payının 11.12.2003 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte, müvekkilince karşılanan ve davalı payına düşen (katkı payı) kısımda sermaye karşılığı olarak ödemeyi taahhüt ettiği ancak ödemediği 15.000 TL'nin 11.12.2004 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlike davalıdan tahsiline, müvekkiline ait dükkanın tahliyesine ve adi ortaklığın fesih ve tasfiyesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
KARAR Davacı, davalı ile çay bahçesi ve lokanta işletmek üzere adi ortaklık sözleşmesi imzaladığını, demirbaş alımı ve masraflara mahsuben 75.000 YTL ödediğini, davalının sık sık para istediğini ancak hesap vermediği, kar payı da ödemediğinden 1.12.2004 tarihli ihtarla adi ortaklığı feshederek yaptığı masrafları istediğini bildirerek ortaklığın fesih ve tasfiyesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı, davacının 75.000 YTL ödemediğini, masraflara katılmadığını, taşınmazın imarı ve tefrişini kendisinin yaptığını, kar payı elde edemediğini, bu aşamada feshin iyiniyetli bir davranış olmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, davalının kiraladığı çay bahçesi ve lokantaya ortak olduğu halde kar payı ödenmediği ve hesap verilmediğinden adi ortaklığın fesih ve tasfiyesini talep etmiştir....
Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkilinin yurt dışında çalıştığını ve 1972 yılından bu güne kadar davalı kardeşi ...'e 300.000 mark para gönderdiğini, davalının, müvekkilinin kendisine gönderdiği ve pek çoğunu elden teslim ettiği bu paralarla müvekkil ile birlikte market işleteceğini ve inşaat yapıp daire işi ile uğraşmak üzere adi ortaklık kuracağını beyan etmesine karşın müvekkil lehine hiç bir işlemin gerçekleşmediğini, 236 665,41 TL için yapılan takibe haksız ve kötü niyetli yapılan itirazın iptaline ve takibin devamı ile ikinci talep olarak ta, adi ortaklık nedeniyle ortaya konulan sermaye, elde edilen semerelerin ve kârların ihtar tarihinden itibaren yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : TAŞOVA SULH HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 13/05/2014 NUMARASI : 2013/328-2014/292 Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulü-adi ortaklığın fesih ve tasfiyesine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I "Dava, adi ortaklıktan kaynaklanan katılım payı alacağına ilişkindir. Mahkemece istem reddedilmiş, kararı davacı temyiz etmiştir. Davacı, davalı ile iş ortaklığı yapmak üzere açtıkları dükkana 5.750 TL'lik malzeme aldığını, davalının da aynı miktarda sermaye koyduğunu, ancak davalının bir müddet sonra davacıyı dükkandan çıkardığı ve herhangi bir ödemede bulunmadığı iddiasına dayalı ortaklığa yaptığı harcamalar tutarının ödetilmesini istemiştir....
Adi ortaklık sözleşmesi; geçerlilik şekli olarak, herhangi bir şekle bağlı değildir. Ancak, ispat şekli bakımından yasal delillerle kanıtlanması gerekir. Ayrıca, adi ortaklık ilişkisinde; bir ortak tarafından açılan alacak talebi, ortaklığın fesih ve tasfiyesi istemini de kapsar. Somut olayda;mahkemece her ne kadar hatalı değerlendirme ile davalılar ......... Şti ile ... arasında düzenlenen 31/12/2011 tarihli "Ortak Girişimin Feshi'' başlıklı belge nazara alınmak suretiyle davalıların adi ortaklığı 31/12/2011 tarihinde oybirliğiyle sona erdirdikleri, ortaklığı oybirliğiyle tasfiye edip ibralaştıkları, davalı-borçlu şirketin ortaklıktan herhangi bir hak ve alacağı bulunmadığı, adi ortaklığın ortaklarca oybirliğiyle tasfiye edilmesi karşısında artık tasfiyenin ve borçlu şirketin kar ve tasfiye payının belirlenmesi yoluna gitmenin de mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de,eldeki dosya ile ...... 1. .........
Davalılar vekili cevap dilekçesinde; davacının sermaye koyduğu bedelin tamamının davacıya nakden ve çek ile ödediklerini, ortaklığın fiilen uygulanmadan sona erdiğini beyan etmişlerdir. Mahkemece; davanın kabulü ile (talep gibi) 8.000 TL alacağın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin hakkın saklı tutulmasına karar verilmiş, hükmü davalılar vekili temyiz etmiştir. Dosya kapsamından; davacı ile davalıların 12.11.2008 tarihli "Adi Ortaklık" sözleşmesi ile davalıların daha evvel 02.12.2005 tarihli ortaklık sözleşmesi ile kurdukları Reyhan Kebap Salonuna 1/3 oranında ortak oldukları, davalıların 05.01.2009 tarihli ihtarı ile adi ortaklığın feshedildiği anlaşılmaktadır. Davada, adi ortaklığın sona erdiğinin tespiti ile tasfiyesi talep edilmektedir. Adi ortaklık sözleşmesi, iki yada daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir. (TBK. 620/1 md.)...
Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki uyuşmazlığın, adi ortaklıktan kaynaklı kâr payı alacağının tahsili istemine ilişkin olmasına göre, kararın temyiz incelenmesi görevi Yargıtay Yüksek 3. Hukuk Dairesi'ne ait olup, 6723 sayılı Danıştay Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 21/2. maddesi ile değişik 2797 sayılı Kanun'un 60/3. maddesi gereğince dosyanın anılan Yüksek Daireye gönderilmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 3. Hukuk Dairesi Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 15/03/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece, taraflar arasındaki adi ortaklığın varlığı ispatlandığından, işin esasının incelenerek sonucu dairesinde bir karar verilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirmeler ile birleşen davanın reddine karar verilmesi isabetli bulunmamıştır. 2 - Birleşen dava yönünden dava konusu uyuşmazlık, taraflar arasındaki adi ortaklık ilişkisinin fesih ve tasfiyesi ile adi ortaklıktan kaynaklı alacak istemine ilişkindir. Adi ortaklık sözleşmesi, iki yada daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir. (TBK. 620/1 md.) Adi ortaklık ilişkisi, TBK'nun 639.maddesinde sayılan sona erme sebeplerinden birinin gerçekleşmesi ile sona erer. Bu şekilde ortaklığın sona ermesinin başlıca iki sonucu ortaya çıkar. Bunlardan ilki, yöneticilerin görevlerinin sona ermesi, diğeri de ortaklığın tasfiyesidir....
Maddesine uygun olarak hüküm tesis edilmediği, ayrıca mahkemece davacı Suat Sungur'un tasfiye payı alacağı 524.386,65 TL olarak hesaplanmasına ve davacı tarafından birleşen dosyada toplam tasfiye alacağının 955.106,56 TL olarak hesaplandığından, asıl davada talep edilen 489.219,60 TL tasfiye payı alacağı düşüldükten sonra kalan 465.887,05 TL yönünden dava açıldığı, bu şekilde asıl ve birleşen dosyada davacının toplam tasfiye payı alacağı olarak 955.106,56 TL talep etmesine karşın, mahkemece "taleple bağlı kalındığı" gerekçesiyle yalnızca asıl dosyada talep edilen 489.219,60 TL tasfiye payı alacağı yönünden karar verildiği, birleşen dosyada talep edilen tasfiye payı alacağı yönünden yanlış, yanılgılı yerinde olmayan gerekçeyle davanın reddine karar verilmiş olması, usul ve esas açısından hukuka aykırı bulunmuştur....
Dosya kapsamında bilgisine başvurulan tanık beyanları, dahili davalı ... beyanı ve davalı ile dahili davalı arasında görülen ve kesinleşen itirazın iptali davasında da adi ortaklığın varlığının tespit edildiği dikkate alındığında, taraflar arasında şifahen kurulan bir adi ortaklık ilişkisi olduğu ancak aralarında çıkan anlaşmazlık nedeniyle bu ortaklık ilişkisinin sona erdiği, davacının davadaki talebinin taraflar arasındaki adi ortaklık ilişkisinin tasfiyesi istemine ilişkin olduğu kuşkusuzdur. Bu durumda ise; taraflar arasındaki ortaklığın tasfiyesinin mahkemece yapılması gerekmektedir. (TBK. m. 639). Tasfiye, ortaklığın bütün malvarlığının belirlenip, ortakların birbirleriyle alacak verecek ve ortaklıktan doğan tüm ilişkilerinin kesilmesi yoluyla ortaklığın sonlandırılması, malların paylaşılması ya da satış yoluyla elden çıkarılmasıdır....