Hukuk Dairesi kararı gereğince de görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, husumet yaygınlaştırılmadan, taraf teşkili sağlanmadan hüküm kurulduğunu, ticari kredi sözleşmeleri gereğince müvekkili bankanın ipotekleri fek etme yükümlülüğünün doğmadığını, davacı ile müvekkili banka arasında bağlı kredi ilişkisi bulunmadığını, dava konusu taşınmazın üzerinde bulunan takyidatlar kabul edilerek devralındığını, davacının adi yazılı satış vaadi sözleşmesinden doğan taleplerini yalnızca davalı Garanti Kozaya karşı ileri sürebileceğini, 30.9.1988 tarihli, 1987/2 Esas, 1988/2 Karar sayılı (YİBGK) kararı gereğince de ipoteğin fekkinin talep edilemeyeceğini, müvekkili bankanın YİBGK kararında da belirtilen tapu sicilindeki kayda güvenen iyi niyetli üçüncü şahıs olduğunu, adi yazılı satış sözleşmesinin imza tarihinde taşınmaz üzerinde ipotek bulunduğunu, ipoteğin tesisi esnasında taşınmazın davacıya satıldığının müvekkili tarafından bilinmediğini, davacının kötüniyetli olduğunu belirterek...
Mahallesi, 7909 ada, 11 parseldeki tapu kaydı maliklerinin iptali ile Hüseyin ve Fatma'dan olma 16.07.1954 doğumlu ... adına tesciline karar verilmiştir. Hükmü, davalı ... temyiz etmiştir. Kaynağını Türk Borçlar Kanununun 29. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Türk Borçlar Kanununun 237. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptal ve tescil davalarının kabulü için aranacak ilk husus, sözleşmenin ifa olanağının bulunup bulunmadığıdır....
Borçlar Kanununun 255. ve bunun paralelinde olan 277. maddesi gereğince bir taşınmaz kira sözleşmesinin tapu siciline şerh verilmesi hususunda iki taraf sözleşme yapabilir. Bu sözleşme kira sözleşmesinden bağımsız bir sözleşme olup, kira sözleşmesi içinde veya ondan ayrı olarak düzenlenebilir. Türk Medeni Kanununun 1009. maddesi düzenlemesi ile de tapu kütüğüne şerh edilebilecek kişisel haklar arasında kira sözleşmesinden kaynaklanan kiracılık hakkı da sayılmıştır. Şerh anlaşmasını içeren bir sözleşmenin tapuya ne şekilde yazılacağı hususunda Tapu Sicil Tüzüğündeki düzenlemelere de bakılmalıdır. Tapu Sicil Tüzüğünün 55/d maddesinde de şerh için kira sözleşmesinin sunulması yeterli görülmüştür. Hemen belirtmek gerekir ki, şerh anlaşması kira sözleşmesinden ayrı düzenlenmiş ise bu sözleşmenin de ibrazı gereklidir. Tüzükte şerh için kişisel hak sahibi ya da kayıt malikinin başvurusu açısından özel bir düzenleme getirilmemiş, kiracıya yetki verilmesi koşulu da aranmamıştır....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dava adi yazılı satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371inci maddeleri. 2. Kaynağını, mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 22 nci (6098 sayılı TBK'nın 29.) maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 213. (6098 sayılı TBK'nın 237.) maddesi ile Türk Medeni Kanunu'nun 706. ve Noterlik Kanunu'nun 89. maddesi hükümleri uyarınca Noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2022/536 Esas KARAR NO : 2022/515 DAVA : Tapu İptali Ve Tescil (Satış Vaadi Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 29/07/2022 KARAR TARİHİ : 19/09/2022 Mahkememizde görülmekte olan Tapu İptali Ve Tescil (Satış Vaadi Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan incelemesi sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili olan davacı ..------ 21.05.2007 tarihinde ------vaadi sözleşmesi ile ----------karşılığında toplamda 110.000 TL bir bedel karşılığında satın almayı taahhüt ettiğini, sözleşmede peşinat olarak belirtilen ---- tutarın yüklenici firmaya/şahsa yani şüpheliye ----- tarihinde elden nakit olarak ödediğini, sözleşme uyarınca ----- firma adına düzenlenen senetlerin ise -----adlı firmaya------------- talimat ve izni ile vade tarihlerine göre ödenerek yükümlü olunan tüm borç ve ödemeler bir tamam olarak yapıldığını, şüphelilerin tacir sıfatı ile hareket ederek ---- ---- altında bahse konu sözleşme içerisinde...
DELİLLER : Tapu kaydı, satış sözleşmeleri, cari hesap ekstreleri, faturalar, senetler, vs. delil DOSYADA YER ALAN DELİLLER VE DEĞERLENDİRME: Dava, konut satım sözleşmesinden kaynaklanan ipoteklerin fekki istemine ilişkindir. 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsamaktadır. Konut satış sözleşmeleriyle devre tatil ve uzun süreli tatil hizmeti sözleşmeleri de kanun kapsamına alınmıştır....
Davacı ile davalı satıcı arasındaki gayrimenkul satımı resmi şekilde yapılmadığından BK'nın 213, TMK'nın 706 ve Tapu Kanunu'nun 26. maddesi uyarınca tapu sicili müdürlükleri tarafından veya Noterlik Kanunu 60/.... maddesi gereğince re'sen tanzim edilecek gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi uyarınca düzenlenmesi gerektiğinden geçersiz olmakla birlikte dava konusu taşınmazın tapuda devri gerçekleştirildiğinden adi yazılı sözleşme geçerli hale gelmiştir. Sözleşmenin geçerli hale gelmesi nedeniyle taraflar sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK'nın iki tarafa borç yükleyen satış sözleşmesi hükümleri uyarınca haklarını kullanabilirler. TBK'nın 246. maddesi yollamasıyla uygulanması gereken Tüketici yasasına paralel olarak düzenlenen TBK'nın 227. maddesinde ayıp halinde alıcının seçimlik hakları sıralanmış olup, sözleşmeden dönme, bedel indirimi, ücretsiz onarım ve ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme hakkı bulunmaktadır....
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dairemizce HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen hususlarla sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen dikkate alınarak yapılan inceleme neticesinde; Dava satım sözleşmesinden kaynaklanan ipoteğin kaldırılması istemine ilişkindir. Davalılar arasında adi ortaklık bulunduğu ve adi ortaklık ile davacı arasında 17/04/2017 Tarihli sözleşmenin bulunduğuna ilişkin bir itiraz bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki satım ilişkisinde davacının tüketici davalıların da satıcı olduğu ve aradaki satım ilişkisinin de 6502 Sayılı TKHK kapsamında tüketici işlemi niteliğinde olduğuna göre görevli mahkeme Tüketici Mahkemeleridir. Davalı adi ortaklık adına adi ortaklardan biri tarafından düzenlenen ipotek bedelinin tahsil edildiğine ilişkin belge adi ortaklığı bağlayacağından adi ortaklardan biri olan davalının kendisine paranın ödenmediğine dair savunması ortaklar arasındaki iç ilişkiyi ilgilendirir....
DELİLLER : Tapu kayıtları, Düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri ve ekleri, İhtarnameler, Düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi ve hasılat paylaşım esaslı inşaat sözleşmesi arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi, İhtarnameler, Delil listeler sunulan ve toplanan deliller ile tüm dosya kapsamı, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, ihtiyati tedbir talepli düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil, olmadığı taktirde taşınmazın rayiç değerinin tahsili, olmadığı taktirde ödenen bedellerin güncellenerek tahsili istemine ilişkindir....
Dosya kapsamından, taraflar arasında adi yazılı şekilde devre mülk satış sözleşmesinin düzenlendiği anlaşılmaktadır. 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunda değişiklik yapan 4822 sayılı Kanunun 3/c maddesinde “Konut ve tatil amaçlı taşınmaz malların” da Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamına alındığı anlaşılmakta olup, aynı Kanunun 23. maddesine göre de bu Kanunun uygulanması ile ilgili olarak çıkacak her türlü uyuşmazlıkların tüketici mahkemesinde görüleceği hüküm altına alınmıştır. Somut olayda davanın, taraflar arasında düzenlenen devre mülk satış sözleşmesinin geçersizliğinin tespiti ile ödenen bedelin iadesi istemine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Devre mülk hakkı Kat Mülkiyeti Kanununda düzenlenen taşınmazın müşterek mülkiyet payına bağlı bir haktır....