Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Kaynağını Türk Borçlar Kanununun 29. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Türk Borçlar Kanununun 237. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptal ve tescil davalarının kabulü için aranacak ilk husus, sözleşmenin ifa olanağının bulunup bulunmadığıdır....

    Ancak satışı vaat edilen taşınmaz, sözleşme ile veya fiilen satış vaadini kabul eden kişiye yani vaat alacaklısına teslim edilmiş ise on yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra açılan davalarda zamanaşımı savunması Türk Medeni Kanununun 2. maddesinde yer alan “dürüst davranma” kuralı ile bağdaşmayacağından dinlenmez. Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesine dayanan tescil isteminin hüküm altına alınabilmesi için sözleşmede kararlaştırılan bedel ödenmiş olmalıdır. Ancak, bedelden ödenmeyen bir kısım var ise, bu bedel Borçlar Kanununun 81. maddesi uyarınca depo ettirilmelidir Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır....

      Taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri de kaynağını bu maddeden almakla, Türk Borçlar Kanunu’nun 237 nci maddesi ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 706 ncı maddesi ve Noterlik Kanunu’nun 89 uncu maddesi uyarınca, noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak doğuran sözleşmelerdendir. Bu nedenle, harici şekilde yapılan satış vaadi sözleşmelerine mülkiyetin devri anlamında hukuksal bir değer verilemez. 2. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan, edim yerine getirilmediğinde, Türk Medeni Kanunu'nun 716 ncı maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davası ile borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. 3. Taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayanan tescil isteminin hüküm altına alınabilmesi için sözleşmede kararlaştırılan bedel ödenmiş olmalıdır....

        O halde, taraflar arasındaki uyuşmazlığın harici taşınmaz satım sözleşmesinden kaynaklandığının kabulü gerekir. Bu durum karşısında, taraflar arasındaki uyuşmazlığın adi yazılı taşınmaz satım sözleşmesine dayandığı dikkate alınıp, davacının dayandığı ödeme belgelerinin tam tercümeleri yaptırılıp, paraların kim tarafından kime gönderildiği belirlenip, gerektiğinde ilgili bankalardan hesapların kime ait olduğu tespit edilip, benzer nitelikteki dosyalar da incelenip, dayanak sözleşme hükümleri de irdelenerek iddia ve savunmanın buna göre değerlendirilmesi, davalılar arasında adi ortaklık bulunup bulunmadığı, diğer davalıların bu sözleşme ile bağlı olup olmayacakları üzerinde durulup, sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle ve yazılı şekilde kanıtlar tam olarak toplanmadan karar verilmesi doğru görülmemiş" gerekçesiyle kaldırma kararı verildiği anlaşılmıştır....

        Davalılar arasında yapılan -----.Noterliği'nin 26/03/2018 tarihli ve----- yevmiye numaralı Düzenleme Şeklinde Taşınmaz Satış Vaadi, Hasılat Paylaşım Esaslı İnşaat Sözleşmesi, Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmesinin düzenlendiği, davalılar arasındaki bu sözleşmeye istinaden davalı ----- Adi Ortaklığı tarafından ise davacı ile arasında-----Noterliği'nin 18/02/2021 tarihli ve -----yevmiye numaralı Düzenleme Şeklindeki Satış Vaadi Sözleşmesinin yapıldığı, davacı tarafça taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin tapu kütüğüne şerhinin talep edildiği,Somut olayda taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin resmi şekilde düzenlendiği, TMK 1009. Maddesi'nin "Arsa payı karşılığı inşaat, taşınmaz satış vaadi, kira, alım, önalım, gerialım sözleşmelerinden doğan haklar ile şerh edilebileceği kanunlarda açıkça öngörülen diğer haklar tapu kütüğüne şerh edilebilir." şeklinde olduğu, Tapu Kanunu 26....

          Aynı gün düzenlenen adi yazılısatış sözleşmesi” başlıklı, sözleşme ile taraflar, diğer hususların yanı sıra taşınmazın süresinde teslim edilmemesi hâlinde gecikilen her ay için 3.000.USD cezaî şart ödeneceğini kararlaştırmışlardır. Türk Medeni Kanununun 706, Borçlar Kanunun 213, Noterlik Kanununun 89 ve Tapu Kanunun 26’ncı maddesi uyarınca taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin resmi şekilde yapılması geçerlilik şartı olarak öngörülmüştür. Dolayısıyla, taraflar arasındaki adi yazılı sözleşmede cezai şart öngören hüküm geçersizdir. Noterden yapılan taşınmaz satış vaadi sözleşmesinde ise cezaî şart düzenlenmemiştir. Bu nedenle cezaî şartın geçersiz olduğu dikkate alınmadan yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir....

            Dava taşınmaz satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri şahsi hak doğuran sözleşmelerdendir....

              ilişki bulunmadığını, arabuluculuk yoluna başvurulmadan açılan davanın özel dava şartı yokluğundan usulden reddi gerektiğini, somutlaştırma ve delillerin gösterilmesi yükümünün yerine getirilmediğini, eksik nispi harcın ikmali gerektiğini, müvekkili banka tarafından taşınmaz kaydına tesis ve tescil edilen ipoteğin huzurdaki davaya konu taşınmazın adi yazılı şekilde düzenlenen satış vaadi sözleşmesinden önce gerçekleştiğini, ticari kredi sözleşmeleri gereğince müvekkili bankanın ipoteklerinin fek etme yükümlülüğünün doğmadığını, dava konusu taşınmazın üzerinde bulunan takyidatlar kabul edilerek devralındığını, davacının adi yazılı satış vaadi sözleşmesinden doğan taleplerini yalnızca davalı T7 Kozaya karşı ileri sürebileceğini, 30.9.1988 tarihli 1987/2 E. 1988/2 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu(YİBGK) kararı gereğince de ipoteğin fekkinin talep edilemediğini, satış sözleşmesinin imza tarihinde taşınmaz üzerinde ipotek bulunduğunu, davacının kötüniyetli olduğunu, davanın...

              Davalı T4 T.A.Ş. vekilinin cevap dilekçesinde özetle: Adi yazılı yapılan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin geçersiz olduğunu, davacının adi yazılı satış vaadi sözleşmesinden doğan taleplerini yalnızca davalı Garanti Kozaya karşı ileri sürebileceğini, 30.09.1988 tarihli, 1987/2 esas, 1988/2 karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu kararı gereğince de ipoteğin fekkinin talep edilemeyeceğini, satış sözleşmesi imza tarihinde taşınmaz üzerinde ipotek bulunmakta olduğunu, ipoteğin tesisi esnasında taşınmazın davacıya satıldığının müvekkili tarafından bilinmemekte olduğunu, davanın açılmasına müvekkil banka sebebiyet vermediğinden dava mahkeme masrafları ve vekalet ücreti talebinin reddini istediklerini, davacının ihtiyati tedbir talebinin reddinin gerektiğini belirterek, netice ve talep olarak taşınmaz üzerindeki diğer takyidat lehdarlarına husumetin yaygınlaştırılmasına, adi yazılı sözleşmeden doğan şahsı hak mutlak nitelikteki ayni hak sahibi üçüncü kişilere karşı ileri sürülemeyeceğinden...

              Noterliğine gittiklerini, taşınmaz satış vaadi sözleşme bedeli olarak söz konusu noterlikçe 14.000,00-TL gibi yüksek bir masraf çıkınca tarafların sözleşmeyi kendi aralarında adi yazılı şekilde yapma kararı aldıklarını, akabinde adi yazılı şekilde taşınmaz satış vaadi sözleşmesi imzaladıklarını, yapılan sözleşmenin resmi şekilde yapılmamasına rağmen davacının sözleşmede belirtilen edimlerini yerine getirdiğini, davalı tarafın edimlerini yerine getirmeyip kötü niyetli davranarak sözleşmeye aykırı davrandığını, Sözleşmenin 3....

                UYAP Entegrasyonu