Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava, adi ortaklık iddiasından kaynaklı ortaklık payı, ortaklık için harcanan masraflar, yıllık ortaklık kar payı ve yıllık kira bedelinden oluşan alacaklarının davalıdan tahsili istemlerine ilişkin olup uyuşmazlığın, taraflar arasında mevcut olduğu iddia edilen adi ortaklık sözleşmesinden kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere, adi ortaklık; iki yada daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir.(TBK. 620/1 md.)...

Dava, alacak davası olup alacağa konu borcun kaynağı ... tarihli sözleşmeden kaynaklanmakta olup, sözleşmenin incelenmesinde sözleşmenin tarafları kısmında işverenin davalı .... Şirketi olduğu, hizmet yükümlüsünün ise davacı ... antalya.. Şirketi ve davadışı .... Şirketi olduğu görülmüş olup, davacı ve davadışı şirketin arasında adi ortaklık olduğu anlaşılmıştır. Bilindiği gibi adi ortaklığın tüzel kişiliği bulunmamaktadır. Yargıtay 19 Hukuk Dairesinin 2016/18129 esas sayılı emsal ilamında da belirtildiği üzere; Adi ortaklık ortaklığı oluşturan ortaklarca veya bunlardan biri tarafından diğerine temsil yetkisi verilmesi halinde diğer ortağı da temsile yetkili ortak tarafından temsil edilebilir. Adi ortaklığın bu niteliği itibariyle mecburi takip ve dava arkadaşlığı bulunmaktadır. Bu durumda adi ortaklığı oluşturan tüm kişiler taraf gösterilerek dava açılması gerekir....

    Dosya içerisinde toplanan tüm deliller, tarafların iddia ve savunmaları, sözleşme, ve diğer belgelerin incelenmesinde; taraflar arasındaki temel ilişki ve uyuşmazlığın, adi ortaklık sözleşmesinden kaynaklandığı, adi ortaklık sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda yeni oluşumun her iki tarafın ticari işletmesinden kaynaklandığının değerlendirilmediği ve buna göre davanın ticari dava olarak kabul edilemeyeceği, bu nedenle adi ortaklık sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıkların mutlak ticari dava sayılamayacağı, açılan bu davada Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu anlaşıldığından, mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle (HMK 114/1-c, 115) usulden reddine karar vermek gerekmiştir....

      Davaya konu sözleşmenin adi ortaklık tarafından imzalandığı, ancak davanın ortaklık tarafından değil de, bir ortak tarafından açıldığı görülmektedir. Adi ortaklık 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 620 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Buna göre “Adi ortaklık sözleşmesi, iki ya da daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir. Adi ortaklık, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK) kapsamında yer alan ortaklıklardan farklı olarak tüzel kişiliği haiz değildir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 51. maddesinde dava ehliyetinin medeni hakları kullanma ehliyetine göre belirleneceği düzenlenmiştir. Adi ortaklıkların, tüzel kişilikleri bulunmadığı için fiil ehliyeti ve taraf ehliyeti bulunmamaktadır. Bu nedenle adi ortaklık halinde yönetici ortağa dava açmaya özel yetki verilmesi halleri dışında adi ortaklığın fiil ve taraf ehliyetleri bulunmamaktadır....

      Mahkemece daha önce istemin kısmen kabulüne dair verilen kararın davalı tarafından temyizi üzerine Yargıtay 13.Hukuk Dairesi'nce "kısa karar ile gerekçeli kararın çelişkili olduğu" gerekçesiyle bozulması üzerine bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda; taraflar arasındaki ilişkinin adi ortaklık olduğu gerekçesiyle davacının kar payı konusundaki isteminin kabulüne, 10.000 USD'lik alacak iddiasını kanıtlayamadığından bu konudaki isteminin reddine karar verilmiştir. 818 sayılı Borçlar Kanununda "Adi şirket" ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununda "Adi ortaklık sözleşmesi" başlıkları altında yapılan tanımlarda adi ortaklık, "iki ya da daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir" şeklinde tanımlanmıştır....

        Dava konusu uyuşmazlık, taraflar arasındaki adi ortaklık ilişkisinden kaynaklanmaktadır. 818 sayılı Borçlar Kanununda "Adi şirket" ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununda "Adi ortaklık sözleşmesi" başlıkları altında yapılan tanımlarda adi ortaklık, "iki ya da daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir" şeklinde tanımlanmıştır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu, 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe girmiş olup, davanın açılış tarihi (25.06.2009) itibariyle 818 sayılı Borçlar Kanunu yürürlükte bulunduğundan dolayı uyuşmazlığın, bu kanunun 520 ve devamı maddelerinde düzenlenen adi ortaklık hükümlerine göre çözümlenmesi gereklidir. Adi ortaklık sözleşmesi geçerlik şekli olarak herhangi bir şekle bağlı değildir. Ancak, ispat şekli bakımından yasal delillerle kanıtlanması gerekir. Ayrıca adi ortaklık ilişkisinde, bir ortak tarafından açılan alacak talebi, ortaklığın fesih ve tasfiyesi istemini de kapsar....

          Buna karşılık denetleme yetkisi geniş ise, özellikle bu yetki yanında yönetim yetkisi de tanınmış ise, bu durumda adi ortaklık lehine bir belirtiden söz edilebilir. Yapılan açıklamalar ve TBK'nun 19/1.maddesi ışığında taraflar arasındaki anlaşmanın müşterek amaç ve müşterek amaç için birlikte çaba unsurunu içermediği,, taraflarca akdedilmiş olan sözleşmenin adi ortaklık sözleşmesi olmadığı açıktır. Diğer bir anlatımla, sözleşme; sonuca (kâra) katılmalı (tüketim) ödüncü sözleşmesidir ve buna bağlı olarak uyuşmazlıkta TBK'nun ödünç sözleşmesine dair hükümlerinin uygulanması gerekmektedir. İddianın ileri sürülüş biçimine ve dosya kapsamına göre, dava, karz akdi - tüketim ödünç sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir....

          HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 21/03/2019 NUMARASI : 2015/397 ESAS - 2019/84 KARAR DAVA KONUSU : Alacak (Adi Ortaklık Sözleşmesinden Kaynaklanan) KARAR : Davacı tarafından davalı aleyhine Aksaray Asliye 2....

          Davanın bu bağlamda adi ortaklığın tasfiyesi istemini içermesi nedeni ile tek bir dava ile adi ortaklığın tasfiyesinin talep edilmesi gerekli iken her bir taşınmaz yönünden ayrı dava açılmasının usulen mümkün olmadığı gibi dava dilekçesindeki isteme göre tüm davaların birleştirilip birlikte görülmesinin de bu usuli eksikliği gideremeyeceği keza adi ortaklık kapsamının tamamının yansıtılmadığı, adi ortaklığın tasfiyesi istemli davada ortaklık gereğince hangi taşınmaz projesi için ne kadarlık ödeme yapıldığının, ortaklığın ve ortakların bütün malvarlığının ortakların birbirleri ile alacak vereceklerinin belirlenmesi ve akabinde davacı ile CSK Ltd Şti arasındaki tasfiyede yatırım sözleşmesi kapsamında bulunan taşınmazlardan ne kadarlık kısmının satıldığı, diğer davalılarca satılan bağımsız bölümlere ilişkin ne kadar tahsilat yapıldığı diğer davalıların da adi ortaklığının tarafı olup olmadığının değil iseler yatırım sözleşmesi uyarınca sorumlu olup olmadıklarının değerlendirilmesi sonucu...

          şirketi ile medya sektöründe karşılıklı güvene dayalı bir şekilde birlikte çalıştıklarını, müvekkili ile davalının aralarında kamera alıp işletmek ve satmak üzerine anlaşmaya vardıklarını ve adi ortaklık ilişkisi tesis ettiklerini, tarafların anlaşma gereği 2014 yılından itibaren işlerini davalının kurucusu olduğu Şafak Yapım Prodüksiyon Turizm Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi üzerinden yürütmeye karar verdiklerini, müvekkili ve davalı arasında adi ortaklık ilişkisi bulunduğunu, müvekkilinin adi ortaklık ilişkisi kapsamında davalının şirketi adına satın alınan kamera bedellerinin büyük bir kısmını ödediğini, fakat bu süreçte 15 Temmuz darbe teşebbüsünden sonra müvekkilinin mal varlıklarına tedbir konulduğunu, bunun üzerine tarafların müvekkilinin resmi olarak ortak görünmesi halinde Şafak Yapım’ın bu durumdan zarar görebileceğini düşünerek müvekkilini ortak olarak göstermekten vazgeçtiklerini, tarafların ortak olarak aldıkları kameraların işletme bedelleri ve kameraların satışından müvekkiline...

          UYAP Entegrasyonu