Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Sayılı dosyasında davalı alacaklı tarafından müvekkil hakkında kambiyo senetlerine mahsus yolla takip yapıldığını, takip dayanağı senet üzerindeki imzanın müvekkile ait olmadığını, senette lehtar olarak yer alan Mehmet Akif Ustaibrahimoğlu'nun müvekkili eşi olup eşi lehine böyle bir bono keşide etmediğini, müvekkilin eşinin alacaklı bankadan kredi kullandığını, kredinin teminatı olarak da eşi ve çocukları ile birlikte yaşadığı taşınmazı ipotek ettiğini, müvekkilin bilgisi olmadığı halde banka tarafından muvafakat name düzenlendiğini, ipoteğin iptali için Bakırköy 3. Aile Mahkemesinin 2019/472 E. Sayılı dosyasında açılan davanın halen derdest olduğunu beyanla, imzaya itirazlarının kabulü ile takibin durdurulmasına, davalının tazminat ve para cezasına mahkum edilmesini istemiştir....

Evlilik birliği boşanma ile sona erdiğinden işbu aile konutuna ilişkin davanın da konusuz kalması nedeniyle, mahkemece, davalı T8 adına kayıtlı Antalya ili, Kepez ilçesi, Duacı mahallesi, 27869 ada, 14 parseldeki taşınmaz üzerine konulan ihtiyati tedbirin kaldırılmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM:Yukarıda açıklanan sebeplerle; I-Davacı T1 vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile, Antalya 1....

DAVA Davacı; davalı banka tarafından tüketici kredi sözleşmesi ekinde imzalatılan muvafakatname ile kullandırılan tüketici kredileri için Sosyal Güvenlik Kurumu ödemelerinin ve emekli maaşının tamamının rehnedilip kesinti yapılması, hesaplardan herhangi bir talimata gerek olmaksızın takas ve mahsup işlemleri yapılması hususunda yetki verildiğini, hukuka aykırı olan muvafakatnamenin iptal edilmesi talep edildiği halde davalı tarafça 2019 yılı Haziran ayı ve davanın ikame edildiği Kasım ayına kadar tüm emekli maaşı ödemelerine el konulduğunu, muaccel olmayan borçları da kapsar şekilde belirsiz bir alacak için düzenlenen ve ayrıca asli unsuru olan tarih, sayı ve kredi türü bilgileri de eksik bırakılan dava konusu muvafakatnamede haksız şart ve genel işlem koşullarının gerçekleştiğini, emekli maaşının rehninin mümkün olmadığını ileri sürerek; hukuka aykırı şartlar içeren muvafakatnamenin iptali ile emekli maaşı ve SGK alacaklarına konulan blokenin kaldırılarak el konulan paranın kesinti tarihlerinden...

    Kararı davacı temyiz etmiştir. -/- Dava, emekli maaşına konulan blokenin kaldırılması ve yapılan kesintilerin istirdadına ilişkin olup, Mahkemece muvafakatnamenin (temlikname) takibin kesinleşmesinden yaklaşık bir yıl sonra verildiği bu sebeple verilen bu rızanın geçerli olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, yapılan incelemede muvafakatnamenin (temlikname) sözleşme tarihi ile aynı tarih olan 05/12/2013'de verildiği anlaşıldığından Mahkemece yazılı gerekçe ile davanın reddi doğru değilse de davacının 27/12/2013 tarihinden başlayıp 26/11/2015 tarihine dek süren bloke ve kesintiler karşısında uzun bir süre sessiz kalması ve son taksitten önce davayı açması MK m.2'ye aykırı olduğundan bu değişik gerekçe ile sonucu itibariyle doğru olan ret kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir....

      Dava, aile konutundan kaynaklı ipoteğin kaldırılması, tapu iptal tescil ve aile konutu şerhi konulması davasıdır. İlk derece mahkemesince, davanın kabulü ile, dava konusu taşınmaz üzerindeki ipoteğin fekkine, aile konutu şerhi konulmasına, taşınmazın davalı banka adına olan tapu kaydının iptali ile davalı T5 adına tapuya kayıt ve tesciline kayıt verilmiş, davalı banka tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....

      Nitekim mahkemece de dava "muvazaalı olarak devredildiği iddia olunan taşınmaza ilişkin tapu kaydının iptali" olarak belirlenmiştir. Bu talebin yanında ayrıca Aile mahkemelerinin görev alanında kalan "aile konutu şerhi" talebinin de bulunması, tapu iptal ve tescil talebinin yasal dayanağını değiştirmez. Başka bir ifadeyle TBK'nın 19. maddesine dayalı olarak "muvazaa sebebiyle tapu iptal ve tescil" şeklindeki talebi, TMK'nın 194. maddesine dayanan "aile konutu olduğu ve eşin açık rızası alınmadan devredildiği iddiasıyla taşınmazın tapusunun iptali ve eş adına tescili" talebine dönüştürmez. Bu nedenle davacının "tapu iptal ve tescil" talebine ilişkin uyuşmazlıkta, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 1. ve devamı maddeleri uyarınca Aile Mahkemesi görevsiz olup, genel mahkemeler görevlidir. Görev kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her safhasında ileri sürülebileceği gibi, kendiliğinden de göz önünde tutulması gerekmektedir....

      Evlilik, boşanma yahut iptal kararıyla sona ermiş ise Türk Medeni Kanunu'nun 194. maddesinin "Aile konutuna" sağladığı koruma da sona erer ve diğer eşin rızası alınmadan yapılan tasarruf işlemi yapıldığı andan itibaren geçerlilik kazanır. Toplanan delillerden tarafların 19.8.2021 tarihinde kesinleşen kararla boşandıkları anlaşılmaktadır. Evlilik boşanma ile sona erdiğine göre dava konusu taşınmaz aile konutu olma niteliğini kaybetmiştir. Bu husus gözetilerek konusuz kalan dava hakkında "Karar verilmesine yer olmadığına" dair karar vermek ve yargılama giderleri ile vekalet ücretini, dava tarihi itibariyle tarafların haklılık durumları dikkate alınarak, tayin ve takdir etmek üzere hükmün bozulmasına karar verilmesi gerekir....

        Başvurucunun aile konutuna ilişkin Anayasa'daki güvencelerin gözetilmediği iddialarını öne sürme imkanı ortadan kaldırılmıştır. Yargılama bir bütün halinde değerlendirildiğinde taşınmazın üzerine konulan hacizden doğrudan etkilenecek başvurucunun aile konutuna ilişkin güvencelerden yararlanarak meskeniyet iddiasıyla dava açabileceği, dolayısıyla mahkemenin dava ehliyetine ilişkin daraltıcı yorumunun Anayasa'nın 20. ve 41. maddelerindeki güvencelere uygun olmadığı değerlendirilmiştir..." denilerek Anayasa'nın 20. maddesinde güvence altına alınan aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğine karar verildiği görülmüştür. Bu sebeple Anayasa Mahkemesinin karar içeriği ile aile konutu şerhinin muhatabı olan eş açısından meskeniyet iddiasının ileri sürülmemesi anayasal hak ihlali olduğu tespit edilmiştir. Bu sebeple, Mahkemesince yapılması gereken davacının dava ehliyetinin var olduğu kabul edilerek, taraf delilleri toplanıp oluşacak sonucuna göre karar vermesinden ibarettir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Tapu İptali ve Tescil - Aile Konutu Şerhi Konulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı ... Akay tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacı-davalı kadın tapu kütüğüne aile konutu şerhi konulması talebinde bulunmuş, bu dava 14.5.2015 tarihinde açılmıştır. Türk Medeni Kanunu'nun 194. maddesinin üçüncü fıkrası, 06.02.2014 tarihli 6518 sayılı Kanun'la değiştirilmiş, yapılan değişiklikle, aile konutu olarak özgülenen taşınmaz malın maliki olmayan eşin, tapu kütüğüne konutla ilgili gerekli şerhin verilmesini, tapu müdürlüğünden isteyebileceği kabul edilmiştir. Bu değişiklik 6518 sayılı 19.02.2014 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanmakla aynı tarihte yürürlüğe girmiştir....

          Dava; taraflarca ortak olarak kullanılan aile konutuna davalı eşin el atmasının önlenmesi talebine ilişkindir. Davacı, adına kayıtlı olan ve taraflarca aile konutu olarak kullanılan taşınmaza davalının el atmasının önlenmesini talep etmiştir. Tapulu taşınmaza el atmanın önlenmesi davası; mülkiyet hukukuna ilişkin olup Türk Medeni Kanununun 683/2. maddesine dayanmaktadır. Uyuşmazlık Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair 4787 sayılı Kanunun 4. maddesinde yer alan aile hukukundan kaynaklanan dava ve işlerden olmayıp, bu istek ile ilgili asliye hukuk mahkemesi görevlidir (TBK m.295). Görev kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında bu husus ileri sürülsün veya sürülmesin mahkemece re'sen gözetilir....

            UYAP Entegrasyonu