Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Noterliği'nin 06.01.2020 tarih ve ... yevmiye numaralı ihtarnamesi ile ayıp ihbarında bulunulduğu sabittir, ancak bu noktada çözümlenmesi gereken dava konusu araçta ayıp bulunup bulunmadığı, ayıp bulunuyor ise açık veya gizli ayıp olduğudur. 6102 sayılı TTK ve 6098 sayılı TBK hükümlerine göre, ilk bakışta, çıplak gözle bile bakıldığında anlaşılabilen veya basit bir muayene veya inceleme ile tespit edilen ayıp, açık ayıp, basit bir inceleme ile anlaşılamayan ve kullanma ile ortaya çıkan ayıp ise gizli ayıp olarak tanımlanmaktadır....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin davalıdan satın aldığı araçta imalattan kaynaklanan gizli ayıp bulunduğunu, sözkonusu ayıbın giderilemediğini ve araçtan beklenen faydanın sağlanamadığını belirterek, aracın misli ile değiştirilmesine, eğer bu mümkün değilse araç bedeli olan 97.492,01-TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacı tarafın süresinde ayıp ihbarı yapmadığını, zamanaşımının dolduğunu, servis işlemi sonrasında sözkonusu araçta bir arıza kalmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur....

      İş sayılı dosyası üzerinden yapılan tespitte alınan 19.02.2008 tarihli bilirkişi raporunda dava konusu aracın daha önce 3. bir kişiye satıldığının ancak aracın sürekli arıza vermesi sebebiyle iade edildiğinin tespit edildiğini, aracın satım bedeli karşılığında müvekkili tarafından verilen bonoların bedelsiz kaldığını ileri sürerek, sözleşmenin feshi ile satım bedelinin iadesine aksi takdirde ayıp oranında bedel indirimine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, satıma konu biçerdöverin 2. el olduğunu davacının bildiğini, biçer döver tam ve eksiksiz olarak davacıya teslim edildiğini, davacı tarafından usulüne uygun yapılmış bir ayıp ihbarı bulunmadığını, davanın zamanaşımına uğradığını ileri sürerek, davanın reddini istemiştir....

        ayıplı olarak değerlendirilebileceği, ayıp sebebiyle oluşan bu hasarın giderilmesi işleminin davalı tarafa ait olduğu, hasar bedelinin takribi KDV dahil 7.500,00 TL olabileceği, silolardaki sensör sorununun çözülememesi gizli ayıp olarak değerlendirilebileceği ve ayıp nedeniyle maddi zararın 6 silo için KDV dahil 12.000,00 TL olabileceği'' kanaatiyle rapor tanzim etmişlerdir....

          Mahkememizce bilirkişi raporunun denetime elverişli, ayrıntılı ve gerekçeli oluşu sebebiyle tarafların itirazlarına itibar edilmeyerek rapora itibar edilmiştir. Dava konusu olayda uygulanması gereken kanun hükümleri 6098 sayılı TBK hükümleri olup, davacı alıcı TBK'nın 227.maddesi uyarınca ayıp nedeniyle seçimlik haklarını aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesini isteme şeklinde kullanmıştır. Sonuç olarak araçta ayıp bulunduğu, ayıbın gizli ayıp niteliğinde olduğu bilirkişi raporu ile belirlenmiş olup, davacı taraf söz konusu ayıbı süresi içerisinde davalı şirket yetkili servisine bildirmiş, ancak bir sonuç elde edememiştir. Ayıbın niteliği gereği alıcının araçtan yararlanamamasını sürekli kılabilecek nitelikte olduğu değerlendirilmiştir....

            sebebiyle siparişlerini zamanında yetiştiremediklerini, düzenledikleri 31.05.2013 tarihli 10.343,70 TL tutarında reklamasyon faturasının davacı tarafından iade edildiğini açıklayarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir....

              İlk derece mahkemesince;iki ayrı makine mühendisi bilirkişiden rapor alınmış,tarafların tanıkları dinlenmiş,neticeten bilirkişi İbrahim Can Üncü'nün raporundaki aracın ayıplı olarak davacıya satıldığı ve ayıp oranında indirim bedelinin 15.500- tl.olduğu yönündeki görüş benimsenerek davalının bu tutardaki ayıp oranında indirim bedeli ve işlemiş faizinden sorumlu tutulması gerektiğinden bahisle "davanın kısmen kabulüne, Antalya Genel İcra Dairesi'nin 2020/86439 Esas sayılı dosyasında davalının itirazının kısmen iptaline, takibin 15.500,00TL asıl alacak, 58,53TL işlemiş faiz yönünden devamına, asıl alacak için takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine" şeklinde karar verilmiş, karar süresi içerisinde taraf vekillerince istinaf edilmiştir. 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunun madde 219'a göre; "Satıcı, alıcıya karşı herhangi bir surette bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması sebebiyle sorumlu...

              Eserdeki ayıp ya eserin teslimi sırasında iş sahibinin kolaylıkla görebileceği niteliktedir veya eserin tesliminden sonra ve kullanılması sırasında ortaya çıkan niteliktedir. Bunlardan ilkini açık ayıp ikincisine ise gizli ayıp denilmektedir. Eser ister açık ayıplı isterse gizli ayıplı olarak iş sahibinin teslim edilmişse Borçlar Kanununun 359 ve 362. maddeleri gereğince iş sahibinin ayıp ihbarında bulunması gerekir. Aksi takdirde iş sahibi mevcut eseri olduğu haliyle kabul etmiş sayılır. Ayıp kavramına ilişkin bu genel açıklamalardan sonra somut olaya gelince; Özellikle davacı vekilinin 31.03.2011 tarihli duruşma tutanağına geçirilen sözlerinden davacının eseri teslim aldığı, teslim aldığı tarihten sonra herhangi bir ayıp ihbarında bulunmadığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca eser mevcut haliyle kabul edilmiş sayılacağından, davanın dinlenme olanağı yoktur....

                Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, davacı-karşı davalı tarafça, davalı-karşı davacı tarafa 07-10-17-18-30/07/2013, 30/08/2013, 24-26/02/2014 ve 07-17/03/2014 tarihlerinde ürünlerin teslim edildiği, ürünlerin davalı-karşı davacı tarafından ... laboratuvarlarında analizlerinin 11.06.2014 tarihinde istendiği ve raporun 13.06.2014 tarihinde düzenlendiği, çentik darbe deneyi raporunun ise 03.07.2014 tarihinde istendiği ve aynı gün içinde raporlandırıldığı, davalı-karşı davacının ise ürünlerde ayıp bulunduğuna ilişkin ihtarını davacı-karşı davalı şirkete 18.08.2014 tarihinde çektiği, buna göre davalı-karşı davacı ürünlerde ayıp bulunduğunu en geç 03.07.2014 tarihinde öğrenmesine rağmen, bu süreden yaklaşık 46 gün sonra davacı-karşı davalıya ayıp ihbarında bulunduğu, ayıp ihbarının süresi içinde yapılmadığı, bu sebeple icra takibinde talep edilen satış bedelini ödemesi gerektiği, icra takibinde talep edilen bedelin likit olduğu, karşı davadaki taleplerin ise ayıp ihbarının...

                  Bu itibarla her ne kadar davacı tarafından eser sözleşmesinden dönülerek uğranılan maddi ve manevi zararların tazminini talep etmiş ise de; 16/03/2023 tarihli bilirkişi raporu da nazara alınarak dava konusu kapılardaki ayıpların kabul edilemeyecek derece ayıplı olmaması sebebiyle davacının TBK 474 vd. maddeleri gereğince sözleşmeden dönme hakkını kullanmasının mümkün olmadığı, davacı tarafından ayıp ihbarının süreside olması sebebiyle ayıp sebebiyle uğranılan zararların davalıdan tazminini talep edebileceği, ----- tarihli raporda davacının ayıp sebebiyle uğramış olduğu toplam zararının 31.374,60-TL olduğunun belirtildiği anlaşılmış, anılan miktar üzerinden davacının maddi tazminat talebinin kısmen kabulüne ile davacının ayıp sebebiyle uğramış olduğu toplam 31.374,60-TL bedelin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin sair tüm taleplerinin reddine karar verilmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu