Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Şti. vekili cevap dilekçesinde; müvekkili şirketin bayii olması sebebiyle husumet yöneltilemeyeceğini, ayıp ihbarının süresinde yapılmadığını, davanın zamanaşımına uğradığını, araçta üretimden kaynaklı bir ayıp bulunmadığını, delil tespiti raporunu kabul etmediklerini beyanla , davanın reddini istemiştir. YEREL MAHKEME KARARI: Antalya 1.Tüketici Mahkemesi'nin 2021/112 Esas, 2021/250 Karar sayılı 27/10/2021 tarihli kararı ile; "davacının ayıpsız misli ile değişim davasının reddine, davacının ayıp oranında indirim davasının kısmen kabulü ile, 4.007,82- TL ayıp oranında indirim bedelinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine," şeklinde karar verilmiştir....

Davalı vekili; aracın distribütör firmasının aracı incelediğini ve araçta ayıp olmadığını davacıya bildirdiğini, ancak davacının bunu kabul etmek istemediğini, ayrıca ayıp ihbar süresi ve şekline uyulmadığını, garanti süresinin de ayıp ihbar süresini ortadan kaldırmayacağını savunarak davanın reddini istemiştir. Temsa Şirketi vekili 07.10.2011 havale tarihli dilekçesinde; davaya feri müdahale talebinde bulunduklarını belirtmiş, ayrıca davacının ayıp ihbar süreleri ve şekline uymadığını, davaya konu aracın arazi aracı olması nedeniyle kendi yeteneği ile orantılı sesler çıkarabildiğini, bunun arıza göstergesi olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece toplanan delillere göre; bilirkişi raporu ile araçta gizli ayıp olduğunun tespit edildiği, ayıp ihbarının da süresinde yapıldığı, kaldı ki garanti süresinin de henüz dolmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir....

    Ayrıca ayıp, yarar ve hasarın alıcıya geçmesi anında satılanda var olmalıdır. Ayıp, aynı cinsten normal eşyada bulunması gereken iyi niteliklerin satılanda bulunmaması ya da kötü niteliklerin bulunmasıdır. Buna göre, maddi ayıp, bir nesnenin aynı cinsten normal parçalarla karşılaştırıldığında, kendi değerini veya elverişliliğini kaldıran ya da azaltan her türlü kötü niteliklerdir. Satılandaki ayıp önemli olmalıdır. Bu koşulun gerçekleşmiş sayılması için ayıp yüzünden nesnenin değerinin veya elverişliliğinin önemli ölçüde azalması veya bütünüyle ortadan kalkması gerekir. Eğer satın alınan nesnedeki ayıp, sözleşmeye aykırılık oluşturuyorsa veya alıcının seçimlik haklarını kullanmasını gerektiriyorsa, ayıp önemli sayılır. “Alıcı, devraldığı satılanın durumunu işlerin olağan akışına göre imkân bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satılanda satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp görürse, bunu uygun bir süre içinde ona bildirmek zorundadır....

      Davalı, yapılan iş sebebiyle davacı iş sahibinden alacağı bulunduğunu, açılan davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, asıl alacak üzerinden davalı itirazının iptaline, asıl alacak tutarı üzerinden de %40 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Hükmü, davalı temyiz etmiştir. Taraflar arasında kapı ve pencere imali konusunda sözlü bir eser sözleşmesi bulunduğu çekişmeli değildir. Eser sözleşmesi, niteliği itibariyle bir iş görme sözleşmesidir. Bu bakımdan, yüklenicinin iş sahibinin zararına olacak her türlü faaliyetten kaçınması, eseri sözleşmesine, amacına, fen ve sanat kurallarına uygun meydana getirerek iş sahibine teslim etmesi gerekir. Diğer taraftan, malzeme seçiminin yükleniciye bırakıldığı sözleşmelerde yüklenici Borçlar Kanununun 357.maddesi gereğince imal ettiği şeyde kullanılan malzemenin iyi cinsten olmamasından dolayı iş sahibine karşı tıpkı satıcı gibi sorumludur....

        DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; Hukuki niteliği itibariyle,---------sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı, davalının ayıp iddiasının yerinde olup olmadığı ve süresinde ayıp ihbarında bulunulup bulunulmadığı noktalarına ilişkin bulunmaktadır. İcra dosyasının incelenmesinde; Davacı yanca, davalı yan aleyhine----dosyası ile genel haciz yolu ile faturalara dayalı alacak bakiyesinin tahsili talebi ile ---- asıl alacak ve--- işlemiş faiz olmak üzere toplam --- alacak üzerinden ----- tarihinde takip başlatıldığı, davalı takip borçlusuna ---- tarihinde ödeme emri tebliğ edildiği, davalı takip borçlusunun ------------ tarihli Dilekçesi ile; faturaları kabul etmediklerini, davacıya faturadan kaynaklı herhangi bir borçlarının bulunmadığını beyan ederek, borca ve fer-ilerine itiraz etmiş olduğu anlaşılmıştır....

          Ayıp, sonradan ortaya çıkarsa, iş sahibi öğrenir öğrenmez yükleniciye derhal bildirmek zorundadır. Yüklenicinin iş sahibine olan borçlarını aykırı olarak, imâlini yüklendiği eserin ayıplı olması durumunda; açık ayıplarda somut olayda uygulanması gereken 818 Sayılı Borçlar Kanunu’nun 359, gizli ayıplarda ise 362. maddeleri hükümlerine uygun olarak ihbarda bulunduğu takdirde iş sahibi, aynı Kanun’un 360. maddesinde düzenlenen haklardan birini kullanabilir. Ne var ki, anılan Yasa hükmünde öngörülen haklardan hangisini iş sahibinin kullanması gerektiğini mahkeme takdir eder. Somut olayda mahkemece, ayıp sebebiyle davacının, iş bedelinden indirim hakkının bulunduğu kabul edilerek, bedelde indirim yapılması sonucu 12.500,00 TL tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Oysa, dosya kapsamındaki bilirkişi raporları incelendiğinde; basımı yapılan kitaplardaki ayıpların “açık ayıp” niteliğinde olduğu sonucuna varılmaktadır....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 18.09.2009 gününde verilen dilekçe ile eser sözleşmesine (Malın Ayıplı Olmasından Kaynaklanan) dayalı alacak istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 17.06.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R_ Dava, reddi gereken eser sebebiyle yapılan ödemeler toplamı 2500 TL’nin tahsili istemiyle açılmıştır. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, dava kabul edilmiş, eser bedeli olan 2465 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Hükmü, davalı temyiz etmiştir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, mont üretiminde kullanılmak üzere davalıdan kumaş satın aldığını, ancak kumaşların ayıplı çıktığını ve ayıbın gizli ayıp niteliğinde olduğunu, bundan dolayı zarara uğradığını ileri sürerek 17.157,00 TL. Zarar bedelinin ihtarname tarihi 09.02.2009 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin idare merkezinin ...’nde olması sebebiyle ......

                nedeniyle tekrar aynı arızaları vereceğini düşünerek aracı geri almak istememiş ancak taleplerinin sonuçsuz kaldığını, aracın iki kez aynı arıza nedeniyle çekici vasıtası ile davalı T3 bayisine çekildiği ancak araçta ikinci kez gizli ayıp tespit edilemediğini, davalı T3 araçtaki sorunun giderilemediğini çözüm için diğer davalı PSA dan çözüm beklendiğini servis kayıtları ile açıkça belirttiğini beyanla öncelikle aracın misli ile değiştirilmesi bu taleplerinin mümkün olmaması halinde ise değer kaybı oluşturan ayıp nedeniyle ayıp oranında satış bedelinden satın alınan tarihten itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir....

                Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2010/133 Esas sayılı dosyasında yapılan delil tespiti ile ürünlerdeki ayıbın gizli olduğunun ispat edildiğini ileri sürerek, davacının yapılan işlerden doğan kazanç kaybı ile Almanya'daki firma nezdinde yoksun kaldığı itibar, prestij ve portföy kaybı sebebiyle şimdilik fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere 55.000 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Asıl davada davalı vekili, davalının verilen teklife uygun şekilde ürünleri davacıya teslim ettiğini, davacının ürünleri ayrıca bir işleme daha tabi tutarak Almanya'daki firmaya gönderdiğini, bu sebeple hataların kendi yaptıkları işlemlerden de kaynaklanabileceğini, ayrıca delil tespiti neticesinde alınan raporda ayıbın açık ayıp olduğunun tespit edildiğini, bu durumda davacının yasal sürede ayıp ihbarında bulunmadığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu