Tarafların Konya 2.Aile Mahkemesinin 2018/535 Esas sayılı dosyası ile 08/06/2021 tarihinde kesinleşen karar ile boşandıkları, davacının senette belirtilen 20.000,00 TL mehri müeccel bedeli için talepte bulunduğu ve bu bedel yönünden davanın kabulüne karar verildiği görülmüş ise de; Mehri müeccel, ileriye (evliliğin boşanma ya da ölümle son bulunması haline kadar) yönelik bir bağışlama vaadidir. Bağışlama vaadinin geçerliliği, yazılı olma koşuluna bağlıdır. Davacının talebi, mehir olarak ödenmiş olan (mehri muaccel) bir alacak değil, bağışlama vaadi şeklinde (mehri müeccel) niteliğinde, mehir senedinden kaynaklanan alacak talebine ilişkindir. Bu sebeple, uyuşmazlık, aile hukukundan kaynaklanan alacak niteliğinde olmayıp, genel hükümlere dayalı ( TBK 286 vd.) alacak istemi niteliğindedir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilir....
Bu durumda; davalının icra takibi ile talebi, mehir olarak ödenmiş olan (mehri muaccel) bir alacak değil, bağışlama vaadi şeklinde (mehri müeccel) niteliğinde, mehir senedinden kaynaklanan alacak talebine ilişkindir. Dava konusu bağışlama vaadi yazılı yapılmakla geçerlidir. Davacı mehir senedinde yazılı bulunan altını vermeyi taahhüt etmiş olup, somut delillerle davalıya teslim ettiğini iddia ve ispat edemediğinden, davacı tarafça dayanılan İzmir 11....
Asliye Ticaret Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesi; uyuşmazlığın tarafların ticari ilişkisinden kaynaklandığı gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir. Asliye Ticaret Mahkemesi ise, bono ile ilgili uyuşmazlık bulunmadığı, uyuşmazlığın gayrimenkul satış vaadinden kaynaklandığını belirterek görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 4/1. maddesinde her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı hüküm altına alınmıştır....
nun ilgili hükümlerine göre karı-koca arasında yapılan tasarrufların bağışlama hükmünde olduğu, ...'ın satış yaptığı ..., ...'ın damadı olup bu kişiye yapılan satışın da bağışlama hükmünde olduğu ayrıca ...'nın borçlunun maksadını bilebilecek durumda olan kişilerden olduğundan davanın kabulünün düşünülmesi ve bu yönde bir karar verilmesi gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda davalı ...'in davalı ...'ye sattığı taşınmazların ivazı olarak gerçek değerinin pek aşağısında bir bedel kabul ettiği, ayrıca eşi ...'a sattığı taşınmaz yönünden de karı koca arasındaki satışların bağış hükmünde sayılmak gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir....
SONUÇ: Taraflar arasındaki uyuşmazlığın satış vaadinden kaynaklanması ve Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun anılan kararına göre dosyanın Yargıtay 14. Hukuk Dairesi'ne GÖNDERİLMESİNE, 27.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 17/03/2022 NUMARASI : 2021/335 ESAS - 2022/123 KARAR DAVA KONUSU : Bağışlama Vaadi Sözleşmesinden Kaynaklanan Alacak KARAR : İlk derece mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına yönelik davalılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiş olmakla 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi....
Mal rejiminin devamı süresince, bir eşin sahip olduğu edinilmiş malda, diğer eşin artık değerin yarısı oranında katılma alacak hakkı vardır. Artık değere katılma alacağı; eklenecek değerlerden (TMK 229.m) ve denkleştirmeden (TMK 230.m) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere, eşin edinilmiş mallarının (TMK 219.m) toplam değerinden, bu mallara ilişkin borçlar çıktıktan sonra kalan artık değerin (TMK 231.m) yarısı üzerindeki diğer eşin alacak hakkıdır (TMK 236/1.m). Katılma alacağı Yasa'dan kaynaklanan bir hak olup, bu hakkı talep eden eşin gelirinin olmasına veya söz konusu mal varlığının edinilmesine, iyileştirilmesine ya da korunmasına katkıda bulunulmasına gerek yoktur. Artık değere katılma alacak miktarı hesaplanırken, mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan malların, bu tarihteki durumlarına göre, ancak tasfiye tarihindeki sürüm (rayiç) değerleri esas alınır (TMK 227/1, 228/1, 232 ve 235/1. m)....
Mehri müeccel, ileriye (evliliğin boşanma ya da ölümle son bulunması haline kadar) yönelik bir bağışlama vaadidir. Koca dışında üçüncü bir kişinin de bağışlama vaadi geçerlidir. Ancak, bu durum, Borçlar Kanunu’nun 110. maddesinde yazılı üçüncü kişi yararına borç altına girme olmayıp, Borçlar Kanunu’nun 238. maddesinde düzenlenmiş bağışlama vaadidir. Bağışlama vaadinin geçerliliği, yazılı olma koşuluna bağlıdır....
Bu nedenledir ki, bir kısım kazandırmalar, bağışa benzese de kazandırmanın salt bağışlama amacıyla yapılmaması nedeniyle bağışlama olarak nitelendirilemez. Ahlaki bir ödevin yerine getirilmesi de bağışlama sayılmaz (TBK mad.285/3). Evlilik birliğinin ömür boyu süreceği inancının hakim olduğu düşünceyle, ortak yaşamı ve geleceği güvence altına almak amacıyla, beraberlikten doğan dayanışmayla ve karşılıklı güvene dayanarak, örf ve adete uygun olarak eşlerin birlikte yatırım yapmaları bağış olarak değerlendirilemez. Eşler arasında dayanışma, güven ve sadakat esastır. Gelecekte aile üyelerinin yararlanacakları beklentisiyle birlikte malvarlığı edinme çabaları, eşlerden birinin sebepsiz zenginleşmesiyle sonuçlanmamalıdır. Bu açıklamalar nedeniyle, devredene ağır yükümlülük getiren kazandırmanın bağış olarak değerlendirilmesi için, bağış amacını taşıyan davranış ve iradenin duraksamaya yer vermeyecek şekilde olması gerekir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Uyuşmazlık, mahkemenin nitelendirmesi uyarınca yanlar arasında Borçlar Kanununun 234.maddesine göre bağışlama sözleşmesinden kaynaklanan alacağa ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 13.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 13.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 05.12.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....