Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi K A R A R Dava dilekçesinin içeriğine göre dava TMK'nın 240. maddesinden kaynaklanan aile konutunun sağ eşe özgülenmesi istemine ilişkin olup karar aile mahkemesince verilmiştir. 2797 sayılı Yargıtay Kanununa 6572 sayılı Kanunun 27. maddesiyle eklenen Geçici 14. madde gereğince Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun Hukuk Dairelerinin işbölümünü düzenleyen 19.01.2015 tarihli ve 2015/8 sayılı Kararına göre ve davanın açıklanan niteliği itibariyle temyiz inceleme görevi Yargıtay 8. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Ancak, 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 60. maddesinde 6644 Sayılı Kanunla yapılan değişiklik gereğince görev uyuşmazlığının giderilmesi için dosyanın Yargıtay Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna sunulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, görev sorunu giderilmek üzere dosyanın Yargıtay Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna GÖNDERİLMESİNE, 14.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Tapu İptali ve Tescil- Aile Konutu Şerhi Konulması- Aile Konutunun Özgülenmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü....

      Uyuşmazlığın belirlenmesi ve çözüm ilkeleri; Davacı dava dilekçesi ile TMK 240/3 maddesi gereğince aile konutu olarak kullanılan 42 nolu bağımsız bölümün mülkiyet hakkını istemiş katılma alacağının üzerine gerektiğinde bedel ilavesi ile taşınmazın kendi adına tescilini istemiş ve miras alacağının bulunduğundan da dilekçesinde bahsetmiştir. 22.04.2022 tarihli ıslah dilekçesi ile de mahkeme tarafından depo edilmesi istenen 81.250 TL'nin araçtan doğan 100.425 TL den karşılanarak aile konutunun adına tescilini istemiş ve bakiye 19.175 TL'ye katılma alacağı olarak hükmedilmesini istemiştir. Mevcut duruma göre davacı dilekçesi ile hem katılma, hemde miras alacağının varlığını belirterek aile konutunun adına tescilini öncelikle talep etmektedir....

      Buna göre, eşlerden biri diğer eşin "açık rızası bulunmadıkça” aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez ve aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz. Bu cümleden hareketle, aile konutunun maliki olan eş, aile konutundaki yaşantıyı güçlüğe sokacak biçimde, aile konutunun ipotek edilmesi gibi “tek başına” bir ayni hakla sınırlandıramaz. Bu sınırlandırma “ancak diğer eşin açık rızası alınarak” yapılabilir. TMK m. 194. maddesi yetkili eşin izni için bir geçerlilik şekli öngörmemiştir. Bu nedenle söz konusu izin bir şekle tabi olmadan, sözlü olarak dahi verilebilir. Ancak maddenin ifadesinden de anlaşılacağı üzere, iznin “açık” olması gerekir (Mustafa Alper GÜMÜŞ, Türk Medeni Kanununun Getirdiği Yeni Şerhler; Vedat Kitapçılık, İstanbul 2007, Birinci Basıdan İkinci Tıpkı Bası, s. 41-42)....

        Buna göre, eşlerden biri diğer eşin “açık rızası bulunmadıkça” aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez ve aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz. Bu cümleden hareketle, aile konutunun maliki olan eş, aile konutundaki yaşantıyı güçlüğe sokacak biçimde, aile konutunun ipotek edilmesi gibi “tek başına” bir ayni hakla sınırlandıramaz. Bu sınırlandırma “ancak diğer eşin açık rızası alınarak” yapılabilir. Türk Medeni Kanununun 194. maddesi yetkili eşin izni için bir geçerlilik şekli öngörmemiştir. Bu nedenle söz konusu izin bir şekle tabi olmadan, sözlü olarak dahi verilebilir. Ancak maddenin ifadesinden de anlaşılacağı üzere, iznin “açık” olması gerekir ..... Her ne kadar ipotek doğrudan doğruya aile konutundan faydalanma ve oturma hakkını engellemiyorsa da, hak sahibi eşin kötü niyetli ve muvazaalı işlemleri ile aile konutunun elden çıkarılma tehlikesi nedeniyle ipotek işlemine diğer eşin “açık rızası” şarttır....

          AİLE KONUTU"İçtihat Metni" Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Tarafların evlilik birliğinin halen devam ettiği, davalı kadının geçimsizlik nedeni ile terk etmek zorunda kaldığını belirttiği aile konutunun davacı koca tarafından daha sonra boşaltıldığı ve konutun halen boş olduğu anlaşılmaktadır. Dava konusu konutun, tarafların müşterek yaşamları sırasında aile konutu olduğu konusunda bir tartışma bulunmamaktadır. Tarafların fiilen ayrı yaşıyor olması bu konutun aile konutu olma vasfını kaybettirmez. Bu nedenle istemin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetli olmamıştır....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki aile konutunun sağ eşe özgüllenmesi davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü: _ K A R A R _ ... 4. Aile Mahkemesi'nin 02.10.2014 tarih ve 2014/196 Esas ve 2014/ 645 Karar sayılı dava dosyasının Karar düzeltme talebiyle inceleme yapılmak üzere Dairemize gönderildiği anlaşılmıştır. ... 4. Aile Mahkemesi'nin 02.10.2014 tarih ve 2014/196 Esas ve 2014/ 645 Karar sayılı dava dosyasının temyiz incelemesi yapılmış, Dairemizin 28.11.2017 tarih ve 2017/4706 Esas ve 2017/8909 Karar sayılı ilamıyla onanmasına karar verilmiştir. Yerel mahkemece onama ilamı taraflara tebliği edilmiş; ancak, dosya içerisinde ve Uyap Sistemi üzerinde yapılan inceleme sonucunda karar düzeltme talebine ilişkin dilekçeye rastlanamamıştır....

              Türk Medeni Kanunu madde 193. hükmü ile eşlerin birbirleri ve üçüncü kişilerle olan hukuki işlemlerinde özgürlük alanı tanınmış olmakla birlikte Türk Medeni Kanunu 194. madde hükmü ile eşlerin aile konutu ile ilgili bazı hukuksal işlemlerinin diğer eşin rızasına bağlı olduğu kuralı getirilerek eşlerin hukuki işlem özgürlüğü, “Aile birliğinin korunması” amacıyla sınırlandırılmıştır. Buna göre, eşlerden biri diğer eşin "Açık rızası bulunmadıkça" aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez ve aile konutunun maliki olan eş, aile konutundaki yaşantıyı güçlüğe sokacak biçimde, aile konutunun ipotek edilmesi gibi "Tek başına" bir ayni hakla sınırlandıramaz. Bu sınırlandırma "Ancak diğer eşin açık rızası alınarak" yapılabilir. Türk Medeni Kanunu'nun 194. maddesi yetkili eşin izni için bir geçerlilik şekli öngörmemiştir. Bu nedenle söz konusu izin bir şekle tabi olmadan, sözlü olarak dahi verilebilir....

              Aile konutunun, hak sahibi eş tarafından devri ve konut üzerindeki hakların sınırlandırılması, diğer eşin açık rızasına bağlıdır (TMK m.194). Bu rıza alınmadan konutla ilgili yapılan tasarruf işlemi geçersizdir. Somut olayda, davacı kadın dava konusu ipoteğin konulduğu taşınmazın aile konutu olduğunu ve açık rızası alınmadan davalı banka lehine ipotek verildiğini iddia etmiş, davalı banka ise davacının ipotek işlemine muvafakat verdiğini savunmuştur, Mahkemece, tarafların haklılık durumları ile ilgili iddia ve savunmaları çerçevesinde gösterdikleri deliller toplanarak, davanın açıldığı tarih itibariyle haklılık durumlarının tespiti ile yargılama giderleri ve vekalet ücreti konusunda bir karar verilmesi gerekirken, bu konuda herhangi bir araştırma yapılmadan ve gerekçesi de belirtilmeksizin, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılması ve davalı banka lehine vekalet ücretine hükmolunması usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir....

                Buna göre, eşlerden biri diğer eşin "açık rızası bulunmadıkça" aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez ve aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz. Bu cümleden hareketle, aile konutunun maliki olan eş, aile konutundaki yaşantıyı güçlüğe sokacak biçimde, aile konutunun ipotek edilmesi gibi "tek başına" bir ayni hakla sınırlandıramaz. Bu sınırlandırma "ancak diğer eşin açık rızası alınarak" yapılabilir. Türk Medeni Kanunu 194. maddesi yetkili eşin izni için bir geçerlilik şekli öngörmemiştir. Bu nedenle söz konusu izin bir şekle tabi olmadan, sözlü olarak dahi verilebilir. Ancak maddenin ifadesinden de anlaşılacağı üzere, iznin "açık" olması gerekir (Mustafa Alper GÜMÜŞ, Türk Medeni Kanununun Getirdiği Yeni Şerhlar; Vedat Kitapçılık, İstanbul 2007, Birinci Basıdan İkinci Tıpkı Bası, s. 41-42)....

                  UYAP Entegrasyonu