Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hukuk Dairesinin istikrar kazanan içtihatlarında da, Sözleşmenin resmi şekilde yapılmadığı durumlarda sözleşme geçersiz kabul edilmiş, uyuşmazlık konusu Devremülk sözleşmesinin taşınmaz devrini içermesi nedeniyle adi yazılı şekilde yapılmasının geçersiz olmasına rağmen taşınmazın tapu kaydının devri halinde geçersiz olan sözleşmenin geçerlilik kazanacağı, bu durumda mahkemece tapu kaydının tüketiciye devredilip devredilmediğini, devredilmişse devremülk satış sözleşmesinin feshine ilişkin koşulların oluşup oluşmadığı belirlenip sonucuna göre karar verilmesi gerektiği açıklanmıştır. (Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/14228- 2016/18.433; 2016/30487- 2017/9755; 2017/3973- 2018/1117 ve 23.05.2019 tarihli, 2019/2239- 2019/6480 sayılı kararları). Taraflar arasında düzenlenen sözleşme, taşınmazın müşterek mülkiyet pay devrini içeren devremülk sözleşmesi olup, yasada belirtildiği resmi şartları taşımadığından adi yazılı sözleşmenin geçersizlik yaptırımına tabi olduğu açıktır....

edileceğini, arabuluculuk yoluna başvurulmadan açılan davanın özel dava şartı yokluğundan davanın usulden reddi gerektiğini, somutlaştırma ve delillerin gösterilmesi yükümü yerine getirilmediğini, adi yazılı şekilde yapılan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin geçersiz olduğunu, davacı adi yazılı satış vaadi sözleşmesinden doğan taleplerini yalnızca davalı Garanti Kozaya karşı ileri sürebileceğini, 30.9.1988 tarihli, 1987/2 esas, 1988/2 karar sayılı Yargıtay içtihadı birleştirme genel kurulu(YİBGK) kararı gereğince de ipoteğin fekkinin talep edilemeyeceğini, satış sözleşmesinin imza tarihinde taşınmaz üzerinde ipotek bulunmadığını, ipoteğin tesisi esnasında taşınmazın davacıya satıldığı müvekkili tarafından bilinmediğini, davacının kötü niyetli olduğunu, davanın açılmasına müvekkili banka sebebiyet vermediğinden dava mahkeme masrafları ve vekâlet ücreti talebinin reddi ile bunların tümüyle davacı üzerinde bırakılmasını, davacının ihtiyati tedbir talebinin reddi gerektiğini, fazlaya ilişkin...

edileceğini, arabuluculuk yoluna başvurulmadan açılan davanın özel dava şartı yokluğundan davanın usulden reddi gerektiğini, somutlaştırma ve delillerin gösterilmesi yükümü yerine getirilmediğini, adi yazılı şekilde yapılan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin geçersiz olduğunu, davacı adi yazılı satış vaadi sözleşmesinden doğan taleplerini yalnızca davalı Garanti Kozaya karşı ileri sürebileceğini, 30.9.1988 tarihli, 1987/2 esas, 1988/2 karar sayılı Yargıtay içtihadı birleştirme genel kurulu(YİBGK) kararı gereğince de ipoteğin fekkinin talep edilemeyeceğini, satış sözleşmesinin imza tarihinde taşınmaz üzerinde ipotek bulunmadığını, ipoteğin tesisi esnasında taşınmazın davacıya satıldığı müvekkili tarafından bilinmediğini, davacının kötü niyetli olduğunu, davanın açılmasına müvekkili banka sebebiyet vermediğinden dava mahkeme masrafları ve vekâlet ücreti talebinin reddi ile bunların tümüyle davacı üzerinde bırakılmasını, davacının ihtiyati tedbir talebinin reddi gerektiğini, fazlaya ilişkin...

edileceğini, arabuluculuk yoluna başvurulmadan açılan davanın özel dava şartı yokluğundan davanın usulden reddi gerektiğini, somutlaştırma ve delillerin gösterilmesi yükümü yerine getirilmediğini, adi yazılı şekilde yapılan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin geçersiz olduğunu, davacı adi yazılı satış vaadi sözleşmesinden doğan taleplerini yalnızca davalı Garanti Kozaya karşı ileri sürebileceğini, 30.9.1988 tarihli, 1987/2 esas, 1988/2 karar sayılı Yargıtay içtihadı birleştirme genel kurulu(YİBGK) kararı gereğince de ipoteğin fekkinin talep edilemeyeceğini, satış sözleşmesinin imza tarihinde taşınmaz üzerinde ipotek bulunmadığını, ipoteğin tesisi esnasında taşınmazın davacıya satıldığı müvekkili tarafından bilinmediğini, davacının kötü niyetli olduğunu, davanın açılmasına müvekkili banka sebebiyet vermediğinden dava mahkeme masrafları ve vekâlet ücreti talebinin reddi ile bunların tümüyle davacı üzerinde bırakılmasını, davacının ihtiyati tedbir talebinin reddi gerektiğini, fazlaya ilişkin...

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 30.11.2005 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 16.10.2006 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ve davalı ... Sigorta Fonu vekilleri tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesine dayalı kısmi tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Mahkemece dava reddedilmiştir. Hükmü davacı temyiz etmiştir. Dayanılan 11.7.1990 tarihli satış vaadi sözleşmesinin tarafları davacı ile dava dışı ... A.Ş.dir. Satış vaadi sözleşmesi tapuya şerh konularak kuvvetlendirilmemiştir. Bu hali ile satış vaadi alan alacaklısı sözleşmeden kaynaklanan haklarını taşınmaza sonradan kayden malik olan iyiniyetli kişilere karşı ileri süremez....

    Davalı Akbank T.A.Ş. vekilinin cevap dilekçesinde özetle; adi yazılı yapılan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin geçersiz olduğunu, davacı adi yazılı satış vaadi sözleşmesinden doğan taleplerini yalnızca davalı T7 Kozaya karşı ileri sürebileceğini, 30.09.1988 tarihli, 1987/2 esas, 1988/2 karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu kararı gereğince de ipoteğin fekkinin talep edilemeyeceğini, satış sözleşmesi imza tarihinde taşınmaz üzerinde ipotek bulunmakta olduğunu, ipoteğin tesisi esnasında taşınmazın davacıya satıldığının müvekkili tarafından bilinmemekte olduğunu, davanın açılmasına müvekkil banka sebebiyet vermediğinden dava mahkeme masrafları ve vekalet ücreti talebinin reddini istediklerini, davacının ihtiyati tedbir talebinin reddinin gerektiğini belirterek, netice ve talep olarak taşınmaz üzerindeki diğer takyidat lehdarlarına husumetin yaygınlaştırılmasına, adi yazılı sözleşmeden doğan şahsı hak mutlak nitelikteki ayni hak sahibi üçüncü kişilere karşı ileri sürülemeyeceğinden...

    İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda; "Taraflar arasındaki 28.03.2015 tarihli adi yazılı sözleşmeler incelendiğinde; davacının A2 Giriş 18 bağımsız bölüm numaralı dükkanın yarı payı ile A3 Blok zemin+1. kattaki 1 ve 2 bağımsız bölüm numaralı daireleri satın aldığı, teslim tarihinin 31.12.2016 olarak düzenlendiği anlaşılmıştır. Tapu kayıtları incelendiğinde; Şeyh Ulemarecepağa Mahallesi 32745 ada 3 parselde A Blok 3. Giriş 1. kat 1 nolu ve 2. kat 4 nolu bağımsız bölümlerin tam hissesi ile zemin kat 11 nolu bağımsız bölümün ½ payının davacıya satış yoluyla devredildiği anlaşılmıştır. Dosya kapsamındaki sözleşmelerin adi yazılı olduğu anlaşılmış ise de tapu devrinin yapıldığı anlaşıldığından sözleşmelerin geçerli olduğu anlaşılmıştır. Taraf arasında sözleşme ilişkisi ve hükümleri hususunda bir uyuşmazlık bulunmadığı anlaşıldığından uyuşmazlığı dosya kapsamındaki sözleşme hükümlerine göre çözmek gerekmiştir....

    İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda; "Taraflar arasındaki 28.03.2015 tarihli adi yazılı sözleşmeler incelendiğinde; davacının A2 Giriş 18 bağımsız bölüm numaralı dükkanın yarı payı ile A3 Blok zemin+1. kattaki 1 ve 2 bağımsız bölüm numaralı daireleri satın aldığı, teslim tarihinin 31.12.2016 olarak düzenlendiği anlaşılmıştır. Tapu kayıtları incelendiğinde; Şeyh Ulemarecepağa Mahallesi 32745 ada 3 parselde A Blok 3. Giriş 1. kat 1 nolu ve 2. kat 4 nolu bağımsız bölümlerin tam hissesi ile zemin kat 11 nolu bağımsız bölümün ½ payının davacıya satış yoluyla devredildiği anlaşılmıştır. Dosya kapsamındaki sözleşmelerin adi yazılı olduğu anlaşılmış ise de tapu devrinin yapıldığı anlaşıldığından sözleşmelerin geçerli olduğu anlaşılmıştır. Taraf arasında sözleşme ilişkisi ve hükümleri hususunda bir uyuşmazlık bulunmadığı anlaşıldığından uyuşmazlığı dosya kapsamındaki sözleşme hükümlerine göre çözmek gerekmiştir....

    Taraflar arasında imzalanan adi yazılı sözleşmede davacıya 5 No’lu dairenin verilmesi kararlaştırılmıştır. Her ne kadar taşınmaz devrini içeren adi yazılı sözleşme geçersiz ise de taşınmaz devri yapıldığından geçersizliğinin ileri sürülmesi hakkın kötüye kullanılması olacaktır. Sözleşmede açıkça 5 No’lu daire kararlaştırılmıştır. Davalı bunun aksini iddia etmiş ise de usulüne uygun deliller ile ispat edememiştir. Yine aynı ilişkiye dayanarak tapu iptâli ve tescil istemine ilişkin olarak açılan ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2013/343 Esas sayılı davadan feragat edilmesiyle bu hakkından da feragat edildiğinin kabulü mümkün değildir. Bu hususda da aksine bir delil sunulmamıştır. Bu hususlar dikkate alındığında, davacınnın delilleri toplanarak talepleri değerlendirilmek suretiyle bir karar verilmesi gerekirken deliller toplanıp değerlendirilmeden davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, kararın davacı lehine bozulması gerekmiştir....

      Kat 185 numaralı bağımsız bölüm için Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi imzalandığını, bahse konu sözleşmelerin adi yazılı olarak hazırlanarak taraflarca imza altına alındığını, bu sözleşmelerin ne noterde ne de tapuda imzalanmadığını, müvekkilinin bahse konu daireleri konut olarak kendi kullanımı amacıyla aldığını, müvekkilinin taşınmazlar için toplam 112.394 dolar ödeme yaptığını, sözleşmeler imzalanırken de davalının müvekkilinden senetler aldığını beyan ederek taşınmazı satışının resmi şekilde yapılacağının kanunda açık olmasına rağmen davalı tarafından adi yazılı şekilde yapılan sözleşmelerle taşınmaz satışı yapıldığından iş bu sözleşmelerin iptalini ve sebepsiz zenginleşme hükümleri gereği müvekkilinin davalıya yapmış olduğu 112.394 doların yasal faizi ile birlikte müvekkiline iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

      UYAP Entegrasyonu