Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

zarara uğradığı, davacının talep ettiği manevi tazminat miktarının bu sebeple yerinde görüldüğü gerekçesiyle davacının davalı aleyhine açtığı istirdaden alacak ve manevi tazminat talebini içerir davanın kabulüne, 5.650 TL istirdaden alacak ile 2.000 TL manevi tazminatın dava tarihi olan 11/10/2005 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ili birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

    Olayın oluş şekline, müterafik kusur oranlarına, davacının duyduğu elem ve ızdırabın derecesine, tarafların sosyal ve ekonomik durumuna, 26.06.1966 gün 1966/7-7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın içeriğine ve öngördüğü koşulların somut olayda gerçekleşme biçimine ve hak ve nesafet kurallarına göre davacı yararına 10.000,00-YTL manevi tazminat yerine 7.000,00-YTL manevi tazminata hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Ayrıca davacı yararına kabul edilen maddi ve manevi tazminat üzerinden ayrı ayrı avukatlık ücreti takdir edilmesi gerekirken dava edilen her iki alacak miktarı birleştirilerek,birleştirilen alacak miktarı üzerinden avukatlık ücreti takdir edilmesi de yanlıştır....

      Dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi üzerine yapılan yargılama sonucunda, davacının manevi tazminat talebi yönünden davanın tefrikine karar verilmiş olsa da, manevi tazminat isteminin de kira ilişkinden kaynaklandığı dikkate alındığında, görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemesi'dir....

        Davalı vekili hükmedilen manevi tazminat miktarının da maluliyet oranı ve kusur durumu dikkate alındığında yüksek olduğunu, daha az manevi tazminata hükmedilmesi gerektiğini istinaf sebebi olarak ileri sürmüş olup; ilk derece mahkemesince davacının icra takibinden talep ettiği 75.000,00 TL manevi tazminat miktarı yönünden manevi tazminata hükmetmiş ise de; davacının maluliyet oranı tarafların kusur oranları, tarafların sosyal ekonomik durumları ve meydana gelen iş kazasından dolayı davacının duymuş olduğu elem ve ızdırap dikkate alındığında manevi tazminat miktarının 75.000,00 TL olarak belirlenmesinin isabetsiz olduğu, davalı vekilinin bu yöndeki istinafının haklı olduğu, davacı lehine takdiren 30.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır....

        manevi tazminatla ne zarar veren için caydırıcılık olduğunu, ne de zarar görenlerin manevi ızdıraplarının hafiflemediğini, zarar göreni yatıştırıcı ve zarar vereni caydırıcı bir manevi tazminat tutarının, sosyal ve ekonomik durumlara göre değil, onların kişisel özelliklerine, eğitim ve kültür düzeylerine, davranış biçimlerine, öz yapılarına göre belirlenmesi gerektiğini, Hükmedilen manevi tazminat miktarının, manevi tazminatın işlevine ters düştüğünü belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. 2-Davalı sigorta şirketi vekili istinaf dilekçesinde; poliçede yer alan manevi tazminat teminatı kaza başına olup poliçe teminatının tamamının 09.04.2014 tarihinde kazaya karışan diğer başvuruculara ödendiğini, dolayısıyla poliçede manevi tazminat teminatının kalmadığını, Sarayönü Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/38E. 2016/55K....

          Dava, trafik kazasında yaralanma nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. 2-Davacıların manevi tazminat talepleri kısmen kabul edilmiş, birleşen dava ile talep edilen faiz yönünden ise, manevi tazminatın bölünemeyeceği, ıslahla artırılamayacağı gerekçeleri ile red kararı verilmiştir. Fer'i nitelikte bir alacak olan faizin, esas alacak tahsil edilmedikçe ayrı bir dava ile istenmesine herhangi bir engel bulunmadığı gözetildiğinde, varılan sonuç doğru bulunmamıştır. 3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 10/2. maddesine göre manevi tazminatla ilgili olarak "Davanın kısmen reddi durumunda, karşı taraf vekili yararına Tarifenin üçüncü kısmına göre hükmedilecek ücret, davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemez." düzenlemesi yer almaktadır. Bu halde, davalı yararına hükmedilen manevi tazminata ilişkin vekalet ücretinin, davacılar yararına hükmedilen vekalet ücretinden fazla tespit edilmesi de doğru değildir. 4-Davacı küçük ...'...

            SONUÇ:Yukarıda gösterilen sebeple hükmün kadın yararına takdir edilen maddi-manevi tazminat, tedbir ve yoksulluk nafakası, ziynete dayalı alacak davası, yargılama gideri ve vekalet ücreti yönlerinden BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 06.02.2017 (Pzt.)...

              davanın ise reddine oyçokluğu ile karar verilmiş, mahkeme başkanı manevi tazminat hususunda çoğunluk görüşüne katılmadığını ifade etmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Somut olayda haksız fesih nedeniyle manevi tazminat koşulları oluşmadan davacı yararına manevi tazminata karar verilmesinde isabet görülmemiştir....

                Alacaklının sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Somut olayda; takip dayanağı ... 4.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2005/538 E. - 2015/796 K. sayılı ilamında hükmedilen şikayete konu maddi ve manevi tazminat harcının alacaklı yararına hükmedilmediği anlaşılmakla, mahkemece bu hususta şikayetin kabulüne karar verilmesi yerindedir. Ancak şikayete konu talep ilamlı takipte istenilen 8.347,56 TL maddi ve 2.732,00 TL manevi tazminat harç kalemi ve faizlerine ilişkin olmasına rağmen mahkemece tüm alacak kalemlerini kapsar şekilde icra emrinin iptali yönünde hüküm tesis edilmesi doğru görülmemiştir. O halde mahkemece, icra emrinin şikayete konu 8.347,56 TL maddi ve 2.732,00 TL manevi tazminat harç kalemi ve faizleri yönünden iptaline karar verilmesi gerekirken tümden icra emrinin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....

                  Ancak dekontlardaki para davacı tarafından yatırıldığından alacak davasının zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir. ................ davacının davalıdan zarar gördüğünden bahisle manevi tazminat istemesi mümkün değildir. Bu nedenle davacının maddi ve manevi tazminat davasının reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur." gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Gerekçeden de açıkça anlaşılacağı gibi dava hem zamanaşımı (usulden) hemde esastan reddedilmiştir. Oysa ki davanın hem usulden hemde esastan reddi mümkün değildir....

                    UYAP Entegrasyonu