Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bilirkişi tarafından dava konusu alacak talebi hakkında; dava tarihinden önce ... Vergi İdaresine ödeme yapıldığına dair bir belge olmadığı, belgelerinin olmaması nedeniyle bu aşamada davacıların davalılardan herhangi bir talepte bulunamayacağı görüşü belirtilmiştir. Davalılardan talep edilen alacak devir tarihi öncesine ait olan ve devir alınan müvekkil firma adına ... makamlarınca tahakkuk ettirilmiş olan ve ödenmesi talep edilen kamu borçlarıdır. Şirket devir sözleşmesine göre belirtilen kamu borçlarının tamamının devredenlerin sorumluluğunda olduğu muhakkaktır. Devir öncesinden kalan kamu borçlarının talep edilebilmesi için müvekkil tarafından ... Hazinesi ödenmiş olması şart değildir. Davalılar hisse devir sözleşmesi gereği taahhütlerini yerine getirmemişlerdir. Sözleşmenin 3.1.3. Maddesi aşağıdaki şekildedir; "Hisse devrinden önceki dönemlere ait ......

    Bilirkişi tarafından dava konusu alacak talebi hakkında; dava tarihinden önce ... Vergi İdaresine ödeme yapıldığına dair bir belge olmadığı, belgelerinin olmaması nedeniyle bu aşamada davacıların davalılardan herhangi bir talepte bulunamayacağı görüşü belirtilmiştir. Davalılardan talep edilen alacak devir tarihi öncesine ait olan ve devir alınan müvekkil firma adına ... makamlarınca tahakkuk ettirilmiş olan ve ödenmesi talep edilen kamu borçlarıdır. Şirket devir sözleşmesine göre belirtilen kamu borçlarının tamamının devredenlerin sorumluluğunda olduğu muhakkaktır. Devir öncesinden kalan kamu borçlarının talep edilebilmesi için müvekkil tarafından ... Hazinesi ödenmiş olması şart değildir. Davalılar hisse devir sözleşmesi gereği taahhütlerini yerine getirmemişlerdir. Sözleşmenin 3.1.3. Maddesi aşağıdaki şekildedir; "Hisse devrinden önceki dönemlere ait ......

      ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2022/271 ESAS KARAR NO : 2022/1081 KARAR DAVA : İtirazın İptali (Ticari İşletmenin Satılması Veya Devrinden Kaynaklanan) Mahkememizde görülen İtirazın İptali (Ticari İşletmenin Satılması Veya Devrinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı vekili ... Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine hitaben sunduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin ... İcra Müdürlüğünün ... Esas sayılı dosyasından davalı borçlu aleyhine takip başlatıldığını, haksız olarak davalı borçlu tarafından takibe itiraz edildiğini, haksız itirazın iptal ile takibin devamına borçlu aleyhine %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

        E sayılı takibinin 360.800,00 TL asıl alacak ve 153.285,63 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 514.085,63 TL üzerinden başlatıldığı, takip dayanağının hisse devrinden kaynaklı alacak olarak açıklandığı, itiraz üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği ve itirazın hükümden düşürülmesi için de eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır. Taraflar arasındaki ihtilaf, dava dışı şirket hisselerinin devir bedelinin davacıya ödenip ödenmediği, davacının hisse devri nedeniyle alacaklı olup olmadığı, davacının alacak iddiasını tanık delili ile ispatlamasının mümkün olup olmadığı, davada zamanaşımı süresinin dolup dolmadığı, takip tarihi itibariyle takip alacaklısının alacaklı olup olmadığı ile varsa alacak tutarının ne kadar olduğu hususlarından ibarettir....

          İSTİNAF SEBEPLERİ:Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu uyuşmazlığın 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğunu, yerel mahkeme tarafından davalarının yanlış yorumlanarak davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verildiğini, müvekkilinin hissesini devrettikten sonra ortak sıfatı kalmadığını, dolayısıyla müvekkilinin alacağı ticari bir alacak haline geldiğini, kaldı ki hisse devrinin amacının ortaklığın son bulması manasını taşımakta olduğunu, iş bu sebeple artık bu alacağın genel hükümler çerçevesinde 10 yıllık zamanaşımına tabi olacağını, kanunda da ortaklar arasında hisse devrinden kaynaklanan alacaklar ile ilgili zamanaşımı hususunda özel bir hüküm bulunmadığını, bu uyuşmazlığın da 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğunu, yerel mahkeme tarafından açılan bu davalanın yanlış yorumlanmış olduğunu, sanki ortaklıktan kaynaklanan bir alacakmış gibi düşünülerek karar verildiğini, oysa bu alacak artık ticari alacak vasfını taşıdığını, ortada ortaklık sıfatı kalmadığını...

          ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR ESAS NO : 2020/420 Esas KARAR NO : 2021/785 DAVA : İtirazın İptali (Ticari İşletmenin Satılması Veya Devrinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 09/09/2020 KARAR TARİHİ : 26/10/2021 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 26/10/2021 Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari İşletmenin Satılması veya Devrinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVACININ TALEBİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ; Müvekkili ile davalı şirket yetkilisi arasında davalı şirkete ait hisselerin devri konusunda mutabık kaldıklarını ve bu devre ilişkin olarak davalı şirkete 100.000TL kapora ödendiğini ancak kapora yatırıldıktan sonra taraflar arasında husumet oluştuğunu ve bu nedenle hisse devrinin yapılmadığını kapora olarak gönderilen paranın iadesinin talep edildiğini fakat bu talebe cevap verilmediğinden Ankara ......

            ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR ESAS NO : 2020/420 Esas KARAR NO : 2021/785 DAVA : İtirazın İptali (Ticari İşletmenin Satılması Veya Devrinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 09/09/2020 KARAR TARİHİ : 26/10/2021 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 26/10/2021 Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari İşletmenin Satılması veya Devrinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVACININ TALEBİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ; Müvekkili ile davalı şirket yetkilisi arasında davalı şirkete ait hisselerin devri konusunda mutabık kaldıklarını ve bu devre ilişkin olarak davalı şirkete 100.000TL kapora ödendiğini ancak kapora yatırıldıktan sonra taraflar arasında husumet oluştuğunu ve bu nedenle hisse devrinin yapılmadığını kapora olarak gönderilen paranın iadesinin talep edildiğini fakat bu talebe cevap verilmediğinden Ankara ......

              Hukuk Dairesi 19/11/2020 tarih ve 2020/1476 Esas - 2020/1540 Karar sayılı görevsizlik kararı ile"; Davanın adi ortaklığa karşı açılmadığı, adi ortaklıktan alacak veya tasfiye vb taleplerin davada olmadığı, uyuşmazlığın dava konusu taşınmazların bu hisse devir sözleşmesi içinde olup olmadığının tespiti ile çözümlenebileceği,dava, davalıların noterden, davacıya devrettikleri şirket hisseleri ve şirketler adına tescilli hisse haklarını devraldıkları projelerden dava konusu taşınmazların da bağlı olduğu şirket hisselerinin, aradaki protokole rağmen davacı yana iade edilmemesinden kaynaklandığı diğer deyişle, şirket hisse devri ve buna bağlı projelerdeki hakların da devrine rağmen, protokole göre iade edilmemesinden doğan tapu iptal veya terditli olarak tazminat davası olduğu , hisse devri ve bağlı haklardan kaynaklanan uyuşmazlık bulunduğu, Hakimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesinin İstanbul Bölge Adliye Mahkemeleri iş bölümüne ilişkin kararı gereğince "6102 sayılı Türk Ticaret Kanununda...

              Davacının bonoların ihdas nedeni olarak belirtilen şirket hisse devrinin yapıldığı 06/12/1999 tarihinde henüz Türk Lirasından altı sıfır atılmamış ve Yeni Türk Lirası diye bir kavramın olmadığı mahkememizin bilgisi dahilindedir. Tüm bu tespit ve değerlendirmeler karşısında icra takibine dayanak bonoların keşide tarihinin hisse devrinden yaklaşık 7 yıl sonra 30/12/2006 tarihinde keşide edilmiş olması nedeniyle söz konusu bonoların şirket hisse devrine ilişkin olarak tanzim edilmiş olamayacağı bunun hayatın olağan akışına aykırı olduğu ve ayrıca hisse devri sözleşmesinde de devir bedelinin davacıya ödendiği de belirtilmiş olması sebebiyle icra takibine dayanak bonoların davacının iddiasının aksine şirket hisse devri için verilmediği anlaşılmakla davalı savunmasına bu açıdan üstünlük tanınmıştır....

                Dosyaya celp edilen şirket ana sözleşmesinde hisse devrine engel bir hüküm olmadığı, davacının hisse devrinin noterden yapıldığı, hisse devir sözleşmesinin şirket karar defterine işlenerek ticaret sicil gazetesinde ilan edildiği, bu haliyle davacının davasının çıkma payının tahsiline ilişkin değil, devredilip tescil edilen hissenin bedelinin tahsili davası olduğu, bu durumda, davacının şirket hisse devir bedelini davalı şirketten değil devrettiği dava dışı gerçek kişiden talep edebileceği, hisse devir bedeli yönünden davalı şirkete husumet yöneltilemeyeceği Mahkememizce kabul edilmiştir....

                UYAP Entegrasyonu