Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ün konutuna isabet eden 1.437,50 TL toplamı olan 2.706,88 TL üzerinde davalının itirazın iptali ile takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, takip tarihi gözetilerek asıl alacak olan 2.706,88 TL üzerinden %40 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekilince temyiz edilmiştir. 1-Mahkemece toplanıp değerlendirilen delillere göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2- Dava, yangın sigorta sözleşmesinden kaynaklanan rücuen tazminatın tahsiline ilişkin başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır. Dosyada bulunan hükme ve denetime elverişli 12/11/2011 tarihli bilirkişi raporuna göre malik olan sigortalı........'...

    Dolayısıyla, Türk Medeni Kanunu'nun 194, 240 ve 652. maddelerindeki açık düzenlemelere göre, malik eşin ölümüyle aile konutuna sağlanan korumanın sona erdiğinden söz edilemez. Eldeki davada, ipotek, evlilik devam ederken, 10.07.2009 tarihinde tesis edilmiştir. Aile konutunun maliki olan davacının eşinin, yargılamanın devamı sırasında öldüğü anlaşılmaktadır. İpotekle ilgili işlem sırasında evlilik devam ettiğinden, TMK.nun 194/1. maddesi gereğince, malik olmayan eşin, ipotek tesisine açık rızasının alınması zorunluydu. Aile konutunun tapu kaydında aile kontu şerhi olmasa bile, malik olmayan eşin açık rızası alınmamış ise malik eşin ipotek tesisi ile ilgili tasarrufu hükümsüzdür. (Benzer nitelikte , YHGK.nun 15.04.2015 gün ve 2013/2-2056 E.2015/1201 K. sayılı kararı. ) Toplanan delilleri göre, dava konusu taşınmazın aile konutu olduğu anlaşılmaktadır. Aile konutunun maliki olmayan davacı eşin, ipotek tesisine açık rızasının bulunduğu kanıtlanamamıştır....

      Evlilik, ölümle veya boşanma yahut da iptal kararıyla sona ermiş ise, Türk Medeni Kanununun 194. maddesinin "aile konutuna" sağladığı koruma da sona erer ve diğer eşin rıza alınmadan yapılan tasarruf işlemi yapıldığı andan itibaren geçerlilik kazanır. Dava konusu taşınmazın maliki olan davalı eş ... ile davacının, karardan sonra verilen ve 18.09.2014 tarihinde kesinleşen karar ile boşanmış oldukları anlaşılmaktadır. Evlilik boşanma ile sona erdiğine göre, dava konusu taşınmaz aile konutu olmaktan artık çıkmıştır. Bu husus gözetilerek konusuz kalan dava hakkında "karar verilmesine yer olmadığına" şeklinde karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer yönlerin incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatıran davacıya geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.19.12.2014 (Cuma)...

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile)Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi-Kişisel İlişkinin Yeniden Düzenlenmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından yaz tatilinde kurulan kişisel ilişki, ortak çocuğun teslimine yönelik hüküm, vekalet ücreti ve yargılama giderleri yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, mahkemece bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ait temyiz itirazlarının incelenmesi artık mümkün bulunmamasına özellikle davacı babanın ortak çocuğu annenin konutundan alıp, kişisel ilişki bitiminde tekrar annenin konutuna teslim edeceğinin anlaşılmasına göre yersiz görülen temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine peşin alınan harcın mahsubuna...

          Hukuk Dairesinin 2018/7329 Esas, 2018/14892 Karar-2012/24670 Esas, 2013/24200 Karar sayılı ilamlarında da belirtildiği üzere; aile konutunun finansmanı için kullanılan konut kredisinin güvencesi amacıyla tesis edilen ipoteğin, konutun borcundan kaynaklandığı ve bu durumda konut üzerindeki hakların sınırlandırılmasına ilişkin hükümlerin uygulanamayacağı, ipotek sırasında eş muvafakatinin aranmayacağı açıktır....

          Bozma Kararı 1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur. 2.Dairenin 13.10.2021 tarihli, 2021/4578 Esas ve 2021/7239 Karar sayılı kararıyla aile konutunun, hak sahibi eş tarafından devri ve konut üzerindeki hakların sınırlandırılması, diğer eşin açık rızasına bağlı olduğu, bu rıza alınmadan konutla ilgili yapılan tasarruf işleminin geçersiz olduğu, evlilik sadece boşanma yahut da iptal kararıyla sona ermiş ise 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 194 üncü maddesinin aile konutuna sağladığı korumanın sona erdiği, aile konutu ile ilgili malik olmayan eş yararına getirilen koruma malik eş sağ iken başlayıp, malik eşin ölümünden sonra da devam ettiği, geçerli bir işlemin olmadığının kabul edildiği hallerde, malik olan eşin ölümünün bu işleme hukukilik kazandırmasının düşünülemeyeceği, malik olmayan eşin bu davayı açmaktaki hukuki yararının malik eşin ölümünden sonra da devam etmekte olduğu, bu anlamda malik eşin dava açılmadan...

            Bu madde hükmü ile aile konutu şerhi “konulmuş olmasa da” eşlerin birlikte yaşadıkları aile konutu üzerindeki fiil ehliyetleri sınırlandırılmıştır. Tapuya aile konutu şerhi verilmese bile o konut aile konutu özelliğini taşır. Eş söyleyişle taşınmaz üzerine şerh konulduğu için aile konutu olmamakta, aksine aile konutu olduğu için şerh konulabilmektedir. Bu nedenle aile konutu şerhi konulduğunda, konulan şerh “kurucu” değil “açıklayıcı” şerh özelliğini taşımaktadır. Anılan madde hükmü ile getirilen sınırlandırma, “emredici” niteliktedir. Türk Medeni Kanununun 193. madde hükmü ile eşlerin birbirleri ve üçüncü kişilerle olan hukuki işlemlerinde özgürlük alanı tanınmış olmakla birlikte TMK m. 194. madde hükmü ile eşlerin aile konutu ile ilgili bazı hukuksal işlemlerinin diğer eşin rızasına bağlı olduğu kuralı getirilerek eşlerin hukuki işlem özgürlüğü, “aile birliğinin korunması” amacıyla sınırlandırılmıştır....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından, kusur belirlemesi, velayet, kadın yararına hükmedilen tazminatar, aile konutuna ilişkin tahsis kararı ile karar verilmesine yer olmadığına karar verilen nafaka talebi yönünden; davalı tarafından ise, tazminatlar ile müşterek çocuklar için hükmedilen nafakaların miktarı, kendisinin reddedilen tedbir nafakası isteği, karar verilmesine yer olmadığına karar verilen nafaka isteği ve aile konutunun tahsis süresi yönünden temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 30.06.2015 günü duruşmalı temyiz eden davalı ... ile vekili Av. ... ve karşı taraf temyiz eden davalı ... vekili Av. ... geldiler....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalılardan ... tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle aile konutuna yönelik hukuki işlemlerin davalılar arasında el ve işbirliği içinde gerçekleştirildiğinin anlaşılmasına göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 119.00 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oyçokluğuyla karar verildi. 12.11.2014 (Çrş) (Muhalif) KARŞI OY YAZISI Taşınmazın tapu kütüğünde "aile konutu" olduğuna ilişkin bir şerh...

                Tapu sicilinde, üçüncü kişilerin iyiniyetini bertaraf edecek konutla ilgili bir şerh de bulunmadığına göre, aile konutuyla ilgili bankanın özen yükümlülüğü, işlem sırasında konutun bu vasfını bilmesi halinde, işleme, diğer eşin rızasını istemekten öteye gitmez. Muvafakatnamenin, banka yetkilisinin el ve işbirliğiyle sahte olarak düzenlendiği veya banka yetkilisinin bilgisi dahilinde ilgilisine ait olmayan imza kullanıldığı ispatlanmadıkça, muvafakati aramakla, banka gerekli özeni göstermiş sayılır. Dosyada, muvafakatnamedeki imzanın, işlem yapmaya yetkili banka görevlisinin el ve işbirliğiyle elde edildiğine ilişkin bir delil bulunmamaktadır. O halde, davalı banka iyiniyetli sayılmalıdır. Kanunun iyiniyete hukuki bir sonuç bağladığı durumlarda, asıl olan iyiniyetin varlığıdır. (TMK, m.3/1) Tapu kütüğündeki tescile iyiniyetle dayanarak mülkiyet veya başka bir ayni hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur....

                  UYAP Entegrasyonu