Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 01/07/2021 NUMARASI : 2017/439 E - 2021/280 K DAVA KONUSU : Alacak (Taşınmaz Alım-Satımı Kaynaklı) KARAR : Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı dava dilekçesinde özetle; orman mühendisi olan müvekkili T1 Orman Genel Müdürlüğü'nden emekli olduktan sonra 1997 yılından itibaren T3 yöneticisi ve sahibi olduğu Acar İnşaat Yapı Pazarlama Ltd....

. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkili tarafından davalı şirkete mal satılıp teslim edildiğini, faturalardan kaynaklı alacağın tahsili için davalı aleyhine girişilen icra takibinin itiraz sonucu durduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, faturaların form Ba kayıtlarına ve tarafların ticari defterlerine işlenmiş olmasının davacıyı müvekkilinden alacaklı hale getirmediğini, müvekkilinin 3. kişilerden faturasız satın aldığı malları, davacıdan aldığı faturalarla belgelendirdiğini, taraflar arasında gerçek bir mal alım satım ilişkisi olmadığını, fatura alım-satımı söz konusu olduğunu, bunun karşılığında davacının müvekkilinden bir bedel aldığını, davacı tarafından sahte fatura düzenlendiğini belirterek, davanın reddine ve icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir....

    Bu bakımdan, sebepsiz zenginleşmeye konu alacağın iadesine karar verilirken, taşınmazın satış bedelinin alım gücünün ilk ödeme günündeki alım gücüne ulaştırılması ve bu şekilde iadeye karar verilmesi gerekir. Bu güncelleme yapılırken, güncellemeye esas alınan somut verileri tek tek uygulanarak, ödeme tarihinden ifanın imkânsız hale geldiği tarihe kadar paranın ulaştığı değer her bir dönem için hesaplanmalı, sonra bunların ortalaması alınmalıdır. Başka bir deyişle, denkleştirici adalet kuralı gereğince iadeye karar verilirken, satış bedeli olarak verilen paranın alım gücünün, ifanın imkânsız hale geldiği tarihteki alım gücüne uyarlanması zorunluluğu bulunmaktadır. Satım bedelinin iade tarihindeki ulaştığı bedel belirlenirken ödenen paranın çeşitli ekonomik etkenler nedeniyle azalan alım gücünün (enflasyon), ÜFE-TÜFE artış oranları, altın, işçi ücretlerindeki artış ve döviz kurlarındaki artış vs. ortalamaları göz önünde tutulmalıdır....

      satımından kaynaklı kazanılan karlar ile davalı, müvekkilinden 120.000- TL toplam alacak talebinde bulunarak müvekkili aleyhine Karşıyaka İcra Müdürlüğü'nün 2021/2562E. sayılı dosyasından 100.000,01- TL miktarlı senede dayalı olarak 71.000,00- TL asıl alacak için icra takibine başlattığını, yapılan takibin usule aykırı olduğu gibi davalı tarafından başlatılan söz konusu icra takibine konu alacağın kesinlikle hiçbir hukuki dayanağı olmadığını, müvekkilinin davalı yana böyle bir borcu bulunmadığını, müvekkili tarafından davalıya ödeme yapacağını beyan etmesi üzerine işleme konulan senet nedeniyle müvekkilinden haksız kazanç elde etmeye çalışan davalı hakkında müvekkilinin dolandırıcılık ve tefecilik suçlarından şikayetçi olmuş, soruşturma Karşıyaka Cumhuriyet Başsavcılığının 2021/15545 soruşturma numaralı dosyasından devam ettiğini, müvekkili ile iş yapmak için sermaye koyan davalının, kalan borcuna dilediği gibi faiz yürüterek müvekkili borca sokmaya çalışarak ve kendisi de haksız kazanç...

      Mahkemece, toplanan delillere göre, davacı ile davalı şirket arasında iki adet dükkanın satımı konusunda 07.07.2011 tarihinde iki adet “Akkoza Evleri 2B Dükkan Satım Sözleşmesi” yapıldığı, bu sözleşmeler harici adi gayrimenkul satım sözleşmeleri olduğundan, kanuni zorunlu şekil şartlarını haiz olmadığı, adi şekilde yapılmış ve geçersiz olan taşınmaz satış sözleşmelerine bağlı olarak kararlaştırılan cezai şarta ilişkin hükümler de geçersiz sayılacağından davacının şekle aykırı sözleşmeden kaynaklı kira kaybı ve cezai şart alacaklarına ilişkin olarak her iki alacak talebinin de yerinde görülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Yalan tanıklık HÜKÜM : Mahkumiyet Gereği görüşülüp düşünüldü: Dosya kapsamına göre, Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/114 Esas, 2016/165 karar sayılı dosyasında, davanın konusunun taşınmaz alım satımından kaynaklı ve bonoya dayalı alacak davası olduğu, kriminal rapor doğrultusunda senede yapılan ilavelerin davalının el ürünü olmadığı ve bononun zorunlu unsurlarını ihtiva etmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği ve kararın kesinleştiği gözetildiğinde; sanığın, taşınmazın 1/3’lik kısmının kullanılmadığına ve ürün ekili olmadığına dair beyanının görülmekte olan davanın esasına ilişkin olmaması nedeniyle yalan tanıklık suçunun oluşmadığı gözetilmeden beraati yerine, yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi, Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken CMUK.nın 321....

          ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 12/11/2019 NUMARASI : 2016/499 E - 2019/397 K DAVA KONUSU : Alacak (Taşınmaz Alım-Satımı Kaynaklı) KARAR : Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin babası olan Mustafa Dinibütünoğlu'nun 2009 yılında vefat ettiğini, mirasçısı olarak geriye eşi T4 T8 T8 T8 T3 Nurten Dinibütünoğlu(Başat)'nun kaldığını, Kartal İlçesi, Atalar Mah. 2198 Ada, 187 Pafta, 79 Parseldeki Kaymak Sok. No:3'teki ve no:5'de arsa vasfındaki taşınmazın 1/2 hissesi Mustafa Dinibütünoğluna 1/2 hissesi ise T9 ait olduğunu, adı geçen arsa vasfındaki taşınmazın Kartal 2....

          Kanun koyucu hangi davranışların bu tür bir haksız rekabet edeceğini, yine sınırlı sayıda olmaksızın saymış ve özellikle, kanun veya sözleşmeyle, rakiplere de yüklenmiş olan veya bir meslek dalında veya çevrede olağan olan iş şartlarına uymamak olarak göstermiştir. 8- Somut olayda, gerekçeli kararda da görüldüğü üzere, davalılardan ..., ......., ... ...motiv ve ...’in hiç ruhsatı olmaksızın ve şehir için ikinci el araç alım-satımı yaptıkları anlaşılmıştır. Öte yandan, ikinci el araç alım-satımı yapan diğer davalı ...motiv şirketlerinin ise İçişleri Bakanlığı,... Valiliği ve... BŞB’nin idari kararlarına rağmen, diğer tüm ikinci el araç alım-satımı yapan firmalar, anılan idari kararlara uygun olarak kendi işyerlerini şehir dışına ve davacı yönetimin temin ettiği siteye taşıdığı halde, bu kararlara uymadan şehir için ikinci el araç alım satımına devam etmeleri, dürüstlük kuralına aykırı ve rekabeti bozucu niteliktedir....

            İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:… , K:… sayılı kararda; davacı tarafından, öz kaynakları kullanılmak suretiyle inşa edilerek şirket aktifine kaydedilen taşınmazın 1997 yılından satış tarihine kadar, çeşitli tarihler aralığında bir kısmının şirket ihtiyacında kullanıldığı, bir kısmının ise kiraya verilerek şirkete gelir elde edildiği, davacının söz konusu taşınmaz satışından başka, taşınmaz alım-satımı faaliyetinde bulunduğuna dair idarece yapılmış bir tespit bulunmadığı anlaşıldığından, sırf ana sözleşmesinde taşınmaz alım-satımı yapılabileceğine dair hüküm bulunmaksızın tek başına taşınmaz ticareti ile uğraşıldığı sonucunu doğurmayacağı gibi, bu taşınmazın 2016 yılında satışının yapılması da taşınmaz ticareti ile uğraşılmasına imkan verecek yoğunlukta devamlılık arz eden bir işlem olarak değerlendirilemeyeceğinden, davacı şirketin aktifine kayıtlı taşınmaz satışından elde edilen kazancın %75'inin Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 5/1-e maddesi...

              Sanık ile katılan arasında otomobil alım satımı konusunda alacak verecek meselesinden kaynaklanan husumet bulunduğu, birlikte alkol aldıkları sırada sanığın alacağını istediği, katılanın ise borcun kendisine ait olmadığını, kardeşinden alacağını istemesi gerektiğini söylemesi üzerine sanığın aracında bulunan av tüfeği ile önce havaya ateş ettiği, sonra da katılanın motosikletinin tekerlerine ateş edip patlattığı, temyiz dışı sanık ... ile katılanı döverek Yenice Devlet Hastanesinden alınan 15.04.2011 tarihli adli muayene raporuna göre basit tıbbi müdahale ile giderilebilir şekilde yaraladığı somut olayda; Sanığın adli sicil kaydında tekerrüre esas mahkumiyeti bulunduğu halde 5237 sayılı TCK.nun 58. maddesinin uygulanmaması aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır....

                UYAP Entegrasyonu