Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVALILAR : ... vs. DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil DOSYANIN DAİREYE GELİŞ TARİHİ: 29.12.2017 KARAR Taraflar arasındaki uyuşmazlık, TMK'nın 194. maddesine dayanılarak açılan aile konutunun muvazaalı devrine dayalı tapu iptali ile yeniden eski malik adına tescil isteğine ilişkindir. Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 14.01.2017 tarih ve 1 sayılı kararı ile hazırlanan, 20.01.2017 günlü ve 2017/1 sayılı Yargıtay Büyük Genel Kurulunca kabul edilip 27.01.2017 tarihli ve 29961 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak 01.02.2017 günü yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (2.) Hukuk Dairesi'nin görevi cümlesinden bulunmakla, dosyanın anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 08/01/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Nafaka-Aile Konutunun Tahsisi - Tasarruf Yetkisinin Sınırlandırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 143.50 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 30.11.2017 (Per.)...

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Aile Konutunun Şerhi Konulması-Ziynet Alacağı-Eşyanın İadesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm taraflarca temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Mahkemece davalı erkek ziynet alacağı yönünden de davayı temyiz etmiştir. Temyiz başvuru harcının ve kararda gösterilen ilam harcının dörtte birinin temyiz peşin harcı olarak alınması zorunludur. Bu nedenle 223.78 TL olan nispi peşin harcının da davacıdan alınması gerekir. Temyiz harç ve giderlerinin Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 434/3.maddesinde gösterilen usul uygulanılarak temyiz edenden tahsili ile buna ilişkin makbuzun dosyaya alınmasından sonra gönderilmek üzere dosyanın mahalli mahkemesine İADESİNE, oybirliğiyle karar verildi. 15.11.2017...

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Tedbir Nafakası ve Aile Konutunun Tahsisi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından tedbir nafakasının miktarı yönünden; davalı erkek tarafından ise kısmen kabul edilen tedbir nafakası davasının kabulü ve aile konutu tahsisi kararı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 143.50'şer TL. temyiz başvuru harçları peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme...

          Kanun koyucunun; bu hükümle, evliliğin devamı süresince aile konutunun kaybedilmesini önlemek, diğer eşin ve çocukların barınma haklarını etkin güvence altına almak amacını güttüğü açık ve tartışmasızdır. Hüküm, aile konutu üzerindeki, mülkiyetin nakledici ve ya sınırlandırıcı işlemin geçerliliği için diğer eşin açık rızasını aramıştır. Zımmi rıza yada onay verildiğine delalet eden bir takım davranışlardan çıkartılan rıza, işleme geçerlilik kazandıramaz. İşlem için rızası aranan eş, haklı bir sebep olmaksızın rıza vermekten kaçındığı takdirde , işlemi yapacak olan eş, Türk Medeni Kanununu 194/2. maddesine göre hakime başvurarak, o işlemin yapılmasının ailenin çıkarına olduğunu ve işlemin yapılmasının aile konutunun kaybına yol açmayacağını ve diğer eşin haklı bir sebep olmaksızın rıza vermekten kaçındığını kanıtladığı , bu konuda ikna edici deliller getirdiği takdirde o işlem için diğer eşin rızasının gerekmediğine karar alabilir....

            Buna göre, eşlerden biri diğer eşin “açık rızası bulunmadıkça” aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez ve aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz. Bu cümleden hareketle, aile konutunun maliki olan eş, aile konutundaki yaşantıyı güçlüğe sokacak biçimde, aile konutunun ipotek edilmesi gibi “tek başına” bir ayni hakla sınırlandıramaz. Bu sınırlandırma “ancak diğer eşin açık rızası alınarak” yapılabilir. Somut olayda, davacı eş dava konusu taşınmazın aile konutu olduğunu iddia etmiş, davalı banka ise davalı erkek eş adına iki adet ev bulunduğunu savunmuştur. Mahkemece davacının dinlenilmelerinden açıkça vazgeçmediği tanıkları dinlenilmemiş, dava konusu taşınmazın ile konutu olup olmadığı yönünde bir araştırma yapılmamıştır. Mahkemece, davacı tarafından verilen tanık listesinde tanık olarak gösterilen ve dinletmekten açıkça vazgeçmediği .... ve ...'...

              Türk Medeni Kanunu'nun 193. maddesi hükmü ile eşlerin birbirleri ve üçüncü kişilerle olan hukuki işlemlerinde özgürlük alanı tanınmış olmakla birlikte Türk Medeni Kanunu'nun 194. madde hükmü ile eşlerin aile konutu ile ilgili bazı hukuksal işlemlerini diğer eşin rızasına bağlı olduğu kuralı getirilerek, eşlerin hukuki işlem özgürlüğü, “Aile birliğinin korunması” amacıyla sınırlandırılmıştır. Buna göre, eşlerden biri diğer eşin “Açık rızası bulunmadıkça” aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez ve aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz. Bu cümleden hareketle, aile konutunun maliki olan eş, aile konutundaki yaşantıyı güçlüğe sokacak biçimde, aile konutunun ipotek edilmesi gibi “Tek başına“ bir ayni hakla sınırlayamaz. Bu sınırlandırma “Ancak diğer eşin açık rızası alınarak” yapılabilir. Türk Medeni Kanunu'nun 194. maddesi yetkili eşin izni için bir geçerlilik şekli öngörmemiştir....

                Kararın temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 19.11.2020 tarihli 2020/3829 Esas, 2020/5916 Karar sayılı ilamı ile “Taşınmaz üzerinde aile konutu niteliğinde bağımsız bölüm olduğu, davalı eşin dava konusu aile konutunun bulunduğu taşınmaz üzerinde diğer davalı kooperatif lehine ipotek tesis ettiği, bu işlem sırasında davacı eşin açık rızası alınmadığı...eşin "Açık rızası alınmadan" yapılan işlemin "Geçersiz olduğunu" kabul etmenin zorunlu olduğu, dava konusu taşınmaz üzerinde 2 katlı ve iki bağımsız bölümden oluşan bir bina olduğu iddia edildiğine göre ve dava aile konutu olarak kullanıldığı ileri sürülen taşınmaz üzerinde bulunan ipoteğin kaldırılmasına yönelik olduğuna göre, öncelikle aile konutu olarak kullanılan bölümün belirlenmesi gerektiği, bu durumda, mahkemece yapılacak işin; taşınmazın vasfı da dikkate alınarak, dava konusu aile konutunun bulunduğu yerde usulünce keşif yapılıp, ipotek tesis tarihinde ve halen tarafların aile konutu olarak kullandıkları bağımsız bölümün belirlenmesi...

                  Türk Medeni Kanununun 193. maddesi hükmü ile eşlerin birbirleri ve üçüncü kişilerle olan hukuki işlemlerinde özgürlük alanı tanınmış olmakla birlikte Türk Medeni Kanununun 194. madde hükmü ile eşlerin aile konutu ile ilgili bazı hukuksal işlemlerinin diğer eşin rızasına bağlı olduğu kuralı getirilerek eşlerin hukuki işlem özgürlüğü, “aile birliğinin korunması” amacıyla sınırlandırılmıştır. Buna göre, eşlerden biri diğer eşin “açık rızası bulunmadıkça” aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez ve aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz. Bu cümleden hareketle, aile konutunun maliki olan eş, aile konutundaki yaşantıyı güçlüğe sokacak biçimde, aile konutunun başkası adına devir edilerek, tescil edilmesi gibi “tek başına” bir ayni hakla sınırlandıramaz. Bu sınırlandırma “ancak diğer eşin açık rızası alınarak” yapılabilir. Türk Medeni Kanununun 194. maddesi yetkili eşin izni için bir geçerlilik şekli öngörmemiştir....

                    Her ne kadar birleştirilen davacı oturma hakkı tanınmasını istemiş ise de; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 33.maddede belirtildiği üzere olayları açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme hakime ait olduğundan birleştirilen davada asıl talep 4721 sayılı Türk Medeni Kanununda düzenlenen aile konutunun sağ kalan eşe özgülenmesine ilişkindir. Eşlerden birinin ölümü halinde tereke malları arasında sayılan aile konutu hakkında; sağ kalan eş kendisine miras hakkına mahsuben aile konutunda mülkiyet hakkı tanınmasını isteyebilir. Davacının, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 652/1 maddesi uyarınca muris ile birlikte yaşadığı, başka bir deyişle hükmen aile konutu olarak tespit edilen taşınmazda miras payına mahsuben mülkiyet hakkı bulunmaktadır....

                      UYAP Entegrasyonu