Maddesinde de cezai şartın kararlaştırıldığın, müvekkilinin sözleşmenin uzamasına ilişkin talebinin olmadığın, buna göre sözleşmenin 28.08.2016 tarihinde sona ermiş olduğunu, müvekkilinin adi ortaklığın kurulduğu 28/08/2015 tarihinden sonra, sermaye payı olarak babasının hesabından davalının hesabına 28/08/2015 tarihinde 150.000,00 TL, 12/10/2015 tarihinde 100.000,00 TL, 09/11/2015 tarihinde ise 80.000,00 USD ödeme yaptığını, adi ortaklığın müvekkilinin ödediği bu miktar haricinde mal varlığı bulunmadığını....
Mahkemece davanın kabulü ile adi ortaklığın fesih ve tasfiyesine, 31.3.2009 tarihli bilirkişi raporuna göre ortaklığın güncel borcu 170.629 TL,...'e ödenecek 7.080 TL, ... alacağı 16.151,93 TL borcun davacı tarafından ödenmesine, ortaklığın bu şekilde tasfiyesine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir. Tarafların ...'da bulunan kafeterya için 1.12.2004 tarihli adi ortaklık sözleşmesi yaptıkları ve daha sonra ...'da bulunan otel işletmesi için de adi ortaklığa dahil ettikleri, ortaklık hisselerinin yarıyarıya olduğu, ortaklığın borçları nedeniyle işletmelerin faal olmadığı, davacının 15.1.2007 günlü fesih iradesini bildirdiği ihtara davalının verdiği 19.1.2007 tarihli cevabi ihtarla feshe razı olduğu hususları taraflar arasında ihtilaflı değildir. Taraflar adi ortaklık için paylarını aşar şekilde fazladan ödeme yaptıklarını bildirip belgelerini ibraz etmişlerdir....
Tüm bu açıklamalar kapsamında; somut olay değerlendirildiğinde; taraflar arasında adi ortaklık kurulduğu, mahkemece verilen ilk hükmün davalı ortak ... tarafından temyiz edilmediği, ancak adi ortaklığın tasfiyesine ilişkin kurallar gereği davanın bütün ortaklarla birlikte görülüp sonuçlanması ve tasfiye sonucuna göre karar verilmesi gerektiği dikkate alındığında mahkemece verilen ilk hükmün davacı açısından usulü kazanılmış hak niteliğinde bulunmadığı, adi ortaklığın tasfiyesi davasının usulü kazanılmış hak yönünden istisna teşkil ettiği anlaşılmaktadır....
Dava konusu adi yazılı şekilde yapılan sözleşmenin, tapulu taşınmazların satışı, devri ve satış vaadi sözleşmelerinin --------şekilde yapılmadıkça hukuken geçerli bir sonuç doğurmayacağı ve satın alana herhangi bir mülkiyet hakkı bahşetmeyeceği, TMK. 706. Maddesi gereğince öngörülen resmi şeklin ispat şekli olmayıp geçerlilik şartı olduğuna göre, Mahkememizce satış vadi niteliğindeki belgeye dayalı adi yazılı şekilde tanzim edilen sözleşmeye dayalı tapu iptali ve tescil istemi ile açılan işbu davanın, davacıların sözleşmeden kaynaklı yapılan işin bedelini talep etme hakları konusunda herhangi bir hukuki engel teşkil etmeyeceği Mahkememizce benimsenmiş olup, şekil şartlarına uyulmadan adi yazılı şekilde yapılan gayrimenkul satış vaadine dayalı işbu tapu iptal ve tescil davasının reddi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmış ve aşağıdaki gibi hüküm tesis etmek gerekmiştir....
Buna göre; ilk derece mahkemesince; taraflar arasında adi ortaklığın kurulduğu ve ortaklar arasında imzalanan anlaşmanın ise adi ortaklığın tasfiyesine yönelik olduğu dikkate alınarak, davalı/karşı davacının ortaklıktan kaynaklanan bakiye 87.000 TL alacak talebine ilişkin karşı davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle davanın reddine karar verilmiş olması usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. İlk derece mahkemesi kararının, yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına karar verilmiş olduğundan, HMK'nın 373 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca, işbu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar verilmiştir....
Gelirlerin ortaklığın kayıtlarına yansıtılmadığı gibi giderlerin de hileli işlemlerle arttırıldığı, buna ilişkin İst....
nın taraf sıfatının bulunduğu tartışmasızdır." tespitinin karardan çıkartılmasına ve kararın bu yönü ile düzeltilmesi/değiştirilmesine, davacının istinaf talepleri ile birlikte davanın esastan reddine karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.Dava, taraflar arasındaki adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi ile sözleşmede belirlenen alacağın tahsili ve adi ortaklık sözleşmesi gereği ortak olunduğu idida edilen limited şirketin fesih ve tasfiyesi talebine ilişkindir.Davacı adi ortaklık sözleşmesinin haklı sebeple feshi nedeniyle sona erdirilmesine, müvekkili şirketin adi ortaklık nedeniyle gizli ortağı olduğu davalı şirketinin ve adi ortaklığını tasfiyesine karar verilmesini istemiş, mahkemece davalı şirketin fesih ve tasfiyesine yönelik davada davacının ortak sıfatını taşımadığından şirkete yönelik davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, adi ortaklığın feshine ilişkin davanın ise görev nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.Her iki dava türünün, taraflarının statüsü, hakimin...
üzerinde gösterildiği ve resmi kayıtlara böyle yansıtıldığı, Mahkemenin keşif talebinin mesnetsiz olarak reddettiği, adi ortaklığın gelir kalemini ise daire satışlarının oluşturduğu, daire satışlarından gelen ödemelerin adi ortaklığın banka hesabına gönderilmiş olması gerekmektiği....
İnşaat şirketinin paravan bir şirket olduğunun açık olduğunu, somut olayda adi ortaklığın yöneticisi olmaları sebebiyle vekil sıfatını haiz davalılar ..., ... ve ...'in aynı zamanda adi ortaklığın da ortağı olan şirketleri ortak yaparak kurdukları paravan davalı ... İnşaat şirketine, adi ortaklık aleyhine ve zararına kazandırmada bulundukları dikkate alındığında, tüzel kişilik perdesinin aralanması teorisi gereği davalı ......
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki adi ortaklığın feshi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. K A R A R Davacı, davalı ile 2.2.2006 tarihli ortaklık sözleşmesi ile halı, mobilya ve ev tekstili ticareti üzerine faaliyet gösterecek bir işyeri açmak üzere anlaştıklarını, kendisinin ortaklığa 30.000,00 TL, davalının ise emek ve mesaisini sermaye olarak koyduğunu, işletmenin resmi kayıtlarının davalı üzerine yapıldığını, bir süre sonra davalının ortaklıkla ilgili bilgi ve hesap vermekten kaçındığını, kar payını da alamadığını ileri sürerek, adi ortaklığın fesih ve tasfiyesine, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, 6.000,00 TL kar payı alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir....