Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava, adi ortaklık sözleşmesinden kaynaklanan tasfiye payının tahsili talebine ilişkindir. İnceleme; 6100 sayılı HMK'nın 355. Maddesi hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Taraflar arasındaki sözleşme içeriği değerlendirildiğinde 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 620 ve devamı maddelerinde (818 sayılı BK.nun 520 ve devamı maddelerinde) düzenlenen adi ortaklık ilişkisinin bulunduğu açıkça anlaşılmaktadır. Bir ortak tarafından adi ortaklığa ilişkin olan sermaye payının istenmesi, ortaklığın faaliyetlerinden dolayı uğranılan zararın veya kar payının talep edilmesi; aynı zamanda ortaklığın fesih ve tasfiyesini de kapsar. Uyuşmazlık, bu bağlamda değerlendirilip, çözüme kavuşturulmalıdır....

Mahkemece davanın kabulüne, taraflar arasındaki adi ortaklığın tasfiye yolu ile giderilmesine, davacının ödediği 55.992.239.500 TL ana para,78.571.200.000 TL kar payı olmak üzere toplam 134.563.439.500 TL’ nın ticari avans faizi ile ortaklığın tasfiyesinde elde edilecek paradan öncelikle ödenmesine,tasfiye için ... ile ... ...’in görevlendirilmesine karar verilmiş; hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının sair itirazlarının reddi gerekir. 2-Dava adi ortaklığın tasfiyesi ve kar payından dolayı alacak davasıdır.Davacı ile davalılardan ... Ltd. Şti. arasında 24.05.2000 tarihinde, noterde düzenlenen sözleşme ile adi ortaklık kurulduğu ve bu ortaklığın konusunun, davalının dava dışı arsa malikleri ile yaptığı kat karşılığı inşaat sözleşmesinde yapmayı üstlendiği ... olduğu ihtilafsızdır. Davalı ......

    Şti.nin ticari defter ve kayıtları ile ortaklık konusu işlerden dolayı alınan hakediş miktarları incelenmiş, davaya konu işlerden dolayı ortaklığın kar-zarar edip etmediğinin belirlenememesi, davalının muhasebe kayıtlarını tutmakla yükümlü olması ve zarar ettiğinin davalıca ispatlanamaması nedeniyle davalının 110.000 dolar karşılığı TL ile demirbaşların davacıya isabet edecek bölümünden sorumlu olduğu belirtilmiştir. Taraflar arasında adi ortaklık ilişkisi kurulup, ortaklık konusu işte gerçekleştirildiğine göre tasfiyeninde bizzat mahkemece yaptırılması gerekir. Ortaklığın feshi ile ortaklığın tasfiyesi ayrı ayrı hukuki işlemlerdir. BK.nun 538.maddesinde belirtildiği gibi tasfiye bütün mal varlığının belirlenip, ortakların birbirleri ile alacak verecek ve ortaklıktan doğan tüm ilişkilerinin kesilmesi yoluyla ortaklığın sona erdirilmesi, malların paylaşılması ya da satış yoluyla elden çıkarılmasıdır....

      O hâlde adi ortaklığın borcu nedeniyle ortaklar müteselsilen sorumlu oldukları ve ortaklığın mal varlığı elbirliğiyle idare edildiğine göre, birlikte sorumluluk gereği adi ortaklığın borcu nedeniyle adi ortaklığa ait mal veya alacağa haciz konulabilir ve alacaklı tarafından ortaklığın mal varlığından tahsilat yapılabilir. Diğer yandan adi ortaklığın kuruluş sözleşmesine göre yaptığı ticari faaliyet sonucu doğan hak ve alacaklar ile borçlar adi ortaklığa aittir. Bu borçlardan bir kısmının nizasız ödenmesi, henüz ödenmemiş olan ve nizalı hâle gelen adi ortaklık borçları arasında eşitlik yaratır. Ayrıca nizasız ödeme, adi ortaklık tasfiye edilmeden yapıldığından adi ortaklığın borcunun ortakların şahsi borcu olarak nitelendirilmesine imkân vermez. TBK'nın 638. maddesindeki düzenleme ortakların, ortaklık dışında oluşan şahsi borçları için olup ortaklık borçları için uygulama olanağı bulunmamaktadır.”...

      Müdürlüğünce ve iflas dairelerince ....Salonunda yapılan gayrimenkul satış ihalelerine ve araç ihalelerine girilip, hisseler oranında ortaklarca sermaye konularak gayrimenkul ve arsa alınması yasa koşullarında satışının yapılması için," BK.520.md.uyarınca adi ortaklık kurulduğu, davacının adi ortaklık adına alınan gayrimenkuller için ödenecek paraya ve masraflara hisse oranında katıldığı, sermaye koyma borcunu yerine getirdiği, adi ortaklık adına alınan taşınmazların bir kısmın ortaklık adına bir kısmının davalılar .... adına tescil edildiğini, satıldığında hisse oranında ortaklara dağıtıldığını, 2 yıl ortaklığın bu şekilde devam ettiğini, 2009 yılı Ağustos ayında ise davacıya ortaklık hissesi verilmeyeceği bildirildiğinden, ortaklığın bu şekilde devamı mümkün olmadığından; adi ortaklığın fesih ve tasfiyesini, mallarının tespitini, davacının koyduğu sermaye, masraf ve kar payı için 1.000.000 TL'nin faiziyle birlikte tahsilini talep etmiştir....

        Davacı vekilinin 02/10/2018 tarihinde dosyaya sunduğu tavzih dilekçesinde özetle mahkemenin ara kararı üzerine işbu dilekçeyi kaleme aldıkları, kar payı alacağının şimdilik 600 TL, ayrılma akçesi alacaklarının 400 TL, 10 yıllık döneme yönelik talepleri için her yıl kar payı alacağı olarak talep ettiği meblağ 60 TL (hepsi belirsiz alacak) olarak belirttikleri görülmüştür....

        Davacı vekilinin 02/10/2018 tarihinde dosyaya sunduğu tavzih dilekçesinde özetle mahkemenin ara kararı üzerine işbu dilekçeyi kaleme aldıkları, kar payı alacağının şimdilik 600 TL, ayrılma akçesi alacaklarının 400 TL, 10 yıllık döneme yönelik talepleri için her yıl kar payı alacağı olarak talep ettiği meblağ 60 TL (hepsi belirsiz alacak) olarak belirttikleri görülmüştür....

          Bir ortak tarafından, kar payının istenmesi, aynı zamanda ortaklığın feshi ve tasfiyesini de kapsar. Uyuşmazlık, bu çerçevede değerlendirilip ele alınmalıdır. Mahkemece, 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 620 ve devamı maddelerinde düzenlenen adi ortaklık hükümleri dikkate alınmalı ve 642. vd. maddelerindeki tasfiye hükümlerinin somut olaya uygulanması gerekmektedir. Adi ortaklık sözleşmesi, iki yada daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir. (TBK. 620/1 md.) Adi ortaklık ilişkisi, TBK'nun 639.maddesinde sayılan sona erme sebeplerinden birinin gerçekleşmesi ile sona erer.Bu şekilde ortaklığın sona ermesinin başlıca iki sonucu ortaya çıkar.Bunlardan ilki, yöneticilerin görevlerinin sona ermesi, diğeri de ortaklığın tasfiyesidir....

            Mahkemece; iddia, savunma ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; asıl dava ve birleşen davanın kabulü ile, 165.194,07 TL nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, davalı tarafça temyiz edilmesi üzerine; Dairemizin, 22/10/2015 tarihli ve 2014/19676 Esas 2015/16461 Karar sayılı tarihli ilamıyla; “.....taraflar arasında, dava konusu taşınmazlar üzerinde yapılan inşaat nedeniyle adi ortaklıktan kaynaklanan kar payı alacağına ilişkin olarak daha önce görülen davanın, adi ortaklığın ispatlanamadığı gerekçesiyle reddedildiği, bu kararın 13.Hukuk Dairesi tarafından 15.06.2010 tarihinde onanarak kesinleştiği, dava konusu taşınmazlar ile önceki dosyaya konu taşınmazlar ve adi ortaklık konusu aynı olup, anılan davada adi ortaklıktan kaynaklanan kar payı talep edildiği, görülmekte olan davada ise, ortaklık için yapılan masraflar talep edildiği, mahkemece, taraflar arasındaki daha önce görülen dava hakkında herhangi bir değerlendirmede bulunmadan adi ortaklığın varlığı kabul edilerek...

              Davalı; davacı ile aralarında adi ortaklık ilişkisi kurulduğunu kabul ettiğini, bu nedenle tasfiye usulü uygulanmadan davacının alacağı olduğunu ileri sürerek takip başlatması, itirazın iptali ya da alacak davası açmasının hukuka uygun olmadığını belirterek davanın reddini dilemiştir....

                UYAP Entegrasyonu