"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescile ilişkin davada ... Sulh Hukuk ile Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dava, 08.12.2004 tarihinde 6000.-YTL. değer gösterilip, Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan noter senedine dayalı taşınmaz satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali-tescil istemine ilişkindir....
kredi ilişkisi bulunacağını ve bu durumda ilişkide iki taraf bulunduğunu, konut satış sözleşmesinin kredi veren tarafından finanse edildiği ve kredi verenin satıcının hizmetlerinden yararlandığı hallerde balğı kredi ilişkisi bulunduğunun kabul edileceğini, tüketici ile banka arasında imzalanan kredi sözleşmesinde belirli mal veya hizmetin adının açıkça anılması durumunda da ekonomik birlik ve bağlı kredi bulunduğunun kabul edileceğini, adi yazılı şekilde yapılan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin geçersiz olduğunu, davacının adi yazılı satış vaadi sözleşmesinden doğan taleplerini yalnızca davalı Garanti Koza'ya karşı ileri sürebileceğini, 30.9.1988 tarihli, 1987/2 esas, 1988/2 karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu (YİBGK) kararı gereğince de ipoteğin fekkinin talep edilemeyeceğini, adi yazılı satış sözleşmesinin imza tarihinde taşınmaz üzerinde ipotek bulunmadığını, ipoteğin tesisi esnasında taşınmazın davacıya satıldığının müvekkili tarafından bilinmediğini, davacının...
Öncelikler her ne kadar davalılar arasında Konya 6 Noterliğinin 2015/7331 yevmiye numaralı vekaletname uyarınca vekalet ilişkisi var ise de, davalı (Sedat)/vekil ile davacı arasında taşınmaz satımı nedeni ile adi nitelikte sözleşme yapıldığı, sözleşmede belirtilen ve de dava konusu edilen bedelin davalı (Sedat)/vekile verildiği dosya kapsamından sabit olduğu, dava konusu taşınmaz satımını amaçlayan sözleşme adi nitelikte olup geçersiz mahiyette olduğu, bu nedenle taraflar sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca aldıkları geri vermekle mükellef olacakkları, bu nokta da geçersiz sözleşme uyarınca (sözleşme konusu olayda) davalılar arasında satım sözleşmesinden kaynaklanan vekalet ilişkisi doğmayacağı, başka bir değiş ile geçerli bir satım ilişkisi olmadığından, davalı (Mehmet)/vekalet veren için (aksi kanıt edilemediğinden ve bedelin davalı/vekalet verene verildiğinin ispat edilemediğinden) sözleşme geçersiz olduğundan verilen bedelden davalı Mehmet sorumlu tutulamayacaktır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava, 01.06.2005 tarihli Satış Noktası Sözleşmesinden kaynaklanan cezai tazminat, münhasır satış ve reklam yeri bedeli ile cari hesap alacağının tahsili istemine ilişkindir. Davalılar vekili cevabında, kapatılıp sicilden terkin edilen ... ve Ortağı Adi Ortaklığı ile davacı arasında 01.06.2009 tarihinde akdedilen Satış Noktası Sözleşmesine müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla müvekkili şirketi temsilen şirket ünvanı altında yönetim kurulu başkanı ...'...
"Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır. Taşınmaz satış vaadi sözleşmesine konu taşınmazın tapuda kayıtlı olması zorunlu ise de satış vaadi borçlusunun tapulu taşınmazın maliki olması gerekmez. Taşınmazın tapuda bir üçüncü kişi adına kayıtlı olması sözleşmenin geçerliliğine etkili değildir. Zira taşınmaz satış vaadi sözleşmesi borç doğuran akit olduğundan borç altına girenin malik olması koşulunu aramaya gerek yoktur. (YHGK 10.02.1960 t. 6- 188 K) Bir başka deyimle, borç doğuran bir sözleşmenin geçerliliği hiçbir zaman satıcının satış tarihinde veya daha sonra o şeye malik olması şartına bağlı değildir. Vaatte bulunanın satış vaadinin konusunu oluşturan taşınmaz üzerinde tasarruf yetkisinin varlığını aramak da gerekmez. Satış vaadi sözleşmelerinde, satış vaat eden sözleşmede devir tarihi olarak belirtilen tarihte sözleşme konusu taşınmazı satış vadedilene devretmekle yükümlüdür....
Davalı T8 vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle müvekkili bankaya davanın teşmil edilmesine ilişkin itirazlarının kabulüne, davanın İstanbul (Çağlayan) Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine, taşınmaz üzerindeki diğer takyidat lehdarlarına husumetin yaygınlaştırılmasına, adi yazılı gayrimenkul satış sözleşmesinin imzası anında taşınmaz üzerinde zatin ipotek kaydı bulunduğundun, adi yazılı sözleşmeden doğan şahsı hak mutlak nitelikteki ayni hak sahibi üçüncü kişilere karşı ileri sürülemeyeceğinden ve davada taraf olmayan üçüncü kişiler aleyhine hüküm kurulayacağından müvekkili banka ipoteğinin fekki yönünden davanın reddine yargılama gideri ile avukatlık ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
edimini yerine getirmediğini, satıcıların kötüniyetini korumamakta ve adi satış sözleşmeleriyle açılan tapu iptal ve tescil davalarının kabul edileceği kanaatini taşımadığını, dava konusu taşınmazın 3....
ile adi ortaklık ilişkisinin kanıtlanamamış olmasına göre bu davalı yönünden temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davacı ile davalı ...’in kat karşılığı inşaat yapmak için adi ortaklık sözleşmesi düzenledikleri uyuşmazlık konusu değildir. Davacı ... bu dava ile de, adi ortaklığın tasfiyesi sonucu bakiye bedeli talep etmektedir. Her ne kadar mahkemece adi ortaklık sözleşmesinin açılan önceki davada, bu davanın davacısının kusuru nedeniyle fesih edildiği ve yine davacının açtığı tapu iptal ve tescil davasının da reddedildiği gerekçe gösterilmek suretiyle dava reddedilmiş ise de, sözleşmenin feshine ilişkin davada adi ortaklık ilişkisinin tasfiye edilmediği anlaşılmaktadır. Ayrıca tapu iptal ve tescil davası taşınmazların 3. kişiler 2011/10028-12186 satışı nedeniyle reddedilmiştir. Bu hali ile, dava tarihi itibariyle ortaklığın sonlandırılmadığı anlaşılmaktadır....
Ancak somut olayda ipotek borçlusu ve alacaklılarının işbu dava dosyasında davalı olduğu, davacının işbu dava dosyasındaki talebinin konut satım sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil, ipoteklerden dolayı borçlu olmadığının tespiti, ipoteklerin ve hacizlerin fekki istemine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Ayrıca mahkemece verilen tedbir kararının tüm icra işlemlerini değil sadece cebri icra yoluyla satış işlemini engeller nitelikte olduğu dolayısı ile icranın diğer yönlerden satış aşamasına kadar devamında yasal bir engel bulunmadığı, davalılar aleyhine hak ve yarar dengesinin bozulmayacağı değerlendirilmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi - K A R A R - Taraflar arasındaki uyuşmazlığın taşınmaz satış vaadinide içeren karma nitelikli adi yazılı eser sözleşmesinden kaynaklanmasına ve önceden Yüksek 15. Hukuk Dairesinin bozma ilamı bulunduğuna göre kararın temyiz incelemesi görevi Yargıtay Yüksek 15. Hukuk Dairesine ait olup, 6723 sayılı Danıştay Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 21/2 maddesi ile değişik 2797 sayılı Kanun'un 60/3 maddesi gereğince dosyanın anılan Yüksek Daireye gönderilmesi gerekmektedir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın Yargıtay Yüksek 15. Hukuk Dairesi Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 28/09/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....