Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı, dava konusu taşınmazın aile konutu olduğunu, eşi adına kayıtlı iken bu taşınmazın açık rızası alınmadan davalı T6 satıldığını belirterek, davalı T6 adına olan tapu kaydının iptali ile davalı eşi T7 adına tapuya kayıt ve tescilini, taşınmaz üzerine aile konutu şerhi konulmasını istemiş, davanın açılması sırasında dava değeri 10.000,00 TL olarak gösterilmiş ve 170,78 TL peşin harç yatırılmıştır. Davacının birbirinden bağımsız iki davası olup tapu iptali ve tescil davası nispi harca, aile konutu şerhi konulması davası ise maktu harca tabidir. Mahkemece tapu iptali ve tescil davasında taşınmazın dava açıldığı sırada bilinen tapu kaydındaki satış bedeli olan 279.000,00 TL üzerinden hesaplanacak bakiye nispi harç ile aile konutu şerhi davası nedeniyle 29,20 TL maktu karar harcını ikmal ettirmesi gerekirken tamamlattırılmadan, işin esasının incelenmesi usul ve yasaya aykırıdır. Eksik harç tamamlattırılmadan müteakip işlemler yapılamaz (Harçlar Kanunu m.30- 32)....

KARAR : Esastan ret İLK DERECE MAHKEMESİ : Kars Aile Mahkemesi SAYISI : 2019/43 E., 2020/23 K. Taraflar arasındaki aile konutu şerhi konulması ve ipoteğin kaldırılması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın ipoteğin kaldırılması talebi yönünden kabulüne, aile konutu şerhi konulması talebi yönünden ise usulden reddine karar verilmiştir. Kararın davalı banka vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile, hükmün kaldırılarak yeniden karar verilmek üzere dosyanın gönderilmesine karar verilmiştir. Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın ipoteğin kaldırılması talebi yönünden kabulüne, aile konutu şerhi konulması talebi yönünden ise usulden reddine karar verilmiştir. Kararın davalı banka vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir....

    İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ:''Yapılan açıklamalar, ilgili kanun hükümleri, anılan yargıtay içtihatları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davaya konu bağımsız bölüm üzerinde ipotek tesis edildiğinde aile konutu şerhi bulunmadığı, ancak yukarıda yapılan değerlendirmeler ışığında, konutun aile konutu olduğuna kanaat getirilmiş olup tapuya aile konutu şerhi verilmese bile o konutun aile konutu özelliğini taşıdığı, dava konusu taşınmaza şerh konulmasa dahi aile konutu olduğu, diğer söyleyişle şerh konulduğu için aile konutu değil, aksine aile konutu olduğu için şerh konulabildiği, bu nedenle de aile konutu şerhi konulduğunda, konulan şerhin "kurucu” değil “açıklayıcı” şerh özelliğini taşıdığı; davalı bankanın basiretli bir tacir gibi davranarak ipotek koydurduğu evin aile konutu olarak kullanılıp kullanılmadığına yönelik bir tespit yapmadığı, ipotek konurken işlem sırasında davalı banka tarafından davacı eşin açık rızasının alındığı da ispatlanamadığı anlaşıldığından...

    AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 13/04/2021 NUMARASI : 2019/1642 ESAS - 2021/661 KARAR DAVA KONUSU : Aile Konutu KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda; mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm hakkında, davalı T6 tarafından istinaf talebinde bulunulmakla, evrak okunup, gereği görüşülüp düşünüldü. TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; tarafların murisi T6 08/05/2019 tarihinde vefat ettiğini, Ankara İli Yenimahalle İlçesi Uğur Mumcu Mahallesi 14890 Ada 5 Parsel 5 No'lu bağımsız bölüm sayılı (Uğur Mumcu Mahallesi 1682 Sokak No:2/5 Yenimahalle/Ankara adresinde bulunan) taşınmazın tam 33 yıldır davacı ve muris tarafından aile konutu olarak kullanıldığını, davacının halen bu aile konutunda oturduğunu, aile konutu olan taşınmazın sağ kalan eşe özgülenmesi için Ankara 3....

    Mah. 4664 ada 5 parselde kayıtlı kerpiç evin birinci katının davacı ve ölen eşi tarafından aile konutu olarak kullanılıp kullanılmadığı, buradan hareketle taşınmazın aile konutu olarak kullanıldığının tespiti ile tapuya şerh verilip verilmeyeceği noktasında toplanmaktadır.. 2....

      Hukuk Dairesi'nin 2020/3517 Esas, 2020/6361 sayılı kararı ile, "Türk Medeni Kanunu'nun 193. maddesi hükmü ile eşlerin birbirleri ve üçüncü kişilerle olan hukuki işlemlerinde özgürlük alanı tanınmış olmakla birlikte Türk Medeni Kanunu’nun 194. madde hükmü ile eşlerin aile konutu ile ilgili bazı hukuksal işlemlerinin diğer eşin rızasına bağlı olduğu kuralı getirilerek eşlerin hukuki işlem özgürlüğü "Aile birliğinin korunması" amacıyla sınırlandırılmıştır. Buna göre, eşlerden biri diğer eşin "Açık rızası bulunmadıkça" aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez ve aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz. Bu cümleden hareketle, aile konutunun maliki olan eş, aile konutundaki yaşantıyı güçlüğe sokacak biçimde, aile konutunu devredemez. Bu işlem "Ancak diğer eşin açık rızası alınarak" yapılabilir. Türk Medeni Kanunu’nun 194. maddesi yetkili eşin izni için bir geçerlilik şekli öngörmemiştir....

      Mahkemece, taşınmaz üzerinde aile konutu şerhi bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacılar vekili temyiz etmiştir. Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları, paylı mülkiyet veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar (ortaklar) arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan, iki taraflı, tarafları için benzer sonuçlar doğuran davalardır. Somut olaya gelince; mahkemece, davaya konu taşınmaz üzerinde aile konutu şerhi bulunması nedeniyle davanın reddine karar verilmiş ise de; aile konutu şerhi davanın tarafı olan davalı ... ile davanın tarafı olmayan Saliha’nın evliliği nedeniyle konulmuştur. Diğer paydaşlar olan davalının eski eşi davacı ... Altın ile davalının kızı ...’ün taşınmazın aile konutu olmasından kaynaklanan bir yükümlülükleri de bulunmamaktadır....

        Dava, aile konutu olarak kullanıldığı ileri sürülen taşınmaz üzerinde bulunan ipoteğin kaldırılmasına yönelik olduğuna göre, öncelikle aile konutu olarak kullanılan bölümün belirlenmesi gerekir. Bu durumda, mahkemece yapılacak iş taşınmazın tapu kaydında arsa olarak gözüktüğü hususu da nazara alınarak, dava konusu taşınmazda usulünce yeniden keşif yapılıp, ipotek tesis tarihinde ve halen tarafların aile konutu olarak kullandıkları bağımsız bölümün belirlenmesi, uzman bilirkişilerden "Aile konutu" olarak kullanılan bölümün kroki ve harita üzerinde işaretlenmesinin istenmesi, aile konutu olarak kullanılan bölümün değerinin belirlenip, bu bölümle sınırlı olacak şekilde ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken, taşınmazın tamamına yönelik olarak ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir....

          Ü.. köyündeki 1230 parsel sayılı taşınmazdaki meskenin aile konutu olduğunu, ölen eşinin diğer mirasçıları tarafından bu payla ilgili olarak ortaklığın giderilmesi davası açıldığını, bu konuttan çıkarıldığı taktirde mağdur olacağını ileri sürerek, konutun aile konutu olduğunun tespitine karar verilmesini istemiş; Mahkemece; "Türk Medeni Kanunun 194. maddesi gereğince meskenin aile konutu olduğunun tespitinin istenebilmesi için, eşlerin her ikisinin de sağ olması gerektiği, eşlerden birinin ölümü halinde Türk Medeni Kanununun 240. maddesi gereğince dava açılmasının mümkün olduğundan bahisle, istek reddedilmiştir. Olayları açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme hakime aittir. (HUMK. m.76) Somut olayda davacı, 1/4 payı kendisine, 3/4 payı da ölen eşine ait olan konutun, aile konutu olduğunun tespitini istemiştir. Davacının, Türk Medeni Kanununun 240. ve 652. maddelerinin kendisine tanıdığı hakları kullanabilmesi için, böyle bir tespit kararı istemekte hukuki yararı mevcuttur....

            Davacı tarafın istinaf başvurusunun incelenmesinde; davaya konu davalılardan Hayriye adına kayıtlı taşınmazın aile konutu olduğu ve davacının açık rızası alınmadan taşınmaz üzerine diğer davalı banka lehine ipotek tesis işlemi yapıldığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. TMK'nun 194/1 maddesine göre '' eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz.'' bu madde hükmü ile aile konutu şerhi '' konulmuş olmasa da '' eşlerin birlikte yaşadıkları aile konutu üzerindeki fiil ehliyetleri sınırlandırılmıştır. Sınırlandırma, aile konutu şerhi konulduğu için değil, zaten varolduğu için getirilmiştir....

            UYAP Entegrasyonu