İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı/birleşen davada davalı tarafından başlatılan icra takibinde adi ortaklığı oluşturan şirketlerin isimlerine değinilmekle yetinilerek adi ortaklığın borçlu olarak gösterildiği ve adi ortaklık adına tek bir ödeme emri çıkartıldığı, adi ortaklığı oluşturan şirketler adına ayrı ayrı ödeme emri düzenlenmediği, öte yandan açılan itirazın iptali davasında da husumetin tek bir ortağa yöneltildiği, taraf ehliyeti bulunmayan adi ortaklık aleyhine yapılacak icra takiplerinde adi ortaklığı oluşturan ortakların ayrı ayrı gösterilmesi ve bu ortaklara ayrı ayrı ödeme emrinin tebliğ edilmesi gerektiği, adi ortaklık adına tek bir ödeme emri tebliğe çıkartılmak suretiyle yapılan icra takibinin usulsüz olduğu, ayrıca itirazın iptali davası ile birleşen menfi tespit davasının takip hukukundan kaynaklanmakta olup icra takibine sıkı sıkıya bağlı olduğunu, bu nedenle yetkili icra dairesinde usulünce icra takibi...
Olaylar), şifahi yapılan görüşmeler, ihtarnameler ve arabuluculuk görüşmeleri neticesinde de her defasında süreci uzatmaya yönelik davalının tutumları, adi ortaklık sürecinde satışı gerçekleşen krom cevherlerinden davacı müvekkillerin hissesine düşen ödemeyi yapmamaları nedeniyle adi ortaklık sürecinde üretilen ve henüz satışı gerçekleşmemiş krom cevherlerinin davalı şirketçe satılması tehlikesine binaen ... İli ... (Adres: ... Mah. ... Bulvarı No:64 ... / ...-...) ve ... (Adres: ......
Dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillerle, usul ve yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle; davacının Vizyon Oto adlı galeri işletmesinde gizli ortak olduğunu iddia etmesi karşısında davalı tarafından adi ortaklık ilişkisinin inkar edilmesine, adi ortaklık ilişkisini ispat yükünün davacı üzerinde olmasına, delil başlangıcı olarak kabul edilen kayıtların ve tanık beyanlarının adi ortaklık ilişkisini ispata yeterli olmaması nedeniyle adi ortaklık ilişkisinin ispat edilememesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf kanun yolu başvurusunu 6100 sayılı HMK'nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Asliye Hukuk Mahkemesi SAYISI : 2017/16 E., 2021/667 K. 2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun (2797 sayılı Kanun) 40 ıncı ve Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 18 inci maddeleri uyarınca yapılan ön incelemede;dava konusu uyuşmazlığın niteliği ve temyizin kapsamının, adi ortaklık ilişkisinden kaynaklanan alacağa ilişkin olduğu anlaşılmıştır. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun dairelerin iş bölümüne ilişkin 25.01.2023 tarihli ve 2023/1 sayılı kararı uyarınca dosyayı inceleme görevi Yargıtay 3 Hukuk Dairesine ait olduğundan, 2797 sayılı Kanun’un 60 ıncı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca gerekli inceleme yapılmak üzere dosyanın ilgili daireye gönderilmesine karar vermek gerekir. KARAR Açıklanan sebeple; Dosyanın YARGITAY 3 HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, 16.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
Mahkemenin nitelendirmesi ve temyiz kapsamına göre, uyuşmazlık; adi ortaklık ilişkisinden kaynaklanan kar payı ve tazminatın tahsili istemine ilişkin olup, hükmün temyiz incelemesi Yüksek 3. Hukuk Dairesi'nin görevi kapsamındadır. Bu durumda, 11.04.2015 tarihinde yürürlüğe giren Yargıtay Kanunu ile Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nda değişiklik yapılması hakkındaki 6644 sayılı Kanun gereğince dosyanın Hukuk İş Bölümü İnceleme Kurulu'na gönderilmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın, Hukuk İş Bölümü İnceleme Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE, 04.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
K. sayılı ilamı ile "Tarafların beyanları ve dosya kapsamından taraflar arasındaki adi ortaklık ilişkisi sonlandırıldığına göre davacı-birleşen dosya davalısı şirketin adi ortaklık sözleşmesi gereği yaptığı teminat mektubu avans ödemeleri ve diğer masraflar ve bunların dışındaki katkı payları ile varsa davalı-birleşen dava davacısı adi ortak şirketin, adi ortaklık ilişkisine para, emek ve hizmet suretiyle yaptığı katkıların karşılığı belirlenip davalının adi ortaklık nedeniyle elde ettiği kazanç miktarı da tespit edildikten sonra yanlar arasındaki adi ortaklık sözleşmesi ile Türk Borçlar Kanununun adi ortaklığa ilişkin 620 ve devamı maddelerindeki düzenlemelerine göre Mahkemece adi ortaklık tasfiye edilerek asıl ve birleşen davada sonucuna uygun karar verilmesi ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 643. maddesi gereğince zararın da ortaklar arasında paylaştırılması gerektiği gözönünde tutularak davanın sonuçlandırılması gerekirken, eksik inceleme ve yanlış değerlendirme ile tasfiye işlemi...
Şti. yönünden ise husumet nedeniyle reddine, şartları oluşmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-) Dava konusu uyuşmazlık; adi ortaklıktan kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Adi ortaklığın tüzel kişiliği olmadığı için, taraf ehliyeti de yoktur. Bu nedenle, adi ortaklığa ilişkin davalarda, adi ortaklığı oluşturan kişilerin taraf olarak hep birlikte hareket etmeleri gerekir. Adi ortaklığa karşı açılan dava, diğer ortakların tümüne karşı yöneltilmiş demektir. Başka bir anlatımla, aktif ve pasif taraf ehliyeti tüm ortaklara aittir. Bu açıdan ortaklar arasında mecburi dava arkadaşlığı vardır. Adi ortaklık adına, üçüncü kişiler aleyhine açılacak davaların bütün ortaklar tarafından açılması gerekir....
CEVAP; Davalı cevabında; davacının adi ortaklık ilişkisine bağlı olarak alacak talebinde bulunmuş ise de adi ortaklığın henüz tasfiye edilmediğini, yani ortada alacak ve zarar durumunun belli olmadığını, kaldı ki davacının 04.04.2014 tarihli protokol ile adi ortaklık işlerini bizzat kendisinin yönettiğini, idareden tüm hakkedişleri ve vergi dairesinden tüm nakdi vergi iadelerini aldığını ve bunları uhdesinde tuttuğunu, öncelikle davacının geçmiş hesaplar için müvekkiline 200.000 TL ödediğini müvekkilinin, davacı işi aldıktan sonra protokol gereği ödeme beklerken böyle bir alacak davası ile karşılaşmasının kötü yönetim veya hesaplarda yapılan hilenin bir sonucu olabileceğini savunarak davanın reddini istemiştir. İNCELEME VE GEREKÇE :Dava ; adi ortaklığın tasfiyesi ve adi ortaklık ilişkisinden kaynaklanan alacağın davalıdan tahsili istemine ilişkindir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ Taraflar arasındaki uyuşmazlık, adi ortaklık sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın niteliğine ve tarafların sıfatına göre, dosyanın temyiz incelemesi, Yargıtay .... Hukuk Dairesinin görevine girmektedir. SONUÇ : Yukarıdaki açıklanan nedenlerle, dosyanın görevli Yargıtay .... Hukuk Dairesi Başkanlığı’na GÖNDERİLMESİNE, .../04/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Dava, adi ortaklık sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Tarafların sıfatına ve uyuşmazlığın niteliğine göre dosyanın temyiz incelemesi Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin görevine girmektedir. SONUÇ: Yukarıdaki açıklanan nedenlerle, dosyanın görevli Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Başkanlığı’na GÖNDERİLMESİNE, 23.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....