Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacının bu yasal hakkını kullanabilmesi için taşınmazın aile konutu olduğunun tespitini istemekte hukuki yararının olduğu açıktır. Toplanan delillerden dava konusu 162 ada 5 parselin müteveffanın ölümüne kadar aile konutu olduğu anlaşılmaktadır. O halde, dava konusu taşınmazın mirasbırakanın ölüm tarihinde aile konutu olduğunun tespitine karar verilmesi gerekirken bu hususta ret kararı verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, hükmün bozma kapsamı dışında kalan bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 23.11.2015(Pzt.) .......

    Mahkememizce yapılan değerlendirmeye göre tarafların yapmış oldukları mal ayrılığı sözleşmesi ve aile konutu şerhinin farklı hukuk kurumları olduğu değerlendirilmiştir. Mal ayrılığı sözleşmesinin olmasının aile konutu şerhi konulmasına engel oluşturmayacağına kanaat getirilmiş"gerekçesi ile; "Davanın REDDİNE,"karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı kadın vekili hükmün; tümü yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı erkek istinaf yasa yoluna başvurmamıştır. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; davacı kadın tarafından açılmış aile konutu şerhinin terkini istemine ilişkindir....

    Mahkememizce yapılan değerlendirmeye göre tarafların yapmış oldukları mal ayrılığı sözleşmesi ve aile konutu şerhinin farklı hukuk kurumları olduğu değerlendirilmiştir. Mal ayrılığı sözleşmesinin olmasının aile konutu şerhi konulmasına engel oluşturmayacağına kanaat getirilmiş"gerekçesi ile; "Davanın REDDİNE,"karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı kadın vekili hükmün; tümü yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı erkek istinaf yasa yoluna başvurmamıştır. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; davacı kadın tarafından açılmış aile konutu şerhinin terkini istemine ilişkindir....

    Bankası A.Ş.’ye ihale edilmiş, dava dışı banka talepten fazla olarak konulan bu ihtiyati tedbir ve aile konutu şerhi nedeniyle tapuda gerekli işlemleri yapamamıştır. Dava dışı banka tarafından bu durumun farkedilmesi üzerine karar tarihinden sonra 21.03.2016 tarihinde ihtiyati tedbir ve aile konutu şerhi yönünden mahalli mahkemeden ihtiyati tedbirin ve aile konutu şerhinin kaldırılması yönünde talepte bulunulmuş, mahkemece, verilen kararın henüz kesinleşmediğinden bahisle dava dışı bankanın işbu talebinin 30.01.2017 tarihli ek karar ile reddine karar verilmiş, dava dışı banka tarafında da bu hüküm ve aile konutu şerhi konulması temyize konu edilmiştir. Olayların akışı karşında dava dışı bankanın eldeki davayı temyiz etme de hukuki yararı olduğunun kabulü gerekir. Hakim tarafların talepleriyle bağlı olup talepten fazlasına hükmedemez (HMK m.26)....

      ,davacının en baştan itibaren satışı bildiğinin dosya içeriği ile sabit olduğunu ,dava konusu taşınmazın aile konutu olup olmadığı hususu netleştirilmeden ve aile konutu olmadığına dair somut deliller mevcut iken aile konutu olduğundan bahisle verilen kararın gerçek durumdan ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu kararın ne dosya içeriğine ne de ilgili kanun düzenlemelerine uygun olmadığını ,bu nedenlerle ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Dava TMK 194. maddesine dayalı tapu iptal tescil ve taşınmaz üzerine aile konutu şerhi konulması istemine ilişkindir....

      süre verildiğini belirterek Antalya ili Kaş ilçesi Bayındır köyü 210 ada 11 parselde bulunan evin aile konutu olduğunun tespitine hükmedilmesini talep ve dava etmiştir....

      taşınmazı devretme ihtimali bulunmadığını, müvekkilinin ikametgah adresinin farklı olduğunu, ilgili taşımazın aile konutu olarak kullanılmadığını, aile konutu şerhi konulması için hali hazırda aynı konutta ikamet edilmesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

      Dava, taşınmaz üzerine konulan aile konutu şerhinin kaldırılması istemine ilişkindir. Yapılan yargılamaya ve toplanan delillere göre; tarafların 09/09/1994 tarihinde evlendikleri, dava konusu "Ankara ili Keçiören ilçesi Kavacık Subayevleri Mahallesi 5679 Ada 7 Parsel 2. Kat 3 No'lu bağımsız bölüm" sayılı taşınmaz tapu kaydı üzerine 11/07/2014 tarihinde aile konutu şerhi konulduğu, tarafların Ankara 3. Aile Mahkemesi' nin 2014/1495 E 2017/462 K sayılı kararı ile boşandıkları ve boşanma kararının 03/07/2019 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. TMK'nın 194. maddesi hükmü uyarınca taşınmazın sicil kaydı üzerine konulan aile konutu şerhinin evlilik birliğinin devamı süresince hukuki netice doğuracağı, evliliğin son bulması ile şerhin sağladığı hakların ortadan kalkacağı tartışmasızdır. Boşanma davası açıldıktan sonra eşlerden biri ayrı yaşama hakkı nedeniyle konutu terketse bile bu durum, konutun, aile konutu olma niteliğini ortadan kaldırmaz....

      Dava, taşınmaz üzerine konulan aile konutu şerhinin kaldırılması istemine ilişkindir. Yapılan yargılamaya ve toplanan delillere göre; tarafların 09/09/1994 tarihinde evlendikleri, dava konusu "Ankara ili Keçiören ilçesi Kavacık Subayevleri Mahallesi 5679 Ada 7 Parsel 2. Kat 3 No'lu bağımsız bölüm" sayılı taşınmaz tapu kaydı üzerine 11/07/2014 tarihinde aile konutu şerhi konulduğu, tarafların Ankara 3. Aile Mahkemesi' nin 2014/1495 E 2017/462 K sayılı kararı ile boşandıkları ve boşanma kararının 03/07/2019 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. TMK'nın 194. maddesi hükmü uyarınca taşınmazın sicil kaydı üzerine konulan aile konutu şerhinin evlilik birliğinin devamı süresince hukuki netice doğuracağı, evliliğin son bulması ile şerhin sağladığı hakların ortadan kalkacağı tartışmasızdır. Boşanma davası açıldıktan sonra eşlerden biri ayrı yaşama hakkı nedeniyle konutu terketse bile bu durum, konutun, aile konutu olma niteliğini ortadan kaldırmaz....

      Dairemizin 30.10.2017 tarih, 2016/8884 esas, 2017/11881 karar sayılı ilamı ile dava konusu taşınmazın tapuda “Tarla” vasfıyla kayıtlı olduğu, taşınmazda aile konutu olarak kullanılan daire dışında başka daire ve dükkanın da bulunduğu, aile konutu üzerinde eşin açık rızası alınmadan yapılan ipotek işleminin geçerli olmadığı ve bu nedenle mahkemece bilirkişilerden ek rapor alınması veya gerekiyorsa yeniden keşif yapılması, uzman bilirkişilerden “aile konutu" olarak kullanılan bölümlerin kroki ve harita üzerinde işaretlenmesinin istenmesi ve bu bölümlerle sınırlı olacak şekilde ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesi gerektiğinden bahisle hükmün bozulmasına karar verilmiştir....

        UYAP Entegrasyonu