Hükme esas alınan bilirkişi raporunda 17. dönem Toplu İş sözleşmesinin 44/D maddesinde öngörülen artı 7 puanın (ücret zammının ) ücretlere yansıtılmadığı yolundaki tesbit ve değerlendirilmesi yerindedir. Ancak isteği aşar şekilde önceki davaların kapsamında kesinleşmiş olan TÜFE değişim oranlarının da yeniden belirlenerek fark alacakların bu belirlemelere göre hesaplanması doğru değildir. Yapılacak iş davalının zaman aşımı def’i ve taraflar arasındaki protokol dikkate alınarak davacının sadece 17. dönem Toplu İş Sözleşmesinin 44/D maddesinde yapılmış düzenlemeden kaynaklanan fark alacağı bulunup bulunmadığı belirlenmeli ve sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece, önceki davalar kapsamında kesinleşmiş olan TÜFE değişim oranlarında yeniden belirleyerek fark alacakları hesaplayan bilirkişi raporuyla sonuca gidilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir....
- K A R A R - Heyetçe incelenmesine gerek görülen aracın ... belgesi ile artı ... belgelerinin eklendikten sonra gönderilmek üzere dosyanın yerel mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 20.12.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Ltd Şti’ye 22/05/2018 tarihinde iki adet kredi kullandırıldığı ve kullandırılan kredilerden ticari artı para kredisi için ...’nin kefil sıfatıyla müşterek borçlu olduğu görülmekle taraflarca sunulan kredi sözleşmesi incelendiğinde 22/05/2018 tarihinde imzalanan kefalet sözleşmesi için TBK m. 583 vd. yer alan geçerlilik koşullarının somut olayda bulunduğu tespit edilerek ...’nin kefil olarak müşterek borçlu olduğu tespit edilmiştir. Davalı şirket ile akdedilen GKS’ne istinaden bakiye kredi borcunun ödenmemesi üzerine bprçlunun Ticari Artı Para Kredisi ve ... Bakiyeleri kat edilerek borçlu davalılara 08.01.2020 tarihli ihtarname keşide edilerek ihtarnamede belirtilen süre de yapılan tebliğe rağmen borç ödenmediğinden Banka alacağı muaccel hale gelmiştir. Yargıtay 19....
İstinaf Sebepleri Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu başvuru ile müvekkili markalarının görsel, işitsel ve anlamsal olarak benzer olduklarını ve bu benzerliğin karıştırılma ihtimaline yol açacağını, tanınmışlık iddialarının değerlendirme dışı bırakılmasının hatalı olduğunu, davalı şirketin faaliyetleri ve YİDK kararının gerekçesinde "garanti" işaretinin ayırt edici gücünün zayıf olduğunun kabul edildiği göz önüne alındığında, dava konusu "artı garanti" işaretinin 6769 sayılı Kanun'un 5 ... maddesinin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentleri hükümleri kapsamında marka olabilecek bir işaret olarak kabul edilmemesi gerektiğini, dava konusu başvurunun müvekkilinin "garanti" markası gibi kullanım sonucu ayırt edicilik de kazanmadığını, "artı garanti" işaretinin marka olarak tesciline izin verilmiş olmasının hatalı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir. C....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi KARAR Dava, itirazın iptali davası olup uyuşmazlık konusu, Ticari Artı Para Kredisi kullanımından kaynaklanmakta olup, mahkemenin tasnifi de bu yöndedir. Kararın temyizen incelenmesi görevi Yargıtay 19. Hukuk Dairesine aittir. Ne var ki aynı Daire tarafından da görevsizlik kararı verildiğinden, görevli dairenin belirlenmesi için dosyanın Yargıtay 1. Başkanlığına gönderilmesine karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Görevli Dairenin belirlenmesi için dosyanın Yargıtay Yüksek 1. Başkanlığına gönderilmesine, 05.02.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Terör Örgütü (...) soruşturması kapsamında, … isimli şahsın 13/05/2011 ve 27/10/2011 tarihlerinde Terörle Mücadele Şube Müdürlüğüne getirmiş olduğu dijital dokümanlar arasında bulunan ... isimli belgenin incelenerek tespit tutanağı düzenlendiği, belgede 1'den 28'e kadar maddeler halinde isimlerin yazılı olduğu, bu isimlerden bazılarının yan taraflarında (+) işareti ve isimlerinin yanında görevleriyle ilgili açıklamalar olduğu, isimler yanındaki (+) işaretine yönelik ''belge incelendiğinde genel olarak kamu alanında çalışan kişilerin bulunduğu ve yanlarına destek durumuna göre el yazısı ile artı işareti konulduğu ve birtakım açıklamaların yazılı olduğu görülmüştür.'' şeklinde tespit yapıldığı, yanlarına destek durumuna göre el yazısı ile artı işareti konulduğu yorumuna binaen çeşitli tarihlerde iletişimin tespiti kararı alındığı,... isimli belgede yazmamasına rağmen ''......
değer katıp katmadığının değerlendirilmediği, mahkemece; yapılan yapıların davalılara ait taşınmaza artı değer katıp katmadığı hususunda, üçlü bilirkişi heyetinden rapor alınarak; sonucu dairesinde bir hüküm kurulması gerektiği belirtilerek bozulmuştur....
Bilirkişiler satışa konu bu taşınmazın tapuda zemin artı 1. kat 5 numaralı bağımsız bölüm olduğunu belirtmişler ancak satış sözleşmesiyle tapudaki bu farklı durumun hangi nedenlerden kaynaklandığını gerekçeleriyle raporlarında açıklamamışlardır. Diğer taraftan, mahkemece zemin artı 1. kat 5 numaralı bağımsız bölümü davalı yüklenici şirketin arsa sahibinin kendisine tapuda 26.07.2007 tarihinde sattığı kabul edilmiş, arsa sahibinin davada taraf durumu almasına gerek duyulmamıştır. Burada öncelikle mahkemenin kabul ettiği gibi yüklenici şirket arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesiyle kazandığı bir hakkı davacıya temlik etmemişse davada dayanılan adi yazılı tarihsiz satış sözleşmesinin hüküm ve sonuçları üzerinde durmak gerekecektir....
Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılardan Artı Havalı Aletler Teknik Hırdavat Dış San. Tic. Ltd. Şti. ile M.. A.. tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, imzası kopyalanarak keşide edilen davalı Artı Havalı Aletler Teknik Hırdavat Dış San. Tic. Ltd. Şti.’nin lehtarı olduğu çekin karşılıksız olduğu iddiasıyla vekil sıfatıyla davalılardan M.. A..’un mükerrer şikâyette bulunduğunu, Şişli 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2009/165 esas sayılı dosyasında yapılan yargılama sonucunda imzanın kendisine ait olmadığı gerekçesiyle beraat ettiğini, ancak Şişli 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 2009/865 esas dosyası sonucunda haberi olmadan kendisine para cezası verildiğini, cezanın infazı nedeniyle hakkında yakalama kararı çıkarılıp İzmir’de kaldığı otelden karakola götürüldüğünü ve bu nedenle para cezasını ödemek zorunda kaldığını belirterek uğramış olduğu maddi ve manevi zararın ödetilmesini istemiştir. Davalılar, davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur....
-INT2010 numaralı fatura dışındaki talebin kabul edilerek USD cinsinden alacağın TL cinsinden tahsiline karar verilmiştir Taraflar arasındaki sözleşmenin 6. maddesi olan “Ücret ve Ödemeler” başlıklı maddesinin 6.6. bendinde “...Geç yapılan ödemeler, libor artı % 5 (yüzde beş) yıllık oranında faize sahip olacaktır ve bu Eurasiasat tarafından alınan ödeme tarihine kadar vadesi dolmuş ödeme tarihinden hesaplanacaktır. Faiz, günlük esasta artacaktır...”denilmektedir. Bu nedenle taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine göre davalı alacağını, döviz üzerinden libor artı % 5 faiz üzerinden talep edebilecektir. Dosyaya davacı tarafından ibraz edilen 31.12.2010 tarih, ...-INT2010 numaralı 13.970,86 USD bedelli fatura da nazara alındığında davacının talep ettiği kadar alacağının bulunduğu anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, mahkemece davacının ıslah dilekçesi nazara alınarak davanın kabulü gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır....