Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 06.04.2007 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil, kademeli olarak tazminat istenmesi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; tapu iptali ve tescil isteminin reddine, tazminat isteminin kısmen kabulüne dair verilen 20.11.2008 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, ihtiyari aleni ihale ile alınan taşınmaza ilişkin tapu kaydının iptali ve tescil, olmadığı taktirde alacak ve tazminat istemine ilişkindir. Davalı, davanın reddini savunmuştur....

    İş kazası nedeniyle tazminat ve rücu istemli davalarının, kusur oranlarının ve tazminat miktarının belirsizliği nedeni ile belirsiz alacak davası olduğu kabul edilmelidir. Mahkemece, açıklanan bu maddi ve hukuki ilkeler gözetilmeksizin, eksik araştırma ve inceleme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O hâlde, davacı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 22.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Maddesine dayalı olarak açılan belirsiz alacak davası nitelğinde olduğuna dair herhangi bir ibare bulunmadığı gibi davacı vekili sadece fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmak sureti ile maddi tazminat isteminde bulunmuştur. Yargıtay 4....

      Tazminat niteliğinde olmaları sebebi ile sendikal tazminat, kötüniyet tazminatı, işe başlatmama tazminatı, 4857 sayılı İş Kanunu'nun; 5. maddesindeki eşit işlem borcuna aykırılık sebebi ile tazminat, 26/2 maddesindeki maddi ve manevi tazminat, 28. maddedeki belgenin zamanında verilmemesinden kaynaklanan tazminat, 31/son maddesi uyarınca askerlik sonrası işe almama sebebi ile öngörülen tazminat istekleri on yıllık zamanaşımına tabidir. 4857 sayılı Kanun'un 32/8 maddesinde, işçi ücretinin beş yıllık özel bir zamanaşımı süresine tabi olduğu açıkça belirtilmiştir. Ancak bu Kanundan önce tazminat niteliğinde olmayan, ücret niteliği ağır basan işçilik alacakları ise mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 126/1 maddesi uyarınca beş yıllık zamanaşımına tabidir. 01.06.2012 tarihinden sonra yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 147. maddesi ise ücret gibi dönemsel nitelikte ödenen alacakların beş yıllık zamanaşımına tabi olacağını belirtmiştir....

        Ayrıca, alacaklı taraftan, alacağın miktar veya değerinin tam olarak belirlenmesinin beklenemediği durumlarda da belirsiz alacak davası açılabilir. Bir başka deyişle, alacağın miktarının belirlenebilmesinin, tahkikat aşamasında yapılacak delillerin incelenmesi, bilirkişi incelemesi veya keşif gibi sair işlemlerin yapılmasına bağlı olduğu durumlarda, belirsiz alacak davası açılabileceği kabul edilmektedir. Belirsiz alacak davasının zamanaşımına etkisi, alacağın tamamı bakımından dava açılmakla kesilmesi şeklinde cereyan eder. Somut uyuşmazlıkta; dava, belirsiz alacak davası olarak açıldığına göre, davalı vekilinin ıslah edilen miktara yönelik zamanaşımı itirazında isabet bulunmadığı kanısına varılmıştır....

          Ancak, karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 10/4. maddesinde yer alan “Manevi tazminat davasının, maddi tazminat veya parayla değerlendirilmesi mümkün diğer taleplerle birlikte açılması durumunda, manevi tazminat açısından avukatlık ücreti ayrı bir kalem olarak hükmedilir.” şeklindeki düzenlemeye göre, davacının maddi ve manevi tazminat talebinde bulunduğu ve iki talebinin de reddine karar verildiği gözetilerek davalı yararına maddi ve manevi tazminatın reddi bakımından ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerekir....

            Yargıtay uygulamalarına göre trafik kazalarında yaralanmadan kaynaklanan tazminat davalarının belirsiz alacak davası olarak açılmasının mümkün olduğu kabul edilmiştir. (Yargıtay 17 HD 2015/14980 E 2018/8201 K ) belirsiz alacak davası alacaklıya zamanaşımı ve faiz başlangıcı noktasında imkanlar sağlayan istisnai bir dava türü olup, dava dilekçesinde davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığının açıkça yazılı olması veya 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 107. maddesine dayanıldığının belirtilmesi gerekir. Alacağın belirsiz olduğunun dava dilekçesinde açıklanması bu noktada önemsizdir. Zira alacak belirsiz ise alacaklının kısmi dava veya belirsiz alacak davası açma hakkı vardır. Dava dilekçesinde "belirsiz alacak davası" açıldığı yazılı değilse veya Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 107. maddesine dayanılmamışsa, dava konusu miktarların 50-100-1000 TL gibi gösterilmesi halinde davanın kısmi dava olarak açıldığı kabul edilmelidir....

              nin de tazminat, ilam vekalet ücreti ve yargılama gideri alacaklarının tahsili için İstanbul Anadolu 8. İcra Dairesi'nin 2021/17533 esas sayılı dosyasından ilamlı takip başlattığı, davacının İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2021/709 esas sayılı dosyasında açtığı davanın ise İstanbul 6. İcra Dairesi'nin 2019/20221 esas sayılı sayılı dosyasına konu alacaktan kaynaklı alacak davası olduğu anlaşılmaktadır. Açılan bu alacak davası nedeniyle takibin, kötüniyet tazminatı yönünden icra müdürlüğünce alacak davası sonuçlanana kadar durdurulması gerekmektedir. Ancak takipte, vekalet ücreti ve yargılama giderinin de talep edildiği dikkate alındığında, İİK'nın 170/son maddesi hükmüne göre bu alacak kalemleri yönünden takibin durdurulması mümkün olmadığından, mahkemece icra müdürlüğü işleminin tazminat alacağı yönünden kaldırılmasına ve tazminat alacağı yönünden takibin tehir olunmasına karar verilmesi gerekirken tümden tehir edilmesi yerinde olmamıştır....

              hatalı hesaplanması üzerine emeklilik aşamasında kendisine 1 sefere mahsus verilen tazminat niteliğinde olan ek ödeme tazminatı ve yıllık izin ücretinin de düşük hesaplanmasına neden olduğunu, davaya konu edilen ek ödeme tazminatının işçilere emeklilik zamanında ve bir sefere mahsus ödenen bir tazminat olduğunu, bu durumda dönemsel nitelik taşımayan tazminat açısından 2015 yılında geçerli olan zamanaşımı 10 yıllık olduğunu, yine yıllık ücretli izin bedelinin 10 yıllık olduğuna dair onlarca Yargıtay kararı bulunduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte bir an için yıllık ücretli izin alacağına uygulanacak zamananaşımı süresinin 5 yıl olduğu kabul edilse dahi, bir sefere mahsus sadece emekli olurken ödenen ek ödeme tazminat alacağı yönünden her halükarda kabul kararının verilmesi gerektiğini, ek ödeme tazminatının ücret niteliğinde bir alacak olmadığı kesinleşmiş mahkeme ilamı ile sabit hale geldiğini, ek ödeme tazminatı tazminat niteliğinde bir ödeme olduğunu, ek ödeme tazminatından...

              Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/78 Esas sayı ile görülen davada davanın kısmen kabul edildiğini ve müvekkili aleyhine alacağa hükmedildiğini, müvekkilinin alacaklı yan ile anlaşarak ilama dayalı borcu, işlemiş faizleri, yargılama gideri ve vekalet ücretleri ile birlikte 12/10/2016 tarihinde 100.000,00 TL , 13/10/2016 tarihinde 50.000,00 TL ve 03/11/2016 tarihinde 11.641,60 TL olarak ödediğini, ilamın istinafı üzerine yeniden yapılan yargılama ile verilen karar gereğince maddi tazminat, vekalet ücreti ve yargılama gideri alacak kalemlerinin arttığını, manevi tazminat miktarının ise değişmediğini, bu ilama dayalı olarak İzmir 1....

              UYAP Entegrasyonu