Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Noterliği 09.01.2018 Tarih ve 01542 Yevmiye No'lu Düzenleme Şeklinde Taşınmaz Satış Vaadi ve Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmesi imzalanmış, bu sözleşmede, taraflarca kurulan adi ortaklık yüklenici konumunda olduğu, sözleşmenin konusunun, yüklenici tarafından birtakım inşaatların yapılması ve kat irtifakına konu bağımsız bölümlerin taraflar arasında paylaşımı olduğu, daha sonra taraf şirketlerin , kurulan işbu adi ortaklık ilişkisini karşılıklı rızaları ile Büyükçekmece 11. Noterliği 04.06.2018 Tarih ve 22405 Yevmiye numarasıyla düzenlemiş oldukları Fesihname ile sona erdirdikleri, fesihnamede adi ortaklığın bütün hak ve yükümlülüklerinin , dava dışı üçüncü şahıslarla imzalamış olduğu sözleşmelerde, davalı kurum Marmara Aras Eğitim Ve Yapı A.Ş.'ye devredildiğinin kararlaştırıldığı anlaşılmıştır....

ün ortaklık adına yapıldığı belirtilen ödemeler ile ilgili alacak talebinin yerinde olmadığı, davalı karşı davacı ... ' nın alacak talebi yönünden ise tasfiye memuru raporunda belirtildiği üzere davalı ortak ... ' nın tasfiye döneminde yapılan imzalı toplantı tutanağı ile geçmiş dönem kar payı alacağını talep etmediği ve kardan pay almadığından giderlere de katlanmamasına ve adi ortaklığın borçlarının diğer ortakların ödemesi konusunda fikir birliğine varıp rıza gösterdiği ve karşılıklı rıza sonucu adi ortaklığın borçlarının tümünün davalı ... dışındaki diğer ortaklar tarafından ödendiği bu husus göz önüne alındığında davalının ortaklardan alacaklar hesabından olan alacağı ile kar payından kaynaklanan alacağını talep edemeyeceği belirtilerek; davanın asıl dava yönünden kısmen kabulü ile "......

    İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi tarafından asıl davanın kabulü ile taraflar arasındaki Angel Kuaför adlı adi ortaklık ilişkisinin fesih ve tasfiyesine; Adi ortaklık içerisinde mevcut olan demirbaşların davacıya özgülenmek suretiyle 16.710,00 TL olarak belirlenen tasfiye payı alacağının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine , birleşen davanın ise Konusu Kalmayan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği anlaşılmıştır....

    Dairece verilen 12.11.2013 tarihli ve 2013/14847 E., 2013/15812 K. sayılı ilamla;"...Taraflar arasında BK 520 ve devamı maddeleri (TBK 620.mad. vd) gereğince adi ortaklık kurulduğu, dava konusu taşınmazın da adi ortaklık konusu olduğu, ortaklığın fiilen sona erdiği anlaşılmaktadır. Bir ortak tarafından adi ortaklığa ait bir taşınmazdaki payının bedelinin istenmesi, aynı zamanda ortaklığın feshi ve tasfiye istemini de kapsar.Uyuşmazlık için maddi ve hukuki vaka bu şekilde değerlendirildiğinde inceleme bu yönde yapılmalıdır......

      Mahkemece, taraflar arasındaki hukuki ilişkinin tarafların da kabulünde olduğu gibi "adi ortaklık" olarak nitelendirilmesi gerekirken, 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 620 ve devamı maddelerinde düzenlenen adi ortaklık hükümleri nazara alınmamış ve Türk Borçlar Kanununun 642. madde ve devamı hükümlerine göre tasfiye işlemi gerçekleştirilmemiştir. Ortaklık için yapılan tüm giderler, kar, zarar durumu değerlendirilmeden, ortaklığın dava tarihi itibariyle gerçek alacak ve borç miktarı tesbit edilmeden; davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu durumda mahkemece, taraflar arasındaki uyuşmazlığın; adi ortaklığın tasfiyesi hükümleri (TBK'nun 620 ve devamı maddeleri) gereğince ve 642. maddelerindeki tasfiye hükümlerinin somut olaya uygulanması suretiyle çözümlenmesi gerekmektedir....

        Davada, taraflar arasında yapılan (sözlü) adi ortaklık sözleşmesinin, davalı tarafça haksız feshi nedeniyle, sözleşmeye konu bağ için davacının yaptığı masraf ve işçilik bedelleri ile, uğranılan kar kaybının, davalı taraftan tahsili talep edilmiştir. Türk Borçlar Kanunu hükümlerine göre, adi ortaklık sözleşmelerinin yazılı şekilde yapılması şekil şartı olmayıp, ispat koşuludur. Taraflar arasında, davalıya ait bağların bakım ve işletilmesi hususunda bir adi ortaklık sözleşmesinin kurulduğu ve davalı tarafça feshedildiği tüm dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Bir ortak tarafından, ortaklık için yapılan masrafların ve elde edilecek gelirden hisseye düşen karın talep edilmesi; aynı zamanda tasfiyeyi de kapsar. Uyuşmazlık, bu çerçevede değerlendirilip ele alınmalıdır. Mahkemece; 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 620 ve devamı maddelerinde düzenlenen adi ortaklık hükümleri dikkate alınmalı ve 642. vd....

          Taraflar arasında 01.08.2008 tarihli işbirliği sözleşmesi ve davaya konu 26.08.2008 tarihli protokol bulunmakta olup, dava konusu uyuşmazlık taraflar arasındaki adi ortaklık ilişkisinden kaynaklanmaktadır. 818 sayılı Borçlar Kanununda "Adi şirket" ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununda "Adi ortaklık sözleşmesi" başlıkları altında yapılan tanımlarda adi ortaklık, "iki ya da daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir" şeklinde tanımlanmıştır. Adi ortaklık sözleşmesi geçerlik şekli olarak herhangi bir şekle bağlı değildir. Ancak, ispat şekli bakımından yasal delillerle kanıtlanması gerekir. Ayrıca adi ortaklık ilişkisinde, bir ortak tarafından açılan alacak talebine ilişkin dava, ortaklığın fesih ve tasfiyesi istemini de kapsar. Niteliği gereği, adi ortaklıklar kişi ortaklıklarına dahildir, ortakların şahsı belirleyicidir. Adi ortaklık sözleşmesi iç ilişkide karşılıklı güvene ve iyiniyete dayanmaktadır....

            ya yapılan 26/12/2014 ve 28/12/2015 tarihli ödemelerin davacının kar payına ilişkin ödemeler olduğu savunulmuş ise de, dekont içeriklerinde her hangi bir açıklama bulunmadığı, davacının kar payının dava dışı söz konusu kişiler marifeti ile davacıya ödenmesine ilişkin bir talimatının bulunmadığı, havalenin kural olarak bir borcun ifası için yapıldığı, bu nedenle banka kayıtlarının sonuca etkili bulunmadığı, kar payının ödenmesi noktasında davalı şirket tarafından alınmış bir ortaklar kurulu bulunmadığı, ortaklara kar payının davalı kollektif şirket tarafından alınan karar olmaksızın zaman zaman yapıldığı, şirketin niteliği gereğince kar payı ödemesi için limited ve anonim şirket aksine ayrıca bir karar alınmasına gerek bulunmadığı, kar payı alacağının ortaklığın tasfiyesi beklenmeksizin talep ve dava hakkının mümkün bulunduğu gerekçesiyle, davanın 218.059,04-TL kar payı alacağı üzerinden kısmen kabulüne karar verilmiştir....

              ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/404 KARAR NO : 2022/362 DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 26/11/2019 KARAR TARİHİ : 21/04/2022 Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, İDDİA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Vergi Numarası ... olan davacılar ile davalıya mirasen eden ... - ... adi ortaklığı, davalı idaresinde olup,davacılarlerimize hiçbir şekilde bilgi verilmediğini, davalının Adi ortaklık zararına olarak sadece merkez adresi açık bırakılarak şubelerini kapattığını, iş bu şubelerde kendi adına tek ortak olarak kurduğu Limited Şirket olarak faaliyetlerin sürdürüldüğünü, adi ortaklıktaki ... isminin de limited şirkette birebir kullanıldığı,adi ortaklık ile davalı tarafça kurulmuş bulunan Limited şirketin aynı unvan altında ve aynı işi yaptığı düşünüldüğünde özensiz yönetim dışında rekabet yasağına da aykırı davranan davalının kendi yararına, davacılarler zararına hareket ettiğini...

                alacak niteliğindeki alacak talebine ilişkindir....

                UYAP Entegrasyonu