Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 04.04.2007 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali tescil ve tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; tapu iptal tescil isteminin kabulüne, tazminat isteminin reddine dair verilen 28.05.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R_ Dava, 21.03.2001 tarihli taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ve aynı tarihte düzenlenen adi yazılı sözleşmeler uyarınca 449 ada 3 sayılı parselde yapılan C Blok 2. kat 9 numaralı bağımsız bölümün tescili ve 5140.TL ceza alacağının tahsili istemlerine ilişkindir. Davalılar, davanın reddini savunmuştur....

    Kişiye devri halinde müvekkilinin yaşayacağı mağduriyetin daha da büyük olacağını, müvekkili şirketin, inşaat alanında bulunan satış ofisine giderek ve satış yetkilisi kişilerle görüşerek dava konusu bağımsız bölümü iyi niyetli olarak ve tapu kayıtlarına güvenerek satın aldığını, tapuda malik olarak kayıtlı olan kişinin taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile taşınmazı devretmeyi vaat etmesi halinde tapuya sözleşme şerhinin mümkün olduğunu, somut olayda ise yüklenici ------ Adi Ortaklığının arsa sahibi ----ile arasındaki Hasılat Paylaşım Esaslı İnşaat Sözleşmesi'nden doğan yetkisini kullanarak müvekkili ile taşınmaz satış vaadi sözleşmesi akdettiğini, her ne kadar taraflardan birinin talebi üzerine sözleşmenin şerhi mümkün ise de, somut olayda taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin tarafı ile tapu maliki firmanın aynı olmamaları nedeni ile sözleşmenin tapuya şerh ve tesciline karar verilmesini, yargılama neticeleninceye kadar yine aynı nedenlerle herhangi bir hak kaybı yaşanmaması adına bağımsız...

      öncelikle davanın görev ve yetki itirazları kapsamında İstanbul (Çağlayan) Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine, taşınmaz üzerindeki diğer takyidat lehdarlarına husumetin yaygınlaştırılmasını, adi yazılı gayrimenkul satış sözleşmesinin imzası anında taşınmaz üzerinde zatin ipotek kaydı bulunduğundan, adi yazılı sözleşmeden doğan şahsı hak mutlak nitelikteki ayni hak sahibi üçüncü kişilere karşı ileri sürülemeyeceğinden ve davada taraf olmayan üçüncü kişiler aleyhine hüküm kurulayacağından müvekkili banka ipoteğinin fekki yönünden davanın reddini yargılama gideri ile avukatlık ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir....

      Bu sözleşme dolayı ile bir para girişi olmadığından adi ortaklık bir kazanç sağlamamıştır. Kaldı ki davacı dosyaya sunduğu belgeler ve beyanları itibariyle davalılar arasındaki adi ortaklık ilişkisinin 28/09/2012 tarihinde başladığını ve 76 ada 32 parsel sayılı taşınmaz üzerine yapılan inşaatın adi ortaklık hesabına yapıldığını bilmesine rağmen, adi ortaklık sözleşmesi ve taşınmaz satış sözleşmesi tarihinden önce var olan davalı şirketten olan alacağına mahsuben bir bedel ödemeksizin imzaladığı satış sözleşmesinden dolayı adi ortaklığın sorumlu tutulması hukuken korunmaz. TBK.'nun 637. maddesi gereğince, kendi adına ve ortaklık hesabına bir üçüncü kişi ile işlemde bulunan ortak, bu kişiye karşı bizzat kendisi alacaklı ve borçlu olur. T7omut olayda davalı şirket, kendi borcunun ödenmesi amacıyla adi ortaklığa ait malvarlığından tasarrufta bulunmuş olup, bu durum davacının da kabulünde olduğuna göre, sözleşme gereğince borçtan sadece davalı şirket sorumludur....

      Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dosyaya konu sözleşmenin adi yazılı bir sözleşme olup, satıcısının Kasım Suiçmez, alıcısının T1 olduğunu, davalı müvekkilinin sözleşmenin tarafı olmadığı, adi yazılı sözleşmenin müvekkilini bağlamayacağını, tapu tescil davalarında adli yazılı sözleşmelere dayanak olamayacağını, davacı T1'ın düzenleme şeklindeki taşınmaz satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin tarafı olamayacağını, yüklenici Kasım Suiçmez'in alacağın temliki, devir ve üçüncü şahıslara kazanım yapamayacağını, yüklenicinin edimini yerine getirmediğini, adi yazılı sözleşmenin tarafı olmadıklarını, zorunlu dava arkadaşlığı olan durumlarda zorunlu dava arkadaşlarından birinin yokluğu halinde taraf teşkilinde eksiklik olacağından hüküm kurulamayacağını, harca esas değerin belirtilmediğini, ihtiyati tedbir talebinin reddinin gerektiğini, arsa maliki ile yüklenici arasında düzenlenen arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince yüklenicinin borçlarının neler olduğunun sözleşme...

      HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2023/602 KARAR NO : 2023/845 Kararın Kald T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : MERZİFON 1.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2020/12 ESAS, 2022/542 KARAR DAVA KONUSU : Tapu İptali ve Tescil (Satış Vaadi Sözleşmesinden Kaynaklanan) KARAR : Merzifon 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/12 esas, 2022/542 karar sayılı dava dosyasında verilen tapu iptali ve tescil (satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan) talebinin reddine karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurması üzerine, dosyanın yapılan inceleme sonucunda; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı taraf ve dava dışı Nurdan Subaşı Merzifon 1....

      Taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin düzenleme şeklinde yapılması zorunlu olup, düzenleme şeklinde yapılmayan taşınmazı satış vaadi sözleşmesi geçersizdir. Satış vaadi sözleşmesi kişisel bir hak sağlayan sözleşme olduğundan tapu kanunun 26. maddesinin 5. fıkrasında " Noterler tarafından tanzim edilen gayrimenkul satış vaadi sözleşmeleri taraflardan birinin istemesi halinde gayrimenkul siciline şerh verilebilir. " hükmü ve TMK’nun 1009. maddesi “ Taşınmaz satış vaadi sözleşmelerinin tapuya şerh verilebilir" hükmü uyarınca tapuya şerh edilebilir. Bu hak tapu siciline şerh edilmekle güçlendirilmiş şahsi hak olur. Tapu siciline şerh edilebilmesine rağmen ayni hak niteliği kazanamaz. Ancak aynı kuvvet ve tesiri gösterebilir. Tapuya şerh için sözleşmede hüküm olmasına gerek yoktur. Taraflardan birisi sözleşmeyi de eklemek suretiyle bir dilekçe ile tapuya başvurarak istemde bulunabilir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil, mümkün olmazsa alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R- Davacı vekili, müvekkilinin, davalılardan ...'ndan alacaklı olduğunu, ... ... Müdürlüğü'nün 2008/994 Esas sayılı takibinin kesinleştiğini, ...'nun yüklenici sıfatıyla ....08.2005 ve ....08.2005 tarihli düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinden kaynaklanan alacakları sebebiyle diğer davalılar adına kayıtlı olan taşınmazlar üzerine ....06.2008 tarihinde haciz uygulandığını ileri sürerek, davalı ...'...

          Ancak, Borçlar Kanunun m.22/II hükmüne göre kanun iki tarafın yararına bir sözleşmenin geçerli olmasını şekil koşuluna bağlamışsa yasanın öngördüğü şekil ön akitte (satış vaadi yapılması halinde) de aranır. Gerçekten, Borçlar Kanunu m.213/II taşınmaz satış vaadi sözleşmelerinde şekil şartını öngörmüştür. Bunun yanında TMK m.706’ya göre de taşınmaz mülkiyetinin devrini amaçlayan sözleşmelerin resmi şekilde düzenlenmesi zorunludur. Resmi senedin düzenleneceği yer ise 2644 sayılı Tapu Kanunu’nun 26. maddesi gereğince Tapu Sicil Müdürlüğü veya 1512 sayılı Noterlik Kanunu m.60/3 ve aynı Yasanın 89. maddeleri hükmünce Noterliklerdir. Demek oluyor ki, taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri BK.213, 2644 sayılı Tapu Kanunu’nun 26, 1512 sayılı Noterlik Kanununu 60. ve 89. maddeleri hükmünce tapu sicil müdürlüklerinde ve noterlerde düzenlenme şekilde yapılabilir....

            DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ GEREKÇE : Açılan dava, adi yazılı taşınmaz satış sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, kademeli olarak ise tazminat istemine ilişkindir. Taraflar ve duruşmada tanık olarak dinlenilen Orhan Kömürcü ve Yusuf Günaydın'ın huzurunda düzenlenen 30/10/2013 tarihli adi yazılı satış sözleşmesi incelendiğinde; davalının Ömerli Köyünde bulunan 284 numaralı parseldeki hissesini 70.000,00 TL'ye, 1270 ada 79 numaralı parseldeki hissesini 50.000,00 TL'ye davacıya satışının kararlaştırıldığı, bu şekilde toplam satış değeri olan 120.000,00 TL'nin peşin olarak alındığının sözleşme metninde yazılı olduğu görülmektedir. Adi yazılı satış sözleşmesine konu olan taşınmazlardan Zonguldak İli Ereğli İlçesi Ömerli Köyü 284 numaralı parselde davalının elbirliği mülkiyetinin 31/05/2013 tarihinde oluştuğu tapu kayıtlarından anlaşılmaktadır. Adi yazılı satış sözleşmesi ise 30/10/2013 tarihinde düzenlenmiştir....

            UYAP Entegrasyonu