Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu düzenleme ile malik olmayan eşe, aile konutu ile ilgili tapu kütüğüne şerh verilmesini isteme hakkı tanınmış, eşlerin aile konutu ile ilgili bazı hukuksal işlemlerinin diğer eşin rızasına bağlı olduğu kuralı getirilerek eşlerin hukuki işlem özgürlüğü “aile birliğinin’’ korunması amacıyla sınırlandırılmıştır. Tapu kaydında aile konutu şerhi bulunmasa dahi aile konutuna ilişkin olarak; eşlerden biri diğer eşin açık rızası bulunmadıkça aile konutuyla ilgili kira sözleşmesini feshedemeyecek, aile konutunu devredemeyecek ve aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamayacaktır. Malik olmayan eşin izni için şekil şartı bulunmamakla birlikte, iznin açık olması gerekmektedir. Açık rızanın varlığını ispat yükü ise aile konutu ile ilgili tasarrufta bulunana aittir. TMK’nın 194. maddesinde öngörülen sınırlandırma, taşınmazın tapu kaydına aile konutu şerhi konulduğu için değil, konut aile konutu vasfı taşıdığı için getirilmiştir....

Evlilik, boşanma yahut da iptal kararıyla sona ermiş ise, Türk Medeni Kanunu'nun 194 maddesinin "Aile konutuna" sağladığı koruma sona erer, diğer eşin rızası alınmadan yapılan tasarruf işlemi yapıldığı andan itibaren geçerlilik kazanır. Dava konusu Kayseri ili, Kocasinan İlçesi, Kavakyazısı Mahallesi, 853 ada, 3304 parsel , 18 nolu bağımsız bölümde kayıtlı taşınmazın 23/07/20210 tarihinde satın alındığı, 02/11/2020 tarihinde davalı T4 tarafından davalı T3 arasında alım-satım işleminin yapıldığı, taşınmazın aile konutu olduğu dosya kapsamından anlaşıldığı gibi tarafların da kabulündedir. Her ne kadar davalı Rabia Müzeyyen aralarında boşanma davasının açılarak yargılamanın devam ettiği, taşınmazın aile konutu özelliğinin kalmadığı yönünde savunma yapmış ise de evlilik birliğinin ayrılık süreci ve boşanma davasının devamı sırasında da sürmesi nedeniyle taşınmazın aile konutu özelliğini sürdüreceği öğretide ve yüksek yargıtay kararları ile kabul edilmektedir....

(HGK 23.01.2020 tarih ve 2017/1-1247 Esas, 2020/47 Karar) Davacı kadın dava dilekçesinde; dava konusu taşınmazın aile konutu olduğu, davalı eş ...'in sadakatsiz olduğu ve davalı ... ile evlilik dışı ilişkisi olduğu, dava konusu taşınmazı mal kaçırmak maksadı ile bedelsiz olarak davalı kadın adına devrettiği, açık rızasının alınmadığı, dava konusu taşınmazın davalı kadın adına olan kaydının iptali ile davalı eş adına tescilini talep ve dava etmiştir. Mahalli mahkemece yapılan yargılama neticesinde; davacı kadının TMK m. 194 istemine dayalı açtığı davanın reddi ile muvazaa istemine dayalı davanın tefrikine, yargılama yapmakla görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olması sebebi ile görevsizlik kararı verilmiş, mahalli mahkemece muvazaa hukuksal sebebine dayalı tapu iptal tescil davasının yapılan yargılaması neticesinde davanın reddine karar verilmiş, karar davacı kadın tarafından istinaf edilmiş ve ilgili bölge adliye mahkemesi istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermiştir....

    Pirbudak Mevkiinde bulunan taşınmazın aile konutu olduğunun tespitine ve tapuya bu yönde şerh konulmasına, davalı Garanti Bankası lehine yapılan ve aile konutu olduğu tespit edilen taşınmazı kısıtlayacak şekilde tesis edilen ipoteğin fekkine, Sivas ili Merkez İlçesi 2572 Ada 5 parselde kayıtlı Kılavuz Mah. Pirbudak Mevkiinde bulunan taşınmazın davalılardan T3 adına olan tapu kaydının iptali ile diğer davalı eş T4 adına tesciline, karar kesinleşinceye kadar taşınmaz üzerindeki ihtiyati tedbirin devamına, karar kesinleştikten sonra ilk 3 maddedeki belirlenen hükümlerin infazına karar verilmiştir. İlk derece mahkemesinin 04/05/2023 tarihli ek kararında; Davalı T5 A.Ş. vekili Av. T6 tarafından "İstinaf Dilekçesinin Süresinden Sonra" verilmiş olması sebebi ile istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı T5 A.Ş....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Aile Konutu Şerhi Konulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı kadın dava konusu taşınmazın aile konutu olduğunu ve rızası alınmadan davalı erkek eş Ahmet tarafından satıldığını iddia ederek, taşınmazın 3. kişi adına olan tapu kaydının iptali ile 1/2'sinin kendisi adına 1/2'sinin ise davalı erkek eş adına tescilini talep etmiş, mahkemece davanın kabulüne dair karar, Dairemizin 30.10.2017 tarihli ve 2016/9435 esas, 2017/11886 karar sayılı ilamı ile “Toplanan delillerden tarafların 03.12.2015 tarihinde kesinleşen kararla boşandıkları anlaşılmaktadır. Evlilik boşanma ile sona erdiğine göre dava konusu taşınmaz aile konutu olma niteliğini kaybetmiştir....

      GEREKÇE : Dava, aile konutu şerhinin kaldırılması talebine ilişkindir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 194/1. maddesine göre, “Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz. Aynı maddenin 3.fıkrasına göre; aile konutu olarak özgülenen taşınmaz malın maliki olmayan eş, tapu kütüğüne konut ile ilgili gerekli şerhin verilmesini Tapu Müdürlüğünden isteyebilir. Somut olayda; dava konusu taşınmaza ait tapu kaydının incelenmesinde; Muğla ili, Ula ilçesi, 2133 parsel, zemin+1 (bağımsız bölüm No.1) dubleks mesken vasıflı, davacı adına tapuda kayıtlı taşınmaz üzerine davalı lehine 06/05/2014 tarih 981 yevmiye nolu resmi senetle aile konutu şerhi konulduğu, tarafların Muğla Aile Mahkemesinin 14/05/2015 tarih 2014/290 E. 2015/209 K. Sayılı ilam ile boşanmalarına karar verildiği, kararın boşanma yönünden 08/09/2015 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır....

      Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, her ne kadar tefrik edilen dosyada davacı vekilinin talebini "davacı müvekkil tarafından bedelsiz olarak bağış niteliğinde edinmiş olduğu taşınmazı tapu kaydına aile konutu şerhi konulmasını, bu taşınmazın 1/2 hissesinin aile konutu olarak davacı müvekkile verilmesini talep ederiz." şeklinde ifade etmiş ise de bu davanın tefrik edildiği dosyaya sunulan dava dilekçesi incelendiğinde talebin, dava konusu taşınmazın 1/2 hissesinin davacı adına tescili istemi niteliğinde olduğunun anlaşıldığı, asıl dosyadan, aile konutu şerhi ve tasfiye davaları ayrı ayrı tefrik edilmiş olup, aile konutu şerhi davasının mahkemenin 2016/478 esas, 2016/900 karar sayılı, 23/12/2016 tarihli hükmüyle neticelendirildiği, dolayısıyla davanın konusunun taşınmazın 1/2 hissesinin davacı adına tescili talebinden ibaret olduğu, davacı vekilinin, 16/02/2022 tarihli dilekçesinde, yukarıda tespit edilen hususlar doğrultusunda, davalı adına kayıtlı olup evlilik birliği içinde aile konutu...

      Hukuk Dairesinin 14.02.2020 tarih ve 2020/493 Esas, 2020/1385 Karar sayılı ilamı ile davanın aile konutu niteliğinde olduğu ileri sürülen taşınmazın kayıt maliki eş tarafından diğer eşin bilgisi ve rızası alınmaması nedeniyle kefaletin hükümsüzlüğü hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkin olduğu gerekçesiyle dosya Dairemize gönderilmiştir. Buna göre temyize konu uyuşmazlık TMK md 194 uyarınca aile konutu niteliğinde olduğu ileri sürülen taşınmazın kayıt maliki eş tarafından diğer eşin bilgisi ve rızası alınmaması nedeniyle tapu iptal ve tescil istemine ilişkin olmayıp inceleme görevi Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 23.01.2020 tarih 2020/1 sayılı iş bölümü kararı gereğince, Yargıtay 8. Hukuk Dairesine aittir. Ne var ki; dava dosyasının inceleme görevinin Dairemize ait olduğu gerekçe gösterilerek Yargıtay 8....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescile ilişkin davada ... 2. Asliye Hukuk ve 2. Aile Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, muavaza nedeni ile tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesi, davanın Aile Mahkemesinin görevi kapsamında kaldığından söz ederek görevsizlik kararı vermiştir. Aile Mahkemesi ise, davanın muavaza nedeni ile tapu iptali ve tescil davası olduğu, mal rejiminin tasfiyesi, değer artış payı ve katkı alacağına dayalı talep olmadığı, bu nedenle uyuşmazlığın Aile Mahkemesinin görevi içinde bulunmadığı gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur....

          Türk Medeni Kanununun 194, 202, 240, 241 ve devamı maddelerinde aile konutu ve eşler arasındaki mal rejimini düzenleyen hükümler yer almaktadır. Somut olayda, 3. kişiye satılan taşınmazın muvazaalı olarak satıldığı, aile konutu olduğu ve kendisinin de rızası olmadığı, malik olmayan davacı eş tarafından iddia edilmektedir. İstek aile konutu olduğu iddia edilen taşınmazın tapu kaydına aile konutu şerhinin konulması, malik olan eş tarafından muvazaalı olarak gerçekleştirildiği söylenen satışın iptali ile eski malik adına tapuya tesciline ilişkindir.Davanın çözümünde öncelikle evlilik birliği devam ettiğinden Türk Medeni Kanununun 194. maddesi hükmü tartışılacağından uyuşmazlığın Aile Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekirken Asliye Hukuk Mahkemesince davaya bakılması isabetli görülmemiştir....

            UYAP Entegrasyonu