İSTİNAF SEBEPLERİNİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE: Dava TMK'nın 194. maddesi gereğince aile konutu üzerine konulan ipoteğin kaldırılması istemine ilişkindir. TMK 194. maddesine göre; "eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz. Rızayı sağlayamayan veya haklı bir sebep olmadan kendisine rıza verilmeyen eş, hakimin müdahalesini isteyebilir. Aile konutu olarak özgülenen taşınmaz malın maliki olmayan eş, tapu kütüğüne konutla ilgili gerekli şerhin verilmesini isteyebilir. Aile konutu eşlerden biri tarafından kira ile sağlanmışsa, sözleşmenin tarafı olmayan eş, kiralayana yapacağı bildirimle sözleşmenin tarafı haline gelir ve bildirimde bulunan eş diğeri ile müteselsilen sorumlu olur"....
A.Ş. vekili temyiz etmiştir. 1-Dava aile konutu olarak özgülenen taşınmazın tapu kaydına davalı Banka lehine tesis edilen ipoteğin kaldırılması istemine ilişkin olup, Türk Medeni Kanunu'nun 194. maddesinden kaynaklanmaktadır. Görev kamu düzenine ilişkindir. Mahkemece yargılamanın her aşamasında kendiliğinden dikkate alınması gerekir. 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun'un 4. maddesi; 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu'nun ikinci kitabından üçüncü kısım hariç olmak üzere (TMKm.118-395) kaynaklanan bütün davaların Aile Mahkemesinde bakılacağını hükme bağlamıştır. Şu halde Aile Mahkemesi kurulmayan yerlerde Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nca belirlenen Asliye Hukuk Mahkemelerinde davanın Aile Mahkemesi sıfatı ile görülüp karara bağlanması gerekir....
kayıtlı fakat tarafların müşterek maliki olduğu ve aile konutu olarak özgülenen dava konusu gayrimenkul üzerine diğer davalı banka Ziraat Bankası lehine 31/07/2013 tarih ve 2481 yevmiye nolu ile 2.000.000,00 TL bedelli ipotek tesis edildiğini, dava konusu gayrımenkulün aile konutu olarak özgülendiğini, davalı eşin tek başına müvekkili aleyhine sonuç doğurabilecek başka tasarruflarda bulunamaması amacı ile davaya konu gayrimenkulün kaydına aile konutu şerhi konulmasını talep etme zaruriyeti doğduğunu, iş bu nedenlerle dava konusu Sivas İli, Şarkışla İlçesi, Gültekin Mah. 96 ada 158 parselde bulunan gayrımenkulün kaydına aile konutu şerhi konulmasını, ve gayrimenkul üzerine davalı banka lehine 31/07/2013 tarih ve 2481 yevmiye no ile tescil edilen ipoteğin kaldırılmasını, yargılama gideri ve ücreti vekaletin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
kayıtlı fakat tarafların müşterek maliki olduğu ve aile konutu olarak özgülenen dava konusu gayrimenkul üzerine diğer davalı banka Ziraat Bankası lehine 31/07/2013 tarih ve 2481 yevmiye nolu ile 2.000.000,00 TL bedelli ipotek tesis edildiğini, dava konusu gayrımenkulün aile konutu olarak özgülendiğini, davalı eşin tek başına müvekkili aleyhine sonuç doğurabilecek başka tasarruflarda bulunamaması amacı ile davaya konu gayrimenkulün kaydına aile konutu şerhi konulmasını talep etme zaruriyeti doğduğunu, iş bu nedenlerle dava konusu Sivas İli, Şarkışla İlçesi, Gültekin Mah. 96 ada 158 parselde bulunan gayrımenkulün kaydına aile konutu şerhi konulmasını, ve gayrimenkul üzerine davalı banka lehine 31/07/2013 tarih ve 2481 yevmiye no ile tescil edilen ipoteğin kaldırılmasını, yargılama gideri ve ücreti vekaletin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
Türk Medeni Kanununun 194. maddesi, aile konutunun devrini ve aile konutu üzerindeki hakların sınırlandırılmasını diğer eşin açık rızasına bağlamıştır. Dava konusu aile konutu üzerine ipotek konulması işleminde davacının, açık rızasının alındığı kanıtlanmamıştır. Tacir olan bankanın basiretli tacir gibi davranması gerekir. Davalı bankanın taşınmazın aile konutu olduğunu bilmediği yönündeki savunmasına itibar olunamaz. Ayrıca davacının kardeşinin borcu için ipotek verilmesi nedeniyle, davacının bunu bildiği veya bilmesi gerektiği gerekçesiyle davacının kötü niyetli olduğunun kabulü de isabetli değildir. Bu bir varsayımdan ibarettir. Varsayım üzerine hüküm bina edilemez. Sonuç olarak Türk Medeni Kanununun 194. maddesi aile konutu üzerindeki hakların sınırlandırılmasının geçerli olabilmesi için, diğer eşin açık rızasının bulunmasını aramıştır. Somut olayda, davacının açık rızasının varlığı kanıtlanamamıştır....
Dava, aile konutu olarak kullanıldığı ileri sürülen taşınmaz üzerinde bulunan ipoteğin kaldırılmasına yönelik olduğuna göre, öncelikle aile konutu olarak kullanılan bölümün belirlenmesi gerekir. Bu durumda, mahkemece yapılacak iş taşınmazın tapu kaydında arsa olarak gözüktüğü hususu da nazara alınarak, dava konusu taşınmazda usulünce yeniden keşif yapılıp, ipotek tesis tarihinde ve halen tarafların aile konutu olarak kullandıkları bağımsız bölümün belirlenmesi, uzman bilirkişilerden "Aile konutu" olarak kullanılan bölümün kroki ve harita üzerinde işaretlenmesinin istenmesi, aile konutu olarak kullanılan bölümün değerinin belirlenip, bu bölümle sınırlı olacak şekilde ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken, taşınmazın tamamına yönelik olarak ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir....
Dava, ipoteğin kaldırılması istemine ilişkindir. (TMK m.194) Davacı vekilinin istinaf başvurusunun incelenmesinde; TMK'nun 194/1 maddesine göre ''eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz.'' bu madde hükmü ile aile konutu şerhi '' konulmuş olmasa da ''eşlerin birlikte yaşadıkları aile konutu üzerindeki fiil ehliyetleri sınırlandırılmıştır. Sınırlandırma, aile konutu şerhi konulduğu için değil, zaten varolduğu için getirilmiştir. Bu sebeple tapuya aile konutu şerhi verilmese bile o konut aile konutu özelliğini taşır.Anılan madde hükmü ile getirilen sınırlandırma '' emredici '' niteliktedir.Dolayısıyla bu haktan önceden feragat edilemeyeceği gibi eşlerin anlaşması ile de ortadan kaldırılamaz ve açık rıza ancak '' belirli olan '' bir işlem için verilebilir....
söz edilemeyeceği, bu durumda kararın ipoteğin fekki yönünden kaldırılmasına, kaldırılmasına karar verilen yönlerle ilgili gerekçede belirtilen eksiklikler giderilmek suretiyle yeniden karar verilmek üzere dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, istinaf başvurusunun kabul sebebine göre diğer istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir. 2.İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu icra dosyasında ipoteğin kaldırıldığı, taşınmazın güncel sorgulamasında taşınmaz üzerinde hali hazırda aktif bir ipotek bulunmadığı, taşınmazın 26.07.2022 tarihinde davalı banka lehine tescil edildiği, davanın konusuz kaldığı, karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerektiği ancak yagılama gideri ve vekâlet ücreti konusunda haklılık durumuna göre karar verilmesi gerektiği, aile konutu şerhi konulmuş olmasa da eşlerin birlikte yaşadıkları aile konutu üzerindeki fiil ehliyetleri sınırlandırıldığı, sınırlandırma aile konutu...
kararı verilmesini, dava konusu dairenin tapu kaydına aile konutu şerhi konulmasını, müvekkilinin eşi davalılardan T6 adına kayıtlı olan ve 2013 yılından bu yana halihazırda aile konutu olarak kullanılan müvekkilinin bilgisi ve muvafakati olmadan kaydına 1....
İSTİNAF SEBEPLERİNİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE: Dava, ipoteğin kaldırılması istemine ilişkindir. HMK'nın 355. maddesine göre; re'sen gözetilerek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. TMK 194. maddesine göre; eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz. Rızayı sağlayamayan veya haklı bir sebep olmadan kendisine rıza verilmeyen eş, hakimin müdahalesini isteyebilir. Aile konutu olarak özgülenen taşınmaz malın maliki olmayan eş, tapu kütüğüne konutla ilgili gerekli şerhin verilmesini isteyebilir. Aile konutu eşlerden biri tarafından kira ile sağlanmışsa, sözleşmenin tarafı olmayan eş, kiralayana yapacağı bildirimle sözleşmenin tarafı haline gelir ve bildirimde bulunan eş diğeri ile müteselsilen sorumlu olur....