Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Dava, tacirler arası satış sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olup, mahkemece taraflar arasında adi ortaklık sözleşmesi olmadığı belirtilmiştir. Davanın bu niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 19.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 19.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 26.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    İle Kadimyapı Betacons Adi Ortaklığı Ticari İşletmesi arasında 26.03.2018 tarihinde, Düzenleme Şeklinde Taşınmaz Satış Vaadi ve / Hâsılat Paylaşım Esaslı İnşaat Sözleşmesi / Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmesinin akdedildiğinin öğrenildiğini, satışlardan ve satış bedellerinden davalı Arsa Sahibinin de haberdar olduğunu, dava konusu parselde Kat irtifak tapularının çıktığını ve dava konusu bağımsız bölümlerin tapu malikinin de arsa sahibi Metal Mam. Tic. A.Ş. Olduğunu, müvekkilinin ödemelerini günü gününe yaptığını, Müvekkil şirket ile davalı Yüklenici Âdi Ortaklık arasında akdedilmiş olan Kartal 10. Noterliğinde düzenlenen 03.02.2021 tarihli 3043 yevmiye nolu düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin ve 12.09.2019 tarihli 23357 yevmiye nolu düzenleme şeklinde satış vaadi sözleşmesinin tapu kütüğüne tescil ve şerhinin işlenmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara tahmiline karar verilmesini talep etmiştir....

    İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; İddialara esas taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin geçersiz olduğundan buna bağlı tedbir kararının da geçersiz olduğunu, davacının tüm iddiaları ve dava dilekçesinin dayanağını teşkil eden sözleşmenin resmi bir geçerliliğinin bulunmadığını, iddiaya göre taraflar adi yazılı olarak taşınmaz satış vaadi sözleşmesi düzenlendiğini, bu sözleşmenin noter huzurunda yapılmadığını, sözleşme şekil şartlarını sağlayamadığından geçersiz olduğunu geçersiz sözleşmeye dayanarak tedbir kararı verilmesi hatalı ve hukuka aykırı olduğunu, davacının geçersiz sözleşmeye dayanarak tedbir kararı verilmesini isteme hakkı ve hukuki yararı da bulunmadığını, buna rağmen geçersiz sözleşme esas alınarak ihtiyati tedbir kararı verilmesi ise başlı başına hukuk olduğunu, ayrıca müvekkilin okuma yazması bulunmadığını, bu yönüyle de taraflar arasında düzenlendiği iddia edilen adi yazılı taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin geçersizliği ortada...

    kredi sözleşmesinde belirli mal veya hizmetin adının açıkça anılması durumunda da ekonomik birlik ve bağlı kredi bulunduğunun kabul edileceğini, arabuluculuk yoluna başvurulmadan açılan davanın özel dava şartı yokluğundan davanın usulden reddi gerektiğini, adi yazılı şekilde yapılan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin geçersiz olduğunu, davacı adi yazılı satış vaadi sözleşmesinden doğan taleplerini yalnızca davalı garanti kozaya karşı ileri sürebileceğini, adi yazılı satış sözleşmesinin imza tarihinde taşınmaz üzerinde ipotek bulunduğunu, ipoteğin tesisi esnasında taşınmazın davacıya satıldığı müvekkili tarafından bilinmediğini, davacının kötüniyetli olduğunu, davacının ihtiyati tedbir talebinin reddi gerektiğini, davanın İstanbul (Çağlayan) Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesini, taşınmaz üzerindeki diğer takyidat lehdarlarına husumetin yaygınlaştırılmasını, adi yazılı sözleşmeden doğan şahsı hak mutlak nitelikteki ayni hak sahibi üçüncü kişilere karşı ileri sürülemeyeceğinden...

    olduğunu; elinde satış sözleşmesi olan bir tüketici çok kolay bir şekilde tapudan üzerindeki ipotek hakkını görebileceğini ve 3 yıl içerisinde müvekkil bankaya bir bildirimde bulunabileceğini, bunu yapmak yerine müvekkili bankanın adi yazılı satış vaadi sözleşmesinden haberinin olmasını beklenin kötü niyetli olduğunu, davacı imzaladığı adi yazılı taşınmaz satım vaadi sözleşmesinin 12.2. maddesi ile diğer davalı inşaat şirketine taşınmaz üzerinde ipotek tesisine muvafakat etmiş olduğunu; taşınmazı kontrol etmemesi mümkün olmadığını, davacı yanın elindeki taşınmaz satım vaadi sözleşmesini tapu kütüğüne şerh ettirmiş olsa idi müvekkili banka da bu taşınmaz üzerinde ipotek tesis etmeyeceğini, ancak tmk 1009 maddesince kendisine verilen bu hakkı kullanmayan davacının 3. kişilere karşı taşınmaz satım vaadinden kaynaklanan haklarını ileri süremeyeceğini, Prof....

    Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanunu'nun 716 ncı maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanunu'nun 146 ncı maddesi hükmü gereğince on yıllık zamanaşımı süresi uygulanır ve bu süre sözleşmenin ifa olanağının doğması ile işlemeye başlar. Ancak satışı vaat edilen taşınmaz, sözleşme ile veya fiilen satış vaadini kabul eden kişiye yani vaat alacaklısına teslim edilmiş ise on yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra açılan davalarda zamanaşımı savunması Türk Medeni Kanunu'nun 2 nci maddesinde yer alan “dürüst davranma kuralı” ile bağdaşmayacağından dinlenmez. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağının bulunması zorunludur....

    sözleşmesinin bizzat satıcı tarafından finanse edildiği hallerde satıcı ile tüketici arasında bağlı kredi ilişkisi bulunacağını, konut satış sözleşmesinin kredi veren tarafından finanse edildiği ve kredi verenin satıcının hizmetlerinden yararlandığı hallerde bağlı kredi ilişkisi bulunduğu kabul edileceğini, adi yazılı yapılan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi gereğince müvekkili banka lehine tesis ve tescil edilen ipoteğin fekkine karar verilemeyeceğini, davacı adi yazılı satış vaadi sözleşmesinden doğan taleplerini yalnızca davalı garanti kozaya karşı ileri sürebileceğini, ipoteğin tesisi anında taşınmazın davacı tarafından kullanıldığına dair delil bulunmadığı gibi, taşınmazın 3.kişi tarafından kullanılıyor olması, taşınmazın haricen devredildiğini göstermeyeceğini, tapu kayıtlarında, satış vaadi şerhi olmadığından, tapu siciline güven ilkesi gereği iyi niyetle ipotek tesis edildiğini, müvekkili bankanın iyi niyetli olmadığını gösterir aksine delil de bulunmadığını, buna karşın...

    DELİLLER : Tapu kayıtları, satış vaadi sözleşmesi, icra dosyaları, protokol, ödeme dekontları vs. deliller. DOSYADA YER ALAN DELİLLER VE DEĞERLENDİRME: Dava, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi kapsamında davacı tarafından satın alınan dairelerin tapu kayıtları üzerinde yazılı olan hacizlerin fekkine karar verilmesi istemine ilişkindir. 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsamaktadır. Konut satış sözleşmeleriyle devre tatil ve uzun süreli tatil hizmeti sözleşmeleri de kanun kapsamına alınmıştır....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescile ilişkin davada ... 1. Asliye Hukuk ile ... Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dava, 22.09.2004 tarihinde açılan tarafların noterde yapmış oldukları düzenleme şeklindeki gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescile ilişkindir. Taşınmaz Mal Satış Vaadi Sözleşmeleri mülkiyeti geçirim borcunu doğuran akitlerden (T.M.Y.’nın 706. m.) olup, sözleşmede belirtilen miktar ve değerin hayatın ve günün olağan koşullarına uygun olmadığı gibi kamu düzenine ilişkin görev konusu taraf iradesine bırakılmakla sözleşmede belirtilen değerin harç kaybına neden olacağı da gözetilerek, Taşınmaz Mal Satış Vaadi Sözleşmelerine dayalı uyuşmazlıklarda görevli mahkemenin dava tarihindeki değere göre belirlenmesi gerekir....

      Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesine dayanan tescil isteminin hüküm altına alınabilmesi için sözleşmede kararlaştırılan bedel ödenmiş olmalıdır. Ancak, bedelden ödenmeyen bir kısım var ise, bu bedel Borçlar Kanununun 81. maddesi uyarınca depo ettirilmelidir. Somut olaya gelince, davaya konu ........

        UYAP Entegrasyonu