştur. Davalı ... vekili, davanın reddini savunmuştur....

      Bağışlama vaadi niteliğindeki mihri müeccel için aranan şekil şartı Türk Borçlar Kanunu 288/1. madde de düzenlenmiş olup bağışlama sözü vermenin geçerliliği, bu sözleşmenin yazılı olması şartına bağlanmış olup, bağışlama sözü bağışlama sözü verene tek taraflı yükümlülük yükleyen bir sözleşme olmakla bağışlama sözünü verenin imzasını taşıması gerekir, dosyaya ibraz edilen senette davalının imzası olmadığı, kız ve erkek şahidi adı altında atılan imzaların da davalı açısından bağışlama sözü kabul edilemeyeceği gibi davalıya bağışta bulunma yükümlülüğü yüklemeyeceğinden, ilk derece mahkemesince davanın reddine karar vermesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Davacının istinaf talebinin reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

      DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava; mehir senedine konu bir kısım ziynet eşyaları yönünden bağışlama vaadinden; bir kısım ziynet eşyaları yönünden ise ödünç sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Somut olayda incelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, taraflar arasındaki 11.01.2001 tarihli mehir senedinde yazılı bulanın talep konusu ziynet eşyalarının davacı tarafından teslim alındığının bildirilmesine göre dava dilekçesinde belirtilen teslim edilmediği iddia edilen ziynet eşyaları açısından talebin reddi kararı yerindedir. Öte yandan davacı vekilinin mehir senedinde davacıya teslim edilip davalı tarafından borç alındığına ilişkin iddiası ise ödünç sözleşmesi kapsamındadır. Taraflar arasındaki gelin-kayınbaba ilişkisi nedeniyle HMK'nın 203/1- a maddesi uyarınca ödünç sözleşmesi tanıkla ispatı mümkündür....

      Mahkemece; tapu iptali tescil davasının reddine, bağışlamadan rücu koşulları gerçekleştiğinden, davacı tarafından davalı hesabına yatırılan 110.569.98 YTL’nin davalıdan tahsiline karar verilmiş, Hükmü davalı ve katılma yoluyla davacı temyiz etmiştir. 1-Taraflar arasında aksine yapılmış bir sözleşme bulunmadığından davacının bankada kendi adına olan hesabı kapatarak davalı adına ayrı bir hesap açtırmasını hukuki niteliği itibariyle “elden bağışlama” olarak kabulü gerekir. Gerçekten, Borçlar Kanunu m.237’ye göre “elden bağışlama” sağlar arasında yapılan bir işlem olup, bu işlemle bir kimse diğer yana karşılığı olmaksızın ve bağışlama kastıyla malının tamamını veya bir kısmını devir ve temlik eder. Elden bağışlamada tapuda kayıtlı bir taşımaz malın bağışı değil, taşınır nitelikteki bir şeyin (somut olayda tedavül kabiliyeti olan paranın) bağışı söz konusu olduğundan, bağışlama biçim koşuluna bağlı değildir....

        Bağışlama sözleşmesi, bağışlayanın sağlararası sonuç doğurmak üzere, malvarlığından bağışlanana karşılıksız olarak bir kazandırma yapmayı üstlendiği sözleşmedir. Bağışlama, bağışlayanın bir karşılık (ivaz) almaksızın bağışlananın malvarlığında bir artış sağlamak amacıyla malvarlığından belirli değerleri ona vermeyi üstlenmesi (taahhüt) ya da vermesi yoluyla bu iki kişi arasında yapılan sözleşmedir. Bu tanımdan da anlaşılacağı gibi bağışlama, hukukî işlemlerin bir çeşidi olan sözleşme mahiyetindedir. Bu sözleşmede, yalnızca bağışlayan bağışlanana belirli bir değeri verdiğinden ya da vermeyi üstlendiğinden ve bağışlanan karşılık bir değer vermeyi üstlenmediğinden, bu tek tarafa borç yükleyen bir sözleşmedir. Tek tarafa borç yükleyen bu sözleşme, kendisine değer kazandıran kişiyi (bağışlananı) teberru yoluyla zenginleştirme amacını gütmektedir. Düğün sırasında kadına takılan ziynet eşyaları kendisine bağışlanmış sayılır ve onun kişisel malıdır....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Uyuşmazlık; kayden mülkiyet hakkı bulunmaksızın, 3.kişi lehine bağışlama hükümlerine göre kişisel haktan kaynaklanan tapu iptal tescil istemine ilişkindir. Davanın niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 14. Hukuk Dairesinindir. Dosya, Yargıtay 14. Hukuk Dairesince incelenerek görevsizlik kararı ile Dairemize gönderilmiş olup, 23.07.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6723 sayılı Yasanın 21.maddesi ile değiştirilen 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 60/3 maddesi uyarınca temyiz incelemesini yapacak daire belirtilmek üzere dosyanın Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna gönderilmesine, 17.01.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi. ....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ-TESCİL/ALACAK Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil- alacak davası sonunda, yerel mahkemece iptal tescil isteğinin kabulüne, alacak isteğinin kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı ... tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...’un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, tapu iptali ve tescil ile alacak isteklerine ilişkindir....

              Mehri müeccel, ileriye (evliliğin boşanma yada ölümle son bulması haline kadar) yönelik bir bağışlama vaadidir. Koca dışında üçüncü bir kişinin de bağışlama vaadi geçerlidir. Ancak bu durum BK'nun 110.maddesinde yazılı üçüncü kişi yararına borç altına girme olmayıp, BK'nun 238.maddesinde düzenlenmiş bağışlama vaadidir. Bağışlama vaadinin geçerliliği yazılı olma koşuluna bağlıdır. (BK m.238/1) Somut davanın dayanağını, taraflar arasında düzenlenen 03/10/2010 tarihli mehir senedi oluşturmaktadır....

              UYAP Entegrasyonu