"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Mersin 1.Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen, tarafları, tarih ve numarası yukarıda yazılı hükmün incelenmesi sırasında Yargıtay 2.Hukuk Dairesinin 16.11.2009 gün, 2008/8317-2009/19864 sayılı, 6.Hukuk Dairesinin 03.05.2010 gün, 2010/12818-5294 sayılı kararlarıyla meydana gelen görev uyuşmazlığının giderilmesi istenilmekle, 2797 sayılı Yasa uyarınca toplanan Başkanlar Kurulu’nca dairelerin görevsizlik kararlarıyla dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü: Dava; tereke malları arasında bulunan bağımsız bölümün aile konutu olduğu iddiasıyla miras hakkına mahsuben Medeni Kanunun 652.maddesi uyarınca sağ kalan eş adına tescili istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın bu niteliği itibariyle hükmün temyiz inceleme görevi 2.Hukuk Dairesine aittir. S O N U Ç : 2.Hukuk Dairesinin görevsizlik kararının KALDIRILMASINA, dosyanın bu Daireye gönderilmesine, 21.10.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Aile Konutunun Eşe Özgülenmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Kararın Tebligat Kanunu 17. maddesi ve Tüzüğün 23. maddesi uyarınca davacı vekilinin yanında daimi sekreter olarak çalışan...' a usulüne uygun tebliğ edildiği anlaşılmaktadır. Temyiz edilen karar temyiz eden tarafa *08.12.2005 günü tebliğ edilmiş ve fakat söz konusu karar yasada öngörülen (HUMK.432) l5 günlük süre geçtikten sonra *18.05.2006 tarihinde verilen dilekçe ile temyiz edilmiştir. # Kuşkusuz Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 2494 sayılı kanunla değiştirilen 432.maddesine göre, temyiz kanuni süre geçtikten sonra yapılır ise, temyiz isteminin reddine karar verme yetkisi hükmü veren mahkemeye aittir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Taşınmazın Aile Konutu Olduğunun Tespiti ve Özgülenmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı (kadın) tarafından görevsizlik kararı ile vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı kadının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Mahkemece, dava konusu taşınmazın aile konutu olduğunun tespitine yönelik davanın kabulüne, söz konusu taşınmazın miras payına mahsuben özgülenmesi talebi hakkında ise görevsizlik kararı verilmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 4721 sayılı Kanun'un 240 ıncı maddesinde mal rejimi ölüm nedeniyle sona erdiğinden, sağ kalan eşin bu rejimden kaynaklanan ayni hakkının düzenlendiği, edinilmiş mallara katılma alacağı karşılığında mülkiyet hakkının tanınmasının öngörüldüğü, 4721 sayılı Kanun'un 652 nci maddesine göre ise eşler arasındaki mal rejiminin, eşler arasında ne olursa olsun sağ kalan eşin tereke malları arasında yer alan konut veya konut eşyası üzerinde mirastan kaynaklanan miras payı karşılığında ayni hakkın tanınmasının düzenlendiği, 4721 sayılı Kanun'un 240 ıncı maddesine göre sağ kalan eşin konut ve ev eşyası üzerinde ayni hak isteğinde bulunabilmesi için eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin bulunması, katılma rejiminin ölüm nedeniyle son bulması, sağ kalan eşin katılma alacağının doğmasının gerektiği, 4721 sayılı Kanun'un 652 nci maddesini içeren taleplerle sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğu...
“Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz” (TMK.m.194/1). “Sağ kalan eş, eski yaşantısını devam ettirebilmesi için, ölen eşine ait olup birlikte yaşadıkları konut üzerinde kendisine katılma alacağına mahsup edilmek, yetmez ise bedel eklemek suretiyle intifa veya oturma hakkı tanınmasını isteyebilir; mal rejimi sözleşmesiyle kabul edilen başka düzenlemeler saklıdır” (TMK.m.240/1). “Haklı sebeplerin varlığı hâlinde, sağ kalan eşin veya ölen eşin yasal mirasçılarının istemiyle intifa veya oturma hakkı yerine, konut üzerinde mülkiyet hakkı tanınabilir” (TMK.m.240/3). “Eşlerden birinin ölümü hâlinde tereke malları arasında ev eşyası veya eşlerin birlikte yaşadıkları konut varsa; sağ kalan eş, bunlar üzerinde kendisine miras hakkına mahsuben mülkiyet hakkı tanınmasını isteyebilir (TMK.m.652/1)....
Zira, evliliğin ölümle sona ermesi durumunda sağ kalan eş mirasçı konumundadır. Diğer durumlarda ise eşler birbirine mirasçı olamazlar. Bu sebeple, evliliğin ölümle sona ermesi durumunda sağ kalan eşin miras hakları devam etmekte, ayrıca Türk Medeni Kanunun 240 ve 652. maddesinde aile konutuyla ilgili kendisine tanınan yasal hakları bulunmaktadır. Sağ kalan eşin, bu düzenlemelerde yer alan hakları için ayrıca bir dava açması zorunlu olmayabilir. Çünkü, sağ kalan eş ve varsa diğer mirasçılar, dava açılmadan, yasal düzenlemeye uygun şekilde mirası taksim edebilirler. Rızaya dayalı miras taksimi olmaz ise sağ kalan eş, haklarını kullanmak için her zaman diğer mirasçılara karşı da ayrı bir dava açabilir. Bu sebeple, dava konusu taşınmazın aile konutu niteliği, sağ kalan eş açısından, eşinin ölümünden sonra da devam etmektedir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile miras hakkına bağlı olarak 4721 sayılı Kanun’un 652 inci ve devamı maddeleri gereğince miras hakkına dayalı olarak aile konutu ile ilgili talep ya da çekişme bulunması halinde, bu çekişmenin giderilmesi davacının dava açmakta hukuki yararına oluşturduğunu, bu çekişmenin aile konutunun tespiti davası ile giderilmesi gerektiği, müteveffa eşin evlenmeden önce ... parselde kayıtlı bulunan taşınmazda sürdürdükleri, başka bir yerleşim yerlerinin bulunmadığını, davacı ... ile evlendikten sonra ...'...
Anılan Tüzüğün 4. maddesi gereğince, ana ve babadan birinin ölümü halinde sağ kalan eşin yerleşim yeri aile mahkemesi, belirleyeceği süre içinde sağ kalan eşten çocuğun varsa malvarlığının dökümünü gösteren bir defter vermesini ve bu malvarlığında veya yapılan yatırımlarda gerçekleşecek önemli değişiklikleri de bildirmesini ister. Şu halde sağ kalan eşten bildirimde bulunmasını isteyecek olan, bu eşin yerleşim yeri aile mahkemesidir. (Y.2.H.D.'nin 06.03.2013 tarihli 2012/13587 esas, 2013/3324 k. sayılı k.) Sağ eşin yerleşim yerinin Karaman olduğu dosyadaki belgelerden anlaşılmaktadır. Bildirimi alan Kayseri Aile Mahkemesi Tüzüğe göre yetkili değildir. Bu durumda yetkisizlik kararı ile bildirimin Karaman Aile Mahkemesine gönderilmesi gerekirken, bu hususun nazara alınmaması doğru bulunmamıştır....
Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2016/852 Esas sayılı dosyasında aile konutunun sağ kalan eşe özgülenmesi için dava açtığını bu sebeple işbu davayı ikame ettiklerini bildirdiğinden bu dosya celp edilip, davacının iş bu davayı açmakta hukuki yararı bulunup bulunmadığı değerlendirilmeden yazılı şekilde karar verilmesinin ... olmadığı, kabule göre de davalıların taşınmazın aile konutu olmadığı kiraya verildiği iddiası bulunduğundan mahallinde keşif yapılarak eğer taşınmazın bir bölümü aile konutu olarak kullanılıyor ise bu kısmın belirlenip, kroki üzerinde işaretlenmesi gerektiği, hakimin talepten fazlasına yada başka bir şeye karar veremeyeceği, davacının taşınmaza şerh konulması talebi bulunmadığı halde taşınmaz üzerine aile konutu şerhi konulmasının hatalı olduğu gerekçesi ile başvurunun kabulü ile hükmün kaldırılmasına dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Aile Konutu Şerhi Konulması ve Konutun Sağ Kalan Eşe Özgülenmesi Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen hükmün; bozulmasına dair Dairemizin 20.10.2014 gün ve 21830-20195 sayılı ilamıyla ilgili karar düzeltme isteminde bulunulmakla, evrak okundu, gereği düşünüldü; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 1.10.2011 tarihinde yürürlüğe girmiş ise de, bu Kanuna 6217 sayılı Kanunla ilave edilen geçici 3. maddenin (1.) bendinde, Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihine kadar, 1086 sayılı Kanunun kanun yollarına ilişkin hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı hükme bağlandığından, karar düzeltme talebinin incelenmesi gerekmiştir....