Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 30/12/2020 NUMARASI : 2017/2 ESAS, 2020/921 KARAR DAVA KONUSU : TAPU İPTALİ VE TESCİL-AİLE KONUTU ŞERHİİ KARAR : Mahalli mahkemece verilen karara karşı davalı T1 tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş, dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmiş olup, ön inceleme aşaması tamamlandıktan ve incelemenin duruşma yapılmadan karar verilmesi mümkün bulunan hallerden olduğu anlaşıldıktan sonra duruşmasız olarak yapılan inceleme neticesinde, Dosya incelendi; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı dava dilekçesinde özetle; davalı İbrahim'in eşi olduğunu, diğer davalılar Murat ve Yılmaz'ı da şahsen tanıdığını, 19/11/2016 tarihinde davalı T1'ın aile konutuna gelerek eşinin konutu kendisine sattığını ve evi boşaltmasını istediğini, eşinin kandırıldığını, davalılar Murat ve Yılmaz'ın her ikisinin de satışı yapılan meskenin aile konutu olduğunu bildiklerini, satışın kendisinin açık rızasının alınmadan yapıldığını, taşınmazın TMK.194 maddesinde belirtilen aile...

Anayasa Mahkemesi Genel Kurulunun 12/12/2019 tarihli 2016/10454 sayılı kararında, "taşınmazın üzerine konulan hacizden doğrudan etkilenecek başvurucunun aile konutuna ilişkin güvencelerden yararlanarak meskeniyet iddiasıyla dava açabileceği, dolayısıyla mahkemenin dava ehliyetine ilişkin daraltıcı yorumunun Anayasanın 20. ve 41. maddelerindeki güvencelere uygun olmadığı, Anayasanın 20. maddesinde güvence altına alınan aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğine" karar verilmiştir. Anayasa Mahkemesinin yukarıda belirtilen hak ihlali kararı doğrultusunda davacı eşin, meskeniyet şikayetinde aktif husumetinin bulunduğu kabul edilerek, mahkemece şikayetin esası incelendikten sonra bir karar verilmesi gerekirken, aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır....

ettirdiğini, geçerli ve haklı bir sebebe dayanmayan işbu tescilin yolsuz tescil olup, iptalinin gerektiğini, tapu kaydında aile konutu şerhi bulunmasa dahi aile konutuna ilişkin olarak eşlerden birinin diğer eşin açık rızası bulunmadıkça aile konutuyla ilgili kira sözleşmesini feshedemeyeceğini, aile konutunu devredemeyeceğini ve aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamayacağını, müvekkilinin bilgisi dışında ve rızası olmadan işbu taşınmaz üzerinde davalı eş tarafından davalı banka lehine ipotek tesis ettirildiğini, illilik prensibi gereğince asıl işlem olan ipoteğin baştan itibaren geçersiz olduğu için buna bağlı olarak davalı banka adına cebri ihale sonucu yapılan tescilin de yolsuz tescil niteliğinde olduğunu, beyanlarını destekler nitelikte Yargıtay kararının bulunduğunu belirterek, dava konusu taşınmaz üzerine tedbir konulmasına, davanın kabulü ile dava konusu bağımsız bölüm üzerine tapu kaydının iptal edilerek davalı T5 adına tesciline, aksi halde taşınmazın güncel değerinin hesaplanarak...

Mahkemece; davacı tarafın konutuna ısı ölçer taktırmadığı, bu hususun alınan yönetim kurulu kararı olup kurul kararının iptali yönünde bir karar alındığı iddia ve ispat edilmediği, ... 3. Sulh Hukuk Mahkemesinde açılan 2014/1176 Esas sayılı dava sırasında da davacı tarafın konutuna ısı ölçer taktırdığı ve bu suretle site yönetimi tarafından açılan davanın konusuz kaldığı anlaşılmış olup olayın oluş şekli gözetildiğinde davacı tarafın sadece konutuna giden suyun kesilmesi olayının kişilik haklarına saldırı teşkil eden ve manevi tazminat koşullarını gerektiren bir durum olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, manevi tazminat istemine ilişkindir. Türk Medeni Kanununun 24. maddesinde, hukuka aykırı olarak kişilik hakkına saldıran kimse, hakimden, saldırıda bulunanlara karşı korunmasını isteyebilir....

    İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; borçlunun haline münasip evinin haczedilemeyeceğini, haciz konulan taşınmazın aile konutu olması halinde haczedilmezlik şikayetinde borçlu dışında üçüncü kişi olan eşin de dava hakkı bulunduğunu ,konu ile ilgili; Anayasa Mahkemesinin; Emine Göksel başvurusunda "... Yargılama bir bütün hâlinde değerlendirildiğinde, borçlunun ve ailesinin hâline münasip aile konutu vasfında olduğu tespit edilen taşınmazın (bkz. § 11) üzerine konulan hacizden doğrudan etkilenecek başvurucunun aile konutuna ilişkin güvencelerden yararlanarak meskeniyet iddiasıyla dava açabileceği, dolayısıyla mahkemenin dava ehliyetine ilişkin daraltıcı yorumunun Anayasa’nın 20. ve 41. maddelerindeki güvencelere uygun olmadığı anlaşılmaktadır...........

    Kat, 8 no'lu) oturan kişiye 4706 sayılı Kanun kapsamında öncelikli alım hakkı tanınmasına ilişkin … tarih ve E… sayılı işlemin iptali ile söz konusu bağımsız bölümün mülkiyetinin tarafına intikaline karar verilmesi istenilmiştir. İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesi'nce verilen kararda; söz konusu kamu konutuna ilişkin ihale ilanının 19/06/2020 tarihinde yapıldığı ve 17/07/2020 tarihinde gerçekleşen ihalede davacının 130.000,00 TL teklif ile en avantajlı teklifi verdiği, öncelikli alım hakkı sahibi ...'nin ise aynı konutun ihalesine katılarak 115.600,00 TL teklifte bulunduğu, 30/07/2020 tarihli ihale komisyonu kararı ile öncelikli alım hakkı sahibi ...'...

      in ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davalı ... ile tarafların evlerinin ayrı olduğu, dava konusu çeyiz ve ev eşyalarının tarafların ortak konutuna götürüldüğü, davalı kayınpeder konumundaki ...in eşyalar üzerinde bir hakimiyetinin olduğunun kanıtlanamamış bulunmasına göre çeyiz ve ev eşyası alacağına ilişkin talebin bu davalı yönünden ret edilmesi gerekirken yazılı şekilde kabulü doğru görülmemiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün, yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, hükmün bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın ... ve ....'a yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna ve 136.00 TL. (....'den) 123.60 TL. (...'...

        İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, haczedilen evin Aile Konutu olduğunu, haczedilemezlik şikayetinin borçlu olmayan eş tarafından yapılabileceğini belirttiklerini, ilk derece mahkemesinin bunu reddettiğini, aile konutuna gelen hacizden tüm aile bireylerinin doğrudan etkilendiğini, borçlu mal sahibi olan eşin haczedilemezlik şikayetinde bulunabileceğini, kararının Anayasa'ya aykırı olduğunu, şikayet hakkının sadece takibin taraflarına değil o hakla ilgili olan, hakkı etkilenenlere de tanınmış bir hak olduğunu, ihtiyati tedbir kararının devamı ile müvekkil eşin dava ehliyetinin olduğunun kabul edilmesini, aile konutunun haczedilemez olduğunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin vermiş olduğu kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek istinaf talebinde bulunmuştur....

        Tapu sicilinde, üçüncü kişilerin iyiniyetini bertaraf edecek konutla ilgili bir şerh de bulunmadığına göre, aile konutuyla ilgili bankanın özen yükümlülüğü, işlem sırasında konutun bu vasfını bilmesi halinde, işleme, diğer eşin rızasını istemekten öteye gitmez. Muvafakatnamenin, banka yetkilisinin el ve işbirliğiyle sahte olarak düzenlendiği veya banka yetkilisinin bilgisi dahilinde ilgilisine ait olmayan imza kullanıldığı ispatlanmadıkça, muvafakati aramakla, banka gerekli özeni göstermiş sayılır. Dosyada, muvafakatnamedeki imzanın, işlem yapmaya yetkili banka görevlisinin el ve işbirliğiyle elde edildiğine ilişkin bir delil bulunmamaktadır. O halde, davalı banka iyiniyetli sayılmalıdır. Kanunun iyiniyete hukuki bir sonuç bağladığı durumlarda, asıl olan iyiniyetin varlığıdır. (TMK, m.3/1) Tapu kütüğündeki tescile iyiniyetle dayanarak mülkiyet veya başka bir ayni hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur....

          İcra Hukuk Mahkemesi'nin 30/12/2021 tarih ve 2021/91 Esas 2021/941 Karar sayılı mahkeme kararının süresi içinde istinaf yolu ile tetkiki davacı T1 Vekili tarafından istenmesi üzerine dosya dairemize gönderilmekle dava dosyası için düzenlenen inceleme raporu dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: DAVA: Davacı T1 Vekili dava dilekçesinde özetle; Adana 8.icra müdürlüğünün 2017/12480 esas sayılı dosyasından müvekkilinin SGK’dan almakta olduğu emekli maaşı üzerine muvakafakati doğrultusunda haciz konulduğunu, muvafakatnamenin alacaklı vekili tarafından hazırlanarak müvekkiline icra müdürlüğüne vermek üzere teslim edildiğini, müvekkiline, "bu belgeyi icra müdürlüğüne verdikten sonra paran ödenecektir." denildiğini ve muvafaknameyi icra müdürlüğüne vermesinin istendiğini, müvekkilinin de muvafakatnameyi icra müdürlüğüne teslim ettiğini, emekli maaşına haciz konulduğunu, müvekkilinin kendisine vaadedilen parayı alamadığını...

          UYAP Entegrasyonu