"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi (Aile Mahkemesi Sıfatıyla) - K A R A R - Uyuşmazlığın aile konutu üzerindeki ipoteğin kaldırılmasına ilişkin olup, uyuşmazlığın niteliğine ve mahkemenin sıfatına göre dosyanın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın temyiz incelemesini yapmakla görevli Yüksek 2. Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine, 26.12.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesini 10.01.2019 tarihli ve 2016/756 Esas, 2019/9 Karar sayılı kararıyla; taşınmazın aile konutu olduğu ve tarafların hala taşınmazda ikamet ettiklerinin yapılan keşif ve alınan tanık beyanlarından anlaşıldığı, davalı bankanın ipotek tesis edilirken davacı eşin açık rızasını almadığı, taşınmazın tapuda arsa olarak görünmesinin aile konutu şerhi verilmesine engel olmadığı, yapılan keşifte taşınmaz üzerinde binanın mevcut olduğu ve aile konutu olarak kullanıldığının anlaşıldığı gerekçesi ile davanın kabulüne, dava konusu taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılmasına, taşınmazın tapu kaydına aile konutu şerhi konulmasına karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A....
davacının dava konusu taşınmaza aile konutu şerhi konulması talebi açısından talebin hukuki yarar yokluğu ile usulden reddine karar verilmesi gerektiği belirtilerek; ipoteğin kaldırılması talebinin kabulü ile dava konusu taşınmaz üzerine konulan ipoteğin kaldırılmasına, aile konutu şerhi konulması talebinin ise usulden reddine karar verilmiştir....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı T3 uzun bir süreden beri evli olduklarını ve bu evlilikten 3 çocuklarının bulunduğunu, tapuda davalı T3 adına kayıtlı Konya İli, Selçuklu İlçesi, Sille Mah., 15465 ada, 12 parsel, 2.kat, 12 nolu bağımsız bölümde bulunan taşınmazın aile konutu olduğunu, bu gayrimenkul üzerine diğer davalı banka lehine Selçuklu Tapu Müdürlüğünden 16/03/2018 tarihinde 12379 yevmiye no ile ipotek tesis edildiğini, bu ipotek işlemi ile aile konutu üzerindeki hakların müvekkilinin açık izni olmaksızın sınırlandırıldığını, davalı banka tarafından müvekkilinden açık ve anlaşılır şekilde usulüne uygun muvafakatname alınmadığını belirterek öncelikle davaya konu taşınmaza ihtiyati tedbir kararı verilmesini, davaya konu taşınmazın kaydına aile konutu şerhi konulmasını, taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılmasını talep ve dava etmiştir....
Dava aile konutu olarak kullanıldığı ileri sürülen taşınmaz üzerinde bulunan ipoteğin kaldırılmasına yönelik olduğuna göre, öncelikle aile konutu olarak kullanılan bölümün belirlenmesi gerekir. Bu durumda, mahkemece yapılacak iş; taşınmazın vasfıda dikkate alınarak, dava konusu taşınmazda usulünce keşif yapılıp, ipotek tesis tarihinde ve halen tarafların aile konutu olarak kullandıkları bağımsız bölümün belirlenmesi, uzman bilirkişilerden "Aile konutu" olarak kullanılan bölümün kroki ve harita üzerinde işaretlenmesinin istenmesi, aile konutu olarak kullanılan bu bölümün değerinin belirlenip, bu bölümle sınırlı olacak şekilde ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken, taşınmazın tamamına yönelik olarak ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir....
Sitesi içindeki taşınmazın sahibinin ... olduğunu, aile konutu olarak kullanıldığını, davalı bankanın müvekkilinin açık onayını ve yazılı muvafakatnamesini almaksızın tapuda eşine adına kayıt tarafların müşterek maliki olduğu taşınmazı davalı banka lehine ipotek tesis edildiğini, davalı banka her ne kadar kötü niyetli değil ise de basiretli bir tacir gibi davranmadığını, gayrimenkulun aile konutu olarak kullanıldığını bilebilecek durumda iken müvekkilinin muvafakatını almadan ipotek tesis ettiğinden ipoteğin fekkinin gerektiğini, açıklanan nedenlerle davanın kabulü ile davaya konu taşınmaza aile konutu şerhi konulmasına, banka lehine tesis edilen ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesi talep olunmuştur. II....
Yapı Emlak adına ipotek ettirdiğini aile konutunun üzerindeki ipoteğin kaldırılmasına, verilen tahliye kararının en kısa sürede iptaline ve tapu kütüğünün düzeltilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. II. CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taşınmazın icra ihalesi sonucu müvekkili bankaya ihale edildiğini, ihalenin kesinleşmesiyle birlikte de taşınmazın müvekkili banka adına tescil edildiğini, taşınmazın aile konutu olduğuna yönelik herhangi bir kayıt bulunmayan taşınmaz üzerine kredi karşılığında 24.10.2014 tarihinde ipotek tesis edildiğini, konutun aile konutu olduğu düşünülse dahi bu konutun aile konutu olabileceğini bilebilecek durumda olmadığını, haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI 1.İlk Derece Mahkemesinin 06.04.2021 tarihli, 2019/649 Esas 2021/147 Karar sayılı kararı ile; davanın kabulüne, Balıkesir ili, ... ilçesi, ... Mah/Köyü, ......
Karar sayılı ilamında; "Mahkemece, davacı ile davalı eşin mernis kayıtları ve nüfus müdürlüğünden gelen yazı cevabına göre davacının 07/08/2018 tarihi itibariyle İzmir'de ikamet ettiği, davalı eşin İstanbul Büyükçekmece'de ikamet ettiği davacının adresinin dava konusu taşınmazdan farklı olduğu, iddia edilen yerin sonradan aile konutu olma özelliğini kaybettiği, ön inceleme duruşmasında davacıya delil, tanık sunmak için kesin süre verildiği, tanık bildirilmediği, taşınmazın aile konutu olarak kullanıldığını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. ... Dava, TMK m. 194 uyarınca aile konutu olan taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılması ve aile konutu şerhi konulması talebinden ibarettir....
İcra Dairesinin 2018/113 Esas numaralı dosyası üzerinden ipoteğin paraya çevrilmesi yönünde takip başlattığını ve dosyada kıymet takdirinin yapıldığını, tesis edilen ipoteğin kanuna aykırı olduğunu belirterek, Kastamonu 4.İcra Dairesinin 2018/113 Esas sayılı dosyasındaki işlemlerinin tamamının dava neticelendirilinceye kadar ihtiyaten durdurulması için ihtiyati tedbir kararının verilmesini, Kastamonu ili Merkez Saraçlar Mahallesi 1062 Ada 5 Parselde kaim A Blok No:34 nolu taşınmaz üzerindeki ipoteğin iptal ve kaldırılması ile ayrıca taşınmaz üzerine aile konutu şerhi konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Eylemli olarak üzerinde üç bağımsız bölümden oluşan bir binanın mevcut olduğu, bu binanın ikinci katındaki bölümün "aile konutu" olarak özgünlendiği anlaşılmaktadır. Yapıdaki başlı başına kullanmaya elverişli bağımsız bölümler üzerinde kat irtifakı veya kat mülkiyeti tesis edilmediğine göre, ipoteğin aile konutuyla sınırlı olarak kaldırılması hukuken mümkün olmayacaktır. Bu mümkün olmadığına göre, mahkemece oluşturuşan kararın infazı kabiliyeti yoktur. Mahkeme, önüne getirilen davada infazı kabil olacak şekilde hüküm oluşturmak zorundadır. Taşınmaz üzerindeki mevcut yapının, başlı başına kullanılmaya elverişli bağımsız bölümleri üzerinde kat irtifakı veya kat mülkiyeti kurulsa idi, aile konutu olarak özgülenen bölüme ayrılacak arsa payı ne olacak idiyse, ancak o pay üzerinden ipotek kaldırılabilir. Öyleyse aile konutu olarak kullanılan bağımsız bölüme ayrılacak arsa payının bilirkişi eliyle tespiti ve belirlenecek bu paya münhasır olarak ipoteğin kaldırılması cihetine gidilmelidir....