Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmekte olan 2003/584 Esas sayılı alacak davasındaki hak ve alacaklar ile dava neticesi temlik eden lehine hükmedilen alacakların tamamının temlikine ilişkin olduğu, 21.05.2007 tarihli adi yazılı temlikname içeriğinden de davalı ...'ın gayrimenkul satış vaadinden kaynaklanan hak ve alacağı ile ... ve Kerim Çorbacı hakkında tüm tescil ve tazminat davalarından doğan hak ve alacağının tümünü davacıya temlik ettiği anlaşılmaktadır. Gerek adi yazılı, gerekse noterde yapılan temlikname içeriklerinden davalı ...'ın diğer davalılara karşı gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden doğan tüm hak ve alacağını temlik ettiği anlaşıldığına göre, mahkemece işin esasına girilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, aksine düşüncelerle yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mal Rejiminden Kaynaklanan Alacak ... ile ... aralarındaki mal rejiminden kaynaklanan alacak davasının reddine dair ... 2....
(Örnek: Yargıtay İkinci Hukuk Dairesi'nin 25.10.1965 günlü, 4557/5028 sayılı kararı) Öte yandan; mehri müeccel, ileriye (evliliğin boşanma ya da ölümle son bulunması haline kadar) yönelik bir bağışlama vaadidir. Koca dışında üçüncü bir kişinin de bağışlama vaadi geçerlidir. Ancak, bu durum, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 128. maddesinde ( 818 sayılı BK 110. maddesi) yazılı üçüncü kişi yararına borç altına girme olmayıp, TBK'nın 288. maddesinde (BK 238. maddesi) düzenlenmiş bağışlama vaadidir. Bağışlama vaadinin geçerliliği, yazılı olma koşuluna bağlıdır. (TBK m. 288/1). Somut olayda; 10 adet cumhuriyet altının ileriye yönelik olarak davacı/davalı kadına bağışlanacağı sözünün verildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda; davacı-karşı davalının talebi, mehir olarak ödenmiş olan (mehri muaccel) bir alacak değil, bağışlama vaadi şeklinde (mehri müeccel) niteliğinde, mehir senedinden kaynaklanan alacak talebine ilişkindir....
Aile Mahkemesi 2021/415 Esas 2022/249 Karar sayılı kararı ile; dava konusunun davacıya takılan değil takılması vaad edilen takılarla ilgili alacağının olduğu, bu hususun mehir olarak ödenmiş olan (mehri muaccel) bir alacak değil, bağışlama vaadi şeklinde (mehri müeccel) niteliğinde, (tarafların boşanma veya ayrılık olduğunda ödeneceğine dair sözleşme imzaladıkları) mehir senedinden kaynaklanan alacak talebine ilişkin olduğu, uyuşmazlık, aile hukukundan kaynaklanan alacak niteliğinde olmayıp, genel hükümlere dayalı (TBK 286 vd.) alacak istemi niteliğinde olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Konya 6. Asliye Hukuk Mahkemesi 2022/122 Esas 2022/138 Karar sayılı kararı ile; dava, mehir senedinden kaynaklanan alacak davası olduğuna göre davanın Aile Mahkemesinde görülmesi gerektiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir....
Öncelikle, satış vaadinden doğan hakların aynı şekilde satış vaadi ile devredilmesinin mümkün olup olmadığının ve bunun hukuki durumunun ne olduğunun ortaya konulması gerekir. Satış vaadi sözleşmelerinin taraflarına kişisel hak verdiği tartışmasızdır. Bu niteliği gereği satış vaadinden doğan hakların da üçüncü kişilere devrinin mümkün olduğu kabul 2011/6889-20207 edilmelidir. Yargıtay da satış vaadinden doğan hakkın üçüncü kişiye temlikini geçerli saymaktadır. (Yargıtay 14. H.D. 30.3.2010 T. 2010/1003-3455 sayılı kararı) Gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden doğan şahsi hakkın BK. 'nun 162. Maddesi uyarınca, borçlunun rızası aranmaksızın üçüncü bir kişiye devri mümkün ve geçerli olduğundan, alacağı temellük eden kişi de bu hakkı satışı vaad eden malike karşı ileri sürme hakkına sahiptir ve bu nedenle borcun yerine getirilmesini bu kişiden talep ve dava edebilir. (... ......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi KARAR : Kısmen kabul, kısmen ret Taraflar arasında görülen satış vaadinden kaynaklı tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmiştir. Mahkeme kararının davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 14. Hukuk Dairesince Mahkeme kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir....
olduğunun açık ve net olduğu, davacının bir çok mal varlığı olduğu, oğlu olarak gördüğü müvekkiline yaptığı günü gelmeden ödemelerin bağışlama olduğunun açık olduğu, bağışlama idaresinin, bağışlayanın hal ve haraketlerinden yada olayın niteliğinden anlaşıldığı, kredi ödemelerinin hiçbir zaman ihtar çekilmeden ve gününden önce ödenmiş olması, bağışlama iradesinin göstergesi olduğunu, açılan davanın reddinin gerektiği, davacı aleyhine alacak miktarının %20'si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ettiği görülmüştür....
Asliye Ticaret Mahkemesi ise, davanın bağıştan rücu ve ifadan kaçınma ilişkisinden kaynaklanmakta olup, davalının tacir sıfatı bulunmadığı gibi,her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hukuk davası(nispi ticari dava) niteliğinde de olmadığı ve TTK'nun 4.maddesinde sayılan diğer anlatımla bu maddede 6098 sayılı TBK'na atıf yapan sözleşmelere ilişkin olmadığından mutlak ticari davalardan olmadığı ve uyuşmazlığın genel hükümler çerçevesinde Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülüp sonuçlandırılması gerekmektiği gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. 6098 sayılı Borçlar Yasasının, Bağışlama sözü vermenin geri alınması ve ifadan kaçınma başliklı 296. madesinde "Bağışlama sözü veren, aşağıdaki durumlarda sözünü geri alabilir ve onu ifadan kaçınabilir: 1. Elden bağışlanılan bir malın geri verilmesini isteyebileceği sebeplerden biri varsa. 2. Mali durumu, sonradan sözün yerine getirilmesini kendisi için olağanüstü ağır kılacak ölçüde değişmişse. 3....
Mahkemece, davalılar arasındaki yakın akrabalık nedeniyle ivazlı tasarrufların bağışlama hükmünde sayıldığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar vekillerince temyiz edilmiştir. 1-Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, yapılan satışta edimler arasında aşırı fark bulunmasına, İİY'nın 278/2 maddesinde edimler arasındaki aşırı farkın bağışlama hükmünde sayılıp yapılan tasarrufun iptale tabi olduğunun öngörülmesine, 3. kişi tarafından taşınmazın tasarruf tarihindeki bilirkişilerce belirlenen gerçek değerinin ödendiğinin yasal ve inandırıcı delillerle kanıtlanamamasına, edimler arasında fahiş farkın bulunduğu hallerde 3. kişinin iyi niyet iddiasının dinlenemeyeceğine, kaldı ki 3.kişi ...’in borçlu ...’ın ağabeyi olmasına, İİY'nın 278/1 maddesinde bu derece akrabalar arasında yapılan tasarrufların bağışlama hükmünde sayıldığının ve iptale tabi olduğunun öngörülmesine, diğer...
SONUÇ: Taraflar arasındaki uyuşmazlığın satış vaadinden kaynaklanması ve Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun anılan kararına göre dosyanın Yargıtay 14. Hukuk Dairesi'ne GÖNDERİLMESİNE, 09.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....