"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Aile Konutu Olduğunun Tespiti Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacının eşi miras bırakan ... 10.03.2015 tarihinde ölmüştür. Davacı, dava konusu konutun miras hakkına mahsuben özgülenmesi için aile konutu olduğunun belirlenmesini talep etmiştir. Türk Medeni Kanununun 652. maddesinde; eşlerden birinin ölümü halinde tereke malları arasında ev eşyası veya eşlerin birlikte yaşadıkları konut varsa sağ kalan eşin bunlar üzerinde kendisine miras hakkına mahsuben, mülkiyet hakkı tanınmasını isteyebileceğini hükme bağlamıştır. Davacının bu yasal hakkını kullanabilmesi için taşınmazın aile konutu olduğunun tespitini istemekte hukuki yararının olduğu açıktır....
Türk Medeni Kanununun 652. maddesinde; eşlerden birinin ölümü halinde tereke malları arasında ev eşyası veya eşlerin birlikte yaşadıkları konut varsa sağ kalan eşin bunlar üzerinde kendisine miras hakkına mahsuben, mülkiyet hakkı tanınmasını isteyebileceğini hükme bağlamıştır. Davacının yasal hakkını kullanabilmesi için taşınmazın aile konutu olduğunun tespitini istemekte hukuki yararının olduğu açıktır. O halde, mahkemece dava konusu taşınmazın mirasbırakanın ölüm tarihinde aile konutu olup olmadığının tespiti amacıyla tüm delillerin toplanarak sonucu uyarınca karar verilmesi gerekirken murisin ölümü nedeniyle evlilik birliğinin sonlandığı ve dava tarihinde aile konutu özelliğini kaybettiği şeklinde hatalı gerekçe ile bu hususta ret kararı verilmesi doğru görülmemiştir....
Davalı ...vekili, dava konusu taşınmazın üzerinde bulunan binanın birinci katının aile konutu olduğuna ilişkin karar verildiğini, mülkiyetin miras hakkına mahsuben müvekkiline aidiyeti için dava açtıklarını, davanın sonucunun beklenilmesini, taşınmazın satılmasını istemediklerini beyan ederek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalı ...vekili temyiz etmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 652. maddesi; “Eşlerden birinin ölümü halinde tereke malları arasında ev eşyası veya eşlerin birlikte yaşadıkları konut varsa; sağ kalan eş, bunlar üzerinde kendisine miras hakkına mahsuben mülkiyet hakkı tanınmasını isteyebilir. Haklı sebeplerin varlığı halinde, sağ kalan eşin veya mirasbırakanın diğer yasal mirasçılarından birinin istemi üzerine, mülkiyet yerine intifa veya oturma hakkı tanınmasına karar verilir....
No'lu meskene ilişkin temyiz itirazlarına gelince; Ortaklığın giderilmesi ve aile konutunun özgülenmesi davaları nitelikleri itibariyle ayrı ayrı davalardır. Ortaklığın giderilmesi davaları, paylı ve elbirliği mülkiyetine konu taşınır ve taşınmaz mallar ile haklarda ortaklar arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan, iki taraflı, taraflar için benzer sonuçlar doğuran davalar olduğu halde, aile konutunun özgülenmesi davası, sağ kalan eşe miras hakkına mahsuben mülkiyet hakkı tanınması isteğini içermekte olup, iki taraflı bir dava olduğu söylenemez. Miras hakkına mahsuben mülkiyet hakkının tanınması isteğini içeren davada görevli mahkeme, taşınmazın değerine göre belirlenir. Bu dava, müstakil olarak açılabildiği gibi, açılmış bir ortaklığın giderilmesi davasında karşı dava şeklinde de görülebilir....
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacının aile konutu şerhi konulması talebine ilişkin temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacının eşi mirasbırakan Memet 13.04.2012 tarihinde ölmüştür. Davacı, dava konusu konutun miras hakkına mahsuben özgülenmesi için aile konutu olduğunun belirlenmesini talep etmiştir. Türk Medeni Kanununun 652. maddesinde; eşlerden birinin ölümü halinde tereke malları arasında ev eşyası veya eşlerin birlikte yaşadıkları konut varsa sağ kalan eşin bunlar üzerinde kendisine miras hakkına mahsuben, mülkiyet hakkı tanınmasını isteyebileceğini hükme bağlamıştır....
Yürürlük K. md. 10/1) Edinilmiş mallara katılma rejiminde; sağ eş, ölen eşine ait birlikte yaşadıkları konut üzerinde katılma alacağına mahsup edilmek üzere intifa veya oturma hakkı tanınmasını isteyebilir. (TMK. md. 240) Katılma alacağı da, bu rejimin devamı süresince ölene ait edinilmiş mallar varsa söz konusu olur. Katılma alacağını doğuran böyle bir malın varlığı iddia ve ispat edilmediğine göre davacı Türk Medeni Kanunun 240. maddesi çerçevesinde bir talepte bulunamaz. Aynı yasanın 255. maddesi gereğince sağ eşe böyle bir hakkın tanınması için, her şeyden evvel eşler arasında “paylaşmalı mal ayrılığı” rejiminin geçerli ve birlikte yaşanılan konutun da paylaşma konusu mallardan olması, davacının da miras ve paylaşmadan doğan bir hakkının bulunması gerekir. Oysa, dava konusu taşınmaz, paylaşma konusu mal olmayıp, ölen eşin “kişisel malı”dır....
Davalı savunmasında, dava konusu taşınmazın aile konutu olduğuna mahkemece karar verildiğini, bu nedenle kötüniyetli olmadığını, taşınmazda oturma hakkının bulunduğunu beyan etmiştir. Mahkemece, taşınmazın aile konutu olduğuna mahkemece karar verildiği, bu nedenle de davalının kötüniyetli bir işgalinin bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. TMK'nun 652. maddesinin 1. fıkrası; “Eşlerden birinin ölümü halinde tereke malları arasında ev eşyası veya eşlerin birlikte yaşadıkları konut varsa; sağ kalan eş, bunlar üzerinde kendisine miras hakkına mahsuben mülkiyet hakkı tanınmasını isteyebilir.” hükmünü içermektedir. Kanun koyucu, bu düzenleme ile eşlerin birlikte yaşadıkları konut ve kullandıkları ev eşyası ile ilgili olarak; mal rejimi türü ne olursa olsun sağ kalan eşe (mirastan ayrı olarak) mülkiyet hakkını dava yoluyla talep edebilme hakkı tanımıştır....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Uyuşmazlık ve hüküm sağ eşin, ölen eşine ait birlikte yaşadıkları konut üzerinde katılma alacağına mahsuben intifa hakkı tanınmasına ilişkin olup Türk Medeni Kanununun 240. maddesinden kaynaklanmaktadır. Uyuşmazlığın açıklanan niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay Başkanlar Kurulu’nun 26.01.2009 tarihli (1) sayılı kararı uyarınca Yargıtay 8. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ : Dosyanın görevli Yargıtay 8. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi.30.05.2011 (Pzt.)...
-Dava konusu olup aile konutu olarak özgülenen taşınmazın tapu kaydı üzerine “evlilik birliği sürerken” aile konutu şerhi konulmuştur. Aile konutu şerhi hukuki varlığını ancak evlilik birliği geçerli olduğu sürece sürdürebilmektedir. Taraflar arasındaki evlilik birliği sonlandığında dava konusu taşınmaz aile konutu özelliğini “kendiliğinden” kaybeder. Başka bir anlatımla aile konutuna ilişkin şerh “yolsuz” hale gelir. Evlilik birliğinin sona ermesi sebebiyle aile konutu şerhinin “kaldırılması” istemi “mahkemeye” değil de ilgili “Tapu Sicil Müdürlüğüne” malik olan eş tarafından yapılabilir/yapılmalıdır....
Dava konusu olup aile konutu olarak özgülenen taşınmazın tapu kaydı üzerine “evlilik birliği sürerken” aile konutu şerhi konulmuştur. Aile konutu şerhi hukuki varlığını ancak evlilik birliği geçerli olduğu sürece sürdürebilmektedir. Taraflar arasındaki evlilik birliği sonlandığında dava konusu taşınmaz aile konutu özelliğini “kendiliğinden” kaybeder. Başka bir anlatımla aile konutuna ilişkin şerh “yolsuz” hale gelir. Evlilik birliğinin sona ermesi sebebiyle aile konutu şerhinin “kaldırılması” istemi “mahkemeye” değil de ilgili “Tapu Sicil Müdürlüğüne” malik olan eş tarafından yapılabilir/yapılmalıdır....