Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda şirketin borca batık olduğu ve bu nedenlerle davacıya herhangi bir kâr payı ve ayrılma akçesi ödenemeyeceği tespit edilmiştir. Diğer taraftan TTK 616/1-e maddesi gereğince kar payı dağıtılmasında yetkili organ olan genel kurulda kâr payı dağıtılmasına ilişkin herhangi bir karar alınmadan kâr payı dağıtılması da mümkün değildir. Bu itibarla mahkemece sermaye payı ve kâr payı ödenmesine yönelik talep bakımından davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir....
Hukuk Dairesi'nin 09/03/2022 tarih ve 2021/1730 Esas, 2022/727 Karar sayılı kararıyla; "Davada, taraflar arasındaki adi ortaklık kaynaklı ortaklık payı için ödenen sermaye bedeli ile kar payı alacağı talep edilmiştir. Taraflar arasındaki adi ortaklık ilişkisi bulunduğu konusunda uyuşmazlık bulunmadığı, davacı iş bitimi sonrası ortaklık payı için ödenen bedelin (sermaye) ve kar payı alacağının ödenmediğini, davalı ise, ödemenin yapıldığını, davacı ile ibralaşma yapıldığını iddia etmiştir....
Bilirkişi ek raporunda; davacı Rıza adi şirketin %30 payın kendisi ile kardeş Murat'a ait olduğunu beyan etmiş olduğunu, davacı Rıza ile kardeşi Murat'ın %30 paya %15 ve %15 olmak üzere eşit oranda sahip olduğu sonucuna vardığını, taraflar adi ortaklığa konu kasap dükkanının değerini 200.000 TL olarak belirlenmiş olduğunu, bu halde davacı Rıza'nın talep edebileceği bedel 200.000 TL:100 2.000 TL x 15 pay 30.000 TL " 06/10/2012 günlü Protokol de kardan %35 pay verilen Tepe nin kim olduğunun, 06/10/2012 günlü protokol de imzası olan ve alacağına karşılık 1/3 ortak olduğunu ve ortaklıktan altı ay sonra 70.000 TL alarak ayrıldığını beyan eden Yunus'a protokol metninde kardan pay verilmemiş olması göz önüne alındığında Yunus kendisine yapıldığı iddia etti 70.000 TL ödemenin ortaklık payı için mi yoksa ortaklıktan olan alacağı için mi yapıldığının buna bağlı olarak dava dışı Yunus 'un adi ortaklıkta payının bulunmumadığının var ise miktarının 06/10/2012 günlü protokol metninde %30 payın davacı...
Karar Düzeltme Sebepleri Davacı vekili; davacının emeğini sermaye olarak koymadığını, adi ortaklıkta maaş karşılığı çalıştığının resmi kayıtlarda sabit olduğunu, tanık beyanları da iddiaları teyit ettiğini, alacak taleplerine yönelik zamanaşımı süresinin geçmediğini, tasfiye sırasında ıslaha gerek kalmadan alacaklarının tasfiye memuru tarafından ödenmesi gerektiğini, işçilik alacağı taleplerinde fazlaya dair hakların saklı tutulduğunu, kar payı bulunmaması durumunda yönetici ortakta olduğu kabul edilerek tahsile hükmedilmesini ileri sürerek; kararın düzeltilmesini talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Asıl ve birleşen davada uyuşmazlık, adi ortaklığın sona ermesi nedeniyle ortaklık ve kar paylarının tahsili istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1....
beyan ederek; 2007 yılı ile 2015 yılı Aralık ayı içerisinde müşterek yürütülen inşaat ve diğer ticari iş kazanç ve ortaklıkla ile ilgili olarak; gerek adi ortaklık halinde gerekse Basra şirketi üzerinden (Salazer) yürütülen inşaat ve ticari faaliyetler nedeni ile her türlü ortaklık payı, kar payı, müvekkilinin emek ve sermayesi ile yapmış olduğu çalışmalar ve ortaklığından doğan her nevi alacak için şimdilik 1.000 TL asıl alacağın ortaklığın bitirildiği 15.12.2015 tarihinden itibaren ticari avans faizi iledavalılardan tespiti ve tahsiline, karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
İstinaf dilekçesinde ileri sürülen istinaf sebepleri, mahkemece verilmiş ve istinaf edilmiş olan gerekçeli ara kararda yazılı açıklamalar, yasal sebep ve gerekçeler ile bu aşamadaki mevcut derdest dava dosyası kapsamı birlikte incelenip değerlendirildiğinde; Derdest işbu adi ortaklığı feshi ve tasfiyesi ile tasfiye, kâr payı ve sermaye payı alacaklarının tahsili taleplerine ilişkin davada istenen bir miktar para alacağı yönünden ihtiyati haciz talebinin kabulü için İİK'nın 257 vd.maddeleri gereğince alacağın varlığı ve miktarına ilişkin olmak üzere aranan gerekli ve yaklaşık ispata dair yeterli koşulların, bu aşamadaki mevcut derdest dava dosyası kapsamına göre bulunmadığından sözkonusu ihtiyati haciz talebinin reddi gerektiği sonucuna varılmıştır....
İle ilgili olarak yapılan giderlerin, şirketin ticari defter kayıtlarında tespit etmiş oldukları 4.050.510,42-TL sinden davacının yaptığı 3.396.413,00-TL tutarında ödeme tenzil edildiğinde adi ortaklıktan 654.097,42-TL tutarında alacağı bulunduğunu ve bu tutarın adi ortaklıktan davalıya ödenmesi gerekip gerekmediğinin taktirinin mahkemeye ait olduğunu, taraflar arasındaki sözleşme uyarınca elde edilecek kardan proje ortağı olan davacının %75, lider ortak olan davalının ise %25 oranında kar paylaşım hesabı davacının kar alacağı 2.597.513,22-TL....
Mahkemece, bozma ilamına uyulmak suretiyle yapılan yargılama neticesinde, davacı tarafın kar payı ödeme talebi ispat edilemediğinden reddi ile 17.570,00.-TL ortaklık sermaye payı olarak davalı ...'dan alınarak davacı yana verilmesine, dava tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, karar verilmiş,hüküm taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.Dava konusu uyuşmazlık; adi ortaklıktan kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Adi ortaklık sözleşmesi, iki yada daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir. (TBK. 620/1 md.) Adi ortaklık ilişkisi, TBK'nun 639.maddesinde sayılan sona erme sebeplerinden birinin gerçekleşmesi ile sona erer. Bu şekilde ortaklığın sona ermesinin başlıca iki sonucu ortaya çıkar....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, 2004 sayılı İ.İ.K.72 madde uyarınca; sermaye payı ile kar payının tahsili amacı ile başlatılan icra takibinde davacının borçlu olmadığına dair menfi tespit talebi ile adi ortaklığın feshine karar verilmesi talebine ilişkindir. İnceleme, 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Mezkur davada ; davacı tarafça öncelikle; davalı şirketle arasında bir adi ortaklık ilişkisi çerçevesinde adi ortaklıkta tasfiye payını, isteyebilmesi için taraflar arasında bir adi ortaklık ilişkisi kurulduğunu ispat etmesi ve ayrıca ispat edilen iş bu adi ortaklık ilişkisinin tasfiye edilmiş olması gerekmektedir. (Yargıtay 11....
İSTİNAFA BAŞVURAN TARAFLAR ve İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Asıl ve birleşen davada davacı Zeynal Keskin vekilinin istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararını kabul etmediklerini,müvekkil ve davalı, adi ortaklığın ne zaman sona ereceği konusunda anlaşmadıkları ve örtülü olarak ortaklığa devam ettikleri için adi ortaklık sona ermediğini, adi ortaklık sona ermediğinden dolayı, 14.000,00 Euro alacağa ilişkin zamanaşımı ortaklığın sona erdiği tarihten itibaren işlemeye başlayacağı, 30.06.2020 tarihli tasfiye raporunda adi ortaklığın mal varlığı 67.529,65 TL olarak hesaplandığını, adi ortaklığın mal varlığından, ortaklığa avans olarak verilen 14.000,00 Euronun Türk lirası karşılığı 32.272,80 TL olarak hesaplanarak, ortaklık borcundan çıkarılmış ve geriye kalan 35.256,85 TL sermaye payı hesabı ikiye bölünmüş ve müvekkilin sermaye payı ise 17.628,43 TL olarak hesaplandığını, bu hesaplama mahkemenin 14.000 Euro'nun adi borç olduğu kabulü halinde hatalı olduğunu, bu nedenlerle...