Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2021/688 esas sayılı dosyasında açılan davada birleştirilmesine, yargılama sonucunda davanın kabulü ile toplamda KDV dahil 145.092,62.TL tutarındaki müvekkil asıl alacağını oluşturan kesin hesap neticesinde oluşan KDV dahil 24.224,44 TL'nin, boruların müvekkili kuruluşa iade edilmemesinden kaynaklı olarak KDV dahil 13.350,35.TL'nin, geçici kabul eksikliklerinin zamanında giderilmemesinden kaynaklı gecikme cezası bedeli 53.289,75TL'nin davalı şirket nam ve hesabına müvekkili kuruluş tarafından yapılan eksik işlerin bakiye tutarı KDV dahil 54.288,08 TL'nin davalıdan tahsiline, her bir müvekkili kuruluş alacak kalemi için davalı şirketin temerrüde düşürüldüğü tarihlerden itibaren avans faizi işletilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, sözleşmeden kaynaklı alacak istemine ilişkindir. ...12....
GEREKÇE: Talep, alım satım sözleşmesinden kaynaklı aracın davacı adına devir ve tescili ile tazminat istemli davada aracın 3.kişilere devrinin tedbiren önlenmesi istemine ilişkindir. HMK'nın 389. maddesi, "Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. "şeklinde olup; aynı yasanın 390/3 maddesi, ''Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkca belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır'' düzenlemesini içermektedir. Geçici hukuki koruma yargılamasını asıl hukuki koruma yargılamasından ayıran özelliklerden biri ispat ölçüsü noktasındadır....
ın kendisine gerekçeli kararın tutuklu bulunduğu ceza evinde tebliğ edilmesi üzerine ceza evi aracılığı ile 16.04.2021 tarihinde gönderdiği dilekçesinde; infaz yasasında yapılan yasa değişikliği kapsamında denetimli serbestlik tedbirinden faydalanmak istediğini belirtip, denetimli serbestlik tedbirinden faydalanabilmek için temyiz incelemesinin ivedi şekilde yapılması talebinde bulunduğu, söz konusu dilekçenin içeriğinden, sanığın temyiz isteminde bulunduğunu gösteren herhangi bir irade beyanının bulunmadığının anlaşıldığı, dosya içeriğinde ve UYAP üzerinde yapılan incelemede hükme yönelik başkaca herhangi bir temyiz isteminin bulunmadığı, bu itibarla, sanık hakkında kurulan mahkumiyet hükmü yönünden TEMYİZ İNCELEMESİ YAPILMASINA YER OLMADIĞINA; dosyanın incelenmeksizin mahalline iade edilmesi için ... Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE; 28.05.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Diğer davalı cevabı; İlk derece mahkemesince davacının geçici hukuki koruma tedbirinin değerlendirildiği tarih itibariyle diğer davalı şirket henüz davaya cevap vermemiştir....
İş Mahkemesinin 2016/275 Esas sayılı dosyasının istinaf incelemesinden geçerek kesinleştiğini belirterek ilk davada hüküm altına alınan miktarların düşümü ile 15.843,68 TL peşin sermaye değerli gelirden kaynaklı alacağın gelirin onay tarihi olan 08/12/2015 tarihinden, ödenen geçici iş göremezlik ödemesinden kaynaklı 4.043,45 TL nin ödeme tarihi olan 24/01/2012 tarihinden itibaren, ödenen geçici iş göremezlik ödemesinden kaynaklı 1.638,35 TL nin ödeme tarihi olan 31/05/2012 tarihinden itibaren, yapılan tedavi masraflarından kaynaklı 136,60 TL nin sarf tarihi olan 16/05/2011 tarihinden itibaren, yapılan tedavi masraflarından kaynaklı 23,20 TL nin sarf tarihi olan 17/05/2011 tarihinden itibaren, yapılan tedavi masraflarından kaynaklı 2.418,68 TL nin sarf tarihi olan 24/05/2011 tarihinden itibaren, yapılan tedavi masraflarından kaynaklı 21,50 TL nin sarf tarihi olan 05/09/2011 tarihinden itibaren, yapılan tedavi masraflarından kaynaklı 49,00 TL nin sarf tarihi olan 27/09/2011 tarihinden itibaren...
Bu sebeple davacının talebi nüfus kütüklerindeki kayıtların düzeltilmesine yönelik olmayıp, geçici koruma kimlik belgesindeki bilgilerinin düzeltilmesine ilişkin olduğu, bu yönüyle talebin Nüfus Kanunu kapsamında değerlendirilmesinin mümkün olmadığı anlaşılmaktadır. Davacı Suriye vatandaşı olup, ülkede yaşanan savaş nedeniyle Türkiye'ye sığınmış ve İçişleri Bakanlığı Hatay Valiliği'nce şahsa geçici koruma kimlik belgesi verilmiştir. Davacı, idare tarafından düzenlenen bu geçici kimlik belgesinde isim ve soyisminin yanlış yazıldığını belirterek bu yanlışlığın düzeltilmesi için eldeki davayı açmıştır. Davacı Türk vatandaşı değildir, yine Türkiye'de nüfus sisteminde herhangi bir yanlışlığın düzeltilmesi talebinde bulunamaz. Ancak geçici koruma kimlik belgesini veren Hatay Valiliği'ne başvurarak geçici kimlik belgesindeki yanlışlıkların düzeltilmesini talep edebilecektir. Bu talebin kabul edilmemesi halinde idari yargıya başvurması mümkündür....
, iyi tarım uygulamalarının teşvik edilmesi, göl koruma alanı ve yakın mesafe koruma alanı, uzak mesafe koruma alanı-1 ve uzak mesafe koruma alanı-2, tarımsal kaynaklı yatırım-destek-teşvik programlarının geliştirilmesi, zirai mücadele ilaçları kullanımının azaltılması çalışması, envanter, eğitim ve bilinçlendirme çalışması, izleme ve denetim, "Hayvancılık Faaliyetleri Kaynaklı Kirlilik Yönetimi" alt başlığı altında; hayvansal kaynaklı yatırım-destek-teşvik programlarının geliştirilmesi, envanter, eğitim ve bilinçlendirme çalışması, izleme ve denetim, "Karayolları Çalışmaları" alt başlığı altında; tehlikeli maddelerin karayolları vasıtasıyla taşınması sırasında, kaza ihtimaline karşı acil durum eylem planlarının hazırlanması, "Ağaçlandırma, Erozyon Kontrolü Çalışmaları ve Taşkın Kontrolü" ana başlığı altında; erozyon kontrolü çalışmalarının yapılması, göl koruma alanı ve yakın mesafe koruma alanı, uzak mesafe koruma alanı-1 ve uzak mesafe koruma alanı-2 düzenlemelerinin iptali istemi...
Geçici hukuki koruma tedbirlerinden olan ihtiyati haciz, nitelikçe geçici bir hukuki koruma tedbiridir. Geçici hukuki koruma tedbirlerinin amacı, yargı organları önünde hak arayan kişilerin nihai olarak elde etmeyi umdukları haklarına erişimi kolaylaştırmaktır. Bu amacın gerçekleşmesi için, elde edilmesi umulan hakların ya da onların konularının ortadan kalkması, yok olması, değiştirilmesi gibi olasılıkların bertaraf edilmesi gerekir. Elde edilmesi umulan hakka kavuşulmasını kolaylaştırıcı tedbirler hak arama özgürlüğünü, adil yargılama hakkını ve hukuk devleti ilkesini de yakından ilgilendirir. İhtiyati haciz istekleri değerlendirilirken geçici hukuki koruma tedbirlerinin açıklanan bu amacının gözden uzak tutulmaması gerekir....
İhtiyati tedbir, davanın davacı lehine sonuçlanması durumunda dava konusu şeyin güvence altına alınmasını temine yarayan geçici bir hukuki korumadır. Aynı yasanın 396. maddesinde ise "durum ve koşulların değiştiği sabit olursa, talep üzerine ihtiyati tedbirin değiştirilmesine veya kaldırılmasına teminat aranmaksızın karar verilebilir" hükmü düzenlenmiştir. Buna göre; İhtiyati tedbir geçici hukuki koruma sağlamakta olup bu talep değerlendirilirken harcı yatırılarak talep edilen miktarın dikkate alınması gerekir. Davanın kısmi ya da belirsiz alacak davası olarak açılması bu sonucu değiştirmez. Orantılılık esastır. Geçici hukuki koruma, bir tarafın bütün malvarlığı üzerindeki haklarını ve anayasal mülkiyet hakkını tümden kısıtlar şekilde uygulanamaz....
Nitekim 6100 Sayılı HMK'nun 406/2. fıkrasında "İhtiyati haciz, muhafaza tedbirleri ve geçici düzenleme niteliğindeki kararlar gibi geçici hukuki korumalara ilişkin diğer kanunlarda yer alan özel hükümler saklıdır." denmiştir. Bu fıkranın gerekçesinde "özellikle uygulamada farklı geçici hukuki korumaların birbirinin yerine kullanılmasının hatta -ihtiyati tedbir zımmında ihtiyati haciz kararı verilmesi- gibi aslında kanuna tamamen aykırı geçici hukuki koruma kararı oluşturulmasının önüne geçilmesi amaçlanmıştır." denilmiştir. Bu sebeple ilk derece mahkemesince davacının geçici hukuki koruma tedbirinin ihtiyati haciz olarak kabulü ile sadece ihtiyati haciz talebinin değerlendirilmesi gerekirken, ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz koşullarının ayrı ayrı değerlendirilmesi hatalı olmuştur. 2004 Sayılı İİK 257. vd. maddeleri gereğince ihtiyati hacize karar verebilmek için alacağın muaccel olup olmadığı önem taşımaktadır. Somut olayda, iddia olunan zarar haksız eylemden kaynaklandığından TBK.'...