Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ancak, eldeki davada, konutun maliki olmayan ve aile konutu ile ilgili hakları koruma altına alınan davacı eş ölmüştür. Davacının mirasçılarının ise, miras hakları hariç, aile konutuna ilişkin diğer haklardan (TMK.nun 194, 240 ve 652. maddelerinde belirtilen haklardan) yararlanma imkanı bulunmamaktadır. Bu durumda, aile konutunun maliki olmayan eşin ölümü nedeniyle, dava konusuz kalmış olup, hükmün sadece bu gerekçe ile bozulması gerekmektedir. Bu sebeple, sayın çoğunluğun bozma gerekçesine katılmıyorum....

    Somut olayda, takip dayanağı tahliye taahhütnamesi Noter tarafından düzenlenmiş olup, borçlu kiracı tarafından kiranın yenilendiğine veya uzatıldığına dair aynı kuvvet ve mahiyette bir belge sunulmamıştır (Yargıtay 8. HD'nin 18.12.2018 tarihli, 2018/15412 E, 2018/20394 K. sayılı içtihadı). Takip dayanağı tahliye taahhütnamesinde tahliye tarihi olarak 08.01.2022 tarihi belirtilmiş, davacı alacaklı tarafından TBK'nun 352. m. uyarınca bu tarihten başlayarak 1 ay içerisinde 20.01.2022 tarihinde tahliye talebinde bulunulmuştur....

    Gerçekleşen bu durum karşısında yukarıda açıklanan yasal düzenleme ile ilkelere uygun değerlendirme yapılarak davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde ret hükmü kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. 2-Davacı, dava dilekçesinde; aile konutunun davalı eş tarafından diğer davalı ...’a satıldığını ileri sürerek, dava konusu taşınmaza aile konutu şerhi konulmasını, dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile davalı eş ... adına tescilini talep etmiştir. Mahkemece, davaların reddine karar verilmiştir. Davacının, aile konutu şerhi konulması davasının dinlenilebilmesi için, tapu iptal tescil davasının kesinleşmesi gerekmektedir. Aksi takdirde aile konutu şerhi konulması davasının incelenmesi hukuken mümkün değildir....

      İcra Dairesinin 09.09.2022 tarihli kararıyla durdurulmasına karar verildiğini, söz konusu itirazların yersiz olduğunu, davalı T3 tahliye emrine itirazında; 'kira sözleşmesine ek olarak herhangi bir taahhütname imzalamadığını, takibe konu tahliye taahhütnamesindeki imzanın kendisine ait olmadığını' ifade ettiğini, davalının itirazının gerçeklikten uzak olduğunu, davalı tarafın, 15.05.2021 taahhüt tarihli- 01.07.2022 tahliye tarihli, davalı tarafından bizzat imzalanan- yazılı tahliye taahhütnamesi uyarınca hiçbir kayıt ve şart ileri sürmeksizin belirlenen 01.07.2022 tarihinde tahliye edeceğini yazılı tek taraflı irade beyanıyla taahhüt ettiğini, tahliye taahhütnamesinin davalı T3 tarafından imzalanıp yazılı olarak verildiğini, ayrıca taahhüdün, kiralananın tesliminden(01.04.2021) sonraki bir tarihte(15.05.2021) verildiği için kanundaki tüm şartları sağladığından geçerli ve usulüne uygun düzenlenmiş bir taahhütname olduğunu, davalının itirazında belirtmiş olduğu iddiaların gerçeği yansıtmadığını...

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tahliye Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı tahliye davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, tahliye taahhüdüne dayalı icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. 1-Dosya kapsamına toplanan delillere hükmün dayandığı gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Davalı vekilinin icra inkar tazminatına ilişkin temyizine gelince: Davacı alacaklı vekili 03.05.2011 tarihinde başlattığı icra takibi ile, 20.05.2010 tarihinde düzenlenen tahliye taahhüdüne dayanarak kiralananın tahliyesini istemiştir. Tahliye emri davalıya 06.05.2011 tarihinde tebliğ edilmiştir....

        Olayımıza gelince; Davacı 25/01/2018 tanzim 15/09/2018 tahliye tarihli tahliye taahhütnamesine istinaden yasal süresi içerisinde eldeki davayı açmış, davalı ise tahliye taahhüdünü imzalayan Murat Çalışkan isimli kişinin şirketi temsil yetkisi bulunmadığını savunmuştur. Davalının yargılama aşamasında ileri sürdüğü taahhütnameyi imzalayan kişinin temsil yetkisine ilişkin savunmasını destekler mahiyette, Isparta 7....

        Sulh Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 13/01/2015 NUMARASI : 2014/305-2015/19 Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı itirazın iptali davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, tahliye taahhüdüne dayalı icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir....

          YANIT : Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle, taraflar arasındaki kira sözleşmesinin 15/09/2018 tarihinden sonra sözlü olarak yenilendiğini ve yeni dönem için belirlenen 50.000,00 TL kira bedelinin müvekkilleri tarafından ödendiğini, bu şekilde takip konusu tahliye taahhütnamesinin hükümsüz kaldığını, kiraya verenin kiralananın tamamına malik olmaması nedeniyle kira sözleşmesinin ve bu kira sözleşmesine dayalı alınan tahliye taahhütnamesinin geçersiz olduğunu, tahliye taahhütnamesi ile kira sözleşmesinin aynı tarihte tahliye tehdidi altında imzalandığını, 2012 yılından itibaren taraflar arasında 6'şar aylık kısa süreli kira sözleşmeleri ve her kira sözleşmesinin bitiş dönemine tahliye taahhütnameleri düzenlendiğini, arka arkaya alınmış tahliye taahhütnamelerinin baskı ve müzayakanın delili olduğunu bildirerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir....

          Davalı kiracı 01.02.2022 taahhüt tarihli 01.04.2022 tahliye tarihli tahliye taahhütnamesini imzaladığını, davalı tarafından taahhüt edilen 01.04.2022 tarihinde tahliye edilmemesi üzerine, Antalya Genel İcra Müdürlüğü 2022/90314 E. Sayılı dosyası ile tahliye talepli olarak icra takibi başlatıldığını, davalı/borçluya Örnek No: 1 ödeme emri tebliğ edildiğini, ancak davalı yasal süresi içinde icra dosyasına itirazda da bulunduğunu, İtiraz üzerine takibin durduğunu, söz konusu tahliye taahhütnamesi geçerli bir taahhütnamenin olduğunu, davalı yanın taşınmazın aile konutu olduğuna dair iddialarının gerçek dışı olduğunu, bu yöndeki iddialarını kanıtlayacak herhangi bir delil söz konusu olmadığını, kira sözleşmesinde de kiracı olarak davalı tek başına görülmekte ve sözleşmeyi tek başına imzalamış olduğunu, mahkemece yargılama neticesinde 'alacaklının imzası ikrar olunsa bile tarihi inkar edilen tahliye taahhüdüne dayanarak itirazın kaldırılması istenemez....

          , davalı tarafin itirazlarının haksız ve yersiz olduğunu belirterek itirazın iptali ile müvekkile ait gayrimenkulden davalının tahliyesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

          UYAP Entegrasyonu