Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, devre mülk satış sözleşmesinin iptali ve sözleşme nedeniyle verilen ücret ve bonoların iadesi istemine ilişkindir. ... 1. Asliye Hukuk (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla) Mahkemesince, taraflar arasındaki sözleşmenin devre mülk sözleşmesi olduğu, devre mülke ilişkin esasların Kat Mülkiyeti Kanununda düzenlendiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. ... 3. Sulh Hukuk Mahkemesi ise devre mülk satış sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlığın tüketici mahkemelerinin görevine girdiği gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir....
Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, devre mülk satış sözleşmesinin iptali ve sözleşme nedeniyle verilen ücret ve bonoların iadesi istemine ilişkindir. ... 1. Asliye Hukuk (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla) Mahkemesince, taraflar arasındaki sözleşmenin devre mülk sözleşmesi olduğu, devre mülke ilişkin esasların Kat Mülkiyeti Kanununda düzenlendiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. ... 4. Sulh Hukuk Mahkemesi ise devre mülk satış sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlığın tüketici mahkemelerinin görevine girdiği gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/337 Esas KARAR NO : 2021/656 DAVA : Tapu İptali Ve Tescil DAVA TARİHİ : 18/10/2019 KARAR TARİHİ : 01/07/2021 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 08/07/2021 Mahkememizde görülmekte olan Tapu İptali Ve Tescil (Satış Vaadi Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava dilekçesinde özetle:Taraflar arasında akdedilen sözleşme kapsamında müvekkilinin tüm yükümlülüklerini süresinde ve eksiksiz bir şekilde yerine getirmiş olmasına rağmen davalıların haksız ve kötüniyetli bir şekilde tapu devri yapmaktan kaçındığını, Bakırköy .........
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki alacak, tapu iptali ve tescil davalarının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R- Davacı vekili, müvekkilli ile diğer davalıların mirasçısı davalı ... arasında, davalıların ortak murisinden kalan taşınmaz üzerinde inşaat yapılmak üzere adi yazılı şekilde ....07.2005 tarihinde arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlendiğini, diğer davalıların sözleşme öncesi paylarına noterden düzenlenen satış vaadi sözleşmesiyle müvekkili ile sözleşme yapan anneleri davalı ...'a devrettiklerini, aynı gün müvekkili ile davalı ... arasında yapılan adi yazılı satış vaadi sözleşmesiyle müvekkilinin inşaatın yapılacağı 8105 ada ... parseli 60.000,00 TL....
Davalı Akbank T.A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davanın İstanbul Asliye Ticaret Mahkemelerinde görülmesi gerektiğini, husumet yaygınlaştırılmadan taraf teşkili sağlanmadan hüküm kurulduğunu, müvekkili banka ile Garanti Koza arasında ticari kredi ilişkisi bulunduğunu, ticari kredi sözleşmeleri gereğince müvekkili bankanın ipotekleri fek etme yükümlülükleri doğmadığını, davacı ile müvekkili banka arasında bağlı kredi ilişkisi bulunmadığını, dava konusu taşınmazın üzerindeki takyidatlar kabul edilerek devralındığını, davacının adi yazılı satış vaadi sözleşmesinden doğan taleplerini yalnızca davalı Garanti Koza'ya karşı ileri sürebileceğini, 30.9.1988 tarihli, 1987/2 esas, 1988/2 karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu (YİBGK) kararı gereğince de ipoteğin fekkinin talep edilemeyeceğini, adi yazılı satış sözleşmesinin imza tarihinde taşınmaz üzerinde ipotek bulunduğunu, ipoteğin tesisi esnasında taşınmazın davacıya satıldığının müvekkili tarafından bilinmediğini...
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO:2022/18 Esas KARAR NO :2022/332 DAVA:Adi Ortaklık Sözleşmesinden Kaynaklanan Talepler DAVA TARİHİ:07/01/2022 KARAR TARİHİ:21/04/2022 Mahkememizde görülmekte olan adi ortaklık sözleşmesinden kaynaklanan yükümlülüklerin yerine getirilmesi davasının yapılan açık yargılaması sonunda; DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile müvekkil şirket arasında ... 31. Noterliğinin 16/01/2017 tarih ve ... yevmiye numaralı Adi Ortaklık Sözleşmesi uyarınca ve taraflar arasındaki ortaklık çerçevesinde müvekkil şirkette payı ve yöneticilik sıfatı kalmayan ...'nin adi ortaklıktaki imza ve yetkisinin iptaline, adi ortaklık ortaklarından müvekkil şirketin ...'den boşalan temsilcisinin yine müvekkil şirket yetkilisi ... olarak belirlenmesine ve tescil ve ilanına, davalının adi ortaklık sözleşmesi çerçevesindeki yükümlülüklerinden yerine getirmediği İstanbul İli, ... İlçesi, ......
ilişki bulunmadığını, arabuluculuk yoluna başvurulmadan açılan davanın özel dava şartı yokluğundan usulden reddi gerektiğini, somutlaştırma ve delillerin gösterilmesi yükümünün yerine getirilmediğini, eksik nispi harcın ikmali gerektiğini, müvekkili banka tarafından taşınmaz kaydına tesis ve tescil edilen ipoteğin huzurdaki davaya konu taşınmazın adi yazılı şekilde düzenlenen satış vaadi sözleşmesinden önce gerçekleştiğini, ticari kredi sözleşmeleri gereğince müvekkili bankanın ipoteklerinin fek etme yükümlülüğünün doğmadığını, dava konusu taşınmazın üzerinde bulunan takyidatlar kabul edilerek devralındığını, davacının adi yazılı satış vaadi sözleşmesinden doğan taleplerini yalnızca davalı Garanti Kozaya karşı ileri sürebileceğini, 30.9.1988 tarihli 1987/2 E. 1988/2 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu(YİBGK) kararı gereğince de ipoteğin fekkinin talep edilemediğini, satış sözleşmesinin imza tarihinde taşınmaz üzerinde ipotek bulunduğunu, davacının kötüniyetli olduğunu,...
Taraflar arasında 06/11/2009 tarihli noterde düzenleme şeklinde taşınmaz mal satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığı, anılan sözleşmenin yine noterde düzenlenen 13/03/2013 tarihli fesihname ile karşılıklı olarak feshedildiği, bu fesihnamede fesih tarihi itibarıyla karşılıklı olarak tarafların yükümlülüklerinin sona erdiğinin ve feshedilen KKİS'ne göre birbirlerini sorumlu tutmayacaklarını belirttikleri sabittir. Taraflar arasında 12/03/2013 tarihli adi yazılı sözleşme düzenlenmiş, bu adi yazılı sözleşme ile taraflar aralarındaki KKİS'nin 13/03/2013 tarihinde feshedileceğinin ve sözleşmeye konu taşınmazda alınacak onaylı plan ve projesine uygun olarak 5, 6 ve 15 nolu dairelerin Sezgin Ustanın yapmış olduğu iş karşılığı verildiği, dairelerin iskanı alındıktan sonra ilgili kişilere devredileceği binadaki haciz işleminin kaldırılacağı kararlaştırılmıştır. Uyuşmazlık adi yazılı sözleşmede belirtilen bağımsız bölümlerin devrinden kaynaklanmaktadır....
Vaad alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet geçirim borcu yüklenen satıcıdan, edimini yerine getirmediğinde dava tarihinde yürürlükte bulunan Medeni Kanunun 716. maddesi uyarınca açılacak tapu iptali ve tescil davası ile edimin hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Gayrimenkul satış vaadine dayalı tapu iptali ve tescil davalarında görevli mahkeme, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 14.2.1996 gün ve 1995/14963 E, 1996/69 K. sayılı kararında da vurgulanıp kabul edildiği üzere; tarafların sözleşmede özgür iradeleri ile saptadıkları satış değeri esas alınarak belirlenir. Yargılama giderlerinden olan harç ve vekalet ücreti takdirinde de bu bedel esas alınır. Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanunun 125. maddesi gereğince on yıllık zamanaşımı süresi uygulanır ve bu süre sözleşmenin ifa olanağının doğmasından sonra işlemeye başlar....
Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır. Geçerli bir sözleşmenin ifa olanağı bulunmadığında 818 sayılı BK’nin 96 ve 106. maddeleri dikkate alınması gerekir. Somut olayda; davacılar noterden yapılan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile dava konusu payların satın alındığını iddia ederek tapu iptal ve tescil ikinci kademede tazminat talebinde bulunmuştur. Taraflar arasındaki satış vaadi sözleşmesi geçerlidir. Davacıların murisi Sebahat Budak ve davacı ... ile davalı ... Sezar arasında yapılan biçimine uygun satış vaadi sözleşmesi ile belirlenen bedelin davacılar tarafından nakten ve tamamen ödendiği sözleşmede belirtilmiştir....